''Kod Adı: Liberty'' Artık Yunan Sularında

Koçer Türköz’ ün yelken seyirlerinin ve dalış serüvenlerinin tüm yönleriyle anlatılacağı bu yazı serisi, kalbi denizler için çarpan mavi ruhlu yelkencilere pusula olması için kaleme alınmıştır.

Yazının 1. bölümünü aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.

https://yelkenciningazetesi.com/kod-adi-liberty

                 

‘’Artık vakit tamamdır. Yıllarca sabırsızlıkla beklenen o gün gelip çatmış, Liberty’nin dümen suyu son kez limanda iz bırakırken, Şehri İstanbul’un ışıkları  vefasız eski bir dost gibi sadece yakınına yansıyordu.’’ 

                            

Sakınılan göze çöp batar misali seyir hazırlıklarının sonu bir türlü gelmemektedir. Koçer kaptan 20 yıldır gerçekleşmesi için mücadele ettiği dünya turu hayalinin son hazırlıklarını yaparken artık sabır taşı çatlar ve ani bir kararla 4 Ağustos 2023 gecesi sessiz sedasız Liberty’i Tuzla Marinayla vedalaştırır.                                                                         

Çanakkale Geçilmez..

İstikamet geçilemeyen boğazdır. Koçer kaptanın dalış gözlüklerine defalarca kere yansıması vuran Çanakkale batıkları bu sefer teğet geçilecek ve plan gereği iki gün içinde yakıt ikmali yapılarak pasaport işlemleri halledilecektir.

Havanın sancak kıç omuzdan geldiği, 20-25 seviyelerinde esen coşkulu rüzgarların ve 11-12 knot süratlerin görüldüğü keyifli bir seyir sonrası Liberty artık limandadır. Marinada fiyatlar önceki senelere oranla çok daha yüksektir. Üstelik yabancı bayraklı teknelerden iki misli ücret istenmektedir. Koçer kaptanın gördüğü bu çifte standart karşısında dişlerini sıkmaktan başka yapabileceği bir şey yoktur. Beş ila yedi yıl arasında süreceğini öngördüğü dünya turu için mali kaynaklarını en verimli şekilde kullanmak durumunda olduğundan yakıt sarfiyatını en aza indirmek için çeyrek asra yaklaşan yelken tecrübesini Liberty’nin vinçlerinde test etmek zorundadır.

İki günlük zorunlu beklemenin ardından nihayet Liberty demir alır. Asla geçilemeyen ve geçilemeyecek olan Çanakkale Boğazı, Liberty’i çevreleyen yunusların eşliğinde, Koçer kaptanın şehitliği selamlamasının ardından geride kalmıştır.      

 

Bir başka diyar Limnos..

Koçer kaptan ülkelerin en şahanesi olarak andığı vatan toprağını geride bırakarak, dümeni kuzey Ege’de bulunan Limnos Adası’na basar. Rüzgarlar başka bir diyarda tatile çıkmışçasına yelkenlerine ilişmez. Memnuniyetsiz bir halde gaz koluna dokunduğu  Liberty 1800 devir motor seyriyle altı, yedi knot  aralığında ibresini dans ettirir. Tüm şirinliğiyle kendini gösteren Limnos Adası, Liberty’e kötü bir sürpriz yaparak bağlanılacak boş bir yer lütfetmez. Bunun üzerine koyun içine demir atan Koçer kaptan haylaz rüzgarların geri dönmesini beklemeye karar verir.

Yunanistan’ın kuzey takım adalarının en büyüleyicisi olarak anılan Limnos Adası Koçer Bey’in oldukça ilgisini çeker. Büyük bir hevesle karaya ayak basar ve Polanya bayraklı olan Liberty’nin acente işlemleri için 150 Euro ödeme yaptıktan sonra bile keyfinin kaçmasına müsaade etmeyen güzel atmosferin tadını çıkarmaya başlar.                            

Avrupa’nın en eski sur yerleşim birimlerinden biri olan Limnos Adası’nın antik başkenti Myrina’da bulunan tarihin en eski Bouleutterion’u (Antik dönemde şehir meclisinin faaliyet gösterdiği yapılar) ziyaret ettikten sonra alçak tepelerde bulunan sebze bahçelerinden alışveriş yapan Koçer Bey, geçtiği üzüm bağları arasından süzülerek  bir anda kendisini bulduğu arpa  tarlalarının yokuş patikalarında  kendisine çocukluğunu hatırlatan taş konaklardan gözlerini ayıramaz. Yerel üretim balları ve üzümden üretilen eşsiz içeceklere hayran kalan Koçer Bey yalnız bıraktığı yoldaşı Liberty’e güzel anılarla döner.

 

Poseidon, Liberty’e savaş açarsa…

Limnos’da bulunan Homeros mağaralarındaki Truva’yı düşürmeye ant içmiş savaşçıların ruhları, Liberty’nin beraberinde götürdüğü Çanakkale sahillerinin kokusunu alarak, tüm hiddetleriyle tanrıları Poseidon’a şikayet etmiş misali başlayan fırtına silsilesi Liberty kadar Koçer kaptan içinde tüyler ürpertici bir sınama olacaktır…

Koçer kaptan seyahatin ilk yurt dışı durağı olan Limnos Adası’nda güzel vakit geçirmiş, bolca enerji depolamış ve büyük bir keyifle bir sonraki macerasına yelken açmak için Limnos’dan gün doğumuna yakın demir almaya karar vermiştir. Kısa süre sonra havada sıra dışı bir şeyler olduğunu fark eder. Beklediğinden çok daha sert olan hava gitgide şiddetini yükseltmektedir. Kaba dalgalar Liberty’i taciz ediyor, Koçer kaptan dümen başında ihtimalleri düşünürken bir yandan da Liberty’nin dalga geçişlerini yumuşak atlatması için büyük mücadele veriyordur.

Kaptan kararını vermiştir. Geceyi İskiri (Skyros) mevkinin güneyinde, koyu küçük ama güvenliği büyük olan Sarakino Adası’nda geçirecektir. Emniyetle hedefe ulaşan Koçer kaptan geceyi dalgasız ve solugansız (rüzgarın estiği bölgenin dışında yayılan salınımlı serbest dalgalar) geçirerek vermiş olduğu doğru kararın mükafatını alır.

Fırtınanın olduğu saatlerde Yelkencinin Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni B. Hulusi Gürbüz ve yazar Burak Erdoğan arasında geçen telefon konuşmaları:

H.G: Burakcım yazı ne durumda, Koçer ağabeyinle iletişimde misin?

B.E: Ağabey iletişimdeydim ama son konuşmamızda ciddi bir fırtına durumu vardı. Bağlantımız bir süre kopabilir.

H.G: Bulunduğu mevkinin hava durumunu kontrol edip bana haber ver lütfen.

B.E: Ağabey baktım. Vaziyet hiç hoşuma gitmedi.

H.G: Koçer duayen denizcidir. Aklımıza kötü şeyler getirmeyelim.   

Geliyor gelmekte olan...

Koçer kaptan yorgun geçen bir gecenin ardından sabahın ilk ışıklarıyla rotasını Karystos Adası’na çevirir. Hava raporları öncü havanın sadece ara sıcak olduğunu ana yemeğin gelecek üç gün içinde kademeli olarak geleceğini bağırmaktadır.  Sonrasında gelecek yüksek kalorili tatlı da cabası..

Hava raporu ekranlarını kan kırmızısı renge bürüyen heybetli fırtınanın artık kapıda olduğunu gören Koçer kaptan kısa rotalar çizmeye karar verir. Elinden geldiğince seri ama sakin bir şekilde yoluna devam etmeye gayret ederek nihayet hedef noktasına varmıştır. Karystos Koyu oldukça büyüktür ve aynı Liberty teknesi gibi fırtınayı atlatmak için sığınmış gemilerle doludur. Güvenli olduğunu düşündüğü kumluk bir zeminde demirlemekte karar kılar. Beş metre derinliğe 60 metre zincir döşer ve iki adet bosa (Çıpayı tutan zincire aniden yük binerek ırgata zarar vermemesi için kullanılan bağlantı halatı) vurur. Bu esnada koya başka gemiler sığınmaya devam etmektedir. İçlerinde bir tanesi de askeri gemi olan yaklaşık sekiz büyük gemiyle birlikte Liberty’de artık kaderiyle yüzleşmeyi beklemektedir.

Başlangıcın sonu mu? Sonun başlangıcı mı?

Sabahın ilk saatleriyle birlikte gelen 30, 35 kuvvetinde bir hava Liberty’nin çevresinde ıslık çalmaya başlamıştır. 40, 45 derken denizin üzerinde oluşmaya başlayan hortumlar, Koçer kaptanın tedirginlik seviyesini kısa süre önce ayrıldığı çok sevdiği ülkesinin enflasyon oranlarıyla yarıştırırken tabi ki göz kapaklarının kepenk indirmesi pek de mümkün olmayacaktır. Şiddetli rüzgar eşliğinde havuzlukta tutulan fırtına nöbetinin gecesi çok daha zor geçecek bir sabahın başlangıcına gebe kalmıştır bile…

Gün bir kez daha aydınlanmış ve 60 knot’a varan hava geceyi aratır seviyeye gelmiştir. Tüm denizcilerin korkulu rüyası olan olaylar silsilesi de tam bu anlarda kendini gösterir. Önce tekne sert bir şekilde çıpasını taramaya başlayarak kontrolden çıktığını ilan eder. Boynuna kement atılmış vahşi bir at gibi kendini savurmaya başlayan pupa (teknenin kıç tarafı) hattı iki çıpayı birden yerinden eder. Tecrübeli kaptan çareyi Liberty’e gir çık yaptırmakta bulur. İki kere teknesini tekrar tekrar güvene alabilmek için hamle yapar. Ancak ne yaparsa yapsın gözü dönmüş fırtınadan Liberty’nin kurtulmasını beklemek fizik kanunlarına muhalefet etmekten öteye gitmeyecektir. O zaman fırtınadan kurtulması mümkün olmayacaksa ne yapacaktır?  Tabi ki de havanın tekneye olan etkilerine karşı doğru tepkiler verecek ve fırtınayla bütünleşerek teknesini en az hasarla kurtarmaya çalışacaktır.

 

Beklenen çapariz en riskli noktadan kendini gösterir.

Taramalar sırasında kayaya takılan çıpa, zincirin içinden geçtiği baş makarayı taşıyan kroma ağır hasar vermiştir. Irgatın (çıpanın tekneye çekilmesini sağlayan motorlu mekanizma) durumunun ise teknenin süratle sarp kayalıklara savrulması yanında hiçbir önemi yoktur.

Alınan son durum bilgisinden sonra zayıf olan haberleşme bağlantısı tamamıyla son bulmuştur..

3. Bölüm çok yakında sizlerle... 

 

Yazı: Burak Erdoğan

Kamera ve Fotoğraflar: Koçer Türköz

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap