Sosyopat veya psikopat günlük hayatta manasını tam bilmeden kullandığımız sözcükler. Hatta işyerinde bile birçok insan diğerini psikopat ya da sosyopat olmakla suçluyor. Psikiyatristler, Antisosyal Kişilik Bozukluğunun (antisocial personality disorder) özelliklerini sergileyen yani başkalarının haklarını ve duygularını göz ardı eden kişilerin, bazen her iki terim birbirinin yerine kullanılsa da bir şekilde tanımlanabilecek farkları olduğunu söylüyorlar. (*)
Psikopati, uyumsuz kişilik özellikleri ile kümelenmiş bir ruhi bozukluktur. Yetersiz duygusal tepkiler, empati eksikliği, zayıf davranış kontrolü, hatta kriminal davranışlarla sonuçlanan nöropsikiyatrik bir bozukluk diye tanımlanıyor.
Psikopatların işlenen suçların büyük bir oranından sorumlu olduğu iddia ediliyor. Onların manipülatif kişiler arası tarzları, büyük bir ölçüde bireyin yaşamı, işi ve ilişkileri üzerinde yıkıcı bir etkiye sahiptir, deniyor. Genellikle çevrelerindeki insanları manipüle edecek bir doğaya sahipmişler ve bilhassa kendilerine yakın olan kişilerin duygularıyla oynayabilirlermiş. Özetle psikopatlık; bir kişinin eylemlerinden pişmanlık duymaması, empati eksikliği ve suç eğilimlerinin varlığı ile öne çıkan benmerkezci bir kişiliğe sahip olmaktır. Psikopatlığın oluşmasında genetik, çevresel faktörler, kişinin deneyimleri ve beyin hasarının etkisi olabilir, diyor uzmanlar.
Sosyopati ise Antisosyal Kişilik Bozukluğudur. Bu insanlar başkalarının duygularını anlayamaz, çoğunlukla, verilen zarardan dolayı kendilerini suçlu hissetmez, kuralları çiğneyerek dürtüsel kararlar alırlar. Sosyopatlar çevrelerindeki insanları ve hatta yabancıları kontrol etmek için “akıl oyunları” kullanabilirler, karizmatiktirler. Yaşamın erken dönemlerinde yaşanan kötü ve beklenmedik deneyimler, travmalar, sosyopatiye ve antisosyal bozukluğa neden olabilir, diyor uzmanlar.
Bu açıklamaları yaptım çünkü kitabımız, P.T. Elliot’un yazmış olduğu “İş yerinde Sosyopatın Öne Geçme Rehberi”. Elliot bu gizlenmiş kişilerin düşünce yapılarını merak edenler için güzel bir rehber hazırlamış. Yazar, sosyopatların sosyal dinamikleri nasıl manipüle ettiklerini ve nasıl öne geçtiklerini inceliyor. Yazarın felsefe eğitimi almış ve ünlü bir Hollywood senaristi olması da kitabı rahat okunur kılıyor.
(*) https://www.kemalarikan.com/psikopati-ve-sosyopati.html
Sosyopat huzursuzluktan beslenir, diyen P.T. Elliot, sosyopatların hedeflerine ulaşmak için kullandıkları yöntemleri ve günlük yaşamlarında karşılaştıkları zorlukları detaylandırıyor. Bazen sosyopatlarla psikopatlar arasında ayrım yapmıyor. Okuyucuya sadece sosyopatların dünyasını tanıtmakla kalmıyor, aynı zamanda alınabilecek tedbirleri kendi hayatlarına nasıl uygulayabileceklerini gösteriyor. Heyecan verici değil mi?
Her yüz kişiden birinin sosyopat olduğu tahmin ediliyor. Erkeklerde bu oran daha yüksekmiş. CEO’ların %20’sinin psikopat eğilimli olduğu söyleniyor. Hapishanelerde adalet sistemi uygulayıcılarının %16’sı sosyopat eğilimli, diyen uzmanlar varmış, ABD istatistiki verilerini değerlendirerek…
Psikopatinin tanımını ise şöyle yapıyor: Psikopat, Yunanca “akıl” ve “ıstırap” kelimelerinden türetilmiş. Fransız doktor Philippe Pinel, durumu “sanrısız delilik” olarak adlandırmış, bu da ruh sağlığı yerinde olmamak anlamına geliyor.
Niçin gerekli bu? Belki siz de onlardan birisiniz!
Kitap onları nasıl tanıyabileceğinizi anlatıyor. Tabii bundan onlardan nasıl sakınabileceğiniz konusunda tavsiyeler duyacağınızı çıkarabilirsiniz. Ama aslında kitap onlar için yazılmış; yani normalleşebilsinler diye…
Hani meşhur fıkrada geçer ya, içeridekiler mi akıllı, yoksa siz dışarıdakiler mi?
Robert D. Hare, psikopatiyi altı temel sosyal/duygusal ve altı sosyal sapma özelliği ile tanımlıyor.
Benmerkezcilik, empati eksikliği, dürtüsellik ve sorumluluk almama gibi özellikler Hare’in belirlediği özellikler. Hare’in kontrol listesi, psikopatinin derecesini ölçmek için kullanılıyormuş.
İnanç ve Bilişsel Önyargı
Yazar daha sonra insanların nasıl inanç oluşturduğu ve bu inançların nasıl manipüle edilebileceğini ele alıyor. İnançların kaynağından bilişsel önyargılara kadar çeşitli konulara değinerek, başkalarının düşüncelerini yönlendirmenin yolları inceleniyor.
İnancın Gücü: İnsanlar genellikle inançlarına göre karar alırlar, bu inançlar gerçek olmasa bile. Etkili olmak adına başkalarının inançlarını anlamak ve bunları manipüle etmek önemlidir. Kendi inancınızı değil, başkalarının inancını kontrol etmelisiniz.
İnancın Kaynakları: İnançlar ya doğrudan deneyimle ya da otoritelerden öğrenilerek oluşur. Güvenilir ve tutarlı bir otoritenin söyledikleri, inançların temelini oluşturur. Bu inançlar, gerekli durumlarda tekrar harekete geçirilebilir ve manipüle edilebilir.
Bilişsel Önyargı: Bilişsel önyargı, insanların inanç oluşturmak için belirli türdeki bilgilere dayanma eğilimidir. Bu önyargılar, gerçeği çarpıtsa bile güvenliğe ve hayatta kalmaya yönelik zihinsel kısayollar sağlar.
Ön Yargı Türleri ve Örnekleri
Doğrulama Sapması: İnsanlar, mevcut inançlarını destekleyen bilgileri arar ve çelişen bilgileri görmezden gelirler.
İsnat Etme Yanlılığı: İnsanlar başarılarını kendilerine, başarısızlıklarını ise dış faktörlere bağlarlar.
Gerçekdışı İyimserlik: İnsanlar, olumlu sonuçları abartırken olumsuz sonuçları hafife alırlar.
Hale Etkisi: Bir kişinin tek bir olumlu özelliği, diğer olumlu niteliklerinin de var olduğu varsayımını oluşturur.
Yanılsamalı Gerçeklik Etkisi: Bir ifadeyi tekrarlamak, onu daha gerçek hale getirir.
Geri Görüş Önyargısı: İnsanlar bir olaydan sonra, olayın tahmin edilebilir olduğunu düşünürler.
Manipülasyon ve İnanç: İnançlar, sık tekrar ve uygun kanıtlarla manipüle edilebilir. İnsanlar, mevcut inançlarına zıt argümanlarla karşılaştıklarında bile bu inançları koruma eğilimindedirler. Empati eksikliği, bu manipülasyonun başarılı olmasında önemli bir faktördür.
Sosyopatlara Uygun Olan Meslekler
Yazar sosyopatlar için uygun olabilecek meslekleri ve bu mesleklerde nasıl başarılı olabileceklerine dair öneriler sunuyor.
Kumarbaz tipi: Risk almayı ve tempolu çalışmayı seviyorsanız, hisse senedi yatırımı ve benzeri yüksek riskli işler sizin için uygundur. Kaosun az olduğu, disiplinli yapılar size en iyi ortamı sunar. Şehirlerin heyecan verici atmosferinde saklanmak ve başarılı olmak kolaydır.
Teknolojist tipler: Hızla değişen teknoloji dünyasında yenilikçi girişimlerde yer almak, sosyopatlar için idealdir. İlerleme ve farklılık potansiyeli olan işleri tercih ederek, geleceğin büyük şirketlerine yatırım yapabilirsiniz.
Cerrah ve Aşçı olmak: Cerrahlar ve aşçılar, mekansal farkındalığa sahip, hünerli ve muntazam çalışan kişilerdir. Bu meslekler, zihinsel işleme ve mantıksal analizi öne çıkarır. Hareketlerinizi mekansal olarak yönlendirir ve duygusal olmayan kararlar almanıza yardımcı olur. Cerrahlar, ameliyathanede detaylı ve dikkatli çalışırken aşçılar, mutfakta hızlı ve etkili olur. Bu güçlü yönler, avcılık veya spor gibi diğer alanlarda da başarılı olmanızı sağlar. Ancak, aşırı rekabet gücünüz ve dürtüselliğiniz bazı işlerde risk oluşturabilir. Örneğin, bomba imha ekibi gibi tehlikeli görevlerde bu özellikler zararlı olabilir, daha neler!
Medya Yapımcısı: Eğlence sektöründe çalışmak, karmaşık ve heyecan verici projelerle doludur. Cazibeniz, kişisel çekiciliğiniz veya yetenekleriniz varsa, medya dünyasında büyük başarılar elde edebilirsiniz.
Dini liderlik: İnançların yoğun olduğu ve dikkatlerin size yöneldiği bir alandır. Bu pozisyon, otoritenizi ve liderlik yeteneklerinizi sergilemeniz için idealdir.
P.T. Elliot sosyopatların iş mülakatlarında başarı olması için de ipuçları vermiş:
Psikolojik olarak tutarlı ve insanlara değer verdiğinizi belirten cevaplar verin.
Küçümseyici ifadelerden ve gereksiz detaylardan kaçının.
Soruları rahat bir şekilde cevaplayın ve paranoyak olmayın.
Kişilik testlerinde ortalama puanlar almaya çalışın.
Olumlu Özellikler Gösterin:
Sorumluluk: Güven telkin eden, titiz çalışan.
Açıklık: Hayal gücüne açık, yeni şeylerle ilgilenen.
Dışadönüklük: Enerjik, kendine güvenen.
Uyumluluk: İşbirliği yapan, arkadaş canlısı.
Olumsuz Özelliklerden kaçının mesela:
Nevrotiklik: Duygusal dengesizlik, negatif duygular.
İş mülakatlarında, iş kültürüne uygun olduğunuzu gösteren bir izlenim yaratmak önemlidir. Bu, mülakat sürecinde başarı elde etmenin anahtarıdır.
Yazar kitabına eğlenceli bir şekilde devam ediyor…
“Kişilikler” ismini verdiği bölümde yazar yeni bir işe başlarken iş arkadaşları ve patronlar arasındaki güç ilişkilerini anlamak önemlidir, diyor. Ve çalışanlara insanları nasıl belirli türlere ayıracaklarını ve onlarla nasıl başa çıkacaklarını öğretiyor: İnsanları HEDEF, ENGEL ve MOBİLYA olarak sınıflandırmak işinizi kolaylaştırır. Hedefler, etkilemek istediğiniz kişilerdir; engeller, yolunuza çıkanlardır; mobilyalar ise geriye kalanlardır.
“Güç” ismini verdiği bölümde ise insan ilişkilerinde ve iş yaşamında önemli bir rol oynatan olgu güçtür, diyor ve ekliyor: Kimin güçlü olduğunu belirlemek ve onlarla nasıl başa çıkılacağını bilmek, başarılı bir kariyer için hayati önem taşır. Güç ilişkileri ve güç sahiplerinin davranışları üzerine odaklanarak çevrenizdeki güç dengelerini anlayabilir ve etkili bir şekilde yönetebilirsiniz.
Önerilerine şöyle devam ediyor:
Gayriresmi güç, resmi hiyerarşiden daha etkilidir. Önemli kararların alındığı toplantılara kimlerin katıldığına ve kimlerin kimlerle yakın ilişki içinde olduğuna dikkat edin. Bu kişilere saygılı olmalı ve güç dengelerini doğru anlamalısınız. Ayrıca, kurumlar arası gücü de göz önünde bulundurmalısınız; kimin kimi kontrol ettiğini ve kimin güçlü olduğunu anlamak, iş yaşamında başarılı olmanın anahtarı olabilir.
Güç sahipleri genellikle itaatkar, doğru, kuralları kullanan, sert ve zeki olma eğilimindedirler. Bu davranışları taklit etmek, çevrenizdeki insanlar tarafından daha güçlü ve etkili olarak görülmenize yardımcı olabilir. Ancak, bu davranışları sadece belirli durumlarda ve doğru şekilde kullanmalısınız.
Güç ilişkilerini doğru anlamak ve güç sahiplerinin davranışlarını taklit etmek, iş yaşamınızda başarılı olmanıza yardımcı olabilir. Ancak, bu davranışları dengeli ve doğru şekilde kullanmak önemlidir. Güç sahipleriyle olan ilişkilerinizi iyi yönetmek, kariyerinizde önemli bir avantaj sağlayabilir.
“Etkili Bir Karakter Yaratmak” isimli bölümde insanın çevresine nasıl bir karakterle etki edebileceğini ele alıyor. Toplumsal beklentilerin ötesinde, içsel duyguları doğal bir şekilde ifade etmenin zorlukları vurgulanıyor:
1.Doğal olmak yerine pandomim yapmakla suçlananlar, aslında duygularını gizlemeyi öğrenmiş ve iş görür hale gelmiştir. Ancak bu tutum, duyguları oynamak zorunda kaldıkları anlamına gelir.
2.Doğallıkla ilgili hedeflerinize ulaştığınızda, bu tutumu devam ettirmeniz ve hayatınızın bir parçası haline getirmeniz gerekir. Bu, sıradan bir insandan daha iyi bir performans sergilediğiniz anlamına gelir.
3. Başkalarının güvenini kazanmanın ve empati uyandırmanın en iyi yolunun kendi zayıflıklarını ifade etmek olduğunu düşünenler vardır.
4.Herkes rol yapar ve çeşitli maskeler takar. Bu, insanların farklı roller üstlendiği anlamına gelir.
5.Edimsizlik, etkili bir şekilde karakter oluşturmanın bir yolu olarak kullanılabilir. Sosyal ortamlarda sıradan ve öngörülebilir olmak, insanların güvenini kazanmanıza yardımcı olabilir.
6.İnsanlar genellikle doğallığı takdir ederler. Ancak, doğal olmak çaba da gerektirir.
Yazarın önerdiği taktikler:
Ayna kullanarak farklı ifadeler ve jestler pratiği yapın.
Doğallıkla ilgili olarak öne çıkan örneklerden ilham alın.
Etkileyici bir karakter yaratmak, içsel duygularınızı anlamlı bir şekilde ifade etmeyi gerektirir. Doğallık ve edimsizlik, etkili bir karakter oluşturmanın anahtarları arasındadır.
Başta da belirttiğim gibi yazar bir yandan esprili bir dille nasıl sosyopat olunacağını öğretirken J bir yandan da onları tanımanın, onlardan korunmanın ipuçlarını veriyor.
“Maskeleme ve Enerji Depolama” bölümünde yazdıkları da ilginç. Sosyopatlar enerji tasarrufu yapmak ve rekabetçi kalmak için çeşitli taktikler kullanırlarmış:
1.Enerji Koruma Stratejileri: Sosyopatlar, güç dengesini koruyarak ve ilişkileri gizli tutarak enerji harcamasını minimize eder. Kontrol edemedikleri durumlarda stresi azaltmak için rahatlamayı ve akışa bırakmayı tercih ederler.
2. Özel Alan ve Sınırlar: Kendilerini rahat hissetmek için özel bir alan oluşturur, bu alan sayesinde dış etkilere karşı korunurlar ve enerjilerini muhafaza ederler.
3. Dikkati Dağıtma ve Yanıltma Taktikleri: Sosyopatlar, dikkati başka yönlere çekme ve yanıltma konusunda ustadır. Bu taktikler, gerçek niyetlerini ve eylemlerini gizlemelerine yardımcı olur.
Kolay Lokma başlıklı bölümde ise P.T Eliott sosyopatik kişilerin sahtekarlık sendromu ve çeşitli manipülasyon stratejilerini nasıl kullandıkları bu kez doğrudan inceliyor:
Sahtekarlık Sendromu: Kendilerini üstün gösterir, başarılarını abartır ve yalanlar kullanarak başkalarını manipüle ederler.
Kendini Beğenmişlik: Kendi becerilerini abartarak ve sürekli övgü alarak başkalarını etkiler ve kontrol ederler.
Sıkı Sıkıya Tutunmak: Hedef kişiye kabul edebileceği seçenekler sunarak ve istenen seçeneği daha cazip hale getirerek manipüle ederler.
Planlama Hatası: Hedef kişinin zayıf noktalarını istismar ederek kriz yaratır ve bu durumu kendi lehlerine kullanırlar.
Kriz Yaratmak: Projeleri başarısız olma riski taşıdığında, büyük bir problem yaratıp dikkatleri dağıtarak gerçek başarısızlığı gizlerler.
Korkuyu Körüklemek: Hedef kişinin korkularını kullanarak onları kontrol altına alır ve manipüle ederler.
Stratejik Bir Mevki Kullanmak: Güçlü bir pozisyonda olduklarında, bu pozisyonu başkalarını kontrol etmek için kullanırlar.
Bırak Kendi Kendilerini Kamuoyu Önünde Yok Etsinler: Hedef kişiyi olumsuz ışık altında bırakır ve itibarlarını zedeleyerek kendi pozisyonlarını güçlendirirler.
Sürünün Gücünü Dizginlemek: Hedef kişiyi zayıf ve kontrolsüz bırakarak onları manipüle etme fırsatı bulurlar.
Korkutmak: Hedef kişinin zayıf noktalarını kullanarak onları korkutur ve kontrol altına alırlar.
Huzursuzluk Yaratmak: Maaş adaletsizliklerini vurgulayarak işyerinde huzursuzluk yaratır ve bu durumu kendi lehlerine kullanırlar.
Yazarımız daha sonra sosyopatik bireylerin iş yerinde nasıl müttefik kazanabileceği ve stratejik olarak nasıl ilerleyebileceğini tartışıyor. Sosyopatik özellikler, doğru kullanıldığında, kişiyi popüler ve etkili hale getirebilir, diyor. Bu konudaki önerdiği stratejiler bu kez dolaylı:
Yayılmacı Olun: Ödlek insanların zayıflıklarını kullanarak grup içi sadakat oluşturun. Tehlikeli ve sorumsuz olsanız da, grup üyeleri arasında coşku ve bağlılık yaratacağınızı bilin…
Kriz Yaratın: Projeniz başarısızlık riski taşıyorsa büyük bir problem yaratarak dikkatleri dağıtın ve gerçek başarısızlığı gizleyin. İnsanlar bu süreçte paniğe kapılacak, ancak nihai başarısızlık geldiğinde daha az önemli görünecektir.
Budalalık: Diğerlerini eğlendirmek için riskli veya komik davranışlarda bulunarak hayranlar kazanın. İnsanlar, eğlence ve tehlikenin birleşimini izlemekten keyif alır ve bu sizi popüler yapar.
İşbitiricilik: Zorlu görevleri üstlenip başarılı olarak güven kazanın. Tehlikeli veya zor durumlarda serinkanlı kalabilen biri olarak, diğerlerinin saygısını ve minnettarlığını kazanırsınız.
Ukalalık: Başkalarının söylemeye cesaret edemediği şeyleri dile getirerek eğlenceli ve etkili biri olun. Bu, ortamı rahatlatır ve diğerlerinin size daha fazla güvenmesini sağlar.
Unvanlar ve Ödüller: İnsanları onurlandırarak ve ödüllendirerek onların sadakatini ve sevgisini kazanın. Sembolik ödüller ve unvanlar, insanların egolarını tatmin eder ve sizi daha popüler kılar.
Yazar sosyopatların bir tartışmayı kazanmakla haklı olmanın farklı olduğunu bildiklerini ve tartışmayı kazanmak için her türlü yola başvurduklarını belirtiyor. İşte bazı yollar:
1. Soru Sor ve Şüpheye Düşür
Karmaşık bir tartışmada, karşı tarafın güvenini sarsmak için şüphe uyandırın ve konuyu değiştirin. Karşı tarafın görüşlerini sorgulayarak açıklamalarını bekleyin. Belki de hiçbir fikri olmadığını fark edebilirsiniz. Doğru veya yanlış bir iddiada bulunun ve bu iddiayı ispatlamalarını isteyin.
2. Dikkatini Dağıt ve Kafasını Karıştır
Tartışmayı, konuyla ilgisi olmayan meselelere kaydırarak kazanabilirsiniz. Tartışmayı kaba bir güldürüye dönüştürün, sık sık konuyu değiştirin.
3. Yavaş Yavaş Gücünü Kırın
Rakibiniz iddianızı reddederse, iddianızı tekrar edin ve çift olumsuz cümleler kullanarak karmaşık gösterin.
4. Kinaye Kullan ve Kışkırt
Unutulmaz bir anekdotla başlayın ve bu noktadan genele doğru gidin. Rakibinizin akıl yürütmesindeki hatayı bulun ve sonucunun yanlış olduğunu iddia edin.
5. Çileden Çıkar
Döngüsel argümanlar kullanarak rakibinizi huzursuz edin. Şaşırtmacalı sorular sorarak karşınızdakini zan altında tutun.
6. Hücum Etmek
Karşınızdakinin argümanını absürt veya saçmalık olarak nitelendirin. Küçümseyici ve alaycı bir tavırla karşınızdakinin iddiasını sorgulayın. Zekalarını küçümseyin ve kişisel saldırılarda bulunun. Taktiksel tehditler kullanarak anlaşmayı kabul etmelerini sağlayın. Satıcılar gibi baskı uygulayarak istenmeyen bir şeyi cazip göstermek için yaratıcı hikayeler anlatın. Korku, Belirsizlik ve Şüphe yaratmak tekniğini kullanarak rakiplerinizin ürünlerine ilişkin kötü söylentiler yayarak şüphe uyandırın.
Yazarın sonraki konusu “Düşmanlar”. Sosyopatların iş yerinde bir düşman arama yoksa da oluşturmada başarılı olduğunu çok güzel anlatıyor. Aslında çoğu düşman gerçekten düşman değildir; sadece rekabet içindedirler, diyor yazar. Gereksiz yere dramatize etmekten kaçınılmalıdır. Gerçek düşmanlar nadirdir ve gerçek tehdit oluştururlar.
Düşmanlarla Baş Etmenin Yolu Nedir?
Düşman edinmemek: Düşman edinmekten kaçınmak en iyisidir. Birisi size zarar vermeye çalışıyorsa sakin ve gerçekçi bir şekilde yaklaşın.
Düşmanlarınızla başa çıkmak: Düşmanlarınızdan faydalanın, onları gelişim için bir araç olarak kullanın.
Sosyopat strateji ve taktiklerini de şöyle özetliyor:
Düşmanları yakın tutmak: “Dostuna yakın ol, düşmanına daha yakın.” atasözü, düşmanlarınızı izlemek ve onlardan bilgi almak için faydalıdır.
Umursamamak: Düşmanınızı önemsemeyerek onu etkisiz hale getirin.
Aktif Tedbirler: Gizli operasyonlarla düşmanları yıkmak, dezenformasyon yaymak ve kamuoyunu manipüle etmek.
Kompromat: Rakipleri itibarsızlaştırmak için özel materyaller toplamak ve kullanmak.
Gaslighting: Düşmanlarınızı manipüle ederek onların akıl sağlığından şüphe etmelerini sağlamak.
Bir Sosyopat Diğer Sosyopatı Görünce Sopasını Saklar!
Hünerlerinizi Gizleyin: Dikkat çekmeden karşınızdakinin yöntemini anlamak ve kendinizi önemsiz göstermek.
Kararlılık Gösterin: Ne olursa olsun, tetikte kalın ve gardınızı düşürmeyin.
Şeytanla Dans Edin: Uzakta durmak mümkün değilse, uyumlu bir ortak bulup doğrudan rekabete girmekten kaçının.
Kaçınmak: Derhal orayı terk edin.
Saldırganlık: Onu kendinizden uzaklaştırın.
İşbirliği: Dikkatli bir şekilde işbirliği yapın.
Başka bir sosyopatla çatışmak, son derece tehlikeli olabilir. Ancak stratejik ve akıllı yaklaşımlar kullanarak bu tür karşılaşmalardan zarar görmeden çıkabilirsiniz.
Ve son bir öneri: Kazanan Olun
Kazanmak, kişinin kendi belirlediği hedeflere ulaşma sürecidir, diyen yazar, kazanmanın anlamı ve nasıl bir kazanan olunacağı üzerine odaklanıyor. Ama aslına bakarsanız hırslarımızı ve manipülatif yönümüzü yani içimizdeki psikopatı ve sosyopatı nasıl törpüleyeceğimizi bize öğretmeye çalışıyor. Kendinize karşı dürüst olmalı ve hedeflerinizi bu doğrultuda belirlemelisiniz.
Günümüzde hakikat ve muhakeme kullanım dışı; hitabet önde, okumak demode, tarih unutulmuş ve çarpıtılmış, narsizm ve yanlılık devreye sokulmuştur. İnsanlar nevrotiklik, göreli olmak ve korku duygularıyla zaptedilmiş. Tam da sosyopatlığımızı kullanarak huzursuzluktan beslenmenin, öne geçmenin sırası. Ama ahlakınıza kalmış:)) 😉
Murat Ülker