GECE
Gece, sobanın ateşine bakarak uyurduk,
Çocuk aklımızla ne güzel düşler kurardık.
Örtünürdü bütün köyümüz kış gelince
Bembeyaz bir örtü ile.
Sabah olurdu, çıngıraklı kızaklar yapardık,
Mahallenin en dik yokuşundan kayardık.
Çocuktuk her birimiz, kardan adamdık.
Güler, oynar, soğuktan donardık,
Hiç aldırmazdık.
Eve gitme vakti geldiğinde,
Annemizden korkardık.
Akşam ezanı okunur, yer gök mühürlenir,
Evli evine, köylü köyüne çekilirdi.
Sobanın üzerinde kestane kebap çizilirdi.
Sobanın ateşine bakarak uyurduk.
Şimdi, efsunlu bir el
Rüyalarımın en güzel yerinde tutsa beni
Çocukluk günlerime geri götürse...
Yağmurla Gelen Adam
Çocukluğumdan hatırladığım anılarımdan birisini şiir diliyle anlatmaya çalıştım. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum.
Sene 1960. Tokat'ın Erbaa kazasının nahiyesi olan Karayaka nahiyesinde merhum babam Karayaka'nın Nahiye Müdürü idi. Hatırladığım kadarı ile 1965 yılına kadar bu nahiyede kaldık.
Sonra babam Amasya'ya Toprak İskan Müdürü olarak atandı.
Fakat köy hayatında yaşadığım sevecenliği, yardımlaşmayı, insanların birbirleri ile olan dostane ilişkiyi şehir hayatında bulamadım zannediyorum...