LÜFER BALIĞI (Pomatomus saltatrix)
Boğaz sularının sultanı diye tanımladığımız lüfer edebiyatımıza girmiş, avcılığı için bir devirde uğruna gümüş zokalar dökülmüş, velhasıl Boğaz'la, İstanbul'un eski yaşamıyla bütünleşmiş bir balıktır. Bilimsel adı Pomatomus saltatrix'tir. En küçüğünden en büyüğüne doğru halk dilinde sayıldığında defne yaprağı, çinekop, kaba çinekop, sarı kanat, lüfer, kaba lüfer, kofana ve sırtı kara diye adlandırılır. Bu adlandırma balığın ağırlık ve boyuna göre yapılır. Ustura gibi keskin dişlere sahip olan lüfer, balıkçılar tarafından "dişli" diye de anılır. Hemcinsleri dahil hemen her tür balığa saldırır, parçalar ve yer. Başlıca yemleri zargana, istavrit, kıraça, izmarit, kolyoz ve uskumru vonozları, istrongilos, hamsi, aterina, çamuka ve ilaryadır.
Yumurta bırakmak için yaz aylarında Ege'den Marmara'ya ve oradan da Karadeniz'e çıkan lüfer sürüleri eylül ortasından itibaren iyice yağlanmış, beslenmiş olarak Karadeniz'den, Boğaz'a Marmara'ya ve Çanakkale Boğazı'ndan Ege'ye inerler. Bu iniş sırasında Boğaz'da ve Marmara'da uzun süre kalıp av verirler.
Boyuna göre lüfer balığının aldığı isimler;
1. 12cm'e kadar: Defne yaprağı
2. 13-17cm arası: Çinekop
3. 18-21cm arası: Sarıkanat
4. 21-30cm arası: Lüfer
5. 31-50cm arası: Kofana
6. 50cm'den yukarısı: Sırtıkara
Kıyıdan Asansör Sistemi İle Lüfer Avı
Bu teknik Üsküdar'ın usta balıkçıları tarafından akıntılı Boğaz suları için geliştirilmiş bir tekniktir. Bu sisteme “kıyıdan uzun olta tekniği” de diyebilirsiniz. Yapacağınız iş aslında çok da zor değildir. 1-1.5 kulaç bedenin bir ucuna klips, diğer ucuna da biri gezer, diğeri avcı iğne olmak üzere, iki iğneyi bağlayınız. Bu iğnelere canlı yeminizi, çok nazik bir şekilde, gezer iğneyi iki gagayı kapatacak şekilde, avcı iğneyi de sidikliğine veya sırtına hafifçe geçirerek, sıkmadan takınız. Bu işlemi tek bir avcı iğne ile de yapabilirsiniz. Beden hazırlandıktan sonra kamıştan gelen ana beden misinasının klipsine, gerekli ağırlıktaki kurşununuzu takıp, ileri fırlatınız. Dibi bulduktan hemen sonra bedenin klipsini, ana beden misinasına geçiriniz. Bu işlemden sonra ana beden misinasını kamışla ara ara sallayarak, klipsli ve canlı yemin bulunduğu bedenin ana beden misinası üzerinde kaymasını ve belirli derinliğe inmesini sağlayınız. Bu takıma asansör sistemi denmesinin nedeni budur. Bu işlem tamamlandıktan sonra artık lüferin oltanıza vurmasını bekleyiniz. Bu takımda canlı yem kullanmanız lüfer avlama şansınızı büyük ölçüde artırır. Canlı yem olarak öncelikle zargana bulamaz iseniz istavrit kullanınız.
Kıyıdan Zokalı-Hırsızlı Takımla Lüfer Avı
Zoka, özel kalıplarda sap tarafı yerleştirilen iğnenin üzerine kurşun dökülmesiyle elde edilir. Bunlar sarımsak, sülük, fındık, leblebi vb. isimlerle anılırlar. Küçük zokaların tümü genel olarak “Pirçol” olarak adlandırılır. Eski amatör balıkçılarımız ise sarımsak zokanın küçüğüne pirçol demektedirler. Zoka, gece avcılığında çok daha verimlidir. Zoka ile avlanma şekli, lüfer avcılığında en çok seçilen ve sevilen bir yöntemdir. Bu çeşit avlanmalarda kullanılan yemler istavrit, izmarit, hamsi, ispari gibi balıkların yaprak, tekgöz ve şakşak olarak kesilmiş şekilleridir. Dilerseniz bunları kısaca açıklamaya çalışayım. Yaprak yem dediğimiz, balığın kuyruk kısmından başlanarak göğsüne kadar kesilip fleto çıkarılmasıdır. Tekgöz yem, balığın kuyruk kısmından başının yarısı dahil olmak üzere kesilerek çıkarılan fletodur. Şakşak yem ise balığın kuyruk kısmından baş tarafına kadar her iki tarafından kesilerek ortadaki kılçığının çıkarılmasıyla elde edilen ikili fletodur. Şakşak yemlerde en çok kullanılan balık kıraçadır. Bu yemlerin kesilmesi kadar zoka ve hırsıza takılması da lüferi cezbetmesi açısından o kadar önemlidir.
Size kısaca hırsızdan da bahsedeyim. Hırsız, zoka iğnesinin sapına bağlanan avcı bir iğnedir. Bu çeşit avlanma şeklinin vazgeçilmezidir. Olta takımının hazırlanması ise şu şekildedir. Avlanacak balığın büyüklüğüne göre kamıştan gelen ana beden misinasındaki fırdöndünün ucuna, bir kulaç uzunluğunda yemi çok düzgün bir şekilde takılmış zokalı-hırsızlı beden bağlanır. Takım kamış yardımı ile ileri atılır ve süzülerek yavaş yavaş dibe doğru inerken yine kamış hafif hafif çekilerek yem hareketlendirilir. Yem cezbedici bir hal alır. O bölgede lüfer varsa yeme atlaması kaçınılmazdır. Balık yeme atladığında hafifçe çalınılarak ya da misina gergin bir şekilde çekilerek, iğnelerin balığın ağzına geçmesi sağlanır.
Mantarlı Dip Oltası İle Lüfer Avı
İstanbul Boğazı kıyılarında çokça kullanılan bir takımdır. Oltanın hazırlanması şu şekildedir. Bir kulaca yakın bir bedene, iki iğne peşpeşe bağlanır. İğnelerin arkasına da mantar takılır. Bu beden kamıştan gelen ana beden misinasının ucundaki klipse bağlanır. Aynı klipse kurşun da ilave edilir. Bedenin florocarbon seçilmesinde fayda vardır. Buradaki mantarın görevi yemin dibe oturmasını engellemektir. Yani yem suya battığında mantar batamayacağından, yemi dipten yukarıya doğru kaldıracaktır. Bu tip avlanma şeklinde yine yaprak yem, tek göz yem ve şakşak yem kullanılır.
Uzun Oltayla Lüfer Avı
Zokayla yemli avcılıktan sonra en zevkli lüfer avı "uzun olta" ile yapılanıdır. İstanbul Boğazı'nda Yeniköy Feneri, Kandilli, Çengelköy, Vaniköy, Üsküdar sahilleri, Kumkapı önü bu tür avlanma tekniğinin kullanılabileceği yerlerdir. Uzun olta ile lüfer tutulduğu gibi, aynı yöntemle ve biraz daha kalın takım kullanarak Ege'de, Saroz'da ve Çanakkale'de sinarit, akya gibi balıklar da avlanılabilir. Uzun olta lüfer takımı, yemli sinarit dip sürütmesinin hemen hemen aynıdır.
Uzun Olta Takımının Hazırlanması
Kelebeğe (mantara) 40-50 kulaç uzunluğunda gam yapmayan, dayanıklı misinaların 0.45 no'su sarılır. Boş ucuna 15 mm'lik fırdöndü takılır. Fırdöndünün diğer halkasına 1/2 kulaç uzunluğunda 0.40 no. misina bağlanır ve misinanın diğer ucu üçlü 20 mm'lik bir fırdöndünün sol gözüne takılır. Üçlü fırdöndünün alt halkasına 2 karış uzunluğunda 0.60 no. misina bağlanır ve iskandil takılması için ucu kasalanır. Buraya takılacak iskandilin ağırlığı sulara göre ayarlanır. Üçlü fırdöndünün sağ gözüne 1.5 kulaç uzunluğunda 0.35 no. misina bağlanır, bunun da diğer ucu 15 mm'lik bir fırdöndüye takılır. Fırdöndünün diğer gözüne ise köstek kısmını teşkil eden 3 kulaç uzunluğunda 0.35 no. misina bağlanır. Bu bölüme 20-24 cm uzunluğunda 0.70-0.80 no. kalınlığında misina üzerine bağlanmış çift iğneli "uzun olta" adını verdiğimiz bölüm ilave edilip takım tamamlanır. En kolay hazırlanan uzun olta, 0.70 no. misina üzerine kırmızı ibrişimle bağlanmış müteharrik (ileri geri hareket edebilen) iğne ile yine bu misinanın ucuna takılan 5/0 no. iğneli olanıdır. Uzun oltalar 1 mm çapında çelik tel üzerinde iki-üç iğneyi lehimlemek suretiyle de hazırlanabilir. 0.70'lik misina bölümünde naylon geçirilmiş tel de kullanılabilir. Pratikliği, elastikiyeti ve yemi bozmaması açısından kalın misina üzerine hazırlanmış uzun olta genellikle tercih edilir. Av sırasında en az üç-beş yedek "uzun olta", takım sandığında bulundurulur. Bu takımda canlı zargana yem olarak kullanılırsa çok iyi sonuç verir. Lüfer her zaman hareket halindeki yemden hoşlanır. Zargana bulunamadığı zaman yine canlı olarak iri istavrit veya izmarit kullanılabilir. Zargana canlı yem olarak kullanıldığında, gagası yarıdan kırılıp uzun oltanın müteharrik iğnesi gaga altından sokulup üstten çıkarılır. Sabit avcı iğne de zargananın yanından ve deri altından geçirmek suretiyle takılır. Önemli olan uzun oltanın yem üzerinde gergin durmasıdır ki bu da hareketli iğneyle ayarlanabilir. Av yerine gelindiğinde yem uzun oltaya takılır ve köstekle denize koyverilir. Bu sırada motor sulara karşı çalışır durumdadır. Koyverilen kösteğin ucundaki yemin canlılığını ve iyi yüzüp yüzmediğini görmek için bir kere sandala doğru çekilip kontrol edilir ve sonra tekrar koyverilir. Oltanın üçlü fırdöndüye bağlı iskandili de hafifçe denize bırakılır ve dibi bulması sağlanır. Akışa geçildiğinde iskandil tık-tık diye dibe vurmaktadır. Oltada hissedilebilen bir boşluk, iskandilin havalanması gibi bir durumda aniden çalınmak suretiyle lüfer yakalanır. Ancak yine her zaman olduğu gibi hiç kalama (boşluk) vermeden süratle olta çekilir ve (son fırdöndüden itibaren kaç kulaçlık kösteğimiz olduğunu bildiğimiz için) son 3 kulaç sayılarak lüfer sandala alınır.
Uzun olta yerine aynı takıma 1 veya 2 numara söğüt yaprağı şeklinde üçlü iğne taşıyan Fransız kaşığı da takılabilir.
Uzun olta takımı balığın iriliğine göre kalınlaştırılır. Balık avında önemli olan, en ince takımı kullanmak ve balığa mümkün olduğu kadar şans tanımaktır.