KILIÇ BALIĞI (Xiphias gladius)
Kılıç balığı son derece göçebe ve uzun gagaları ile tanınan predatör (yırtıcı) ve pelajik bir türdür. Vücut yapıları yuvarlağa yakın, gözleri ise oldukça büyüktür. Bu balıkların genç bireylerinde dorsal ve anal yüzgeç birer adet iken yetişkin safhaya geçtiklerinde değişime uğrar, iki adet dorsal (sırt) ve iki anal yüzgeci olur. İkinci anal yüzgeç ile ikinci dorsal yüzgeç hemen hemen karşılıklı konumludur ve ikinci dorsal yüzgeci ikinci anal yüzgecinden az büyüktür. Çift yüzgeçlerden pektoral (göğüs) yüzgeçleri bulunurken ventral (karın) yüzgeçleri yoktur. Kaudal (kuyruk) yüzgeci hilal şeklindedir ve vücut ile birleşme kısmında belirgin bir karina vardır. Ayrıca genç bireylerin vücutları pullu iken ergin bireyler pulsuz yine aynı şekilde genç bireylerin çeneleri dişli iken yetişkin hale geldiklerinde çenelerinde diş bulunmaz.
Maksimum boyları 450cm, ortalama boyları 300cm'dir. Kayıtlara geçmiş maksimum ağırlık 650kg'dır. Ekonomik olarak genellikle ortalama 90-150kg arasında avcılığı yapılmaktadır. Gaga veya burun olarak tabir ettiğimiz kısım vücudun 3'te 1'i kadar uzunlukta oldukça keskin düz bir kılıç şeklindedir. Kılıç balığı yavrusu (larva) zayıf, düz vücutlu ve alt ve üst çenesi aynı konumlu olmasıyla genç bireyden oldukça farklıdır.
Dağılımı Ve Biyolojisi
Pelajik bir tür olan bu balık genellikle açık deniz olarak tabir ettiğimiz okyanuslarda bulunsa da zaman zaman kıyısal alanlarda da görülmektedir. Sürü oluşturmaz, yalnız dolaşırlar. Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanuslarının tropikal ve sıcak bölgelerinde bulunur. Akdeniz, Ege ve azda olsa Marmara, Karadeniz ve Azov Denizi’nde de görülmektedir.
Kılıç balıkları ortalama 150m ile 600m arasındaki derinliklerde yaşar ve ortalama 15C° ve yukarısındaki su katmanlarını tercih ederler, ortalama 18C°-22C° arasında bulunur, yaz dönemi boyunca beslenme için soğuk bölgelere hareket ederler. Gece vakti suyun üst kısımlarında istavrit, ringa, baraküda gibi nispeten küçük balık sürüleri ile beslenirler. Özellikle kabuklu deniz ürünleri ve kalamarlarla beslenirler. Üreme bölgelere göre ortalama 22C°-24C° sıcaklıklarda ilkbahar, yaz aylarında başlar. Güney Atlantik'te üreme suların 20C°'yi aştığı zamanda kasım ile şubat arasında meydana gelir. Büyüklüğü ortalama 1,7mm çapında dişinin büyüklüğüne bağlı olarak 1–29 milyon adet yumurtlayabilirler, yumurtalar pelajiktir.
Ekonomik Önemi Ve Ülkemizde Avcılığı
Kılıç balıkları koyu renkli yani yağlı etleri ile lezzetli balıklar olduğu için ekonomik değeri yüksektir. Özellikle büyük otel ve restaurantlarda tercih edilmektedir. Ülkemizde kılıç balığı avcılığı 1 ekim ile 31 ocak arasında 4 ay kapalı olup geri kalan dönemde ise su sıcaklığı ve mevsimsel koşullar nedeni ile yalnızca 4 ay sürdürülebilmektedir. Avcılık ağustos-kasım aylarında devam eder.
En bilindik ve geleneksel bir av yöntemi büyük zıpkınlar (harpoon) kullanılarak yapılan avcılıktır. Bu balıkların direk olarak insanlara saldırdığı görülmemiştir fakat zıpkınlandıklarında tehlikeli olabilirler. Zıpkınlanan kılıç balığı hızla dibe dalar ve çok güçlü oldukları için bazı küçük tekneleri batırabildikleri bilinmektedir. Avcılık günümüzde paraketa kullanılmasıyla fazlasıyla artmıştır. Paraketalar 40mil (64km) uzunluğunda su katmanına yatay olarak tekneler ile serilir belirli aralıklarla büyük iğneler bağlanmıştır ve kılıç balığını cezbetmesi için yem takılır, aslında iğneler arası mesafe ve uzaklık balıkçıya ve avın gerçekleştirildiği bölgeye göre değişiklik gösterir bu nedenle ekipman hakkında ölçüm vermek yanıltıcı olabilir. Bir diğer yöntem ise sürüklenen (drift netting) ağlarla yapılan avcılıktır bu avcılık dünya genelinde seçiciliği az olması nedeniyle yasaklanmıştır daha sonra farklı limitler getirilerek avcılığı yapılmaya devam edilmiştir ülkemizde ise 2006 yılında sürüklenen ağlar yasaklanmıştır. Ülkemizde avcılık özellikle Ege Denizi'nde yapılmaktadır. Akdeniz'de Antalya'da da rastlanılmaktadır. Zıpkın en eski avcılık yöntemi olduğu için ülkemizde sayılı balıkçılar tarafından Gökçeada'da yapılmaktadır.
Kılıç balığı çok güçlü ve çok hızlı bir balık olmasına rağmen ilk başlarda ekipmanların gelişmemiş olması nedeniyle avcılık miktarı FAO verilerine göre 1976 yılında 7 ton iken 1988 yılında 600 tona yükselmiş günümüzde ise 400 tona gerilemiştir. Bu rakamlar bu balığın ne denli önemli olduğunu ve av baskısı altında kaldığı fikrini doğurmaktadır. Avcılık yöntemleri ve av ekipmanlarının gelişmesi stokları azaltmakta olduğu söylenebilir.
Avcılığı
Kılıç balığı avcılığı bu gün daha kolay hale geldi. Zira tüm gün dolanıp oltanıza denk gelmeyebilecek bir kılıcın peşinden koşarken akya, marlin, tombik, ton, orkinos, lambuka gibi balıkları da aynı olanaklar ve olta ile avlamak mümkün oldu.
Bunun için Ege ve Akdeniz'in deniz trafiğinden uzak sularına uygun tekne ile açılmanız gerekiyor.
Kılıç için en uygunu 200gr'dan büyük (1kg'a kadar) canlı uskumru, kolyoz, tombik ve palamutu gözlerinden 1 numaralık misinadan bir halka geçirip el ayası büyüklüğünde (en az 3/0 numara) keskin krom iğneyle sırtı yapmanızdır. Sırtı, oltanın tekne arkasından 30-100m kadar salınıp 3-5 mil hızla çekilmesidir. Yine bir karıştan uzun rapala magnum, yo-zuri, kalamar ve ahtapot gibi sahtelerle de ayni balıkları avlamak mümkündür.
Olta olarak iğneden sonra 10m kadar en iyisinden yüksek çekerli (en az 200 librelik) 0.80-1.20mm'lik misina ve bir fırdöndüden sonra 0.80mm'lik ip misina (en az 300 libre çekerli) kullanılabilir. Duruma göre fırdondünün 3 kulaç önüne yaylı kurşunlar ekleyerek oltanın az diplemesini sağlayabilirsiniz. Fakat kılıç avında buna genelde ihtiyaç duyulmaz.
Bu takım iyi bir çıkrık makina ve uygun kamış kombinasyonuyla kullanılmalıdır.
Eğer downrigger kullanılıyorsa bir tekneden aynı anda bir kaç takım salınabilir. Fakat downrigger kullanırken balık yakalandığında teknenin asla hız kesmeden yoluna devam etmesi önemlidir.
Bu takıma benzer olarak, iğneden sonraki misinayı daha uzun tutup (30-50m), balmumuyla sıvanmış paraşüt ipi (örgülü 2-3mm'lik halat) beden kullanarak kamış-makara takımı olmadan el ile de kılıç avlanabilir. Bu durumda bedeni kürek ıskarmozlarına bir tur sarıp genişce bir leğende toplamakta yarar vardır. Iskarmoz balık yakalandığında dayanak ve fren görevi görürken, bedenin geniş plastik leğene toplanması bu hırçın balığın bedeni ayağına koluna dolaştıran balıkçıyı denize almaması içindir.
Ayrıca; yakalanan balık atlayıp zıplayarak bazen tekne üzerinden geçebilir. O nedenle ıskarmozu kullanarak gergin biçimde balığa kalama verirken teknenin üzerinden geçebilecek balıktan da kendimizi kollamalıyız. Iskarmoza sürtünen beden ısınarak yanabilir. O nedenle yardımcı eleman buraya zaman zaman su dökmelidir.
Kılıç avcılığında teknede mutlaka bulunması gereken aletlerden biri de kakıçtır. Mümkünse en az 1m uzunluğunda sapı bulunan sağlam bir kakıç her an el altında tutulmalıdır.