Denizcilik gücünün önemli bir halkası; yüzme, yelken ve kürek sporlarıdır. Bu sporlar geliştirilmeden denizcilik gücünde belli bir noktaya ulaşabilmek zordur. Bugün Macaristan, Avusturya, Sırbistan gibi denize kıyısı olmayan ülkeler yüzmede dünya şampiyonları çıkartırken, Türkiye’de olimpiyatlara katılım hakkını alabilen sporcu olduğunda hele bir de madalya alırsa sevince boğuluyoruz.
Derler ki; üç tarafı denizle kaplı ülkemizde yüzücü çıkmıyorsa, keramet denizlerde değildir. Yaparsan yüzme havuzlarını her ilden yüzücü çıkabilir. Bu kısmen doğru gibi gözükse de hiçbir sporda tesis kurmakla başarı olamayacağını biliyoruz. Tesisi yapıp da yine başarı gelmeyince bu sefer alt yapı, eğitmen, imkâna v.b eksikliklere mana buluruz. Hep sonuçları tartışırız ama gerçeklerin ardındaki hakikatleri incelemeyiz.
Avrupa Su Topu2018 yılı şampiyonasında milli takımımız; Yunanistan’a 27-1, Hırvatistan’a 23-2, Hollanda’ya 22-5 mağlup oldu. 2020 Tokyo Olimpiyatlarına toplam 20 deniz sporcusu ile katılmıştık.
Ancak, 2024 Paris Olimpiyatlarına;
Yüzme: Kadınlar 4X200 Serbest Bayrak takımı Ela Naz Özdemir, Gizem Güvenç, Ecem Dönmez, Zehra Bilgin; Emir Batur Albayrak, Kuzey Tunçelli, Berkay Ömer Öğretir,
Kürek: Tek çifte Elis Özbay,
Yelkende Lara Nalbantoğlu, Alican Kaynar, Beste Kaynakçı, Derin Atakan, Merve Vatan, Yiğit Yalçın Çitak, Ecem Güzel olmak üzere toplam 15 deniz sporcusu katılacağız.
Doğrusu deniz sporu “İKLİM’i Türkiye’de yaratılamamıştır. İklim, devletin Spor Bakanlığı’dır, federasyonlardır, spor fakülteleri, spor yüksekokullarıdır.
İklim; spor sahaları, salonları, havuzlar yapmak, mevcut göllerimizden istifade etmektir.
İklim; sporun ihtiyacı olan aletleri, raketleri, topları, masaları, kayakları, okları, tekneleri yerli imal etmektir, geliştirmektir.
İklim; spor dernekleridir, kulüpleridir, dergileridir.
İklim; gazetelerin spor sayfalarıdır.
Spor kültürü ise halkta olması gereken bir olgudur. Spor kültürü önce sporu sevmek, benimsemek, alışkanlık haline getirmek ve sonra başarı kazanmaktır. Kültür, aile ve çevrede yaşayanlardan geçmektedir. Kültür aile içinde geliştirilebileceği gibi, okul ortamında da geliştirilebilir. Spor kültürünün tersi ise kahve kültürüdür.
Deniz sporlarına tekrar dönersek özellikle kürek sporu ağırlıklı olarak göllerde yapılmaktadır. Türkiye’de iyi ki Sapanca, Mogan Gölleri var, onlar da olmasa kürek sporunu hiç tanıyamazdık.İsviçre ve Fransa tarafından paylaşılan LemanGölü’nün büyüklüğü 582 km2 dir. Leman Gölü’nde 100’e yakın irili ufaklı marina ve yüzlerce tekne bulunmaktadır. Leman Gölü’nde biraz rüzgâr çıksa, çalışanlara yelken yapmaları için iş bıraktırılır.
Üstteki resimde Floransa/İtalya’da şehir içinden geçen Arno nehrinde akıntıya karşı özel bir platformda kürek antrenmanı yapan sporcu ve antrenörü görülmektedir. Hemen hiç gölü olmayan İtalya, 2016 Rio Olimpiyatlarına 27 kürekçi, 13 yelkenci ve çok sayıda yüzücüyle katılıp onlarca madalya kazanmıştır. Ama nehirde akıntıya karşı çalışacak kürek kültürüne sahip olmaları başarılarının arkasındaki gerçektir.
Türkiye’deki göllerimizin hangisinde[1], marinadan vazgeçtim, bir kürekhane, yelken odası veya spor kulübü var? Göllerimizin yanı sıra, Leman Gölü’nden büyük Atatürk, Keban Baraj Göllerimiz[2]var. Bu göllere kıyısı olan il ve ilçelerin hangisi bu imkândan yararlanıyor, gençlerine yelken-kürek sporunu yaptırma imkânı sunuyor!
Türkiye’de sadece 39 kürek kulübü olup yarısından fazlası İstanbul’dadır. Halbuki Türkiye’nin denizlere kıyısı olan 28 ili, 167 ilçesi vardır. Bu sayılara göller de eklendiğinde bu rakam çok daha yukarılara çıkmaktadır.
Türkiye’de denize ve göllere kıyısı olan il ve ilçelerin yelken, yüzme ve kürek kulübü olmalıdır. |
Diğer taraftan denizcilik gücünün en önemli parçası olan Türk Deniz Kuvvetleri, İskenderun’dan Mersin, Antalya, Marmaris, İzmir, Çanakkale, Heybeliada, Tuzla, Gölcük, Karadeniz Ereğli, Samsun’a kadar asgari %65’ini yerel halktan temin edeceği sporcularla yelken-kürek kulüpleri kurmalı ve sivil-asker işbirliği sloganı altında deniz sporlarının en büyük destekçisi olmalıdır.
Aksi takdirde su topu takımlarımız havuzda boğulur, her geçen gün olimpiyatlara daha az sporcu ile katılırız.
[1]Van Gölü: 3713 km², Tuz Gölü 1500 km² (yelkene müsait olmayabilir); İznik Gölü 298 km²; Eğirdir Gölü 482 km²; Hazar Gölü 85 km²; Köyceğiz Gölü 52 km²; Bafa Gölü: 60 km²: Sapanca Gölü: 42 km²; Ulubat Gölü: 13 km²;
[2] Baraj Göllerimizden bazıları: Atatürk 817 km² Adıyaman-Şanlıurfa, Keban 675km² Elazığ-Tunceli, Karakaya 268 km² Malatya, Hirfanlı 263 km² Kırşehir Altınkaya 118 km² Samsun...
Yazı: E. Amiral Dr. Ergun MENGİ
Fotoğraflar: TYF, NTV
Benzer Yazılar
Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.