Maalesef ülkemiz deprem bölgesi ve bu felaketleri yaşıyoruz.
Her yıkıcı büyük deprem sonrası, bir taraftan depremzedelere yönelik teşvikler ve yardımlarla ilgili yasal düzenlemeler yapılırken deprem zararını karşılamak için ilave vergilerde gündeme gelmiştir.
23 yıldır ödediğimiz özel iletişim vergisi 1999 depreminde, meydana gelen zararlarının telafisinde kullanılmak üzere geçici olarak 4481 sayılı kanunla çıkarılmış bir vergi olup, maalesef maliyeye para tatlı geldiğinden artık depremle hiçbir ilişkisi olmayan cep telefonu kullanan her aboneden alınan kalıcı bir vergi haline gelmiştir.
Muhtemelen bu depremden sonra yapılacak yasal düzenlemelerde bu tür vergiler söz konusu olabilecektir.
Mevzuatımıza göre cumhurbaşkanlığınca başlatılan yardım kampanyalarına yapılan her türlü nakdi ve aynı yardımların tamamı üst limit olmaksızın gelir ve kurumlar vergisi yönünden gider olarak yazılabilir.
Deprem felaketinden dolayı gündemde olan Afad kurumuna yapılacak her türlü yardımların tamamı afad bu mevzuat kapsamında bir kurum olduğundan, gider olarak yazılabilir.
Cumhurbaşkanlığınca yeni bir kararname ile açıklanmadığı sürece, yapılan yardımlar depremzedelere gönderilse bile belediyelere yada diğer sivil toplum kuruluşlarına yapacağınız yardımların miktarı ne olursa olsun, yıllık kazancınızın % 5’i kadarlık kısmını gider yazabilirsiniz.
Bu yardımların belgesi ve ispatı ise ilgili kurumlardan alacağınız makbuz yada banka hesaplarına parayı yatırdığınıza dair banka dekontu yeterlidir.
Mevzuatımızda cumhurbaşkanlığınca onaylanmış ve yapılan yardımların tamamının gider yazılabildiği, Tubitak, Çocuk Esirgeme Kurumu, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, Türk Kızılay Derneği, Türk Yeşilay Derneği, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı vb. kurumlarda sayılmış olup bu kurumlara asli görevleri için yapılan yardımlarda bu muafiyet kapsamındadır.
Afad kurulmadan önce deprem ve doğal afet bölgelerinde yardım toplama ve organizasyon yetkisi Türk Kızılayında idi.
Kızılay, savaş ve afet gibi durumlarda özellikle sağlık hizmetleri ve kan bağışı konusunda görevini sürdürmektedir.
Yeşilay ise zaten yıllardır sigara, alkol ve uyuşturucu maddelerle mücadele konusunda faaliyet göstermektedir.
Bu nedenle deprem bölgelerine yapacağınız ayni ya da nakdi yardımların tamamının gider yazılmasını istiyorsanız yardım yaptığınız kurumun yasal mevzuata göre durumunu bilmenizde yarar vardır.
Yapılan bağışın tamamının gider yazılabilmesi ne anlama geliyor?
Yıl sonunda kurumlar vergisi beyannamesi verirken vergi matrahınız yaptığınız bağış kadar azalacağı için kurumlar vergisi oranının % 20 olduğunu kabul edersek, bağışın % 20’si size vergi iadesi olarak geri dönecektir.
SONUNDA LÜKS ÇADIR / GLAMPİNG TURİZMİ MEVZUATIMIZDA YERİNİ ALDI.
Turizm bakanlığınca 23 Eylül 2022 tarihinde yayınlanan yönetmelik ile Lüks Çadır (Glamping) turizmi düzenlemesi yapıldı.
Yönetmeliğe göre;
Doğada lüks konaklama olanağı sunan, temelsiz ahşap platform üzerine kurulan, sökülebilir, taşınabilir, yangına dayanıklı, ses ve su geçirmeyen nitelikli malzemeden yapılmış, bell tent, domme, safari çadırı, kamping çadırı vb. çatısı açılabilen ya da yarı açılabilir çadırlardan oluşan kamp alanları lüks çadır turizmi olarak kabul edilir.
Çevre düzenlemesinde ve kurulmasında asla beton, tuğla, plastik, çimento, asfalt, kimyasal madde kullanılamaz ve açık alanda kullanılan yardımcı ekipmanlar ahşap veya metal olmak zorundadır.
Yönetmelik lüks çadır tesisinin tanımını da yapmıştır.
Kalıcı yapı içermeyen, sökülebilir, taşınabilir, doğal çevre ile uyumlu, temelsiz, gerekli güvenlik tedbirleri alınmış, iyi donanımlı ve geçici olan, her bir çadır ile aralarında en az 20 metre mesafe olan, en fazla 49 adet konaklama çadırı içeren tesislere lüks çadır tesisi denmiştir.
Tesislerin kurulduğu alanda ağaç kesilmeme şartı vardır. Bölgenin doğal dokusuna aykırı peyzaj düzenlemesi yapılamaz.
Tesislerde kullanılanacak her türlü temizlik malzemesi, (sabun, deterjan, şampuan, saklama kapları, duş jelleri, bulaşık deterjanları, çöp poşetleri vb.) doğada biyolojik olarak parçalanabilir ve çevre dostu malzemeden yapılmış olma zorunluluğu vardır.
Yeme içme tesisleri ve mutfak alanları, konteyner, ahşap bungalov yada karavan olabilir.
Yönetmelikte wc ve duş alanı ile ilgili bir bilgiye rastlamadım ancak anladığım kadarı ile bu alanlarda da beton, tuğla, çimento fayans kullanılamayacağı kesindir. Bu bölümlerinde ahşap ya da metal olması gerekir.
Ben henüz böyle bir tesis için ruhsat alındığını ve açıldığını duymadım. Faaliyete geçerse denetimi nasıl olur bilmiyorum. Çünkü denetim elemanlarının insiyatifinde kalabilecek çok tespitler olabilir. Birde neden 49 adet çadırla sınırlandırıldığını da bilemiyorum.
Ancak kurallara uyulursa tam bir doğa dostu ve organik tesis olacağı açık…
Böyle tesislerinde kazandırıldığı ve doğal afetlerin olmadığı, acıların yaşanmadığı bir Türkiye dileğiyle…
Görüşmek üzere…