Önceki yazımda Milli Mücadele’nin mandacılarla kazanıldığını, bu haliyle tarihe örnek bir süreç olarak geçtiğini belirtmiştim. 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan Antlaşmasıyla Türk Heyeti devletin Uluslararası Platformda yasal varlığını tescil ettirdikten 3 ay sonra, bu kez 29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyet ilan edilerek devletin rejimi de resmiyet kazandı.
Dışarıdan bakıldığında çorap söküğü gibi şekillendiği izlenimi veren bu süreç hiç de sanıldığı gibi kolay olmadı. Atatürk sadece işgal kuvvetleriyle mücadele etmedi. Karşısında sadece İngiliz, Fransız, İtalyan değil bu ülke topraklarında yaşayan, aynı havayı soluduğu, aynı suyu içtiği, aynı toprak üstünde yaşadığı; mandacıdan, eşkıyasına, vatan haininden, casusuna kadar geniş bir yelpaze vardı. Bu yelpazeyi önceki yazımda ön planda yer alan özneleriyle ortaya koymuştum.
Peki, Cumhuriyet İlan edilip tüm dikkatler ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmasına odaklanmışken, o yelpazedeki kişiler neler yaptı, şimdi de ona bakalım. Yine önceki liste üzerinden gideceğiz:
Ali Kemal: Gazeteciydi ve İngiliz mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sonrası İstanbul’da tutuklandı. Ankara’ya götürülürken İzmit’te halk tarafından linç edilerek öldürüldü.
Refii Cevat ULUNAY: Gazeteciydi, İngiliz mandasını savunuyordu. 150’likler listesine dahil edilerek yurt dışına çıkarıldı.
Refik Halit Karay: İngiliz mandasını savunuyordu, İstiklal Savaşı aleyhine yazılar yazardı. 150’likler listesine dahil edilerek yurt dışına çıkarıldı.
Ahmet Emin Yalman: Gazeteciydi, Amerikan mandasını savunuyordu. 1936’da Atatürk tarafından affedildi ve gazeteciliğe döndü.
Sait Molla: İngiliz ajanıydı ve İngiliz mandasını savunuyordu. Millî Mücadele’nin kazanılacağını anlayınca yurt dışına kaçtı, orada öldü.
Yahya Kemal: Şairdi. Amerikan, İngiliz ya da Fransız mandacılığını savunuyordu. Savaş sonrası çeşitli ülkelerde elçilik, TBMM’de milletvekilliği yaptı.
Vakit Gazetesi: Amerikan mandasını savunuyordu. Yönetimde çıkan anlaşmazlıklar nedeniyle gazete 1923 yılında ortak ve isim değiştirerek yoluna devam etti.
Süleyman Nazif: Yazar, Şairdi. İngiliz mandasını savunuyordu. Türkçülüğe sıcak bakmayan Nazif’in Osmanlıcılık hayali gerçekleşmedi. 1920’de Malta’ya sürüldü. 1922’de döndü. 1927’de öldü.
Halide Edip Adıvar: Yazar. Amerikan mandasını savunuyordu. Atatürk ile mandacılık ve ekonomi konusundaki görüş ayrılığı yüzünden 1926’da ülkeden ayrıldı. Ata’nın vefatından sonra geri döndü.
Yunus Nadi: Gazeteciydi. Amerikan mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sonrasında Cumhuriyet Gazetesi’ni kurdu. Milletvekilliği yaptı. Atatürk’e kafa tutan yazılar yazdı.
Prof. Necmettin Sadak: Gazeteciydi. Amerikan mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sonrasında TBMM’de milletvekilliği yaptı. Uluslararası heyetlerde delege olarak görev aldı.
Mehmet Nazım Paşa: (Nazım Hikmet’in dedesi) Şairdi. İngiliz mandasını savunuyordu. 1926’da öldü.
Abdullah Cevdet: Siyasetçi, doktor ve şairdi. İngiliz mandasını savunuyordu. Millî Mücadele’nin sonlarına doğru Mustafa Kemal’i öven yazılar yazmaya başladı. “Neslimizi kuvvetlendirmek için Avrupa’dan, Amerika’dan damızlık erkek getirmek gerekir” sözleri büyük tepki topladı. Cumhuriyet döneminde ömür boyu devlet hizmetlerinden men cezası verildi. 1932 yılında öldü.
Sultan Vahdettin: Son Osmanlı Padişahıydı. İngiliz mandasını savunuyordu. Millî Mücadele’de Atatürk ve vatanseverler hakkında verilen idam kararlarını onayladı. Saltanatın kaldırılmasından sonra yurt dışına kaçtı. 1926’da öldü.
Damat Ferit Paşa: Başbakan (Sadrazam), İngiliz mandasını savunuyordu. Millî Mücadele’den sonra vatan haini ilan edildi. Yurt dışına kaçtı, Fransa’ya sığındı. 1923’de öldü.
Mustafa Sabri: İmam, Teali İslam Cemiyeti kurucusu ve İngiliz işbirlikçisiydi. Millî Mücadele karşıtı olması nedeniyle yurda girişi yasaklandı. 1954’de Kahire’de öldü.
İskilipli Atıf Efendi: İmam, Teali İslam Cemiyeti kurucusu, Millî Mücadele karşıtıydı. Kurtuluş Savaşı sırasında Millî Mücadele aleyhine dağıttığı beyanname, Millî Mücadele sonrası da devrim karşıtı faaliyetler içinde yer alması nedeniyle suçlu bulunarak asıldı.
Said-i Kürdi: İslam Teali Cemiyeti kurucusu ve Millî Mücadele aleyhtarıydı. Savaşın sonu netleşene kadar Atatürk’ten uzak durdu. Millî Mücadele’nin kazanılacağını anlayınca Ankara’ya gitti. Burada fazla kalmadı, Anadolu’ya dönerek Mustafa Kemal’i kötüledi. Çok sayıda soruşturma ve hapis cezalarına maruz kaldı. 1960’da öldü.
İsmet İnönü: Gn.Kur.Bşk. ve Cephe Komutanıydı, Amerikan mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sonrasında Lozan görüşmelerindeki heyette görev aldı. Başbakanlık yaptı. Atatürk ile sık sık sürtüşmeye varan görüş ve fikir ayrılıkları yaşadı. 10 Kasım 1938 sonrası Türkiye Cumhuriyeti’nin 2’nci Cumhurbaşkanı seçildi ve 1950 yılına kadar bu görevde kaldı. Cumhurbaşkanı olur olmaz Atatürk’ün tüm yakın çalışma arkadaşlarını görevden uzaklaştırdı. Saltanatçı, hilafetçi, mandacı ve devrim karşıtlarını etkin görevlere getirdi. İzmir Suikastı sanıklarını milletvekili seçtirdi, meclis başkanı yaptı. Atatürk’ün hedeflerinden “Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu”nun uygulanmasını engelledi. Köy Enstitüleri, İnönü zamanında işlevsizleştirildi. Atatürk’ün üzerinde hassasiyetle durduğu bağımsızlık kavramı İnönü döneminde aşındırıldı. Türkiye, Amerikan emperyalizminin yörüngesine sokuldu. 1973 yılında vefat etti.
Bekir Sami Kunduh: Amerikan mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sonrası emperyalizm ile savaşan Türkiye’nin emperyalistlerle kol kola gezen, ilk Dışişleri Bakanı oldu ve istifa etti. İzmir Suikastı davasından yargılandı, beraat etti ve siyaseti bıraktı. 1933’de öldü.
Kara Vasıf: Karakol Cemiyeti Kurucusuydu. Amerikan mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sırasında, Rauf Orbay ile birlikte savaşmadan düşmanla anlaşarak soruna siyasi çözüm bulunmasını isteyenlerdendi. Bu girişim Atatürk tarafından engellendi. Millî Mücadele sonrasında TCF’da yer aldı. İzmir Suikastı davasında yargılandı, beraat etti.
Hüsrev Gerede: Asker ve siyasetçi idi. Mandayı savunuyordu. Millî Mücadele sonrasında milletvekilliği ve çeşitli ülkelerde elçilik yaptı. 1962 yılında öldü.
İsmail Hami Bey (Danişmend) : Sivas Kongresi İstanbul Delegesiydi. Mandayı savunuyordu. Millî Mücadele sonrası görev almadı. 1967 yılında öldü.
Hüseyin Rauf Orbay: “Hamidiye” Kaptanı, Devlet Adamı idi. Amerikan mandasını savunuyordu. Millî Mücadele sırasında Kara Vasıf ile birlikte savaşmadan düşmanla anlaşarak soruna siyasi çözüm bulunmasını istedi. Bu girişim Atatürk tarafından engellendi. Cumhuriyetin ilanına karşı çıktı. Atatürk’e karşı oluşturulan muhalefet içinde bulundu. TCF kurucuları arasında yer aldı. İzmir Suikastı davasında idamla yargılandı. 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1939’da siyasete dönerek milletvekilliği ve elçilik yaptı.
Ali Fuat Cebesoy: Asker ve devlet adamı idi. Amerikan mandasına sıcak bakıyordu. 1922 yılında saltanata son verilmesi sırasında Atatürk’e karşı oluşturulan cephe içinde yer aldı. Cumhuriyetin ilanına karşı çıkanlardandı. TCF kurucuları arasında yer aldı. İzmir Suikastı davasında yargılandı, beraat etti. Atatürk’ün vefatı sonrasında bakanlık ve meclis başkanlığı yaptı.
Refet Bele: Asker ve devlet adamı idi. Amerikan mandasına sıcak bakıyordu. Millî Mücadele sırasında düşmanla savaşmadan anlaşılarak siyasi çözüm bulunmasını isteyen Rauf Orbay ve Kara Vasıf’ın yanında yer aldı. Bu girişim Atatürk tarafından engellendi. TCF kurucu kadrosunda yer aldı. İzmir suikastı davasında yargılandı, beraat etti.
Ahmet İzzet Paşa: Asker ve devlet adamı idi, mandacılığı savunuyordu. İstanbul Hükümetinde bakanlık ve başbakanlık yaptı. Ateşkese rağmen İngilizlerin Musul’u işgaline sessiz kaldı. Anadolu’ya silah, cephane ve nitelikli insan kaçırılmasına ciddi destek verdi. Ankara-İstanbul Hükümetleri arasında arabuluculuk yaptı. Meşruti idareyi savundu, Milli Egemenliğe inanmadı ama Millî Mücadeleyi destekledi.
Ali Saib (URSAVAŞ): Asker, Fransız ajanı ve işbirlikçisi idi. Kendisini Türk düşmanı Revanduzlu bir Kürt olarak tanıttı. Türklere eziyet ettiği gerekçesiyle Kuvayı Milliyeci Gizik Duran çetesinin “öldürülecekler” listesinde yer aldı. Bu durumdan korktuğu için Kuvayı Milliye’ye katılmaya karar verdi. Yararlı görevler icra etti. TBMM’de milletvekilliği yaptı.
Ali Şükrü Bey: Askerdi, TBMM’de Atatürk’e muhalefetiyle tanınan bir milletvekiliydi ve saltanat taraftarıydı. İkinci grup içinde yer aldı. Ordudan erken ayrılıp siyaset ve gazetecilik yaptı. Kuvayı Milliye’nin yedek kuvvet olarak kalması, Başkomutanlık yasasının uzatılmaması, İstiklal Mahkemelerinin hukuka uygun hale getirilmesi, saltanatın kaldırılmaması, basın özgürlüğünün sağlanması, Lozan Heyetinin başarısız olduğu, yerine başka heyetin görevlendirilmesi konusunda muhalefet yaptı. 27 Mart 1923’de öldürüldü. Bu ilk siyasi suikast üzerine çok şey yazıldı. Ancak söylenenler iddiaların ötesine geçemedi.
Ahmet Anzavur: Askerdi, Millî Mücadele aleyhtarıydı. Kuvayı Milliye karşıtı faaliyetlerde bulundu. Batı Anadolu’da Millî Mücadele aleyhine isyanlar tertipledi. Milli Kuvvetler tarafından 1921 yılında öldürüldü.
Artin Cemal: Damat Ferit Hükümetinde bakandı, İngiliz mandasını savunuyordu. İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucu kadrosunda yer aldı. İstanbul Hükümetinin Konya Valiliği sırasında Sivas Kongresine delege gönderilmesini engelledi. Millî Mücadele taraftarı subayları kentten uzaklaştırdı. Bölgeye Heyeti Temsiliye’nin gelişini haber alınca İstanbul’a kaçtı. Konya ayaklanmasını çıkaranlar arasında yer aldı. 1923 yılında vatan hainliği suçlamasıyla yargılandı, 150’likler ile birlikte yurt dışına çıkarıldı.
Çerkez Ethem: Askerdi, Millî Mücadele’ye büyük destek verdi ancak düzenli orduya katılmayı reddetti. Başına buyruk hareket etti. Teşkilat-ı Mahsusa’nın emrinde çalıştı. Anılarında, emrindeki kuvvetlerin iaşesi için, Müdafaa-i Hukuk, Redd-i İlhak ve Müdafaa-i Milliye derneklerinden destek aldığını, bir seferinde fidye karşılığı İzmir Valisi’nin oğlunu kaçırdığını yazdı. Millî Mücadele kahramanlarını “beceriksiz” olmakla suçladı. Yapılan tüm “Kuvvetlerinle düzenli orduya katıl!” çağrılarına olumsuz yanıt verdi ve isyan etti. İnönü ve Refet Bey süvarileri karşısında yenilerek Yunanlılara sığındı.
Divitli Eşref Hoca: Millî Mücadele karşıtı İngiliz işbirlikçisiydi ve İngiliz mandasını savunuyordu. İngiliz Muhipler Cemiyeti kurucuları arasında yer aldı. Düzce ayaklanmasının elebaşlarındandı. Ayaklanma sonrası Düzce’den kaçtı.
Dr. Adnan Adıvar: Doktordu, Halide Edip’in eşiydi. Onunla birlikte Amerikan mandasını savunuyordu. Milletvekilliği yaptı. Mustafa Kemal ile anlaşamayıp eşiyle yurt dışına çıktı. Atatürk’ün vefatı sonrası geri döndü.
Dr. Rıza Nur: Lozan Delegesiydi, bu süreçteki dengesiz hareketleriyle dikkat çekti. Mustafa Kemal’i devamlı kötülüyordu. Kemalist kadro tarafından pek makbul görünmeyen biriydi. O sırada yurt dışında olduğundan, İzmir Suikast davasında suçlu bulunanların cezalandırılmasından ve aynı akıbetin kendi başına da gelebileceğinden korkup, yurda Atatürk’ün vefatı sonrası dönebildi.
Gönenli Çakır Efe: Teşkilatı Mahsusacı ve padişah taraftarıydı. Millî Mücadele sırasında padişah hükümetine hizmet etti. Yunan parasıyla Kuvayı Milliye’ye karşı savaştı. Kuvayı Milliye tarafından da ortadan kaldırıldı.
Gümülcineli İsmail Hakkı Bey: Millî Mücadele’de Bursa Valisiydi. Bursa’daki milli direnişi bastırmaya çalıştı, başaramayınca İstanbul’a kaçtı. Millî Mücadele sonrası İstanbul’daki İngiliz Elçiliği’ne sığındı. Lozan sonrası 150’liklerle birlikte yurt dışına çıkarıldı.
Hüseyin Avni Ulaş: TBMM 2’nci Grup önderlerindendi. Amerikan mandasını savunuyordu. Wilson prensiplerini ilke edinmişti. Erzurum ve Sivas Kongrelerine katıldı. Atatürk karşıtıydı. Milletvekilliği ve Meclis Başkanlığı yaptı. TCF’da yer aldı. İzmir suikastı davasında yargılandı, beraat etti.
Hüsnü Bey (Hüsnüyadis): İzmir Mutasarrıfı ve Yunan işbirlikçisiydi. Manisa’nın işgali sırasında cephaneliği işgal kuvvetlerine teslim etti. Manisa’nın kurtuluşu sırasında, ailesini şehirde bırakıp kaçtı, Yunanistan’a sığındı. Menemen olayının tertipçilerindendi. 150’likler listesinde yer aldı.
İkinci Grup: Bunlar, 1’inci TBMM Hükümetinde yer alan padişah ve saltanat yanlılarıydı. İstiklal Mahkemeleri kararlarının denetime açılması, başkomutanlık yasasının uzatılmaması, rejime muhalefeti vatan hainliği kapsamına alan Hıyanet-i Vataniye yasasının çıkmasına engel olma, 1923 seçimlerine, antidemokratik olduğu gerekçesiyle karşı çıkma, Sakarya Zaferi sonrası Mustafa Kemal’in başkomutanlık süresinin uzatılmasına karşı çıkma, Atatürk’ün milletvekili seçilmemesi için, “bir yerde beş seneden fazla oturmayanların seçilememeleri” gibi yasa teklifi çalışmalara imza attılar.
İsmail Canbulat: Atatürk’ün yakın dost ve çalışma arkadaşlarından biriydi. Malta’ya sürüldü. Millî Mücadele’ye katıldı. Milletvekilliği yaptı. TCF kurucu kadrosu içinde yer aldı. İzmir suikastı sanığıydı, yargılandı, suçlu bulundu ve idam edildi.
İsmail Hakkı (Nalbantoğlu): Asker ve gazeteciydi. Padişah, saltanat taraftarı ve şeriatçıydı. Erzurum Kongresi’ne katıldı. Bu kentte kurulan ve şapka devrimine isyan eden gerici-hilafetçi Muhafaza-i Mukaddesat Cemiyeti içinde yer aldı. Bundan dolayı İstiklal mahkemesinde yargılandı ve 7 yıla mahkûm edildi.
İstanbul Hükümetleri: Genel olarak Millî Mücadele karşıtıydılar ve işgal güçleriyle iş birliği halindeydiler. Osmanlıyı savaşa sokan İttihat ve Terakki kadrosunun kaçışlarına engel olmadılar. İtilaf devletlerine yaranmak için hiçbir suçu olmayan Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey için idam kararı verdiler. Millî Mücadele’yi başlatan Mustafa Kemal hakkında “meslekten çıkarılması”, “nişanlarının sökülmesi” kararı verdiler. Millî Mücadele aleyhinde fetva yayımladılar. Yunan işgallerine karşı seyirci kaldılar. Mustafa Kemal ve 5 arkadaşı hakkında idam kararı aldılar.
Kambur İzzet Paşa: Asker ve işbirlikçiydi. Yunan işgali sırasında İzmir valisiydi. İşgali kolaylaştırmak için elinden geleni yaptı. Görev başında öldü.
Kazım Dirik: Askerdi. Millî Mücadele için Samsun’a giden heyetin içindeydi. Mustafa Kemal’in askerlikten istifa etmesi üzerine O’nu terk etti. Bu davranışı hoş karşılanmadı. Millî Mücadele sonrası İzmir Valisi yapıldı.
Kazım Özalp: Askerdi. İzmir’de bulunduğu sırada gerçekleşen işgal sırasında, gençler tarafından kendisine yapılan, “Bize baş olun, çarpışalım” tekliflerine, kentte direniş için imkânlar bulunmasına rağmen tepkisiz kaldı ve İstanbul’a kaçtı. Daha sonra katıldığı Millî Mücadele’de yararlılıklar gösterdi. Sonrasında milletvekilliği, bakanlık ve meclis başkanlığı yaptı.
Kazım Karabekir: Askerdi. Halife taraftarı ve devrim karşıtıydı. Doğu Anadolu’da, ailesini savaşlarda kaybeden çocuklar için gerekli okul, kurs ve malzemeyi, Millî Mücadele için Rusya’dan gelen altınların önemli bir kısmını alıkoyarak sağlamasına Mustafa Kemal ses çıkarmadı. Alıngan, kibirli ve kıskanç bir kişiliğe sahipti. Atatürk ile sağlıklı bir diyalogu yoktu, O’nu devamlı eleştirdi, Bolşevik olmakla suçladı. İstanbul Hükümeti ve padişah ile arasını bozmadığı için İstanbul Hükümeti tarafından hakkında idam hükmü verilmeyen ve paşa unvanını taşıyan tek Millî Mücadele Komutanıydı. 1933 yılında yazdığı “İstiklal Harbimizin Esasları” isimli kitabı toplatıldı. Köşesine çekilmişken, Atatürk’ün vefatından sonra İnönü tarafından göreve davet edildi, milletvekilliği yaptı. “Ulusal Marş” için yapılan yarışmayı kazanmak için kulis yaptı. Ancak M. Akif Ersoy’un kazanması üzerine yazara yazdığı mektupta İstiklal Marşı’nı kötüledi.
Mahmut Hamdi Bey: Askerdi. İngiliz istihbaratı casusuydu. Millî Mücadele taraftarı gibi görünerek gizli belgeleri elde etmeye çalışıyordu. Yakalandı, İstiklal Mahkemesinde yargılandı, suçlu bulundu ve idam edildi.
Manavoğlu Nevres: Asker ve gazeteciydi, İngiliz hayranıydı. Millî Mücadele taraftarı göründü. Mustafa Kemal’i İslam düşmanı ilan etti. Halife Abdülmecit ile birlikte yurtdışına çıktı, Atatürk ve Eşi Latife Hanım aleyhine hakaret dolu yazılar yazdı.
Mehmet Necati Bey: Erzurum Kongre üyesiydi. 1.TBMM’de milletvekilliği yaptı. Mustafa Kemal ile anlaşamadı, meclisteki muhalefet kanadında yer aldı. İzmir suikastı davasında yargılandı ve 5 yıl sürgün cezası aldı.
Mevlanzade Rıfat: Gazeteciydi. Millî Mücadele düşmanı ve Kürt Teali Cemiyeti üyesiydi. İngiliz işbirlikçisiydi ve İngiliz mandasını savunuyordu. 1920 yılında Ankara Hükümeti tarafından idama mahkûm edildi. Millî Mücadele’den sonra yurt dışına kaçtı. 150’likler listesine kondu.
Miralay Sadık Bey: Asker, Hürriyet ve İtilaf Fırkası kurucusu ve İngiliz ajanıydı. Millî Mücadele aleyhine çalıştı. Öncü Türk Kuvvetleri İstanbul’a girince İngilizlere sığındı ve yurt dışına kaçtı.
Mustafa Sagir: Hint asıllı İngiliz ajanıydı. Millî Mücadeleyi yozlaştırmak ve Atatürk’ü öldürmekle görevliydi. Ankara’ya Hint müslümanlarının temsilcisi sıfatıyla geldi. Kuşkulanan Mustafa Kemal Sagir’in izlenmesini istedi. Kimyasal usullerle yazdığı mektup ele geçirildi, Sagir suçunu itiraf etti. İdam edildi.
Mülazımı evvel Adil: Askerdi, Millî Mücadele sonlarına doğru Yunanistan’a kaçtı. Orada Yunan ordusuna hizmet etti.
Namazcılar: İzmir’de işgal gerçekleşip, masum insanlar katledilir, bacılara-analara tecavüz edilirken, kaçıp Kuvayı Milliye’ye katılmak yerine, olan bitene gözlerini kapayıp sabah akşam namaz kılan bir gruptu.
Nemrut Mustafa Paşa: Askerdi ve Millî Mücadele karşıtıydı. 150’liklerle yurt dışına çıkarıldı. Kuzey Irak’da Kürtleri Türkiye’ye karşı kışkırtmaya çalıştı ancak başarılı olamadı.
Sakallı Nurettin Paşa: Askerdi. Şeriat yanlısı, devrim karşıtı ve Atatürk muhalifiydi. İzmir’in işgali sırasında, bölgede kurulan direniş örgütlerinin çağrılarına ilgisiz kaldı. Millî Mücadele’de Atatürk tarafından verilen görevleri koşullu olarak kabul edeceğini beyan etti. Eski İçişleri Bakanı Ali Kemal ve İzmir Metropoliti Hrisostomos’un linç edilmelerinde ihmali görüldü.
Osman Nuri Kadri Bey: Mutasarrıf, İngiliz ve Yunan işbirlikçisiydi. Halka, işgallere karşı direnilmemesi, silahların teslim edilmesi yönünde propaganda yaptı. Erzurum ve Sivas Kongrelerini engellemeye çalıştı. Kaymakamlığı sırasında Düzce isyanı kışkırtıcılığı yaptı. 150’likler listesine alındı. Bulgaristan’a kaçtı.
Ömer Fevzi Bey: Erzurum Kongresi Delegesi, Millî Mücadele aleyhtarıydı. Erzurum Kongresi sırasında Millî Mücadele aleyhine önergeler verdi. Gazetecilik yaptı, Mustafa Kemal ve Kuvayı Milliye aleyhine hakaret dolu yazılar kaleme aldı. 150’likler listesine alındı ve yurt dışına çıkarıldı.
Pomak Hakkı: Yunan işbirlikçisi ve Millî Mücadele aleyhtarıydı. Batı Trakya’da Yunanlılarla iş birliği yaparak Millî Mücadele’ye ve Türk Halkına büyük zararlar verdi.
Rüstü Paşa: Askerdi. İzmir suikastı sanığıydı. Yargılandı, suçlu bulundu ve idam edildi.
Seyit Rıza: Dersim bölgesinde kendini ağa ve seyit olarak kabul ettirmiş biriydi. Devlet otoritesine karşı geldi. Devletin bölgeye yaptığı tüm yatırımları reddetti. Türk askerini kurşunlattı. Başlayan Dersim isyanı sonucunda isyan bastırıldı. Tutuklandı, yargılandı ve idama mahkûm edildi.
Süleyman Sırrı (Şeyh Sukuti): Asker, tarikat üyesi, işbirlikçi, Menemen Belediye Başkanı ve İngiliz Muhipler Cemiyeti üyesiydi. İngiliz Mandasını savunuyordu. Erzurumlu olduğunu beyan etmesine rağmen Şamlı olduğu anlaşıldı. Halktan topladığı 20 bin lirayı işgalci Yunanlılara verdi. Millî Mücadele sonrası Yunanistan’a kaçtı.
Süleyman Şefik Paşa: Asker, Teşkilatı Mahsusa üyesi ve Millî Mücadele karşıtıydı. Kuvayı Milliye’ye karşı kurduğu Kuvayı İnzibatiye Komutanı olduğu için vatandaşlıktan çıkarılarak 150’likler listesine alındı ve sürgüne gönderildi.
Şeyh Zeynelabidin: Tarikat üyesi, İngiliz Muhipler Cemiyeti ve Teali İslam Cemiyeti üyesiydi. İngiliz mandasını savunuyordu. Bozkır ve Konya ayaklanmalarını kışkırttı. Millî Mücadele sonrası yurt dışına kaçtı. Burada Türkiye ve Mustafa Kemal aleyhine faaliyetler yürüttü.
Dürrizade Abdullah: Millî Mücadele, Atatürk ve arkadaşları hakkında verilen ölüm fetvasını yazdı. Millî Mücadele sonrasında Rodos’a kaçtı.
Terzi Mehmet: İngiliz casusuydu. Türk çeteleri hakkındaki bilgileri İngilizlere aktardı. Silah depolarının yerlerini bildirerek ele geçirilmesine neden oldu. Mustafa Kemal taraftarlarını ihbar etti.
Tevfik Paşa: Son Osmanlı Sadrazamıydı. İngiliz mandasını savunuyordu. İngiliz isteklerini karşılamayı Osmanlının yararına görüyordu. Çözemediği tüm problemler için işgal güçlerinden medet umuyordu.
Trablusgarplı Yüzbaşı Tarık Bey: Millî Mücadele sırasında, Teşkilatı Mahsusa’nın Vahdettin’e hizmet eden kısmının üyesiydi. Kuvayı İnzibatiye saflarında Milli Kuvvetlere karşı savaştı.
Yeni Bahçeli Nail: Babıali baskınında etkin rol oynadı. Teşkilatı Mahsusa üyesiydi. Millî bir direniş örgütlemek için Anadolu’ya sonra da Batum’a geçerek Enver Paşa ile görüştü. Dönüşünde Millî Mücadele’nin komutasını Enver Paşa’nın eline alması için çalışmalar yaptı. İzmir Suikastı davasında yargılandı, suçlu bulundu ve idam edildi.
Sir Basil Zaharoff: Yunan asıllı siyasetçi ve silah tüccarıydı. Yunan işgaline parasal destek sağlıyordu. Türk-Yunan savaşının çıkmasına katkıda bulundu. Yardım kuruluşlarına bağışlar yaparak aklanmaya çalıştı. “Küçük Asya” hayali için Yunanistan’a 4 milyon İngiliz lirası vermesi, savaşın bir buçuk sene uzamasına neden oldu.
Ziya Hurşit: Erzurum Kongresi Delegesi ve TBMM’de milletvekiliydi. 2nci Grubun ateşli Savucularındandı. TCF’a girdi. İzmir suikastı sanığıydı. Mahkemede suikastı itiraf etti, suçlu bulundu ve idam edildi.
Uzun bir liste üzerinden Atatürk’ün Millî Mücadele sırasında yakın ya da uzak çekim alanında bulunan kişi ve grupları mercek altına aldık. Bu yazının amacı kimseyi töhmet altında bırakmak ya da suçlamak değildir. Ancak bir ölüm kalım savaşı verilmiştir ve bu mücadelenin perde arkası sanıldığı kadar parlak olmayıp, “Atatürk ve Silah Arkadaşları” şeklinde formüle edilecek kadar da basit değildir. Yazının amacı, resmin tamamını olabildiğince geniş açıdan ortaya koymak, Millî Mücadele’nin bu bilgiler ışığında ne derece zorluklarla kazanıldığının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktır.
Yapılmış Yorumlar (2)
Yaptığın araştırmalara, derleyip düzenlemene, emeklerine, gönlüne sağlık Sevgili Levent’ im. Bu millet; vatan hainlerinden çok çekti ve hala da çekmekte… Bugün grubumuzda paylaşılan bir makalede geçmiş tüm hükümetlerin bundaki payları irdelenmişti. Gel de hakkını helal et, edebilirsen. Teşekkürler Kardeşim. Sevgilerimle.
Çetin Bey. Cumhuriyetimiz 100 yılını Atatürk'ün işaret ettiği tehlikelerin tümünü yaşayarak tamamladı. Bugün yaşamakta olduğumuz süreç, Kurtuluş Savaşı öncesinden pek farklı değil. Ancak ülkemiz yetişmiş insan potansiyeli, konumu ve öz kaynakları ile her zorluğun üstesinden gelebilecek imkana sahip olmasına rağmen gerek iktidar, gerekse muhalefet mandacı zihniyetten kendini kurtarabilmiş değil. Bu durumda iş vatandaşlar olarak Atatürk ülküsünü benimsemiş insanlar olarak bizlere düşüyor. Bizler oy verdiğimiz vekilleri zorlamaz, partiyi futbol taraftarı gibi desteklersek işimiz zor. 2.Yüzyila başlarken seçmen olarak oy vermekten öte daha fazla sorumluluk alıp, yönetenleri Cumhuriyetin kuruluş değerlerine sahip çıkmaya, günü kurtarmayı bırakıp ,bireysel ikbal için değil, ülke menfaatleri için çalışmaya zorlamalıyız. Vekillerimiz, bu milletin kendilerine sunduğu imkanları hâk etmeli. Milletvekiline sunulan haklar hangi ülkede var?