21 Temmuz 1974 Tarihinde İnfilak Ederek Battı

Kıbrıs Barış Harekatı'nda 498 vatan evladı şehit oldu.

A. Oktay Akçay, 26 Eylül 2019 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuştur. Mekanı cennet olsun. Hepsinin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum.

''21 Temmuz 1974 Tarihinde İnfilak Ederek Battı''  yazımız ilk olarak bundan 22 yıl önce Yelken Dünyası denizcilik dergisinde yayınlanmıştı. O günlere ait bir anımı da sizlerle paylaşmak istiyorum. Rahmetli Bekir Coşkun, Hürriyet Gazetesi'nde ki Onuncu Köy isimli köşesinde aşağıda okuyacağınız yazıyı yayınlamıştı. 

 

****************************

 

BIÇAK YARASI


GEÇMİŞİMİZDE bazı şeyler vardır, bir bıçak yarası gibi izi silinmez... Bulutlu havalarla birlikte sızlar da sızlar...

 

Gözümüz takılır...

Farkında olmadan elimiz uzanır...

Sızı gelir-gider...

Bunlardan birisidir; Kıbrıs Barış Harekátı sırasında kendi gemimizi batırmamız...

O gün Kocatepe Muhribi, kendi uçaklarımız tarafından bombalandı, battı, askerlerimiz şehit oldu...

Nasıl olur?..

*

Size bir yeni iddia ve belgesi:

Kocatepe Muhribi 1945 yılında ABD donanması için inşa edildi... USS Harwood DD-861 adı altında yıllarca ABD donanmasında görev yaptıktan sonra 1971 yılında Türkiye'ye verildi, 17 Aralık 1971 günü adı Kocatepe oldu...

Türkiye'ye verilirken, gemiye elektronik karşı tedbir cihazı konulmaması ve Türkler'e bu cihazların verilmemesi için ABD yönetimi, satış birimine bir gizli yazı yazdı...

 

(Denizci dostum B. Hulisi Gürbüz ile arkadaşı Oktay AkçayYelken Dünyası Dergisi'nin bu sayısında bu akıl almaz belgeyi bulup yayınladılar.)

*

21 Temmuz 1974...

Kıbrıs Harekátı sırasında ABD bir yandan Türk Ordusu'nun durmasını isterken, bir yandan da radarlarımızda hayali düşman filoları, halikopterler gözükmeye başladı... Çeşme, Karaada, Seferihisar gibi bazı yerlerde kara birliklerimiz bu hayali düşmana karşı baraj atışı bile yaptılar...

Hayali bir ikmal filosu ise Kıbrıs'a yaklaşıyordu...

Bu aldatmacaydı ve Akdeniz'de bulunan ABD-İngiliz donanmaları tarafından sanal olarak yapılıyordu...

Kocatepe Muhribi işte bu aldatmacanın bir parçası olarak bilinen kaderine doğru dümen kırmıştı...

Ve bu elektronik kargaşa içinde kendi uçaklarımız kendi gemimizi batırdı...

Çünkü; ABD gemiyi bize verirken, yanılmayı önleyen elektronik karşı tedbir sistemlerinin konulmasını yasaklamıştı, bu sistemler olmadığı için de radarlarımız kolayca bizi aldatıyordu...

 

Sonraki yıllarda kimse bu işin esrarını çözemedi...

Bu yeni iddia ve belgesi deşelenmeli-tartışılmalı...

Sızlayan bir bıçak yarası gibi...

 

Bekir COŞKUN

 

****************************

 

Rahmetli Bekir Coşkun, Onuncu Köy köşesinde (Hürriyet Gazetesi) yayınladığı günde Emin Çölaşan da Hürriyet Gazetesi'nde ki köşesinde aynı gün bu konuyu kaleme aldı. Sabah Gazetesi'nde ise o dönemde köşe yazarlığı yapan Zülfü Livaneli konuyu kaleme aldı. Ben ve arkadaşım A. Oktay Akçay'dan hiç bahsetmediler. Dolayısıyla hakkımız geçti. Mahşerde bu hakkı alacağız. (Bu sözüm de inancı olanlar ve Hakka inananlar için)

 

Bekir Coşkun'un Onuncu Köy köşesinde yazının yayınlandığı günün ertesi günü  Albay rütbesiyle Ramazan Cem Gürdeniz, beni telefonla arayarak ''Hulusi, gazetelere beyanat verme.'' dedi fakat sebebini açıklamadı. Ramazan Cem Gürdeniz, o tarihte (4 Ağustos 2000) zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanının özel sekreteri olarak görev yapıyordu. Ben de kendisine o an için ''Peki'' dedim. Telefonu kapadıktan sonra nedenini düşündüm. Bence nedeni şu olabilirdi: ABD'den satın alınan ve Kıbrıs Barış Harekatı'na iştirak eden Adatepe, Kocatepe, Tınaztepe, Maraşal Fevzi Çakmak muhriplerinde İ sınıfı muhriplerde olduğu gibi uçaksavar yoktu. Sadece pruva ve pupada bulunan (başüstü, kıçüstü) iki adet çift namlulu 5.38'lik toplarla hem kara hedeflerine hem de uçar hedeflere ateş etmek zorunda kalıyorlardı. Bence savaş bölgesine uçaksavar donanımına sahip olan İ sınıfı muhriplere görev verilmeliydi. Bildiğim kadarıyla İ sınıfı muhripler Adalar Denizi'nde konuşlanmıştı. Zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın en büyük hatası uçaksavarı olmayan ve  harekata katılan bu muhriplere öncededen uçaksavar monte ettirmemesiydi. Kıbrıs Barış Harekatı bittikten bir süre sonra uçaksavarı olmayan bütün muhriplere yurtdışından ithal edilerek uçaksavar monte edildi. Bana göre susmamı isteyen Ramazan Cem Gürdeniz, benim bu konudaki bilgimi bildiği için gazetecilere açıklayacağımı düşünmüştü. 

 

TCG D354 (II.) Kocatepe'nin battığı yer

 

Harita Gazi (E.) Yarbay Özhan Bakkalbaşıoğlu tarafından çizilmiştir. Özhan Bakkalbaşıoğlu, TCG D 354 (II.) Kocatepe'de  battığı zaman üstteğmen olarak görev yapıyordu. Bu konuda uzun çalışmaları sonucunda hazırladığı kitabı da vardır. Özhan Bakkalbaşıoğlu'nun tarafımıza yaptığı açıklamada; Kocatepe 21.07.1974 tarihinde saat 22:10'da infilak etmiş, saat 22:20'de batıp gözden kaybolmuştur. 

 

Özhan Bakkalbaşıoğlu ile anlaşamadığımız bir nokta var. TCG D 354 (II.) Kocatepe, bana göre Amerikalıların Kıbrıs'ın batısında uçak gemileri bulunması sebebiyle yaptıkları elektronik aldatmaca sonucunda Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yasak saha ilan ettiği bölgeye hayali Yunan İkmal Filosunu yakalamak için yanında TCG Maraşal Fevzi Çakmak ve TCG Adatepe muhripleriyle birlikte bölgeye girmeleri sonucunda Türk Hava Kuvvetleri'ne ait filonun Genel Kurmay Başkanlığı tarafından ilan edilen yasak sahada bulunmaları nedeniyle Türk savaş uçakları tarafından vurulmuştur.

 

Kocatepe'yi F-104 jetiyle vuran Binbaşı Zeki Kılınç, Türk Hava Kuvvetleri'nden yarbay rütbesi ile emekli olduktan sonra kendisiyle  telefon görüşmesi yapmıştım. O yıllarda İstanbul Havayolları'nda Uçuş İşletme Başkanlığı'nın görevini yürütüyordu. Zeki Kılınç, daha sonraki yıllarda kanser hastalığına yaklanmış olup yetmiş sekiz yaşında 20.05.2017 tarihinde hayatını kaybetmiştir. İzmir / Narlıdere - Zeytinalanı mezarlığında toprağa verilmiştir.

 

Yazı serimizin birinci sayfasında bulunan 1-A no'lu belgeyi en son Donanma Komutanlığı Genel Sekreterliği görevini yaptığı sırada emekli olan  (E.) Dz. Kurmay Albay Ayhan Yıldızel'e tercüme ettirdim. Yine emekli deniz kuvvetleri mensuplarıyla görüşerek bu karara vardık. Tezimizin üzerinde ısrarla duruyoruz. 

 

Yazı: B. Hulusi Gürbüz

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşu 

Yorum Yap