Adalara Doğru Doldursaydınız

İstanbul / Anadolu yakası Marmara Denizi sahili aylardır dolduruluyor. Ciddi anlamda kimseden ses yok. Birkaç köşe yazarı bir şeyler yazdı fakat larkası gelmedi. Çevrecilerden HİÇ SES YOK. Onlar da bıktılar galiba. Yeşil barışçılar ortada yok. Haklılar, kimse onlara destek vermiyor, BİRKAÇ KİŞİ EYLEMİNİ YAPIYOR, arada dayak da yiyiyorlar fakat hepsi bilgili, kültürlü ve CESURLAR. Öyle Boğaz Köprüsü'nden halatlarla sallanıp eylem yapmak herkesin harcı değildir. CESARET VE BİLGİ gerektirir. Temiz deniz derneği TURMEPA, onlar zaten genelde balo yaparlar, yaptırdıkları çöp toplama tekneleri ile Ege'de kendilerinin yani ZENGİNLERİN dolaştığı, demir attıkları koylardaki ÇÖPLERİ ALIRLAR. Çünkü o koylarda dolaşıp demir atmak için varlıklı olman gerekir. Küçük teknesi olan kaç kişi o koylara gidebilir. Dolayısıyla kirlettikleri yeri temizlemeleri gerekiyor.

Geçmişte sembolik olarak sahillerdeki çöpleri bir hafta sonu etkinliği olarak başlar, basın önünde fotoğraf çektirirler. Ondan sonra çöpleri gençlere toplatırlar. İnanmayan Yelken Dünyası denizcilik dergisinin eski sayılarına baksın.

Geçenlerde gazetenin birinde cılız bir haber olarak, 10x8 cm. ebadında, ''Su Haktır Satılmaz'' başlıklı yazılarında, oksijen kaynağı olarak sadece denizlerimiz kalacak, gelin hep birlikte denizlerimizi koruyalım diyorlar.

LAFTA KALIYOR, İCRAAT YOK ?

Paranız var, gazeteleriniz var, nüfuzunuz var, gücünüz var. İş sadece TURMEPA'ya yardım toplamak için balo yapmak değil, SESİNİZİ ÇIKARTIN, SESİNİZİ.

İstanbul'da denizi toprakla doldurma modası Adnan Menderes ile başladı. Bir süre ara verildi. Sonra Bedreddin Dalan işe ''Haliç'i gözlerim gibi mavi yapacağım.'' dedi ve Haliç'in suyunu hiç arıtmadan Unkapanı köprüsünün kenarından borularla direk Marmara Denizi'ne verdi, Marmara'nın içine etti. Sonra sahilleri doldurmaya başladı. Şimdi görevi Kadir Topbaş aldı, kalınan yerden devam ediyor. 171 adet futbol sahası büyüklüğünde alan dolduruluyormuş, ifade bu şekilde. Üzerine parklar yapılacakmış, mangalcılara yeni alan; Rüzgarsız havada gözü olan mangalcıların karbonmonoksit bulutu altında nasıl piknik yaptıklarını görür.

Hükümet sigara ile mücadele ediyor ya, mangalcıların dumanı kaç sigaraya bedel. Bizim toplumumuzun büyük bölümünün Dumanın PARTİKÜL olduğundan (kömür tozu olduğundan) HABERİ BİLE YOK. Zaten sahilde mangal, asfaltın kenarında yapılıyor. DENİZE SIRTI DÖNÜK.

Bir de işin DEPREM TARAFI var. Değirmendere'yi 7 belediye başkanı doldurmuş. Şimdi bölgeye gizlice dalış turları düzenliyorlar. Denizin altında evler, arabalar, bisikletler, eşyalar, hepsini gösteriyorlar.

İnsanlar dolgu alanın üzerindeyken DEPREM OLURSA hepsi doğru Çınarcık çukuruna!

Ya denizdeki canlıların, onların YAŞAM HAKKI NEREDE KALDI? HAKSA, ONLARIN DA HAKKI DENİZİ DOLDURANLARA GEÇİYOR. MAHŞERDE ALACAKLAR O HAKKI. Denizi dolduran Kadir Topbaş üstelik gençliğinde izcilik yapmış. İzci; bitkileri, hayvanları, doğayı korur diye yemin ediyorlar. Bu nasıl doğayı korumak?

Büyük tonajlı sarı kamyonların yollarda estirdiği terör de ayrı. Klapeli gemi fazla olmadığından kosterlerle kayalar dökülüyor. Bu kayalar Kartal kum depolarının oradaki iskeleden yükleniyor, sarı renkteki büyük tonajlı kamyonlar da toprağı söylendiğine göre Bolu dağına yakın yerlerden getiriyorlarmış.

Bu kadar uğraşıyorsunuz. Hazır Bostancı sığılığıda var. Bari adalar ile birleştirseydiniz gemi, motor seferlerine gerek kalmazdı. Toplum olarak zaten denizci toplum değiliz, en iyisi siz Marmara Denizini'de doldurun.

Son edindiğimiz bilgi Yenikapı'nın önüde doldurulmaya başlanmış, miting alanı yapılacakmış.

Biz geldik gidiyoruz. Gelecekte insanlarımız denizi dolduranları ne şekilde anacaklar.

 

 

 

 

Benzer Yazılar

Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.

Yorum Yap