Bahamalar’daki Tek Türk Yıldız

Bahamalar'ın Derinliklerinde: Balıkçılığın Sırlarını Açıklayan Mehmet Balcı ile Sıra Dışı Bir Röportaj

Instagram: amerikadaki.balikcii


Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 

1998 Ağrı doğumluyum. Sekiz kardeşiz. Küçüklüğüm 5 yaşına kadar köyümüzde geçti. Daha sonra maddi kaygılar nedeniyle Bodrum’a göç etmek zorunda kaldık. Ailem ile birlikte çalışarak hayatımıza Bodrum’da devam ettik. Liseye kadar okumak zorunda kaldım ve daha sonra aileme yardımcı olmak için çalışma hayatına başladım. Ailemin fertleri halen Bodrum’da yaşamaktadır. Her biri kendi meslek dalında hayatını idame ettiriyor.


Denizde hayat nasıl?                                                        

Deniz benim hayatımın büyük bir bölümünü kaplıyor. Bir şövalye için savaş alanı neyse, bir bilim adamı için laboratuvarı neyse deniz de benim için bunu ifade ediyor. Çıkan ani rüzgarlar, dalgalar, bunlara karşı koymak çok anlamlı geliyor bana. Bir mücadelenin içerisinde zafer kazanmak gibi… Bunun yanında biz ekip olarak çalıştığımız için bazen kendimizi bir makinenin dişlisine benzetiriz. Parçaların her biri birbiri ile uyumlu çalışmak zorunda. Ekip ruhunu, o birlikteliği ve uyumu sağladığımızda denize açılmak bizim için çok zevklidir. Misafirlerimizi bu ekip ruhu ile birleştirdiğimiz zaman çok daha anlamlı hale geliyor. Çünkü deniz, yaşam alanım ve benim için deniz hayatımın bir parçası. Burada uyum ve ahenk çok önemli! 


Denize olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

Ben ülkemin doğusunda doğmuş biriyim. Bizim oralarda geniş yaylalar ve ucu bucağı görünmeyen düz ovalar vardı. Kendimizi çocukken o düz ovalarda özgür ve sıradışı hissederdik. Bodrum’a taşındığımızda denizi ilk gördüğümde uçsuz bucaksız ovalara benzetirdim. Bir süre sonra denizde yüzmenin dışında o düz ovalara benzettiğim varlığın üstünde olma ve onunla bütünleşme arzusu doğdu. Kendimi çok özgür ve rahat hissediyordum. Kişilik olarak da azimli, çalışkan, özgürlüğüne düşkün bir mizaca sahiptim. Aile fertlerimin çoğu gayrimenkul işi ile ilgilenirlerdi ama ben bunun dışında kabuğumu kırıp sıra dışı bir şey yapmak istedim, ailem de bu kararıma saygı duydu ve beni destekledi. İlk olarak 2016 yılında guletlerde gemici olarak işe başladım ve daha sonra da motor yatlar ile devam ettim. Avrupa ülkelerinde denize kıyısı olanlarının hepsinde çalıştım. Son 2 yıldır Amerikalı bir aileyle beraber hem yat sektörü hem de balıkçılık sektöründe hizmet vermekteyim.

Bahamalar da balık tutma yarışlarına katılan tek Türk olarak nasıl oldu da binlerce Amerikalı yarışçı arasına katıldınız?

İşverenim balık tutmaya meraklı ve bu alanı seven bir insan, bizde aile gibiyiz. Bahamalar’a her gittiğimiz de 32 ft sürat balığa çıkıyorduk, ciddi boyutlarda balık tutmaya başladık. Daha sonra şunu farkettik, ekibimizle de işverenimizle de uyum içinde çalıştığımızda büyük balıklar tutuyorduk. Aynı zamanda mücadele ve sabır ruhunun da her birimizin içinde var olduğunu anladık. Bunları birleştirdiğimizde büyük başarılara imza attık. Teknemizin donanımı da bu yarışlara müsait idi. İşverenimiz de yarışlara katılabilecek donanıma sahip olduğunu söyleyince biz de katılma kararı aldık. İlk yarışa katıldığımız Walker’s Cay adası oldu, yarışı geçemedik ama bir “Empire Sun Team” olarak ismimizi duyurduk. Nispeten bizim için büyük başarıydı. Daha çok yarışlar var, daha iyi başarılara imza atacağımızı inanıyoruz. Tabi burada yüzlerce yarışçı var. Onlarla tanışmak ve onların deneyimlerinden faydalanmak çok iyi, Türk olduğumu görünce onlar da şaşırıyorlar. Daha önce de söyledim denizi seviyorum, onunla bütünleşebiliyorum bu yüzden denizle ilgili bir şey var ise ben de oradayım. Yarışlara da bu gözle bakıyorum. Burada olmaktan, bu deneyimi yaşamaktan mutluyum.

Gelelim balık tutma yarışlarına. Bahamalar’da balık avı çok özel bir deneyim olmalı, özellikle Abaco Adaları! Sizi en çok zorlayan noktalar nedir ve üstünden nasıl geliyorsunuz?

Büyük Abaco Adası ve koyları, Bahamalar / Karayipler bölgesindeki en büyük yarı korumalı su kütlelerinden birini oluşturur. Abaco Denizi küçük tekneler için mükemmel bir seyir alanıdır, limanlar veya korunaklı alanlar genellikle yakındadır ve sığ sulara demir atmak neredeyse her zaman mümkündür. Kilometrelerce uzanan tenha plajlar bulunabilir ve mükemmel marinalar, restoranlar ve diğer hizmetler sunan birçok yerleşim yeri veya kasaba sadece birkaç kilometre uzaktadır. Abaco'nun insanları dost canlısı ve yardımseverdir, bizi zorlayan zor kısmı ise güneyden gelen kötü hava şartları. İşte o zaman balık tutmaya çıkmak mümkün değil. Aynı zamanda alargada durmakta da zorlanıyorsunuz. Genellikle tekneyi marinaya bağlayıp güvenli bir şekilde havanın düzelmesini bekliyoruz. 

Yurt dışında katıldığınız yarışlar ile Türkiye’deki yarışları karşılaştırdığınızda aradaki en büyük fark nedir? 

Türkiye’de yarışlarda bulunmadım ama tabi ki çok merak ediyorum. Burayla ilgili tespitte bulunmak gerekirse, buradaki arkadaşlar çok profesyonel ve ekipman konusunda çok donanımlılar. Kimisi sadece bu alan ile ilgileniyor, uzmanlık alanı balıkçılık… Tabi ki Türkiye’de bu alanda çok büyük yarışların yapıldığını biliyorum ve önümüzdeki zamanlarda bu deneyimi orada yaşamayı çok istiyorum. 


Mesleğinizle ilgili gelecek hedefleriniz nelerdir?

Açıkçası bu konuda çok sıra dışı bir şey söyleyemem, hayatımı spontane yaşayan biriyim. Bulunduğum yere çok hızlı ayak uydurabilen biriyim. Bu açıdan mesleğimi de bulunduğum yerde gereği neyse onun çok ötesinde daha başarılı yapmaya çalışacağım. Daha önce de belirttiğim gibi deniz benim yaşamımın büyük bir bölümünü kaplıyor, bu açıdan denizde ne yapılması gerekiyor ise mesleki açıdan bunların hepsini çok daha iyi yapacağım.


Hayat mottonuzu öğrenebilir miyiz?

Ben çok yoksul bir ailede büyüdüm, yeri geldi eğitimimi tamamlayamadım. Ama içimdeki başarılı olma ve sıra dışı bir şeyler yapma arzusunu da biliyordum. Hep bunu denedim, birçok başarılı insanın hayatını okudum ve kendime güvendim. Bunun yanında heyecanlı ve maceraperest bir mizaca sahibim. Hayat, siz ne isterseniz size onu verir. Yaptığım her şeyin en iyisini yapmaya çalışan biriyim.  Nispeten geldiğim yer ve bulunduğum konumu dikkate alırsak bunu başardığıma inanıyorum. Bu konu ile ilgili bir söz söylemek gerekirse şunu diyebilirim, “Gerçekçi ol imkansızı iste”. Biraz böyle bakıyorum hayata.


Sizin konumunuza gelmek isteyen gençlere tavsiyeleriniz nelerdir? 

Kesinlikle şunu söylerim, coğrafya asla kader değildir. Bireyin istediğinde tüm sınırları ve kendini aşabileceğine inanıyorum. Hayal güçlerini kullansınlar ve ne istiyorlar ise hayal etsinler. Sonra da bunu uygulamaya geçsinler, görecekler ki evren onlara yardım edecektir. Aynı zamanda deneyimlesinler ve bulundukları yerin dışına çıkıp yeni insanlar, yeni yerler görsünler. Karamsarlığa asla kapılmasınlar, karşılaştıkları tüm şeylerin onlara deneyim kazandırdığına inansınlar.


Bu yoğun temponuzda bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. 


Röportaj: Banu Demir

Fotoğraflar: Mehmet Balcı Arşivi

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Benzer Yazılar

Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.

Yorum Yap