Bir Sağlık Ocağı Öyküsü...

Acımız çok taze…

Ancak görev edinmişiz yazmayı… Yanlışları ve eksikleri görmeyi… Birileri görmek istemese de, göstermek; okumak istemese de siz yazmak zorundasınız.

Daha önceki yazılarımda “ölmek kolay, yaşamak zor…”  demiştim.  Paranız var ise hangi yaşta olursanız olun değerli oluyorsunuz.

İnsanların ölmesini yaşlarına ve hastalıklarına göre belirleyen bir sistem var.  Eğer belli bir yaşın üstünde iseniz artık sizin ölmeniz lazım. Tıpkı Eskimo hikayelerindeki gibi…

Eğer bir de hastalığınız var ise hayatı çok zorlamayın. Doktorların yapacak daha önemli işleri var.

Tamamen sağlıklı raporu alıp ertesi sabah ölmek nasıl bir duygu olsa gerek ki?

Bilemiyorum.

Bu olay, yaşlısı bol bir bölge olan Edremit Akçay Altınkum'da yaşandı. Eskiden başımız ağrıdığında koştuğumuz, personeli ile arkadaş, dost olduğumuz, telefonla akıl sorduğumuz yerlerdi. Şimdi tamamen bürokrasinin esiri olmuşlar.

Sabaha karşı evde düşen annemi bakıcısı kaldırıp yatağına yatırır. Ben araba tamiri için uğraşmaktayım. İl dışında olduğumu, aracın akşama çıkacağını ve sabah Altınkum’a döneceğimi söylüyorum. Annemle konuşuyorum.  Bir şeyi olmadığını, bir bardak su da fırtına kopardıklarını söylüyorlar. Ama önemli bir ayrıntı var. Başını tutmakta zorlandığını söylüyorlar.

Oturduğumuz ev, Altınkum sağlık ocağı ile karşı karşıya 50 metre ya var, ya yok… Sağlık ocağı ile görüşüyorlar. “Hastaneye kaldırmak istiyoruz ama gerek var mı, bir bakar mısınız? Hasta yaşlı, yürüyüp buraya gelmesi mümkün değil.  Evde yatırdık.” diyorlar.

Sağlık ocağından alınan cevap : ''Ambulans çağırın. Biz eve hizmet vermiyoruz…” oluyor.  Aradan geçen süreçte öyle yapıyorlar. Ambulans geliyor. Annemin itirazına rağmen Edremit Devlet Hastanesi'ne götürülüyor.  Acilde gerekli müdahale yapılıyor. Serum veriliyor. Sıcak nedeni ile susuz kaldığı, kırığı çıkığı olmadığı sadece düşmeden ötürü berelenme olduğu söyleniyor.  Akşam eve çıkartılıyor. Israrla bir gece müşahede için kalması taleplerine cevap yok.  Taksi ile eve gönderiliyor.

Türk doktorlarına güveniyoruz ya… İçimiz rahatlıyor. Biz de ertesi günü sabah yola çıkmak üzere hazırlığımızı yapıyor, arabayı henüz testleri tamamlanmadan servisten çıkartıyoruz.  Gündüz hizmetle ilgilenen kadını var.  Gece için de bir tanıdığı ayarlıyoruz. Ne olur, ne olmaz diye… 

Sabaha karşı bir bardak su istiyor. “Ben uyuyacağım” diyor ve son uykusuna dalıyor…

Ertesi sabah sağlık ocağından gelip, uyanmadığı için ölüp-ölmediğini kontrol etmeleri istenmesine rağmen cenaze işleri için başka bir telefon numarası veriliyor. Neyse, bu işlerde tecrübeli olan birkaç kişi öldüğünü teyit ediyor.  Sonrası malum.  Görevli doktor geliyor, raporu tanzim edip, morga kaldırılmasını istiyor.

Şimdi burada soralım bakalım.

Altınkum'da komşusuna bile bir koşu gidip bakmayan, o iş bizim görevimiz değil, evde sağlık hizmeti talep etmemiş diyen bürokrasiye boğulmuş bir sağlık ocağı ne işe yarar?

Hastanede kalması için ısrar edilmesine rağmen, tahlilleri de temiz çıktığı için yatak  olmadığını öne sürmek, covid’in yaygın olduğu gerekçesi ile müşahede talebini reddederek taburcu etmek, ertesi sabah ölüsünü alıp morga kaldırmak nasıl bir iştir?

***

İşte yaşanan bir sağlık skandalı… Milletin neden özel hastanelerden çıkamadığının göstergesi…

Bana savcılığa suç duyurusu yapmam gerektiği söyleniyor.

Hipokrat yemini etmiş bir doktoru şikayet etmek mi? Yoksa onları bürokrasi ile sınırlamış bir yönetimi ve hastalar karşısında kan ter içinde kalmış, çağ atlamış sağlık sistemini mi yargılamak lazım?

Bilemiyorum. Ama insanlara hizmet için var olan doktorları mahkemelerde görmek doğrusu hep içimi acıtmıştır.

Ben ilahi adalete inanırım.  Biz adalet sağlamaya çalıştığımızda onunki duruyor. En iyisi yolundan çekilmek… Eğer bir ihmal ve günah var ise cezasını o verir…

Özele gidemeyen, parası olmadığı için devlet hastanelerine koşan, sağlık ümit eden yüzlerce hasta var…

Boşuna dememişler;

“Varsa pulun, dünya kulun… Yoksa pulun, yaman olur halin…” diye…

Allah rahmeti ile muamele eylesin…

Benzer Yazılar

Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.

Yorum Yap