Bugün Başka Şeyler Konuşmalı... Karaburun'dan Bahsetmeli!

Aşkolsun!
Yahu ben bir senedir gazeteci değil miyim?
"Yelkencinin Gazetesi"nde bir yıldır yazılarım yayınlanmıyor mu? 
Allah bilir, siz şimdi bütün yazılarımın manşet olduğunuda bilmiyorsunuzdur!
Tamam canııımm...
Hepsi olmasada, yarısı manşettir yani!
İyi be! Birkaç tanesi oldu işte!
Hiç mi olmadı?
Geçtiğimiz ay ki köşe yazım manşet oldu işte!
 
Evet arkadaşlar...
Bu yazı dizisinin konusu, benim asli mesleğim "denizcilik" ve denizdeki yaşamım üzerinedir.
"Denizcilik" terimini kullanmamın nedeni, denizcilikle alakalı bir üretim yapanlar, her tür teknenin kaptanları, çalışanları, balıkçılar, profesyonel dalgıçlar vs vs dir. Yani evlerine götürdüklerini buralardan kazanmış  olanlardır. Türkçesi, sektörde profesyonel anlamda çalışanlardır.
 
Bu yazımda, her marinada olmasada özellikle barınaklarda iştigal eden ve bu saydığım mesleklerden hiçbiriyle önceden tanışmamış ama ne hikmetse her şeyi bilen (Herbolok)lardan bahsedeceğim!
 
Kendine zararı olanlar, rezil olmak dışında, hiç kimseye bir zararı olmayanlar, konumuz dışıdır.
Bir diğer gruptakiler ise...
 
Yıllık kiraladıkları yerlerinde bağladıkları koltuk halatlarını yılda sayılı kez, yan koya veya bir ileridekine gitmek için çözmekle yetinip, teknesini genellikle "meyhane" ve "kârhane"ye çevirenlerdir...
İyide...
Bize ne?
Bizi ne alâkadar ediyor arkadaş?
Demokrasiyse dibine kadar, öyle değil mi?
Konumuz elbette bunlar da değil.
Etrafa zararı dokunmuyorsa, hiç kimsenin namusuna, ahlâkına, malına yan gözle bakmıyorsa!
Bize ne?
İşte birde, "bize ne" demeyeceğimiz gruplar var!
İşimiz onlarla...
 
Bu yazı dizisini birkaç günde bir yayınlamak üzere, şimdiden sonuna kadar hazırladım. 
 
"Bize ne" demeyeceğimiz gruptakilerin, sabahtan akşama hatta geceyarısına kadar mosmor bir surat, dışarı pörtlemiş gözlerle ve ayakta duramayacak kadar sarhoşken yedikleri haltları!
 
Ellerinde telefonla evli veya sevdiğiyle birlikte yaşayan kadınları (gecenin bir yarısında, hiç rüzgâr olmamasına ve evde tek başına olduğunu belirtmesine  rağmen!) "Kardeşim teknen rüzgarda savulup benim tekneme yasladı, hemen gel yoksa ipini keserim" gibi tehditvari sözlerle  masalarında meze yapmak üzere ne dümenler çevirip, nasıl zorladıklarından bahsedeceğim.
 
Bütün bunlara karşı çıkan, yardım isteyen mağdur kadınların çığlıklarına koşanların teknelerine nasıl zarar verdiklerini yazacağım.
 
Bekleyin anacığım...
Bekleyip görün bu rezil kepaze adamları!

Yorum Yap