Denizin Derinliklerinden Cenova'ya

Zuzu Sailing ile Uzun Bir Seyrin Hikayesi

Yelkencinin Gazetesi: Bize kendinizden bahseder misiniz? Skipper’lık kariyerinize nasıl başladınız?

Zuzu Sailing: Lise yıllarından beri yelken yapmaktayım. Bu daha çok yaz tatillerinde tekne kiralamak şeklinde oldu. İlk kez 1988 yılında Marmaris’ten bir Oceanis 35 kiralayıp koyları gezmiştik. O zaman GPS vs. gibi teknolojiler yoktu. Zaman zaman fırsat buldukça yazın tekne kiralamaya devam ettik. Bu arada Atina'dan Montenegro ve Hırvatistan'da da tekne kiralayıp gezdik. Korona ile Bodrum'da yaşamaya başladım ve daha fazla denize çıkma fırsatım oldu. Bir tekne alıp denizde yaşamak istediğime karar verdim.


Y. G: Zuzu isimli teknenizi seçme süreciniz nasıldı? İsminde özel bir anlam var mı?

Z. S: Marinaki Zuzu'nun satılık olduğunu duydum. Az kullanılmış ve iyi durumdaydı. Tekneye girince çok beğendim. Hemen karar verdim.

Tekneye Zuzu ismini bir önceki sahibi vermiş. Tekne isminin değiştirilmemesi gerektiğine inananlardanım.

Y.G: Bodrum’dan Cenova’ya olan bu uzun seyahatte karşılaştığınız en büyük zorluk nedir?

 Z.S: Bu uzun seyahatte karşılaştığım en büyük zorluk yanıma bir arkadaş bulmak oldu. Tek başıma seyir yapmıyorum. Gelen bir kişi aniden inmek isteyebiliyor ya da inmek zorunda kalıyor.


Y.G: Seyir sırasında hava koşulları ve deniz durumu gibi etkenlerle nasıl başa çıkıyorsunuz?

Z.S: Seyahati planlarken 3-4 günde gidebileceğim mesafeye 1 hafta ayırdım. Hava koşullarını düşünerek aralarda boşluklar bıraktım. Bir koyda biraz dinlenmek için zaman ayırdım. Seyahat sırasında Arki'de üç gün, Mikonos'da dört gün sert havanın geçmesini beklemek zorunda kaldık. Görmek istediğim birkaç yeri pas geçerek şimdiye kadar plana sadık kalabildim.

Y.G: Bu tür uzun seyahatlerde yolcuların katkısı nasıl?

Z.S: Gelen arkadaşların kimi tecrübeli, kimi daha az tecrübeli oluyor. İsteyene bildiklerimi öğretmekten zevk alıyorum.


Y.G: Teknenizin içinde yaşam alanı ve konfor açısından hangi özelliklere önem veriyorsunuz?

 Z.S: Böyle bir tekne için üç, dört kişi ideal. Daha kalabalık olunca yer daralıyor. İstekler artıyor.

Y.G: Seyir sırasında karşılaştığınız ilginç ya da unutulmaz anılarınızdan birkaçını bizimle paylaşır mısınız?

Z.S: Korfu'da hafta sonu marinada yer yoktu. Biz de arkadaki koyda alargada kalıp botla karaya çıkmaya karar verdik. Bota girince gördüm ki içeride bol miktarda su var. Taban olduğu gibi yarılmış. Botu tekrar teknenin üstüne aldık. Etraftan geçen birileriyle karaya çıktık. Dönüşte sahilde epey bekledikten sonra bir Avustralyalı bizi tekneye geri getirdi. Türk olduğumuzu öğrenince Türkiye'yi ne kadar çok sevdiğini anlattı. İki gün sonra 55 deniz mili açık deniz seyri ile İtalya’ya geçeceğimiz için acilen yeni bot satın aldım. Yeni botu eski bir kalenin içindeki Mandraki Marina’da bulunan tekneye getirmek de epey zorlayıcı oldu.

Taormina'da birkaç gün koyda alargada kalıp botla karaya çıkıp etrafı gezdik. Hava hep bulutluydu. Bir arkadaşım Etna'nın patladığını duymuş. Bana ‘’Gördün mü?’’ diye yazdı. Kafamı kaldırmam ile daha önce bulutların arasındaki dağdan alevler fışkırdığını gördüm. Stromboli'den de çıkan alevleri izlemek muhteşemdi.


Y.G: Deniz yolculuğunun hayatınıza etkileri ve size kattıkları hakkında neler söylemek istersiniz?

Z.S: Yola çıkalı dört ay oldu. Sürekli yeni yerler görmek muhteşem. Bilmediğim yerlere uzaktan yaklaşmak ve nereye demir atacağıma karar vermek.

Y.G: Gelecekteki projeleriniz veya hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Batıya doğru yola devam etmek istiyorum. Dünya yuvarlak. Nereye kadar gidebilirim bilmiyorum ama bunun için bana destek olacak ekip arkadaşları arıyorum.

Z.S: Son olarak hayat felsefenizi öğrenebilir miyiz?

Gerektiğinde konfor alanın dışına çıkıp hayatımı değiştirmeye çalışmak benim hayat felsefem.


Bu yoğun tempolu seyrinizde bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.


Röportaj: Banu Demir

Fotoğraflar: Zuzu Sailing Arşivi

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap