''Türkiye’den Uzakta Teknede Yaşayanlar Türkler'' 8. Bölüm

Atilla & Ayben Yüksel Çifti: Isla Mujeres (Cancun) yolu

Yeniden merhaba Sevgili Okurlar,

Hayırlı bir aile olayı için Meksika Cancun'a gelmişken, son röportajımızı onlar burada iken, şimdi ise Panama'da bulunan Ayben-Atilla çifti ile tekrar bir görüşmek istedim. Aramızda göreceli olarak daha az mesafe, yakın hava koşulları ve aynı saat diliminde olmamızda bu görüşmemize ayrı bir anlam katıyor olacaktı.

Kısaca ‘’ben neden buradayım?’’ onu anlatayım biraz. On sekiz yaşından beri ABD’de yaşayıp artık oralı olan büyük kızım, dünyaca meşhur rivieralardan olan Cancun'da mütevazı bir plaj seremonisi ile evlenmeye karar verdi. Baba olarak biz de bulunacaktık tabi ki. Oldum olası güzel memleketimden başka yeri merak etmediğim için, yurt dışına, hele bu kadar uzağa, iş dışında şahsi gezi yapmam ama bunu yapmam şart idi. Olayın iyi tarafından bakınca da harika bir tatil beldesine gelecek, tropik Karayip denizinde yüzecek, 17 aylık çalışmanın acısını çıkaracak ve tabi ki bol bol kızımla vakit geçirecektim. Vallahi, bunlardan sadece çok iyi dinlenmiş olarak döndüm.

Bir kere, deniz hiç de beklediğim gibi çıkmadı. Tamam, kum bembeyaz ve çok ince ama deniz felaket. Bu da son 10 senedir buraya özgü olan ve sargassum denilen bir yosun türü yüzünden. Yazın Meksika Körfezi’nde üreyip Gulf stream ile İngiltere'ye gittikten sonra kışın tekrar buralara dönen yosun türüymüş sargassum. Bu bilgiyi de Atilla kaptandan aldım sağ olsun. Hele okyanus geçişi sırasında bunlara rastlarsan tekneyi durduracak kadar yoğun oluyormuş. Bazı yerde 10 mil boyunca sargassum içinde yol almak zorunda kalabiliyorsun dedi Atilla kaptanımız. Aslında bu, içinde türlü deniz canlılarını da barındıran bir ekosistemmiş. İçinde bol miktarda lambuka balığı bulunurmuş. Bu kokulu ve bulanık denizde iki kısa yüzme gerçekleştirdikten sonra denizle ilgili hayallerimi rafa kaldırdım.

Kıyıya doğru gelen öbek öbek sargassum

Atilla kaptan ile sohbetimiz için belli bir konu belirlemediğimizden havadan sudan konuşalım dedik. Son konuşmamızı onlar Cancun önlerindeki Isla Mujeres'de demirdeyken yapmıştık. Buraya da Guatemaladaki Rio Dulce'den gelmişlerdi. Yolculukları epey maceralı geçmiş. Yolda bir ara motor teklemiş. Kuzeyden esen rüzgara karşı güneyden akıntı eklenince büyük dalgada gel gitler ve dümen epey zorlanmış. Bundan sebep olacak ki yazın benden Türkiye'de bir dümen üst burcu yaptırıp yaptıramayacağımızı sormuştu. Hatta bunun için çizimler göndermişti, ben de bunun nerelerde yapılabileceğini araştırmıştım. Dünyanın bu bölgesinde maalesef Beneteau'dan verimli bir destek alamamışlar.

Yolda ise başlarına iki önemli problem gelmiş. Bunlardan biri motor teklemesi. Sanki yakıtta ya da filtrelerde bir sorun var ve yakıt düzenli şekilde motora gitmiyor. Atilla kaptan konuştukça, sistemler hakkındaki hakimiyetine hayran kalmamak mümkün değil. Yakıt tankından motora kadar gelen bölümü, birinde sorun olursa ötekine geçmek için paralel iki yol yapmış. Bunları değiştirmeyi denemiş elbet ama sorun çözülmemiş. Sonra tüm filtreleri değiştirmiş ama sorun hala çözülmemiş. En sonunda yedek yakıt bidonundan direk motora vermiş ve öylece yürümüş. Uygun bir yere demirleyip ki bu da en az 8 saat kaybettiriyor diyor, tüm sistemi parçalayıp teker teker incelemiş. Sorun nerede çıkıyor dersiniz! On sene önce yakıt hava alma sistemini daha etkin kılmak için araya eklediği, daha çok dıştan takma motorların yakıt tankı ile motor arasında olan ve elle sıkılan siyah pompanın içindeki bilye sıkışır ve serbest kalmaz olmuş. O kadar uğraş didin, deniz ortasında motor susacak diye stres yap, sorun gelsin hiç beklemediğin yerden vursun, iyi mi!

Yedek bidondan yakıt besleme

Tabi bunları konuşurken, yakın zamanda uğraştığım bir problem geldi aklıma. Konu biraz nahoş tuvalet sorunsalı olduğu için fazla detaya girmeyeceğim ama şu kadarını söyleyebilirim ki hep ilk aklımıza gelen karmaşık sorun kaynağından ziyade, öncelikle gözümüze en basit gelen çözümleri denemekte her zaman daha büyük fayda var. Atilla kaptan ile yapılan en kısa teknik sohbette bile bizim gibi geriden gelenleri ufku birkaç fersah birden açılabiliyor. Paranız, etrafta yapacak ustanız varsa sorun yok ama bunlardan en azından biri yoksa iş mecburen size kalıyor.

Rio Dulce’den Isla Mujeres’e giderken manzaralar

Toplamda 10 senedir teknesinde yaşayan Atilla kaptan, teknenin de artık eskiyor olması nedeni ile uğraşacak çok fazla sorun biriktiğini, bunlardan denizde yapılabilecekleri yavaş yavaş yaptığını, karada yapılacaklar için de parça topladığını söylüyor. Panama'da bulunmasının nedeni de en son iki buçuk sene kadar önce karaya aldığı teknesini tekrar karaya alıp bakım yapmak. Yine iki ay kölelik yapacağız diyor Atilla kaptan. Fakat çekek yerinin olduğu yere gidemiyor. Nedeni de otopilot beyin arızası. Biraz kendi tamir etmeye çalışıyor ama maalesef problemi çözemiyor. Şimdi ABD’den sipariş ettiği ikinci el bir beyin bekliyor ki onun da çalışıp çalışmayacağı meçhul. Tek başına olduğu için de otopilotsuz yola çıkmıyor.  

Rio Dulce’den Isla Mujeres’e giderken Cayo Comado Rio Dulce’den Karayip denizine çıkmadan önce demir attıkları yer

Sohbet ilerlerken farkettikki, en son Guatemaladan Cancuna’a olan yolculuklarını konuşmamışız. Cancun’dalarken en son tekne mutfağını konuşmuştuk, oraya geliş yolculuğu unutulmuştu. Akü sorunu nedeni ile ertelemek zorunda oldukları Karayip seyahatini iyi havaların gelmesini beklerken iyice geciktirip -yaklaşıp iki sene kadar- Guatemala’da kalmışlar. Genelde çok iyi hava bekleyip yola çıktığını söyleyen Atilla kaptan, fazla beklemiş olmanın verdiği sabırsızlıkla da iyi hava gördüklerinde çıkmış yola. Her şey normal giderken hava tahminlerinin aksine bir anda rüzgar kafadan gelmeye başlamış ve 20 knot, 25 knot, 30 knot olarak adım adım yükselmeye başlamış. Kafadan gelen sert rüzgarla yapılan orsa seyrinde epey dayak yiyip kendilerini Belize’nin yakınlarındaki bir adanın kuytusuna atmışlar. Her niyeyse oradaki haritalar da biraz yanlışmış.

Rio Dulce’den Isla Mujeres’e giderken México’da demirledikleri koy

Sonra hava normale dönüp meteoroloji raporları da iyi gelince tekrar yola çıkmışlar. Motor, yelken giderken bir anda teklemeye başlamış. Bu sorundan yukarıda biraz bahsetmiştim. Çok fazla uzun yol yaptığı için motora gelen yakıt filtrasyon sistemini yedekli olacak şekilde modifiye etmiş Atilla kaptan. Yedek sistemi devreye alıyor ama motor teklemeye devam ediyor. Mecburen yine Belize’nin yakınlarındaki resiflerin batısında kalan sakin sulara geçip tüm sistemi elden geçirmiş. En son, problemin çok problemli olabilecek yakıt pompasından olabileceği kanaatine varmışken sorunun çok basit bir yerden, hava alma pompasının içindeki bilyenin işlevini yerine getirmeyip yakıt yolunu tıkamasından çıktığı anlaşılıyor. Tabi burada özetle yazdığımız arızanın tespiti ve giderilmesi körfeze girip çıkmalarla beraber beş güne mal oluyor. 

Yakıt sorununu çözüp yola çıkıyorlar ama bu sefer de cenova açılmamış. Öncesinde sert hava yedik deyip mandarı gevşetince açılmış bu sefer. Daha sonra hava sertliyor, küçültelim diyorlar bu sefer cenova küçülmüyor. Allem kallem gecenin bir vakti yine haritalara güvenip kendilerini bir adanın arkasına atıyorlar. Sabah olunca kontrol ettikleri cenova yine çalışıyor. Çıkıyorlar yola yine açılmıyor, rüzgarı tersten alınca açılıyor falan. Körfeze gir, çık 4’er saatten 8 saat alıyor. Korkuyla yol alıyorlar derken bir şekilde Cancun’a varıyorlar. Cancun’da demir attıktan birkaç gün sonra yelkeni indirip sistemi elden geçiriyor ve sorunun bilyaların aralarına girmiş küçücük bir metal parçacıktan çıktığını görüyor. Bu tür furling bilyalarının periyodik olarak sirkeli su ile yıkanması gerektiğini vurguluyor Atilla kaptan.

Isla Mujeres’de belediyenin düzenlediği festivali beklerken

Sohbetimizin sonlarına doğru genel gidişatı sordum ama sanırım bu da aslında teknede yaşanılan son 10 senenin bir bilançosu şeklinde sonraki yazımızın konusu olsun, ne dersiniz?

Yazı: Fatih Şenyüz / Yelkencinin Gazetesi

Fotoğraflar : Fatih Şenyüz, Ayben Kalaycıoğlu

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap

İletişim
İletişim +90 (532)2439735