Bu yazımda yaklaşık 20-25 yıldır biriktirdiğim gaz lambası koleksiyonumdan bahsetmek istiyorum.
Yıllar önce dostum, arkadaşım Ayla Hanım İstanbul’dan taşınırken 100-150 adetten oluşan gaz lambalarını ofisimizde dekor amaçlı kullanmak ve farklı bir hava yaratmak için bize hediye etti.
Her şey bu hediye edilen lambalarla başladı...
Gazetemizin genel yayın yönetmeni değerli insan, her zaman örnek aldığım ve takdir ettiğim Hulusi Gürbüz ağabeyimin de desteği ve teşviki ile bende gaz lambası merakı başladı.
O günden sonra yurt dışında, yurt içinde gittiğim her yerde köyde, kasabada gaz lambası bakmaya ve toplamaya başladım. Gaz lambası bende tatlı bir takıntı ve hobi oldu. Yurt içinde ve yurt dışında gittiğim şehirlerde herkes o şehrin bilenen meşhur ve güzel mekanlarını ve yerlerini gezerken ben ara sokaklarda, eskici pazarlarında dolaşmaya ve bulduğum gaz lambalarını almaya başladım. Gittiğim her şehirde kasabada, köyde gözlerim gaz lambalarını arar oldu.
Ülkemizin birçok şehrinde arkadaşlarım, dostlarım oldu. Benim adıma gaz lambası topladılar. Gördüklerinde resimlerini çekip bana gönderdiler, uygun gördüysek benim adıma satın aldılar. Kimi kargo yaptı kimi yolumuz düşüp teslim alıncaya kadar aylarca evinde muhafaza etti.
Yurt dışına sürekli gidip gelen tırcı, gemici arkadaşlarım gittikleri ülkelerden gördükleri gaz lambalarını benim adıma alıp ülkemize getirdiler.
Özellikle benim gibi 50-60 yaş üzeri herkesin çocukluğunda gaz lambaları ile anıları mutlaka vardır. Bizim kuşakdan olup da gaz lambası kullanmayan, onun ışığında ders çalışmayan, duvara yansımalarında oluşan gölge oyunlarında hayal kurmayan, gaz kokusunu içine çekmeyen yoktur.
Yıllar yılları kovaladı. 200-300-500-700 derken bin adeti aşan her biri farklı modelde gaz lambası koleksiyonu ortaya çıkmaya başladı.
Bir tane o şehirden, iki tane bu ülkeden, bir tane bu kasabadan derken yıllar geçti ve farkında olmadan Türkiye’de tek, belki dünyada da tek bir koleksiyon oluştu.
En son 1.480 adete ulaşan gaz lambası koleksiyonumu, İstanbul’da eski mali müşavirlik ofisimde muhafaza ediyor ve isteyen meraklılarına ziyarete açıyordum.
Dünyanın hemen hemen bütün ülkelerinden ve ülkemizin her şehrinden toplanmış gaz lambaları mevcuttur.
Yıllar içinde çeşitli dergilerde, basında, televizyonlarda, sosyal medyada koleksiyon ile ilgili yayınlar oldu.
Belli bir noktadan sonra koleksiyonun halka açılması ve bu görsel güzelliğin insanlara sunulması gerekliliği ortaya çıktı.
Öncelikli olarak memleketim olan Beypazarı’nda, ikamet ettiğim Kartal’da ya da yılın büyük bir bölümünü geçirdiğim Lüleburgaz’da müze açılması halinde koleksiyonumu bağışlamak istedim.
Kartal Belediyesi ile ön protokol yaptık ancak maalesef covid döneminin başlaması, bütçe kısıtlaması ya da yetkililerin ilgisizliği nedeniyle gaz lambası müzesi gerçekleşmedi.
Lüleburgaz Belediyesi ile görüşmelerimiz oldu ancak maalesef belediyenin kültürel faaliyetlere ilgisizliği ve yetkililerin duyarsızlığı nedeniyle yine sonuç alamadık.
Ortak tanıdık dostlarımızdan dolayı Kırklareli Belediye Başkanı gaz lambası müzesi açmaya hazır olduğunu söyledi. Kuşadası, Çeşme ve Tire belediyeleri talip oldular. Ancak bana çok uzak olması sebebi ile tekliflere sıcak bakamadım.
Rahmi Koç Müzesi’nden aradılar. Koleksiyona ilgi duyduklarını ve müzelerinden birinde sergilemeye hazır olduklarını söyledir. Ama benim hayalimde üç yer vardı; Kartal, Lüleburgaz ve Beypazarı…
Beypazarı
Bir tanıdığım Beypazarı Belediye Başkanı’na koleksiyondan bahsetmiş. Benim hiçbir maddi beklentimin olmadığını ve “Türkiyenin ilk gaz lambası” müzesine koleksiyonumu bağışlamaya gönüllü olduğumu söylemiş.
Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan Bey’in ilgisini çekmiş. Bizzat kendisi İstanbul’a ziyarete geldi, koleksiyonu görünce çok etkilendi ve Türkiye’nin ilk gaz lambası müzesini Beypazarı’nda açmaya gönüllü ve istekli olduğunu ve bu müzeyi Beypazarı’na kazandırmak için elinden geleni yapmaya hazır olduğunu söyledi.
Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan Bey’in yakın ilgi ve alakası ayrıca kendi memleketim olması hasebiyle bende istekli idim ve teklifini hiç düşünmeden kabul ettim. Benimde hayalim gerçek olacaktı. Koleksiyon halka açık hale gelecek, kültür mirasımıza bir katkımız olacaktı. Zaten benim hiçbir maddi beklentim yoktu ve açılacak bir müzeye bağışlamaya hazırdım.
Gelişmeler sonucunda Beypazarı Belediye Meclisinden ‘’Türkiye’nin İlk Gaz Lambası Müzesi’’ açılması için karar çıkarıldı. Beypazarı Kaymakamlığı’ndan onay alındı ve süratle müzenin oluşturulması için çalışmalara başlandı. Beypazarındaki tarihi “Halk Evi” binasının müze olarak açılmasına karar verildi ve derhal tadilata başlandı.
Geçen aylarda Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan’ın gönderdiği ekip ve araç ile 1.480 adet gaz lambası tek tek paketlendi, kolilendi ve Beypazarı’na götürülerek müze açılıncaya kadar muhafaza edilmek üzere belediyeye ait bir binada muhafaza altına alındı.
Bende bu yazı aracılığıyla Beypazarı Belediye Başkanı Sayın Tuncer Kaplan’a ve Kültür Müdürü Zafer Poyraz’a emeklerinden dolayı tekrar teşekkür ediyorum.
Müzenin tadilatı ve hazırlıkları devam etmekte olup gecikme olmaz ise yıl başından önce Beypazarı’nda ‘’Gaz Lambası Müzesi’’nin açılışı gerçekleşecek.
Bu dünyada bizi anımsatacak bir iz bırakabildiğim, ülkemize böyle bir müzenin kazandırılmasında faydam olduğu için çok mutlu olacağım.
Müze açılınca muhtemelen gazetemizde de haberi yapılacaktır. Beypazarı’na yolunuz düşerşe “Halk Evi” binasında “Süreyya Özkan Gaz Lambaları’’ müzesini ziyaret etmenizi ve anı defterine duygularını dökmenizi tavsiye ve rica ederim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere….
Benzer Yazılar
Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.