Güz Trofesi Geldi Çattı

Bodrum’da; otuz bin öğrenci ders başı yaparken, trofe’nin ilk ayağı çoktan bitmişti. Bu kıyı kentinde yaşam renkleriyle, kokularıyla, patlayan borularıyla, üzüntü ve sevinçleriyle devam ediyor.

Schuco-BAYK Güz trofesi 2022 nin ilk brifingi ve açılış kokteyli Marina Club’daydı. Açılışta; kırmızı-beyaz şarabı sevenler cemiyetindeydi sanki davetliler. Atıştırmalık ikramlar (salkım üzümler hariç)ev ve el yapımıydı. Lezzeti damaklarda kaldı. Kadehler de ise kırmızı-beyaz… Geceyi, görkemli Bodrum kalesinin arkasından “doğan” dolunay taçlandırdı.

Bu büyülü mekan da, Bodrum batı mendirek deniz fenerinin 9 mil'den görünen kırmızı çakarının ritmik ışığının çok yakınında, sevdiğim insanlarla beraberdim. Uzaklarda; İzmir’in kurtuluşu 100'üncü kez kutlanırken ben de mesleğe profesyonel adım atmanın 43. yılını güzel bir bistro masada içten kutluyordum. Artık; güz trofesinin ilk ayak ve ilk start işaretine sayılı saatler vardı.

 

Bu trofe de hangi sınıftasınız; IRC – Destek – Ralli?

Ülkemizin en iyi “yarış yatçılığı” parkurunda açıldı bu senenin son trofesi. Burası; Kefaluka (Akyarlar) ile Görecek Adası (Kurt burnu) arasında kalan, içine Karaincir, Aktur, Bitez, Çelebi Adası ve daha birçok yeri alan güzelim kıyının hemen açığı idi. Kısaca, parkurların parkuru burası.

İçinde iki kritik pasaj var ki benim diyene bile zor anlar yaşatabiliyor. Biri; Aspat tepesi (yakıla yakıla bitirilemeyen) diğeri yanı başındaki yer. İlk ayakta ki mücadelede olduğu gibi rüzgar, batı-kuzey batı (240-280 derece) gibi geliyorsa ayrıca bir hayli sert esiyorsa civarnalara çok dikkat etmekte fayda var. En iyi fotoğraflar, en nabız yükselten anlar burada yaşanıyor hep. Bu kez rüzgarın gücü zayıftı ama trofe bu parkurda koşulmaya devam edecekse hazırlıklı olmalı.

İlk gün 4 no'lu rota koşuldu. İkinci gün 8 no'lu. Yan yana gelince rakamlar 48 oldu birden. Tam da Muğla’nın plaka numarası. Hep söylerim dostlara “Trofeler tesadüfleri sever” diye. Neşeyle başladı işte mevsimlerin mevsiminde “güz trofesi”. İkinci ayak da katılım daha da yüksek olacak. Milta Marina'nın eşsiz ev sahipliğinde gerçekleşecek trofeye adım atarken sade ve gösterişten uzak trofe pankartına bakan bir “deniz kızı” heykeli karşılıyor yarışanları. Sessiz sedasız. Marinanın çarşısında bile trofenin rüzgarı diğer pankartı dalgalandırıyor.

 

Her trofe de bir dilek tutulur mu; tutalım o zaman

Start hattını doğru kurarsan kimse gelip komite botuna çarpıp hasar yaratmaz. Böylece bir yarışa güzel başlanmış olunur!. Kısa süre önce acemice yapılmış bir tatsızlığı anımsadım birden. Oysa çok özenle ve çekirdek bir kadro ile kurulmuş güzel bir start hattının rüzgaraltı pozisyonunda gerçekleri kaydeden fotoğraf makinamla tek başımayım işte. Yoğun liman trafiğinden sakınıp Görecek adası açığında start hattını kuran Ayberk Olcay başkanlığındaki “yarış kurulu” ilk ayak da başarılı bir yönetim sergiledi. Start-finiş ve dönüş şamandıraları ilan edilen “mini offshore” rotadaki yerlerinde çok belirgindi. Çok da birbirine yakın performanslı tekneler değildi ilk ayak da yer alanlar. O yüzden, starttan çok kısa süre sonra yarış koptu gitti. Dönüş şamandırasında ve ada dönüşünde toplu bir seyre dikkat kesilmedim hiç. Ama yine de reklam kokan fotoğraflardan ziyade yarışı anlatan fotoğraflar alışkanlığımdan-da vazgeçmediğimi-vazgeçemeyeceğimi ilk ayak da değerlendirmemi yaparken gözlemledim tekrar yazı masamda.

Oldum olası tek bir kare fotoğraf ile yarışı anlatma çabam sürdü bunca sene. Bunu da başardığıma inanıyorum bir yerde. Yoksa başka türlüsünü yapamazdım doğrusu. Güzelim yarış parkurunda rahat bir çalışma ortamında yapabileceklerim bunlar. Her iki gün de ilan edilen rotalar o kadar doğruydu ki yarışanlar her açıdan rüzgarı kullanabildi. Eskiden olduğu gibi birilerinin teknesinin performansına göre rota seçimi yapılmadığını artık herkes çoktan beridir anlamış oldu.

Geçici sonuçların ilan edildiği ilk ayaktan sonra muhtemelen IRC sınıfı kendi içinde ayrılacak. Buna yeni katılımlar sebep olacak aslında. Yarış ilanında tüm rotaların coğrafi (bana göre mini offshore) olduğunu okumuştum. Mevsim rüzgarları yönünü ve gücünü değiştirse de rotaların alternatifi var. Çünkü coğrafya ve kıyı şeridi buna çok uygun.

Her trofe de; Milta Marina’nın mükemmel ev sahipliği ve hizmeti bir yarış köyü havası yaratıyor kırmızı başlıklı orta boylu batı mendirek deniz fenerinin saçak altında. Bu durum tarifsiz keyifler veriyor aslında içten-içe hepimize. Ben mesela, evim gibi görüyorum bu yerde kendimi çok mutlu ve şanslı hissediyorum. Bazen yarışların ince taktik ve detaylarını, bazen öykülerini yaşadığım anların ağırlığına göre kaleme alıyorum. Bazen kalemin ucu sivriliyor, ses kayıt cihazımdaki röportajlar, video kameramdaki kısa filmler rafa kalkabiliyor. Ağırlıklı olarak fotoğraflar öne çıkıyor. Mücadeleyi anlatan, reklam kokmayan tam da yarış yelkenciliğinin sergilenmesi gereği gibi.

Bu sefer de bütün bir yaz; Sonbahar özlemiyle bir trofeyi bekleyen ekipmanlarım gibi öyküden yana kullandım yazı hakkımı. Isınma turu olarak bakalım buna isterseniz. Katılım sayısı yükselince de yazı şeklimi eskisi gibi oluşturayım. IRC, Destek ve Ralli sınıflarında bir sonraki start sinyaline kadar son hazırlıkları yapalım. Schuco-BAYK Güz Trofesi 2022 nin geçici ilk ayak sonuçlarını ve finiş zamanlarını www.bayk.org adresinden takip edebilirsiniz. Mevsimlerin mevsimini güzelim sonbahar da ve bu güzel trofenin devamında görüşmek üzere.

 

MERAKLISINA NOT: Son yıllarda (2017-2022)yelken yarışlarında mücadelenin (işin) ruhundan uzak anlatımlar düşüyor ekranlarımıza. Yeni ve beceriksiz bir akımın içindeyiz diye düşünerek bu kez önümüzde ki “1 Nisan” şakasını öne çekip bu akıma uyar-mıyım acaba(?) diye kaleme aldığım öyküyü sabırlarınıza sundum. Düşüncelerinizi bizzat beni gördüğünüz trofeler de yüzüme karşı ifade ederseniz bir yol haritasını birlikte oluşturmuş oluruz. Sevgilerimle.

 

Yazı ve fotoğraflar: sailing.raphy

Yorum Yap