Yelkencinin Gazetesi: Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Mustafa Duman: 35 yıldır avukat, kaptan, iki kız babası, bir torun dedesi, denizi, doğayı, yaşamı seven, keyifli bir adam.
Y.G: Yelken sporuna nasıl başladınız ve bu tutku sizin hayatınızda ne anlama geliyor?
M. D: Uzun zaman arkadaşlarımın teknesinde yelken açtım, yarışlara katıldım. Deniz benim için bir tutku, olmazsa olmazım, yaşam kaynağım. 2011 yılında kendi teknemi aldım, Türkiye’nin koyları, Ege Adaları olmak üzere birçok yerde yelken açtım. Çok başarılı yelken yarış takımları kurdum. Ulusal medyada, tv, gazete ve dergilerde, sosyal medyada ilk Atatürk silüetli balonumuzla, özel tasarım formalarımızla, fark yaratarak başarılı sonuçlarla kendimizden bolca söz ettirdik.
Y.G: Yelken sporunda kazandığınız disiplin ve stratejik düşünme becerileri hukuki kariyerinizde size nasıl yardımcı oldu?
M. D: Önce avukattım, sonra yelkenci oldum. Soruyu avukatlıkta kazandığım disiplin ve stratejik düşünme becerisinin yelkende katkısı olarak sormak gerekir.
2001 yılında Türkiye’de ilk, dünyada üçüncü Toplam Kalite Yönetimi ile yönetilen, kurumsal yapısı olan, güçlü, güven veren hukuk bürosunu kurdum; British Standard Institute (BSI) tarafından sertifikalandırıldık ve yıllarca denetlendik. Üst üste vergi rekortmeni olduk, ülkenin halka açık değerli şirketlerine ve holdinglerine hukuk danışmanlığı ve avukatlık hizmeti verdik. Çalışma arkadaşlarımın mutluluğunu, bireysel gelişimini, hobilerini her zaman önemsedim. Tenis, kayak, golf, etkin sunuş, kriz yönetimi, beyin fırtınası, zaman yönetimi, analitik düşünme gibi eğitimlerle donattım. Niteliği yüksek çok avukat yetiştirdim.
İşte tüm bunları gerçekleştiren bir avukat, bir lider olarak, yelken sporunda da fark yaratmak, başarılı sonuçlar elde etmek sürpriz olmadı.
Y.G: Hem hukuk hem de denizcilik oldukça yoğun alanlar. Sizin için boş zaman kavramı ne ifade ediyor?
M. D: Benim her anım doludur. Boş zaman değil, kendime ayırdığım zaman var. İş, aile, ben, sosyal çevre, hobilerim arasında denge, mutluluk ve başarı demek.
Y.G: Yelken sporunda yaşadığınız en büyük kişisel başarı neydi?
M. D: Konu yelken sporu ise kişisel başarı yoktur; kolektif başarı, takım başarısı vardır. Çünkü yelken sporu takımla yapılan spor. Her yarış için farklı takımlar kurmuş olsam da değişmeyen takım arkadaşlarım oldu, beraber başardık.
Y.G: Sizce tekne sahibi olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir?
M. D: Tekne sahibi olmak size huzur ve özgürlük kazandırıyor. Düşünsenize denizin üzerindesiniz, sevdiğiniz bir koydasınız, eviniz orada. Dezavantajı maalesef pahalı olması, eliniz cebinizden çıkmıyor.
Y.G: Hem hukuk hem de yelkencilikle ilgilenenlere ne gibi tavsiyeler verirsiniz? Bu iki alanı nasıl verimli bir şekilde bir arada sürdürebilirler?
M. D: Hukuk, yorucu ve zor bir alan. Avukatlık ise çok yıpratıcı, yelken ve deniz ise tam tersi dinlendirici, yenileyici, huzur veren bir yapıya sahip. Avukat arkadaşlarıma yelken sporunu bu nedenle şiddetle tavsiye ediyorum.
Y.G: Takım çalışmasının yelkencilikteki önemi nedir ve bu alanda başarılı olmanın anahtarı nedir?
M. D: Önceki sorunuzu cevaplarken takımın önemini anlatmıştım, yelken sporu bir takım sporu. Bireysel başarı diye bir şey yok. Yelken yarışında küçücük bir hataya ve zaman kaybına yer yok; bunu başarmak için de tecrübeli, birbirini tanıyan, dayanışan, sorumluluk alan bireylerden oluşan bir takım başarıyı getirir.
Y.G: Sizce bir teknede bulunması gereken en önemli ekipmanlar nelerdir?
M. D: En önemli ekipman, can güvenliği ekipmanları hiç tereddütsüz.
Y.G: Gelecek planlarınızda hukuk veya denizcilik açısından farklı bir hedefiniz var mı?
M. D: Şu anda yeni tekne alan arkadaşlarıma gönüllü olarak alıştırma eğitimleri veriyorum, teknelerine ve denize alışmalarını sağlıyorum.
Yelken yarışı yapan takımların daveti üzerine Schipper olarak yarışa katılıp taktik ve strateji belirleyerek katkı veriyorum. Ayrıca Instagram‘da ve Facebook’ta ‘’Sunshine Sailing Team’’ adı altında hesaplarım var. Buralardan pratik yelken eğitimleri, yarış ipuçları ve yarışlarda yapılan hatalarla ilgili yorumları paylaşıyorum. Türkiye’de daha çok denizci, daha çok yelkenci olması için gayret sarf ediyorum.
Hukuk alanında ise ülkenin genel konjonktürüne uygun olarak mesleki faaliyet olarak daha çok danışmanlığa yöneliyorum.
Zamanımın çoğunluğunu hukuk fakültesi öğrencilerine verdiğim konferanslar, gönüllü mentorlük, öğrencilerin niteliklerinin arttırılması, yurt dışı eğitimleri gibi faaliyetler kapsıyor.
Geçen dönem genel seçimlerde milletvekili aday adayıydım, siyaset hala planımda var.
Y.G: Yelkencilikte veya hukukta sizi en çok etkileyen veya ilham veren kişiler kimlerdir?
M. D: Hukukta ve yelkende ilham veren kişilerden çok etkileyen tetikleyen olaylar söz konusu, hukukta idealist olmanız şart. Yelkende de can ve mal güvenliğini öncelikli olarak ele alıp centilmence yarışmak şart.
Y.G: Son olarak hayat felsefenizi öğrenebilir miyiz?
M. D: Hayatı seviyorum, hayatı keyifli kılıyorum, çevremi etkiliyorum, ilham veriyorum, bireyin farkındalığının artmasının toplumsal değişimin anahtarı olduğunu biliyorum.
Bu yoğun temponuzda bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.
Yapılmış Yorumlar (1)
Mustafa Duman'ı Yelken yarışlarına tutkum sayesinde tanıdım. Yelken dostluğuna güvenerek arkadaş oldum.Yelken tutkunlarının benzer yaşam felsefesi taşıması sayesinde dost oldum.Benim de operatör doktor olmam sebebiyle işim çok stresli ve iyi ekip çalışması zorunlu.Bir iğne, bir sütür, bir bistüri ucunda, bir insanın yaşamını devam ettirebilmesi için anestezi ile onun yaşamını bir alete bağlayıp, uyandırdığımızda şifayı yol aldığını görmeye odaklanıyoruz.Bu adrenalinin bana göre bir Yelken yarışında yaşanılanlardan hiç bir farkı yok.Önce can güvenliği sonra odaklandığın çaba ile hep birlikte sonucunu görmek.Herkes o sırada birer görünmez kahraman sanki... Yelken yaşamının bana kattığı en güzel ödül ise Mustafa Duman gibi hayatı aynı pencerede seyrettiğim dostlarım...İyi ki Yelken...İyi ki Yelken Felsefesi...İyi ki varsın Mustafa...