Türk karasuları, iki kıtanın birleşim alanı olan Türkiye’nin tarih boyunca iktisadi, askeri, kültürel açıdan kaderine yön vermiş, Anadolu topraklarını Dünya’nın cazibe merkezi haline getiren paha biçilmez ata mirası mavi mülklerimizdir.
Nasa’nın yaptığı ölçümleme çalışmasına göre dünyanın merkez noktasında bulunan Anadolu toprakları, dünyada eşi benzeri olmayan İstanbul Boğazı’yla taçlanmış, Karadeniz’i ile kuzey ülkelerinin efsunlanarak baktığı masalsı diyarlara bürünmüş, Marmara Denizi ile en şatafatlı ziynetlerini sergiye açarken, Ege Denizi ile batı ülkelerine zarafet ve cesaret dersi vermiş ve kadim Akdeniz’i ile güneşin yurdu coğrafyaların en soylusu olmuştur.
Dünya üzerinde Türkiye’den sonra geriye kalan 207 ülkenin hiçbirinde var olmayan bu coğrafi ve kültürel mozaik yüce Türk milletinin emanetinde şahlanmış ve talihsiz şekilde tarihin her döneminde farklı formatlarla ama aynı amaçlarla işgal teşebbüslerine maruz kalmış olsa bile asla boyun eğmemiştir.
İşgal formatlarının bir yöntemi de moral bozmak ve asimile etmektir. Modern devletler için ana kara vücudun gövdesiyse karasuları ise kolları ve bacaklarıdır. Heybetli bir gövdeye sahip Anadolu topraklarının ve emanetçilerinin hareket kabiliyetlerini sınırlamak için kollar ve bacaklarımız vazifesini gören denizlerimizde etkinliğimizi harp alanlarında kısıtlayamayan kimi devletler Türklerin denizci bir millet olmadığı yalanıyla milletimizin moralini bozmaya uğraşmışlar ve maalesef ki çoğu zaman başarılı olmuşlardır.
Ama aslında tarihi gerçekler ve sahada ki durum bunun tam tersidir. Türk milleti batıda Baltık Denizi’nden doğuda Japon Denizi’ne, Kazan- Güney Sibirya hattından güneyde Hindistan’a, Ortadoğu’ya ve Kuzey Afrika’nın Atlas Okyanusu kıyılarına kadar belirli dönemlerde çok sayıda hanedanlık kurmuş M.Ö 3000 yıllarına kadar indirilebilen ve 5000 yılı aşkın bir devamlılık arz eden dünyanın en eski milletlerinden biridir. Böyle geniş bir coğrafi alanda hikayesi olan bir milletin denizle ilgisinin olmadığını düşünmek hayatın olağan akışına aykırıdır.
Tarih boyunca Türklerin denizlerde ki destansı hakimiyeti her ne kadar örselenmeye çalışılsa bile gerçekler hep kütüphanelerde doğru ellere geçeceği günü bekleyecektir.
Son Türk devleti olan ve ilelebet payidar kalacak olan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu modern Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilk icraatlarından biri donanmasını modernize etmek ve denizciliği Türk’ün büyük ülküsü ilan etmek olmuştur.
Milletimiz, 1 Temmuz 1926’da kabul edilen Kabotaj Kanunu’nun yürürlüğe sokulmasıyla birlikte denizlerindeki bağımsızlığını taçlandırmış ve her yıl 1 Temmuz tarihini Kabotaj Bayramı olarak kabul etmiştir.
Kabotaj Bayramınız Kutlu Olsun.
Yazı: Burak Erdoğan / Anadolu Yakası Bölge Temsilcisi
Fotoğraf: Selahattin Bilbey
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.