Trigladae familyasının en bilinen balığı kırlangıçtır. Lezzetli beyaz eti, avcılığının zevki ve genelde iri balık olması kırlangıcı amatörler tarafından aranan balık yapmıştır. Yaşadığı bölgeyi terk etmeyen, genelde göç yapmayan kırlangıçlar yerel balıklardandır. Yurdumuzdaki tüm denizlerde bulunur.
Dünyada Doğu Atlantik, Norveç'ten Batı Afrika sahillerine kadar olan kıyı şeridinde, Hint Okyanusu’nda, kısaca 8–24 derece sıcaklık aralığına sahip sularda bulunur. Yabancı kaynaklarda tub gurnard, yellow gurnard, searobin, sapphirine gurnard, selachi, seeschwalbe olarak geçer.
Kırlangıç balığının aşağıda tanıtılan ülkemiz sularında da bulunan başka türleri de vardır. Tüm kırlangıç balıklarının ortak özellikleri şu şekilde sıralanabilir. Dipte yaşarlar. Kafa gayet büyüktür, alnından burnuna doğru sert bir eğimle uzanır. Ağzı büyük ve körüklüdür. Gözleri iri, kırmızı ve kahverengidir. Sırt yüzgeci çifttir. İkinci sırt yüzgeci kuyruğa kadar uzanır. Kuyruk yüzgeci gayet gelişmiştir. Yan yüzgeçleri balığın vücuduna göre iri ve rengarenktir. Balık dipte yatarken yan yüzgeçlerini açarak nefis bir görüntü oluşturur. Oltaya yakalanan balık çekilirken de bu yüzgeçlerini açar güzel bir görüntü oluşur. Ama açık yüzgeçler balığın döne döne gelmesine de neden olacağından bedene mutlaka fırdöndü ilavesi gerekir. Kafasının iriliği ve vücudunun kuyruk boğumuna doğru incelmesi balığa konik bir görüntü verir. Renkleri kahverengi, kırmızı arası ve bu renklerin açık ve koyu tonlarıdır. Üzerlerinde benekler bulunabilir. Rengi yanlara doğru açılır, karnı beyazdır. Karın yüzgeçlerinin hemen önünde deri kaplı dokungaç türü organlar vardır. Bunlarla dipte dengesini bulur, hatta bu organları kullanarak dipte yürür. Dipte yaşayan küçük kabuklular ve küçük balıkları yiyerek beslenir. Genelde yavaş hareket eden bir balık olduğu halde avına saldırırken kısa ve çok hızlı bir hamle yaparak avını yakalar. 3 yaşından itibaren cinsel olgunluğa erişirler. Yaşadıkları suların ısınmasına göre şubat–ağustos arasında derin sularda yumurta dökerler. Yurdumuzda bu dönem yaz aylarına (tahminen haziran, temmuz) denk gelir. Yumurtalar pelajiktir. Yumurtadan çıkan yavrular da 2–3cm boya gelene kadar pelajik olarak yaşar daha sonra dibe inerler.
Cüsselerine oranla büyük sayılacak hava keseleri vardır. Balık suyun dışına çıkınca hava dolu yüzme keseleri guruldayarak inleme veya ağlamaya benzer sesler çıkarır. Eski balıkçılar bu nedenle kırllangıca derviş balık der avlamaktan çekinirmiş.
Asıl kırlangıçların ortalama 15 yıl yaşadıkları sanılmaktadır. Bilimsel kaynaklarda en fazla 75cm boy ve 6kg ağırlıkta bir balığın kaydı vardır. Bu balığın yaşı 14 tahmin edilmektedir. Balıkçılar arasında 8–9 kilolukların yakalandığı da anlatılmaktadır.
Şimdi Trigladea Ailesinin Diğer Türlerini Kısaca Tanıyalım
Benekli Kırlangıç (Chelidonichthys gurnardus)
Dilimizde benekli kırlangıç olarak bilinir. Vücudunun karekteristik olarak beneklerle kaplı olmasından dolayı bu ad verilmiştir. 20–300m derinliklerde, dibi kumlu, çamurlu yerlerde bulunur, bazen taşlık kırmalık yerlerde de rastlanır. Hayat hikayesi ve yaşamı asıl kırlangıç balığı ile aynıdır. En fazla 60cm boya kadar büyüdüğü sanılmaktadır. Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz'de bulunur. Ticari değeri kırlangıç gibidir. Avcılığı kırlangıç ile aynıdır.
Kırmızı Kırlangıç (Chelidonichthyus cuculus)
Halk arasında dikenli kırlangıç olarak da anılmaktadır. Renginden dolayı çoğunlukla öksüz ile karıştırılır ama farklı bir türdür. Yanlarındaki plaka şeklindeki kabuklar ayırt edilmesini sağlar. Göğüs ve belinin ön kısımları pulsuzdur. Yanal çizgi üzerindeki pullar dikinedir. Alnı diktir. 15–400m derinliklerde genelde kumluk, kıyılarda taşlık kırmalık alanlarda da gezinir. Ortalama ömrü 20 yıl kadardır. En fazla 50cm boya büyürler. Bütün Akdeniz'de bulunur. Karadenizde de bulunduğu sanılmaktadır. Ekonomik değeri yüksek değildir. Avcılığı kırlangıç gibidir.
Uzun yüzgeçli (Chelidonichthys obscurus)
Dilimizde özel bir şekilde isimlendirilmemiştir, ama birinci sırt yüzgecinin uzunluğu nedeni ile "Uzun Yüzgeçli veya Antenli Kırlangıç Balığı" diye anılabilir. Yurdumuzda Akdeniz'de bulunur. Kuzey Ege, Marmara ve Karadeniz'de yoktur. Sayıca çok değildir. 20–170m derinliklerde genellikle yumuşak zeminlerde yaşar. Hayat hikayesi asıl kırlangıç gibidir. En fazla 34cm boya kadar büyürler. Ülkemizde ticari değeri kırlangıç kadar yüksek değildir. Avcılığı kırlangıç gibidir.
Dik Alınlı Kırlangıç (Chelidonichthys lastoviza)
Asıl kırlangıca çok benzer. Rengi genelde koyu kırmızdır, üzerinde yer yer lacivert lekeler vardır. Benzerliği yüzünden kırlangıçla karıştırılır. Bazen küçük kırlangıçlara mazak denirken, bazen de mazak kırlangıcın küçüğü sanılır. Oysa ki böyle bir ilişki yoktur. Ilıman ve tuzlu suları sever. Yurdumuzda Akdeniz, Ege ve Marmara'da bulunur. İstanbul boğazına girmez Karadenize'de bulunmaz. 10–150m derinliklerde kumluk, taşlık yerlerde gazinir. 18 yıl yaşadığı sanılmaktadır. En fazla 40cm boya kadar büyür. Kırlangıç takımları ile yakalanır. Eti beyaz ve lezzetlidir. Ekonomik değeri vardır.
Öksüz (Trigla lyra)
Diğer türlerden daha açık pembe bir rengi vardır. Akdeniz, Ege ve Marmara'da bulunur Karadeniz'e çıkmaz. 10-700m derinliklerde daha çok yumuşak zeminlerde gezinir. 7 yıl kadar ömürleri vardır. En fazla 60cm boya kadar büyürler. Oltaya pek vurmaz. Daha çok ağlarla yakalanır. Sayıca çok fazla olmadığından ekonomik değeri pek yüksek sayılmaz. Eti beyazdır ama asıl kırlangıç kadar lezzetli değildir.
Bazı kaynaklarda şeklinin benzerliğinden dolayı ülkemizde de yakalanan, Dikenli Öksüz ismi ile bilinen balık da kırlangıçlar arasında tanıtılmaktadır. Kırlangıçlar Trigladae familyasına mensuptur, oysaki bu balık Peristediidae familyası üyesi olup ayrı bir türdür.
Nerelerde Bulunur
Kırlangıç balıkları kışları geçirmek üzere derin sulara çekilirler. Yazları havaların ısınması ile kıyılara sokulurlar. Mayıs aylarında asıl kırlangıç İstanbul ve Marmara denizinde kanalı takiben Karadeniz'de boğaz girişine kadar çıkar. Kasım ayında da Marmara'nın derinliklerine dönmeye başlarlar. Bu nedenle mayıs başından aralık sonuna kadar olan dönem oltayla kırlangıç avında en verimli dönemdir. Bu tarihten sonra balık derinlere çekildiğinden oltacılığı pek verimli olmaz.
Yaşam alanları genelde dibi kumluk yumuşak alanlardır. Bazı türleri çamurlu diplerde de gezinir. Taşlık, kırmalık alanlar ile kaya döküntülerinin etrafılarındaki açıklıklarda da sık sık ratlanır. 20–300m derinliklerde kırlangıca rastlamak mümkündür.
Genelde ikili veya daha fazla sayıyı içeren gruplar halinde gezerler.
Avcılığı
Kırlangıç sadece doğal yemlerle yakalanır. Çok nadir kaşığa atladığı görülese de suni yemlerle kırlangıç avı normalde uygulanan bir yöntem değildir. Yemi akyemdir. En sevdiği yem istavrit, izmarittir. İzmarit balığının iğneye takılmadan önce pulları kazınmalıdır. Bundan başka istavrit, kraça, uskumru, kolyaz ve zargana da kırlangıca yem olarak kullanılır. Yemler yaprak olarak kesilir. Özellikle karın bölgesinde görülen bozulmalar, parçalanmalar keskin bir bıçağın ucu veya makasla giderilir. Zargana boylu balık olduğundan bir yapraktan iki veya üç yem çıkabilir. Yemlerin iğneye takılmaları lüfer bahsinde anlatıldığı gibi önce kuyruktan başlayıp çevirerek iğneyi tekrar saplayarak yapılmalıdır. İğnenin her seferinde yeme tam ortadan saplanması önemlidir. Buna dikkat edilmez ise yem dipte fırıldak gibi döner balığın ilgisini çekmez; ayrıca bedene de çok kötü gam yaptırarak kullanılmaz hale getirir. Bu nedenle hem dipteki sürünmeler hem de dönmelere karşı yemi arada sırada kontrol etmekte fayda vardır.
Kırlangıç avı genelde hareket eden tekneden yapılır. Hareketi sağlamanın çeşitli yolları vardır. En yaygın olanı ağır devirle çalışan motor yardımı ile sandalı çok hafif yolla yürütmektir. Motoru olmayan veya koluna güvenip yakıttan tasarruf etmeye çalışan kürekte çekebilir. Diğer bir yolda sandalı suların akıntısına veya rüzgar ile sürüklenmeye bırakmaktır. Yalnız bu durumda rüzgar veya akıntı sandalı oldukça hızlı sürükleyebilir. Yavaş bir balık olan kırlangıç da hızla giden yemle ilgilenmeyebilir. Hızı azaltmak için sandalın akıntı veya rüzgar üstü tarafından deniz demiri azaltılabilir. Böylece hız azaltılabilir.
Kullanılan başlıca takımlar şu şekilde sıralanabilir:
Uzun köstekli dip sürütmesi
Olta avlanılan sularda bulunan balıkların büyüklüğüne göre 0.50–0.60mm 100m misinadan yapılır. Olta ile çift delikli iskandil arasına istenirse bir kolçak daha konabilir. Çift delikli iskandilin ağırlığı sulara göre 150–250gr olabilir. Ben daha çok çift delikli iskandil yerine 200gr atıp çekme kurşunu kullanıyorum. Beden 0.35–0.45mm 2–3 kulaç boyundadır, beden üzerinde iki adete kadar fırdöndü kullanılabilir. İğneler 2/0 veya 3/0 çapraz veya düz iğnedir, duruma göre 4/0'da olabilir.
Hazırlanıp yemlenen takım sandaldan indirilir. Bu arada sandal ağır ağır hareket halindedir. Önce suya yemli beden atılır, takım iskandile kadar açılır sonunda, iskandilde suya indirilir. Takım dibi bulana kadar yavaşca salınır. Dip bulunduktan sonra ağır ağır harekete devam edilir. Bu arada olta 20–25 kulaç kadar açılmalı, sandal ile yaklaşık 20–30 derece arasında açı yapacak şekilde durmalıdır. Hareket sırasında iskandil dipten kesilip uçmamalıdır. Bu oluyorsa ya hız azaltılmalı ya da iskandil ağırlaştırılmalıdır.
Tel Terazili Beden
Terazi beden kırlangıç avının klasik takımıdır. Kırlangıçların ikili veya ufak sürüler halinde gezdiği bilindiğinden bir defada iki balığı birden almak için planlanmıştır.
Terazi bedeni kendiniz yapabileceğiniz gibi hazır olarak da alabilirsiniz. Kendiniz yapacaksanız tel olarak 1–1,5mm çelik galvaniz tel kullanmanız gerekir. Galvaniz tel bulamazsanız normal çelik tel de kullanabilirsiniz ancak bu durumda her avdan sonra tatlı su ile yıkayıp vazelinleyerek korumak gerekir. Çelik tel yerine 2–3mm sarı telde kullanabilirsiniz. Bir de 5cm'lik fırdöndüye ihtiyacınız olacak. Bedenin yapımında bir yol tek parça tel kullanmaktır. Bu durumda 90–100cm boyunda olan telin orta yerine pense ile U şeklinde bir kulp yapılır. Bu durumda ihtiyacınız 3cm'lik fırdöndü olacaktır. Fırdöndüde ortasından telin çapına uygun çapla delinir. Telin ucu delikten geçirilerek, ortaya yapılan kulpa kadar sürülür. Fırdöndü kulpa oturtularak birazda kulp sıkıştırılarak sabitlenir. Telin her iki ucuna birer kanca yapılarak terazi tel tamamlanır. Bu halkalara köstekler bağlanacaktır.
Diğer bir yolda terazi telleri teleskopik yapmaktır. Böylece 1 metre uzunluktaki terazi içiçe geçirilerek 50cm olur; taşıması daha kolaylaşır. Bunun için 5cm'lik fırdöndünün gövdesine altlı üstlü tel çapına uygun iki delik delinir. Bundan önce 50cm boyundaki tellerin birer uçlarına tel ekseni ile 90 derece açı yapacak halkalar yapılır. Teller halkasız uçlarından fırdöndü üzerine açılan deliklerden geçirilirken birbirlerinin uçlarındaki halkalardanda geçmeleri sağlanır. Diğer uçlarada birer halka yapılır, bu halkalara köstekler bağlanacaktır. Köstekler 0.35–0.45mm köstek boyları 80cm'dir. Kösteklerin üzerinde birer tane fırdöndü bulunur. İğneler 2/0–4/0 çapraz veya düzdür. Bu şekilde tamamlanan terazi kolları kullanılmadığı zaman iç içe geçirilerek boyu 50cm olur; nakliyesi ve muhafazası kolaydır. Takımın olta kısmı ve kullanılışı yukarıda anlatılan uzun köstekli dip sürütmesi gibidir.
Üç Köstekli Takım
Orta boyda kırlangıçların bol yakalandığı zamanlarda, bir defada birden fazla balık yakalayabilmek amacı ile yapılmış takımdır. Şimdilerde bu kadar kırlangıcı bulmak pek mümkün olmasada yakalama şansını arttırmak amacı ile bu takımıda kullanmakta yarar var.
Olta kısmı üstte anlatılan takımların aynıdır. Oltanın ucundaki fırdöndüden sonra bağlanacak 2,5 veya 3 kulaç boyundaki bedene bir kulaç ara ile iki iğneli köstek bağlanır. Beden oltadan bir numara, kösteklerde bedenden bir numara küçük seçilmelidir. Köstek boyları 30cm iğneler 2/0–3/0 arası boylarda çapraz veya düzdür. Bedenin ucuna bağlanan mavrukanın diğer gözünede 50cm boyunda bir köstek bağlanarak üç köstekli takım oluşturulur.
Bu takımın en büyük aksaklığı sürütme esnasında bedendeki kösteklerin bedene sarılarak kötü görünmeleri balığı yeteri kadar kıskandıramamalarıdır. Bunu önlemek için istenirse tedbir alınabilir. Bunun iki yolu vardır. Birincisi kösteğin bedene bağlandığı yere ince yaprak kurşunu muska gibi sararak kösteği bedenden açarak dik tutmaktır. İkinci yol ise kösteği bedene üçlü fırdöndü ile bağlanmak; yalnız bu bağlantıdan önce kösteği ince bir plastik hortumun içinden geçirmek düğüm atıldıktan sonrada, hortumu sürüp fırdöndü halkasına geçirip sıkıştırmaktır. 10cm boyundaki hortum (tüp) parçası köstegi bedenden açacaktır. Akvaryumculardan temin edebileceğiniz hava hortumları bu işi görebilir, daha iyisi eczanelerden temin edilebilecek akvaryum hava hortumlarından ince olan serum hortumlardır.
Zokalı Takım
Zokalı takımın olta ve beden kısımları aynen yukarıda anlatılan takımlar gibidir. Kullanımı da bir farklılık göstermez.
Zoka genelde yaprak yem kullanılacağı için sülük tipidir. Derin sular ve akıntılar söz konusu olur ise daha iri ve ağır sarmısak zokalarda kullanılabilir. Sarmısak zoka kullanılacaksa zoka dibi ile iğne dirseği arası en kısa olanı tercih edilmelidir.
Bu takımda ve buraya kadar tanımlanmış tüm kırlangıç balığı avı kullanılan takımlarda olta uzunluğunun 100m olması yeterlidir.
Hangi takım olursa olsun, kırlangıcın ağzı oldukça büyük olduğundan iri iğne seçmekte tereddüt edilmemelidir. İğne küçük kalırsa balığın ağzına tam oturmaz çekilen balık ya yolda, ya sandalın dibinde oltadan kurtulur.
Kırlangıç avında oltaya kırlangıçtan başka vatoz ve lipsoz gibi balıklarda atlayabilir. Lipsoz zehirli bir balık olduğundan dikkat etmek gerekir. Vatozunda rina gibi zehirli türlerine karşı hazırlıklı olmak gerekir. Yakalanan kırlangıç balığı ilk andaki kısa kafa vuruşları ile oltada kendini belli eder. Daha sonra kafa vurmadan sanki boş bir ağırlıkmış gibi açık kanatları nedeni ile döne döne gelir. Sandalın yanına kadar çekilen balık kepçe veya kakıçla içeri alınabilir. Bedeni mümkün olduğunca balığa yakın tutarak ani bir hareketle, yani sallasırt usulü, kaldırıp sandala alma yöntemi de kullanılabilir. Ancak bu arada elin kırlangıcın kafa, solungaç kapakları ve sırtındaki dikenlere çok dikkat etmek gerekir. Bu dikenler zehirli değildir ama batarsa oldukça canınız yanabilir.
Buraya kadar tanımlanan tüm takımlar el oltası olarak düzenlenmiştir. Kırlangıç avında yukarıda tanımlanan tüm takımlar makineli kamış ile kullanılacak şekilde de düzenlenebilir. Bu durumda olta kısmı, beden ve köstekler bir veya iki numara inceltilebilir. Mesela olta 0.40mm hatta 0.35mm kalınlığa kadar rahatlıkla iner. Bedenler ve köstekler de 0.30–0.25mm kalınklıkta düzenlenebilir. Dikkat edilmesi gereken beden boyudur, bedenin boyu kullanılan kamıştan çok uzun olmamalıdır. Mesela 3 metrelik kamış kullanılıyorsa beden boyu 4 metreyi kesinlikle geçmemelidir. Böyle olursa kamış kısa kalır, iskandil veya çatal beden gelir kamışa dayanır ama iğnedeki balık daha sandala uzaktadır alınamaz. Kamış 100–200gr atma kapasiteli olsa yeter çoğunlukla daha hafif sınıftan kamışlarda rahatlıkla iş görür. Daha ağır iskandil kullanma gereği olsa dahi iskandilin kamışla savrularak atılması söz konusu olmadığından bir problem olmaz. Makina 0.40mm misinadan 100m alabilmelidir. Makinalı takımla yakalanan balığın kepçe veya kakıçla sandala alınmasında yarar vardır.
Benzer Yazılar
Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.