Olmayan Kazancın Vergisi Yasalaştı

Her ne kadar adı enflasyon düzeltmesi olsada gerçekte olmayan kazancın vergisi olan yasa bu sefer ertelenmedi ve uygulamaya konuldu. Bu ay işyeriniz 1 Ocak 2024’ten bu yana kapalıda olsa hiçbir alışveriş yapmamış olsanız da stoklarınızda bulunan mallar, işletmenize kayıtlı bina, arsa, araç her türlü makine alet ve edavat enflasyon oranında değerlemeye tabi tutulacak ve kağıt üzerinde oluşan artışın vergisini ödeyeceksiniz.

Bir yıldır mali müşavirler olarak her platformda bu haksızlığı dile getirdik, sosyal medyada açıkladık. Hatta Ankara’da miting yaptık ama maalesef tüccarın, sanayicinin, esnafın bağlı olduğu meslek kuruluşları hiç oralı olmadı, görmediler, duymadılar, tepki göstermediler…

Gelinen noktada deli dumrul vergisi bu ay uygulamaya konuldu. Vergi mükelleflerine mali müşavirlerince tahakkuklar gönderilince ne oluyor diyecekler ama iş işten geçti.

Halkın anlayacağı dilde anlatırsak…

30 Haziran 2024 tarihli mizanınızda 5.000.000 tl’lik stok mal, 3.000.000 tl’lik araçlar, 2.000.000 tl’lik makine teçhizat alet edavat, 10.000.000 tl’lik de binanız olduğunu var sayalım.

Şirketinizin de kayıtlı sermayesi ve öz kaynakları ise 10.000.000 tl olsun.

Her kalem, enflasyon düzeltmesi oranında artırılacak (1.194 katsayısı). Sonuçta net varlıklarınızda 2.686.000 tl artış olduğu kabul edilecek ve eğer şirketseniz % 25’i 671.500 tl… şahış iseniz %15’i 402.900 tl fazladan vergi vereceksiniz.

Yukarıda örneklediğimiz stoklarınız, araçlarınız, makine teçhizat, alet ve edavatınız, binalarınız, arsalarınız, tesisleriniz ne kadar fazla ise o kadar yüksek tutarda, on milyonları bulan vergilere muhatap olacaksınız. Aslında işin özü servet vergisi demektir..

Tabi bu döneme ait normal alım satım kazancınızın vergisi de ayrıca hesaplanıp bu vergiye ilave edilecek…

Türkiye’de bir ilk gerçekleşti ve dünyada olmayan bir vergi yasalaştı. Olmayan kazancın vergisi alınacak. Dahada beteri bu vergi her üç ayda bir geçici vergi dönemlerinde hesaplanacak ve ödeyeceksiniz.


15 tl ‘ye ekmek aldığınız bakkaldan çıktığınızda 5.000 tl ceza ile muhatap olabilirsiniz.

28 Temmuz 2024 tarihinde yasalaşıp yürürlüğe giren 7524 sayılı kanuna göre;

Eskiden olmayan bir hüküm getirildi. Alışveriş yaptığınız işyerinden fatura ve fişinizi almadan çıkarsanız ve bu tespit edilirse 5 bin tl ceza ödeyeceksiniz. Bu cezadan kurtulmanın yolu, fişini ya da faturasını vermeyen işletmeyi alışveriş tarihinden itibaren beş iş günü içerisinde ihbar ederseniz ceza yemezsiniz.

Çünkü yeni yasaya göre alışverişlerde fatura vermeyen iş yerine 10.000 tl ceza kesilirken almayan müşteriyede 5.000 tl ceza kesilir hükmü getirildi. Eskiden fatura vermeyen işyerine ceza vardı ama alıcıya ceza yoktu.

Ayrıca sattığı mal ve hizmetin bedelini kendi hesabına değil başkasının hesabına aktaranlara 10 bin tl’den az olmamak üzere yapılan işlemin %10’u oranında özel usulsüzlük cezası kesilecek.

Yine aynı şekilde kendi banka hesaplarını ve pos cihazlarını başkalarına kullandıranlarada aynı ceza kesilecek.

Maalesef son çıkan yasalarla sanki ceza yolu ile gelir elde etmek amaçlanmış gibi görünüyor. Oysaki evrensel hukukta ceza bir gelir kaynağı değil, yasalara uymak için yaptırım kaynağıdır. Yani amaç ceza keserek gelir elde etmek değil, makul kabul edilebilir cezalarla vatandaşı yasalara uygun davranmaya zorlamak olmalıdır.

Böyle on, yirmi, elli, yüz liralık alış veriş faturasını ya da fişini almayana 5.000 tl ceza kesmek amacın dışına çıkmak olur. Kesilecek ceza yapılan işlemin bedeli ile orantılı olmalıdır. Mesela fatura ya da fişini almayana alışverişe konu tutar kadar ceza kesilir gibi bir hüküm konmalıydı.

Diğer yandan yasayı çıkarmak kolayda onu uygulayacak sistemi ve otoriteyi kurmak kolay değildir. Bu ülkede hangi dükkanı, hangi mağazayı ne kadar süre ile ve nasıl denetleyeceksiniz? O zaman ‘’Ferman padişahınsa dağlar bizimdir’’ sözü esas olur. Sen istediğin kadar yasa çıkar, denetim ve kontrol yoksa herkes bildiğini yapar. Getirdiğiniz yasaların hiçbir faydasını göremediğiniz gibi devletin itibarına da zarar verir. Oysa eğitim, bilgilendirme ve bilinçlendirme ön planda olmalı. Tabiki uymayana da makul, mantıklı ve tutarlı cezalarda kesilmeli.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…

Süreyya Özkan

Benzer Yazılar

Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.

Yorum Yap