Ramazan Yardımları ve Vergi Yasaları

Sevgili Okurlar, malum ramazan ayına girdik ve firmalarda hem çalışanlara hem müşterilere iftar yemekleri, gıda kolisi yardımları, ramazan hediyeleri vb. faaliyetler olacaktır.

Bu yazımızda sizlere bunların hangisi sgk primine ve vergiye tabi, hangisi değil onlardan bahsetmek istiyorum. 

Bazıları size tuhaf ve anlamsız gelsede kanun böyle diyorsa uymak zorundayız aksi takdirde suç işlemiş oluruz. Çünkü kanunu bilmemek mazeret değildir.

     - Firmanızın çalışanlarına işyerinizde iftar yemeği verirseniz (Yemeği işyerinizde kendiniz yapabileceğiniz gibi dışardanda getirtebilirsiniz fark etmez)  bu işyerinin normal faaliyeti içinde yapılan bir harcama kabul edilir ve iftar yemeği için yapılan harcamaları gider yazabilir kdv’sini de indirim konusu yapabilirsiniz.

     - Ancak aynı personelinize dışarıda bir restoranda iftar yemeği verdiniz ve kişi başı 118,80 TL üzeri hesap ödediniz ise fazlası ayni yardım kabul ediliyor ve bordroya yansıtıp ödediğiniz tutar üzerinden gelir vergisi ve damga vergisi ödemek zorundasınız. (Kişi başı 200 tl ödediyseniz bunun 81,20 tl’sini çalışanın bordrosunda gösterip gelir vergisi ve damga vergisi ödenmek zorundadır.) Yani çalışanınıza iftar yemeği verdiğinizden dolayı birde devlete vergi vermek zorundasınız.

- Çalışanlarınıza ramazanda nakit para yardım yaptı iseniz, bunuda ücret gibi bordroya yansıtıp hem sgk primi hemde  gelir vergisi ve damga vergisi ödemek zorundasınız. 

- Çalışanlarınıza ramazan kolisi dağıttı iseniz, ramazan kolisi için ödediğiniz tutarı bordroya ayni yardım olarak ilave edip gelir vergisi ve damga vergisi ödemek zorundasınız.

- Firma olarak çalışanların dışında çevrenizdeki kişilere ramazan kolisi dağıttı iseniz, bunun için yaptığınız harcamayı gider yazamaz, kdv’sinide indirim konusu yapamazsınız. Çünkü yasa koyucu bunu hiçbir şekilde işletmenin ticari faaliyeti ile ilişkilendirmiyor, bireysel sosyal faaliyet ve yardım olarak kabul ediyor.

- Firma olarak çalışanlara, marketlerin hediye çekinden verdi iseniz. Çek tutarını bordroya ilave edip hem sgk primi hemde gelir vergisi ve damga vergisi ödemek zorundasınız.

 - Diyelimki firma olarak iş yaptığınız müşterilerinize dışarıda bir restoranda iftar yemeği verdiniz. İşte kanun koyucu bu yemek için yapılan harcamaları gider yazabilirsiniz, kdv’sinide indirim konusu yapabilirsiniz diyor. Çünkü bunu işletmenin ticari faaliyetinin doğal bir parçası olarak kabul ediyor.

 

Herhangi bir incelemede cezalı duruma düşmemek için ramazanda yapacağınız gıda kolisi ya da nakit yardımlar, vereceğiniz iftar yemeklerinde mevzuata uygun hareket etmekte fayda var.

 

DEPREM VE DEĞERSİZ ALACAKLAR..

Ülkemizde şubat ayında 11 ilimizi etkileyen şiddetli bir deprem oldu.

Deprem bölgesindeki firmalardan  alacağı olan işletmeler bazı yasal işlemleri gerçekleştirerek bu firmalardaki alacaklarını değersiz alacak olarak zarar yazabilirler.

 

Bunun için gerekli şartlar:

-Alacak ticari alacak olmalı..

-Alacak hatır senedi ya da kefalet borcu vb. olmamalıdır.

-Borçlu firma sahibi depremde vefat etmiş ya da mal varlığı yok olduğuna dair afad raporu olmalıdır.

-Alacaktan vaz geçildiğine dair noterden anlaşma ya da ikna edici belge olmalıdır.

-Ya da deprem nedeniyle borçlu firmanın adresinde bulunmaması, binanın yok olması ve firmaya ulaşılamaması gibi delil ve şartlar yerine getirilerek alacağın tahsiline imkan kalmadığına dair ispat edici belgelerle bu alacaklar zarar yazılabilir.

 

DEPREM VE ZAYİ BELGESİ

Zayi belgesi vergi usul kanunumuzda geçmemekle birlikte Türk Ticaret kanununda bahsetmekte ve tacir saklamakla ve gerektiğinde ibra etmekle yükümlü olduğu bir belgeyi kaybettiğini öğrendiği tarihten itibaren 30 gün içinde yetkili mahkemeden zayi belgesi isteyebilir demektedir.

Zayi belgesi genelde yetkili mahkemelerce verilmekle birlikte; deprem, sel baskını vb. doğal afet durumlarında özel kanunlarla, afetin gerçekleştiği bölgelerdeki kurulların (Kaymakamlıklarda ve valiliklerde oluşturulan kurullar)  verecekleri zayi belgelerinide yetkili mahkemelerden alınmış zayi belgesi hükmünde saymıştır.

Nitekim geçmişte yaşadığımız depremlerin ardından bu şekilde yasalar çıkarılarak depremzedelerin mağdur olmaları ve mahkemelerde hukuki işlemlerle uğraşmaları önlenmiştir.

6 Şubat 2023 tarihinde yaşadığımız deprem sonrası bu illerdeki vatandaşların ve firmaların zayi belgeleri için bugüne kadar henüz bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Eğer böyle bir düzenleme  yapılmaz ise (biraz geçikme oldu ama muhtemelen yapılacaktır.)  birçok kişi ve işletme zayi belgesi olmadığından dolayı haklı oldukları durumlarda bile haksız duruma düşebilir birçok davayı kaybedebilir ve  cezalı işlemlere muhatap olabilirler.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere hayırlı ramazanlar dilerim.

Yorum Yap