
Ege’nin en gizemli adasında şelalelerle serinleyen, rüzgârla özgürleşen bir yelken yolculuğunun notları…
Ege’de bir ada düşünün; kayalık, vahşi, el değmemiş… Rüzgârın özgürlüğüyle yıkanmış, ormanların koyu yeşiliyle saklanmış, şelalelerin serin melodisiyle can bulmuş bir ada: Samothraki.
Yelkenciler için bu ada, bir rotadan çok daha fazlası. Kuzey Ege’nin az bilinen cevheri Samothraki, en cesur yelken tutkunlarının bile kalbini çalacak kadar gizemli ve büyüleyici.

Adanın silueti, uzaktan bakıldığında bile etkileyici. 1.611 metrelik Fengari (Yunan mitolojisine göre Tanrıların dağı) bulutların arasına yükseliyor ve denizden yaklaşırken bir masal dünyasına adım atıyormuşsunuz hissi veriyor. Çoğu ada gibi düz bir sahil yerine, Samothraki’nin kıyıları kayalık, vahşi ve korunmasız. Bu da yelkenciler için hem bir meydan okuma hem de saf bir keyif demek.
Limni’den ya da Thassos’tan başlayan yelken rotalarında, Meltemi’nin dansına kapılarak Samothraki’ye ulaşmak eşsiz bir deneyim. Ada çevresindeki akıntılar güçlü, hava ani değişimler gösterebilir; bu yüzden deneyimli yelkenciler için adeta bir “karakter testi” niteliğinde. Ancak bir kez demir attığınızda, o çetin yolculuğun ödülünü sonuna kadar alırsınız.
Samothraki’nin en büyüleyici noktalarından biri, doğal havuzlar anlamına gelen “vathres”. Şelalelerden dökülen buz gibi suların oluşturduğu bu küçük göletlerde yüzmek, denizden çıkıp karaya adım attığınızda yaşayacağınız en unutulmaz anlardan biri.
Ada’ya uğradığım gün, limanda küçük bir tavernada tattığım taze ızgara ahtapotun tadı hâlâ damağımda. Size tavsiyem; akşam Hora köyünde yerel halkın hazırladığı keçi güvecini mutlaka denemeniz olacak. Ayrıca adanın meşhur otlarıyla yapılan salatalar ve ev yapımı ouzo ise gün batımını izlerken en güzel eşlikçileriniz olabilir.

Hora köyü ise rüzgârın tatlı uğultusunu taş duvarlarına saklamış bir kartpostal köyü. Burada eski taş evler, dar sokaklar, küçük tavernalar sizi karşılar. Akşamüstü bir ouzo eşliğinde güneşin dağlara veda edişini izlemek, Samothraki’de yelken molanızın en huzurlu anıdır.

Adada organize marinalar yok; çoğu yelkenci Kamariotissa Limanı’na yanaşıyor. Ancak burası kalabalık sezonda oldukça hareketli olabilir. Daha sakin bir deneyim için adanın kuzey kıyısındaki koylarda demir atabilirsiniz.

Yelkenciler için Samothraki, sadece bir durak değil, ruhu besleyen bir macera. Rüzgârın sizi götürdüğü, akıntıların sizi sınadığı, doğanın sizi kucakladığı bir ada. Ve belki de en güzeli, hâlâ sırlarını tam olarak kimseyle paylaşmamış olması…
Eğer bir gün Ege’de rotanızı biraz daha kuzeye çevirirseniz, Fengari’nin gölgesinde bir gece geçirmeyi ve şelalelerin şarkısını dinlemeyi unutmayın. Çünkü Samothraki, yelkenlinizden indiğinizde bile aklınızda dalga dalga yankılanacak bir ada.
Mavi düşlerin peşinde, bir sonraki limanda buluşmak üzere…
Banu Demir / Yelkencinin Gazetesi
Benzer Yazılar
Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.