Üçüncü Orhan Erdener Vakası

 

1987 yılında ilk olarak rahmetli Mesut BARAN tarafından çıkartılan YELKEN DÜNYASI denizcilik dergisinde yazmaya başladım. Aynı yıl içinde DENİZ TİCARET GAZETESİ’nde de gazeteciliğe başladım.

 

Her yıl düzenlenen YELKEN DÜNYASI Denizcilik dergisinin tüm yazarlarının katıldığı yemeğin birinde bizim gurubun oturduğu masada rahmetli Denizaltıcı Kıdemli Albay Samim ÇAĞATAY ağabeyimize benim hep takıldığım konuyu sordum.

 

KONU NEYDİ?

 

Gemi modelcilerinin en büyük sıkıntısı plan bulmak. Bir modelci Hamidiye Kruvazörünün modelini yapmak istiyorsa Mecidiye Kruvazörünün şans eseri kurtulan planlarıyla modeli yapıyor ve Hamidiye olarak yarışmaya giriyor. Yakın zamanda da ünlü gemi modelcisi Metin GÜRKAN  ‘’Karadeniz’’ fuar gemisinin planlarını arıyor, bulamıyor. Hollanda ile yazışıyor.

 

PLANLARA NE OLDU?

 

Rahmetli Samim ÇAĞATAY’ın anlatıklarını aktarıyorum:

 

''Cumhuriyet’in ilanından sonra yeni alfabeye geçilmesi  nedeniyle Osmanlıca yazılardan rahatsızlık duyuldu.

 

Cumhuriyet’ten önce sivil tersane, askeri tersane diye ayrım yok. Bütün tersaneler Osmanlı Devleti’ne ait (ufak atölyeler hariç). Bu tersanelerden İstanbul’da bulunanlar bugünkü isimleriyle; Haliç Tersanesi, Camialtı Tersanesi, Taşkızak Tersanesi. Bu tersanelerin bağlı olduğu şahıs Orhan ERDENER. Tersanelerdeki tüm planları, evrakları, eskiz çalışmaları velhasıl Osmanlıca yazılı mühendislikle alakalı ne varsa hepsini mavnalara yükleterek Fenerbahçe Burnu’na taşıtmış ve YAKTIRMIŞTIR.''

 

İKİNCİ VAKA

              

Taşkızak Tersanesi ve Camialtı Tersanesi uzun yıllar Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olarak çalıştı. Daha sonra Camialtı Tersanesi Türkiye Denizcililik İşletmeleri’ne devredildi.  En sonunda  Camialtı Tersanesi kapatıldı. İçindeki bir takım malzemelerin hurdacılara satıldığını öğrendik. En önemlisi de Camialtı Tersanesi’nde onarıma tabi tutulan sivil gemilerin tadilat planlarının yüzlercesi hurdaya gitti. Konudan haberdar olan iki gemi modelcisi arkadaşımız sadece birkaç pafta kurtarabilmişler.

 

ÜÇÜNCÜ VAKA

 

Yakın zamanda bir dostum dedesinin 200 tonluk çektirmesi ile alakalı bilgi edinmek için İstanbul Liman Başkanlığı’na başvuruyor. Aldığı cevap:

- Günümüzde o yaşlı ahşap tekneler kalmadığı için bakanlığın onay ve müsadesi ile yaklaşık 40 TON EVRAK ve KAYITLARINI İMHA ETTİK.

 

 

Kıymetli Okuyucular; çektirmeler ve sürmene takalarının hiçbirinin artık teknik bilgisi yok.

 

İmha edilen evraklarda bir çektirmenin boy, en varsa makine gücü, inşa yeri, inşa yılı yazar. Biliyorsunuz çektirmelerin bir kısmı sadece yelkenle hareket ediyordu. Dolayısı ile bu yelkenlilerin de teknik bilgilerine her zaman ihtiyaç vardı.

 

Çektirme ve takalara ait yüzlerce fotoğraf var. Fakat hiçbir teknik bilgi yok.

 

Yetkililer sizlere sesleniyorum.

 

Gelecek için o bilgileri kabul edecek ve muhafaza edecek yurdumuzda birçok ilgili kişi ve kurumlar mevcut. Niçin onlara vermeyi düşünmediniz?

 

YAZIK, ÇOK YAZIK OLMUŞ

 

Bu yazım vesilesi ile rahmetli Denizaltıcı Dz. Kd. Alb. Samim ÇAĞATAY’ı saygı ve rahmetle anıyorum.

 

Fotoğraflar: B. Hulusi Gürbüz arşivi

Yazı: B. Hulusi Gürbüz

Yorum Yap