Sevgili okurlar, bildiğiniz gibi ülkemizde sık sık vergi affı çıkar.
Son 20 yılda 12 tane vergi affı çıkmıştır. Yani ortalama her 1.5 yılda bir af….
Vergi affı çıkmasının ana nedeni devletin vergi alacaklarında tahsilat oranının düşük olması ve birikmiş alacaklarını tahsil etmek istemesidir.
Bunun dışında…
- Toplumda vergi bilincinin oluşmaması.
- Vergi oranlarının yüksek olması sebebiyle ödeme gücünün üstünde vergi tahakkuk etmesi.
-Devletin vergi tahsilatında yetersiz olması, vergisini düzenli alabilecek mekanizmanın olmaması vb. birçok sebep sayılabilir.
Demokrasinin hukukunun ve devlet sisteminin düzenli işlediği toplumlarda vergi affı diye bir kavram yok desek abartmış olmayız.
Devlet sisteminin düzenli işlediği ülkelerde vergi affının gündeme gelmesi için ülke genelini etkileyecek doğal afet ya da savaş gibi olağanüstü şeylerin gerçekleşmesi lazım.
Örneğin Avrupa ülkelerinde vergi affı 50 yılda bir kere ya çıkar ya çıkmaz.
Maalesef vergi afları, düzenli vergilerini ödeyen vatandaşlar aleyhine durum ortaya çıkarmaktadır.
Seçim sürecini tamamladık, seçim atmosferinde para muslukları açıldığı için mali disiplin zayıfladı, deprem dolayısıyla devletin yükü arttı.
Yakın tarihte ek emlak vergisi, ek motorlu taşıtlar vergisi, ekonomik denge vergisi, varlık vergisi vb. tek seferlik ek vergilerin gündeme gelme olasılığı oldukça yüksek.
Diğer konular….
-46 nolu katma değer vergisi tebliği ile alışlarının %5’ini geçmeyen sahte faturalarda artık vergi mükellefleri özel esaslara yani naylon fatura kullanma suçu kapsamına alınmayacaktır.
Numune Mallar….
-Firmaların halen satışını yaptıkları ya da yeni ürettikleri ürünlerin tanıtımı için verdikleri numune ürünlere fatura düzenlemelerine gerek yoktur.
Numune verilen malın bedelsiz olması için:
- Üzerinde ‘’numunedir, parayla satılmaz’’ yazması
- Ticari teamüllere uygun nitelikte ve miktarda olması
-Ayrıca satışa konu olamayacak şekilde verilmesi gerekmektedir.
Bir tanede ilginç Yargıtay kararından bahsedelim..
- Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/9884 sayılı kararında,
İşçinin haberi ve rızası olmadan işçinin bilgisayarına yerleştirilen izleme programı ile işçinin, işverenin aleyhine ve zararına yaptığı işlemleri tespit edip işçiyi tazminatsız işten çıkarması durumunda, yapılan tespitler hukuka aykırı şekilde yapıldığı için delil olarak kabul etmemiş ve işçiyi haklı bulmuştur. Kararında bu tür izleme programlarının çalışanın programına yerleştirilmesi halinde işçiye yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini söylemiştir.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere…