Bizim kültürümüzde ihbarcılık, muhbirlik negatif etki bırakan ve sevilmeyen bir kavram olduğu için toplumda kabul gören bir davranış değildir.
Oysaki 1931 yılından beri yürürlükte olan 1905 sayılı toplumdaki sahtekarlık, adaletsizlik, hırsızlık vb. konulara karşı çıkarılmış ihbarlık müessesini oluşturan kanunumuz var.
Aslında toplumda, devlete ve millete karşı, özellikle vergilendirmede yapılan haksızlıklara karşı duyarlı olmak, ihbar ve şikayette bulunmak, ulus ve millet bilinci ile yaşayan her vatandaşın görevi olmalıdır. Çünkü çalınan her kuruş bu milletin parasıdır.
1905 sayılı kanuna göre vergi kaçıranları ihbar edenlere kesilen vergi ve cezanın % 10’u ikramiye olarak ödenir.
Bunun için:
-Gelir idaresi başkanlığına ihbar dilekçesi ile müracaat edilir.
-Dilekçede ikramiye talebinin olduğu mutlaka belirtilmelidir.
-Dilekçeye ihbarla ilgili belge ve bilgiler (firma bilgileri, naylon fatura, banka ekstresi, yazışmalar, sevk ve taşıma belgesi, teslim belgesi vb.) eklenmelidir.
-Ayrıca ihbara konu ile ilgili daha önce vergi incelemesi başlatılmamış olması gerekir.
(Günümüz teknolojisinde elektronik imza kullananlar internet ortamında müracaat edebilirler.)
İhbar sonucu yapılan incelemede tahakkuk eden vergi ve cezanın %10’unun 1/3’ü tahakkuk gerçekleşince ihbarcıya ödenir, kalanı ise tahsilat yapıldıktan sonra ödenir. Vergi idaresi tahsilatı yapamaz ise ihbarcıya ödeme yapılmaz.
İstatistiki bilgi verirsek…
2018-2022 yılları arasında beş yılda 1.555 kişi doğru ihbarda bulunmuş, ihbar sonucu 55.107.259 TL ikramiye ödenmesine karar verilmiştir. Bunun 1/3’ü 18.369.086 tl’si tahakkukda ödenmiştir.Kalanı ise vergi ve ceza tahsil edildikçe ödenmiştir.
Verilen ikramiyeden yola çıkarsak toplamda 551.072.590 TL vergi ve ceza kesildiğini hesaplayabiliriz.
Toplam ödenen ikramiye ve ihbar sayısını oranladığımızda ortalama kişi başı 35.438 TL ikramiye ödendiği görülüyor.
Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi bizim kültürümüzde ihbarcılık ve muhbirlik hoş karşılanmayan davranış olduğu için fazla işlevini görmeyen bir yasa, oysaki dünyanın diğer ülkelerinden yılda yüz binlere varan ihbarlar olmaktadır ve on milyarlarca dolar/euro vergi ve ceza tahsil edilmektedir.
Mahallemizde, iş çevremizde faturasız mal satan ya da gerçeğe dayanmayan belge düzenleyen bildiğimiz pek çok kişi ve kurum vardır. Bu tür işlemleri yapanların bütün vatandaşların haklarını gasp ettiğinin ve ülke ekonomisine zarar verdiğinin ya farkında değiliz ya da umursamıyoruz.
Harcama yaparken faturasını ya da fişini almadığınız her harcama ülke ekonomisine zarar vermekte ve haksızlığa sebep olmaktadır.
Hatta alışverişlerde %20 kdv’ye tabi ürün aldığınızda %1 ya da %10 kdv’li fiş kesilmekte ve çoğumuzda buna ses çıkarmamaktayız. Bu tür durumlarda da vergi kaybına sebep olunmaktadır.
Bilinçli ve duyarlı vatandaş alışveriş yaptığında fatura ya da fişini istemeli, aldığı belgedeki kdv oranını kontrol edip düşük kdv oranlı fiş kesildi ise doğrusunu talep etmelidir.
Sizce bu toplumda böyle duyarlı vatandaş oranı %1 var mıdır? Bence yoktur. Çünkü bu toplum böyle bir bilinçle yetiştirilmiyor, eğitilmiyor.
İşte onun için de bilinçli, duyarlı hak ve adalete önem veren medeni toplum olmaktan uzak, Ortadoğulu kafalı, kaderci, vurdumduymaz, bireysel küçük çıkarlar için toplumun tamamının hak ve çıkarını ilgilendiren konularda duyarsız kalan bir toplum olduk MAALESEF…
2024 yılının ülkemize ve insanlığa hayırlı olması dileğiyle, Bir sonraki yazıda görüşmek üzere..