Bu demeç bizi 1936 yılına götürüyor. Atatürk’ün çabaları ve donanmaya verdiği önem her ne kadar Mareşal Fevzi Çakmak tarafından engellense de başta Yavuz muharebe gemisinin tekrar hizmete girmesi, yeni gemilerin alınması Türkiye’nin Akdeniz’deki donanma varlığını güçlendirmiştir.
Büyük Britanya kralı VIII. Edward’ın gayri resmide olsa Atatürk’ü görmek için Çanakkale’deki İngiliz mezarlığını ziyaret sonrası İstanbul’a gelmesi çok önemlidir. Atatürk krala Donanmasını göstermiştir. Büyük hayranlık duyan kral, Türk donanmasını da Malta üssüne davet etmiştir. Donanma, Malta ziyaretinden Türkiye’ye dönerken Pire limanı / Yunanistan’a bir ziyaret planlanması çok manidardır. Atatürk’ün denize döktüğü Yunan ulusuna “Denizlerde de güçlüyüz “ mesajı vermiştir. Donanma Pire limanında Yavuz muharebe gemisinden gök gürültüsünü andıran 21 pare selamlama atışı ile askeri tören kıtası Pire caddelerinde resmi geçit yapmıştır. Yunan parlementosu acil toplanarak Türk donanmasının güçlendiğini, bunun Yunanistan için bir felaket olacağını sert bir dille hükümetlerine kavga edecek bir ortamda anlatmışlardır. O tarihlerde sosyal medya yoktu. Bu nedenle donanmamız gerçek görüntü ile Yunan denizlerinde görülmesinin etkileri parlemento tartışmalarına kadar gitmiştir. Bugün sosyal medyada ki bilgilerle aynı anda 13 savaş gemisinin yapılma haberi Yunanistan’ı karıştırmıştır. Bu durumda şımarık oğlanın harem ağası, ABD oğlanına ne verecektir? Gerçekten merak ediyorum. Diğer güzel bir haber de Yunanistan, Mavi Vatan sözcüğünü kullanmış. Çok güzel, bizden öte bu işi benimseyen ülkeler var. Yunanistan acaba Mavi Vatan’ın kapsadığı alanı ve doktirinal olarak anlamını biliyor mu? Yunanistan bize bir gerçeği daha hatırlatıyor. Bölgeye hakim olmak, stratejiler geliştirmek Ege harekat alanının büyüklüğünü ve önemini göstermektedir. Şunu unutmayalım gelecekte bir savaş olduğunda netice denizde alınacaktır. Bu yukarıda yazdığım Yunan basınında çıkan yazı ile çok güzel anlatılmaktadır.Dikkat edilirse harp sanayimizin yaptığı güdümlü roketler, toplar zırhlı araçlar gibi harp silah ve araçlarımızı da dikkatle takip etmelerine rağmen “Mavi Vatan’’ kavramını kullanarak donanmasının yenilenmesi gerektiğini açıklaması, sonuçların denizlerde alınacağının bir göstergesidir. Tarihte Akdeniz’i donanmayı ihmal etmemiz sonucunda kaybettik. Yakın tarihimiz içinde Balkan harbinde Ege adalarını 3 ay gibi kısa sürede kaybetmemizin sıkıntısını bugün çekiyoruz. Ege’de deniz coğrafyası mutlaka bir tarihte değişecek. Coğrafya değişmeden Ege’de barış olmaz. Çünkü Yunanistan uzlaşmak istemiyor ve Türkiye ile ilgili tüm sorunlarını iç politika malzemesi olarak kullanıyor. Bunun yanı sırada hala Yunanistan’ın iki yüzlü politikasını yalan ve tarihi çarptırarak olayları irdelemesini muhteşem batı göremiyor. Göremediği içinde devamlı yardım ediyor. O zaman güçlü olmak zorundayız. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı bizim gözümüzü açmıştır. Makarios ve Grivas’ın aşırı histerik davranışları da bu durumu etkilemiştir. 1974’de kurulan milli harp sanayimiz, Milgem projesi ile gelişerek bugünlere gelmiştir. Tüm emeği geçenleri minnetle anıyoruz. Artık Türkiye vatan savunmasının denizlerde başladığını öğrenmiştir. Güçlü donanma Gambot diplomasisinin vazgeçilmez unsurudur.
Sonuç olarak Türkiye’nin bekası denizlerdir. Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda Türkiye’nin jeopolitiği değişmiştir. Milli stratejik hedefler iyi tesbit edilirse kuvvet yapısı bir o kadar değişir. Önemli olan hedefi iyi tesbit etmektir.
Türkiye’nin denizleri neta olsun.