Ragusa 26.07.2022
Ragusa'da marinanın dışına demirledik. Burada bir gece bile kalmak insan hayatında önemli hayatta kalma basamaklarından biri gibi. Soluganın Nirvana’sını burada gördük diyebilirim. Bundan sonraki yolculuğumuzda bizim için solugan ölçü birimi oldu bu liman. Ertesi gün marinaya girdik.
Marinaya girince ilk iş temizlik, toparlanma ve çamaşırla geçiyor. Sonra oh diyorsunuz. Sıra şehri keşfetmeye geldi.
Bizim teknemizde şu yapıcı ve çamaşır makinesi olmadığı için (Küçük bir marina var ama sıkması yok. Ufak tefek şeyler yıkayabiliyoruz.) çamaşırhane yaşamımızın da bir parçası. Denizciler genelde okudukları kitapları ve bırakmak istedikleri eşyaları çamaşırhanelerde oluşturulmuş alanlara bırakıyor. Bu yolla inanılmaz kitaplar ve haritalar edindik. Bu aslında sözsüz bir işbirliği gibi. Bir ürünün de daha geç çöpe gitmesini sağlıyor ve doğanın korunmasına da hizmet ediyor.
Birçok zaman bayrağımızı görüp de seslenenler oluyor. Türk kara suları uzun yıllardır yabancı denizciler için seyir rotalarında olmuş. Herkes bir şekilde gelmiş. Bir, iki kelime öğrenmiş. Burada bize seslenen bey de üç yıl Kuşadası’nda kalmış teknesiyle. İleri yaşlarda Alman bir çift. Şimdi burada yaşıyorlarmış. Arada hep türkçe kelimeler söylüyor. Hep çok güzel şeyler anlatıyor. Şimdi ise değişen uygulamalardan ve duydukları olumsuzluklardan da bahsettiler. Türkiye’yi sevenler için bunun üzüntü kaynağı olduğunu görüyorsunuz.
Tekne işleri ile uğraştık. Pamuk, bütün gün serin bir yer buldu ve orada uyukladı. Sicilya oldukça nemli. Pamir, Afrika’dan esen Scirokko rüzgarıyla ilgili olduğunu söylüyor. Bu nem teknede iş yapmayı da zorlaştırıyor.
Bir gece önce soluganlı denizinde sallanmaktan uyuyamamıştık. Bu gece Pamir, Pamuk ve ben deliksiz bir uyku çektik. Harika bir sabaha uyandık. Bizim evde sabah kahvaltısı önemlidir. Güne mutlu bir ivme verir.
Akşam ‘’Seren 2020’’ teknesine yemeğe davetleyiz. Herkes bir şeyler yaptı. Kocaman bir sofra kuruldu. İki gün böyle işleri hallederek ve dinlenerek geçti.
Otobüsle şehrin geleceğimiz bölümüne gittik. Labirent gibi yollar. Araba yolları köprülerin altından evlerin aralarından yukarılara aralara doğru ilerliyor. Merdivenlerle de ayrı bir labirent oluşturulmuş. Ragusa’da iki şehir var. Biri eski şehir Ragusa İbla, diğeri yeni şehir. Bana göre biri eski şehir diğeri daha eski şehir. Eski şehire otobüsle çıktık. Harita ile yamaca kurulmuş şehirin labirent gibi sokaklarında kaybettik kendimizi. Burası kafanızı nereye çevirseniz arkasındaki yaşam hikayesini hayal ettirecek pencereler ve kapılarla dolu. Bir şehir ancak bu kadar sürprizli olur. Deklanşöre kaç kere bastık bilmiyorum. Oturduğumuz kafede turla gelmiş bir Türk aile ile karşılaştık. Ayaklarımıza kara sular indi desek yalan olmaz.
Katedrale çıkınca eski şehrin manzarası inanılmaz. Yanındaki kafeye oturduk. Garson Gambialı. Canan ve Metin Kaptan daha önce Gambia'ya gitmişler. Bizim de Türk olduğumuzu öğrenince çok sıcak davrandı. Otobüs biletlerini gidiş dönüş almıştık ama dönüş saatini kaçırdığımız için marinaya nasıl dönebileceğimizi sorduk kendisine. ‘’Beklerseniz benim işim bitiyor.’’ dedi. ‘’Arabamla şehirin gidemediğiniz bölümüne götürürüm. Sonra da limana bırakırım.’’ dedi. Gerçekten şehirin o bölümü de harikaymış. Sözleştiğimiz gibi 10.30’da aradık ve buluştuk. Canını savaşta zor kurtarmış. Hikayesi bu çağların acı hikayelerinden. Buraya göçmüş. Ama durumu iyi. Bir araba bile almış kendine. Burada çok kilise var ama kimse gitmiyor diyor. Gambia müslüman. İmamın nasıl marihuana içtiğini anlattı gülerek. Keyifli bir akşam geçirdik. O da bizim gibi oldukça mutlu görünüyordu. Politikaların insanlara biçtiği bu travmalar seçenek olmamalı. Yaşam savaş olmadan güzel. Her zaman Büyük Atatürk'ü minnetle anıyorum. Ülkede ve dünyada barışı hayal etmek ne büyük bir erdem.
Bizi sevgili Gambialı arkadaşımız Escape (lakabı) limana bıraktı. Onu tanımak da bizi mutlu etti. Duygularımız karışık, hafızalarımız Unesco Dünya Mirası listesine alınmış, tarih kokan bu şehrin güzel manzaraları ile dolu bir şekilde teknelerimize döndük.
Tekneyi ertesi günkü seyir için neta ettik. Depolar doldu. Mazarro Del Vallo istikametinde Sicilya'nın güney batı ucuna doğru ilerleyeceğiz.
Licata 28.07.2022
Licata'ya yakın adanın kuytusuna gireceğiz. Solugan olmaz umarım. Düşünüyorum da Akdeniz sanki bizi okyanusa hazırlıyor gibi. Eskiden seyir esnasında teknenin içinde olmak mideme iyi gelmezken şimdi her türlü işi yapıyorum içeride de. Pamuk’ta ben de alışıyoruz. Erişteye çapamızı denk getirmeden zinciri döşedik. Bu konuda Akdeniz’de ilerledikçe hassasiyet ve kurallar sertleşiyor.
Güney İtalya ve Sicilya’nin güney kıyılarında geceler Yunanistan'a göre daha gürültülü. Kıyıdan müzik sesi eksik olmuyor.
Yunanistan adalarında turizm etrafında kurgulanan yaşam ve düzene karşılık İtalya' da yaşama entegre edilen turizmi hissediyorsunuz.
Ragusa’da Gambialı arkadaşımız Escape’in dediği gibi “ Burada bir ev alabilirsiniz. Ancak değiştiremezsiniz. Sıvası dökükse öyle kalacak. İçinde istediğinizi yapabilirsiniz. Ancak dışı değişemez.” Öncelikler farklı.
Teknede ekmek yok, mayaladım. Fırın çok tüp tükettiği için bazlama şeklinde yaptım. Sabaha hazır.
Solugansız gecenin ardından ertesi gün üç tekne de çapalarımızı topladık.
Mazzaro Del Vallo
70NM kadar yolumuz var. Sabah erkenden yola koyulduk. Hava kararmadan demirimizi atmak istiyoruz. Batıya doğru kâh yelken, kâh motor yelken seyri yaparak vardık Mazzaro Del Vallo'ya.
Burası bu civarın en korunaklı limanı olsa gerek. Mendirek oldukça uzun. Dolayısıyla Akdeniz’in dalgalarından kurunuyorsunuz. İyi bir uyku çektik. Sabah kahvaltı sonrası Pamir'le birbirimizin saçlarını kestik. Her yer saç oldu. Ne kadar dikkat ettiysek de fark etmiyor. Neyse iki kova deniz suyu ile çözümü kolay.
Tekneyi yalnız bırakmak istemiyoruz. İlk gün Pamir çıktı karaya. Ben de Pamukla kaldım. Teknede oradan oraya koşturduk, oyunlar oynadık. İnce halatlarla oynamayı seviyor. Gündüz saatleri genelde uyuyor.
Metin Bey, pazar günü açık market bulunca önce market işlerimizi hallettik. Tekneye dönüp yerleştirdik. Sonra da buranın sokaklarında kaybolduk.
Teknede ezan sesi duyduğumu sandım. İmkanı var mı bilmiyorum ama çokça Arap göçü almış bu şehir. Gördüğümüz diğer Sicilya şehirlerinden çok farklı.
Daracık sokaklar, renkli kapılar, dükkan kapıları garaj kapısı gibi ve her birinde farklı bir duvar resmi var. Sokakların isimleri seramik karolara yazılmış ve her sokakta farklı farklı seramik karo süslemeler var. O süsleri takip ederek şehrin derinlerine sürükleniyorsunuz. Arap gençler grup halinde sokaklarda oturuyor.
Mavi kapı buranın ikonik bir binasının kapısı. Arapça müzik bizi bu sokağa doğru çekti. Seramiklerle süslenmiş mavi boyanmış bir kapı ve binası çok güzel.
Türk sokağında Osmanlı askerlerinin boyamalarının olduğu seramik karolar var. Birinden rica ediyoruz bize tercüme ediyor. Cami de varmış, ezan sesi de buradan geliyormuş demek. Bitişik nizam evlerden biri cami olarak kullanılıyor.
Bir taraftan çanlar çalıyor, bir taraftan ezan okunuyor. Herkes birbirine günün saatlerini anımsatıyor adeta.
Banklar, beton ve hepsinin üzeri birbirinden farklı seramik karolarla süslenmiş.
İnsanın güzellik anlayışını değiştiren bir çok kültürlülük Mazaro Del Vallo.
Ertesi gün Favignana'ya gideceğiz.
Favignana 02.08.2022
Sicilya'nın güney batısındaki küçükada. Güzel bir yelken seyri ile geldik buraya.
Adanın demirlemek için kuralları var. Belirlenen alanlara sadece demir atabiliyorsunuz. Etraf neredeyse tamamen deniz çayırı ile dolu. Kum alanlar küçük, denk getirmek gerekiyor. Gelip kontrol ediyorlar. İlk attığımız yeri uygun görmediler. Topladık biraz daha ileriye attık.
Dağın tepesinde harika bir kale var. Ancak karaya çıkmayacağız. Sardinya geçişi için dinlenmek istiyoruz. Bu bölgedeki üç küçük adaya İsola di Agadı diyorlar. Korunaklı bir liman oldu bize de burası. Seyir esnasında esen ılık Siroko rüzgarlarının Kuzey Afrikadan getirdiği tozlu ve kuru hava da ufku kapladı.
Pamukun günlük oyun aktivitesini de yaptık. Yoruluyor ve atıyor kendini gölgeye. Ama oyun da iyi geliyor.
Marittimo 03.08.2022
12 NM’lik kısa ve rahat bir yelken seyri ile geldik buraya.
‘’Serene 2020’’ teknesi Sicilya’da gezmeye devam edecekler. Buradan sonra onlardan ayrılacağız. Canan, veda yemeği vermek istedi. Hepimiz ufak tefek şeyler hazırladık. Canan da harika bir şölen masası hazırlamış. Sohbetle geçen güzel bir akşamdan sonra teknelerimize döndük.
İtalya’da son adamız Sardinya. Böylelikle İtalya'ya da veda edeceğiz. İnanması güç ama yola çıkalı 3 ay olmuş. Sicilya’da düşündüğümüzden fazla zaman geçirdik.
Buradan sonra daha hızlı yol almak istiyoruz.
https://www.youtube.com/@SailingAvare
Yazı: Gülnur Payzanoğlu
Fotoğraflar: Gülnur - Pamir Payzanoğlu
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.