BRUKOLİ
Güneye inerken Brucoli'ye uğrayacağız. Orada Özlem’in bağlantı kurduğu Türkiye Fahri Başkonsolosu Sayın Domenico Romeo ile tanışacağız.
Etna Yanardağı tüm heybetiyle dumanı üstünde uğurluyor bizi. Fotoğraflar çektik.
Arkalı önlü, üç tekne sabah 07.00 sularında başladığımız yelken motor seyriyle Brucoli’ye gidiyoruz. Rüzgar yönü şimdiye kadar genelde lehimizde. Bu sefer biraz motor desteği istiyor. Brucoli’de alargada kalacağız. Çapaları attık. Atladık dingiye, karaya çıkacağız. Burada marina da var. Marinada sadece küçük motoryatlar ve en küçük boy kıçtan takma motorlu balıkçı tekneleri için. Yelkenliler alargada kalıyor. Oldukça sığ bir liman. Pontonda bizi biri karşıladı ve dingiyi bağlayacağımız yeri gösterdi.
Karaya çıktık ve Sayın Romeo ile marinanın kapalı izlenimi veren kafesinde oturduk. Bizden başka kimse de yok zaten. Sohbet ettik. Güneyden gezerek gitmek istiyoruz. Domenico İzmir’de bulunmuş iş bile kurmuş. Türk dostu. Birçok tanıdığı da var memlekette. Siracusa’da buluşmak üzere fotoğraf çekerek ayrıldık.
Küçük bir kasaba Brukoli. Kısa kutu gibi evler, küçük büyük meydanlar... Ve falez kadar yüksek olmasa da denizin kayalarla karaya doğru süzüldüğü uzunca sonunda da nehrin olduğu enteresan bir yer var. Merdivenle iniliyor ve sıkışan ve hareketlenen denize girebiliyorsunuz burada.
Evlerin çoğu birbirine bitişik, her birinin duvarına resimler yapmışlar. Bu kasabaya renk ve bir kimlik de kazandırıyor.
Akşam teknelere döndük. Ertesi sabah pruvamızda Siracusa var.
SIRACUSA 16.07.2022
Güneye inmeye devam ediyoruz. İtalya’dan bu yana ilk defa motor seyri yapıyoruz. Siracusa’ya ulaşmak istiyoruz.
Biz Sicilya'nın kuzeyinden gitmek istiyorduk ancak yönümüzü güneye çevirdik. Deniz seyahatlerinin güzel yanı da bu bana göre. Böyle değişikliklere izin veriyor.
Siracusa büyük bir liman. Büyük bir alarga alanı var. Aynı zamanda şehrin kenarındaki duvara bağlanabiliyorsunuz. Ancak limana girmeden önce anons etmek gerekiyor. Limandan size koordinat veriyorlar, oraya demir atmanız gerekiyor. Büyük feribot ve gemilerin manevra alanı aslında. Güvenlik açısından bu kuralı önemsiyorlar. Biz de anons ettik. Pamir dedi ki ‘’Bulunduğumuz yer uygun görünüyor, buraya çapamızı atabilir miyiz?’’ Gelen cevap netti. ‘Sadece belirttiğimiz yere atabilirsiniz.’ Biz de söyledikleri koordinata demir attık. Ertesi gün karaya çıkıp şehirde bağlanılan duvarın beş güne kadar ücretsiz olduğunu öğrendik. Sonra çıkmanız gerekiyor limandan.
Liman işletmesini anons ettik. Israrla yer olmadığını söylüyor. Israrla üç teknelik yer olduğunu söyleyince ikna oldu, ‘’Gidin o zaman.’’ dedi. Siracusa çok güzel bir şehir. Kalesi, tarih kokan sokakları insanların tarihlerini ranta nasıl teslim etmediklerini gösteriyor.
Sokaklar şık giyimli insanlarla dolu. Sicilya da şimdiye kadar gördüğümüz üç kent de birbirinden farklı kimlikte. Kendine has özellikleri var. En önemli ortak dil tarihlerine sıkı sıkı sahip çıkmaları.
Burası 2. Dünya Savaşı’nda bayağı bombalanmış. Ama restorasyonu harika yapmışlar.
Daracık süslü sokaklarında ki insanlar da adalı sakinligi göze çarpıyor.
Buradan insanlar gelip geçmiş de şehir hep aynı kalmış gibi. Eski fotoğraflarla bugün arasında hiç fark yok.
Kimler gelmiş, kimler geçmiş buradan. Antik Yunan matematik ve fizikçi Arkhimedes yani Arşimet burada doğmuş ve burada Romalı bir asker tarafından öldürülmüş.
Siracusa, Unesco tarafından Dünya Mirası listesine alınmış.
Liman, şehir duvarları ile uzayıp gidiyor. İlerledikçe çok lüks motor yatların da diğer tarafa bağlandığını gördük.
Burada harika bir pazar kuruluyor. Balıkçılar, küçük lokal restoranlar, kuruyemişçiler… Herkes oldukça güleryüzlü. Akdeniz insanı kimliği burada da yine kendini sevdiriyor. Bizim pazarlar gibi oldukça sesli ve kalabalık.
Harika sandviççide siparişlerimizi verdik. Burası çok meşhur. Sizin nerede yaşadığınızı soruyor. Nelerden hoşlandığınızı ve sıcak soğuk karışık o anda hazırlıyor. Eğer hazırlayan kişilerin keyfi yerindeyse terzi nasıl size uygun elbise biçer, bu insanlar da size özel sandviç yapıyor. Bir tanesi iki kişiye yetermiş. Canoli diye bir tatlıları var. Denemeye değer.
Merkeze gittik Pamir'le sabah erkenden. Pamir, sabah güneşinde fotoğraf çekmeyi seviyor. Yunan halk meclisi binası çok ihtişamlı. Yanındaki kilise de oldukça büyük. Küçük bir ayine denk geldik. Sokaklardan sokaklara kendimizi kaybettik. Binalar ve sokaklar poz verir mi? Siracusa’da veriyor.
Gemi adamı belgesiyle dolaşıyoruz. Akdeniz’de yavaş ilerlememize de fırsat tanıyor.
Buradaki günlerimizi iyi değerlendiriyoruz. Beş günümüz var. Pamir her ne kadar Eylül ayında Cebelitarık’tan çıkmak istese de bu gezmeler bizi biraz yavaşlatıyor.
Ancak diğer taraftan da güney Sicilya’yı tanıyoruz.
Akşam yemeğinde Domeniko’nun eşi ile de tanıştık. Gazeteci arkadaşları da katıldılar bize yemekte. Domenico’nun eşi hepimize şehrin simgesi olan seramik büst figürleri ile boyanmış seramik nihale almış.
Ertesi gün akşam üzeri Domenico bizi Sicilya'nın beyaz şehri Noto'ya götürecek.
Akşam üzeri büyük aracı ile geldi Sayın Domenico. Noto’yu onunla gezmek çok keyifliydi. Tarihi, festivalleri, sosyal yaşamı, sanatı, gurme lezzetleri ile hafızamızın güzel anı defterlerine yerleşti Noto.
Beyaz şehri, özelliğini binalarını yapıldığı kireç taşından alıyor. Geç Barok mimarisi tarzında yapılmış. Dünya Mirası listesinde olduğu şaşırtmamalı. Bu ifadeler maruz kaldığımız ihtişam ve süsü anlatır diye düşünüyorum. Balkonların altındaki her biri bir diğerinden farklı figüratif rölyefler başımızı döndürüyor. Barok kelimesi geçtiğinde bir eserde, müzikte veya mimaride alabildiğine süsleme ve ihtişam gelmeli aklınıza. Geç Barok dendiğinde de süslemeciliğin nirvanası akla gelebilir.
İhtişamlı binalar ve kilise bir opera sahnesinde oyun arasında dolaştığınız izlenimi veriyor.
Buranın çiçek festivali çok gösterişli oluyormuş. Merdivenleri, binaları çiçeklerle yeniden inşa ediyorlarmış. Ağustos ayı Noto için festival ayı.
Bir aile restoranına götürdü bizi Domenico. Harika bir gece geçirdik. Yemek saati 21.00’den sonra normalde. Bizim için özellikle erken başladılar servise.
Akşam saatlerinde Sayın Romeo'nun arkadaşı Kont Carmelo Crispino'da katıldı bize. Bir pastanede sohbete devam ettik. Sonra limana bizi bıraktı Domenico. Kendisi 30 yıldır fahri başkonsolosumuz. Türkiye denince gözleri parlıyor.
Siracusa’da geçirdiğimiz beş keyifli günün ardından ayrılma vakti geldi.
Limana yakın büfelerin orada balıkçıların su aldığı çeşmeden su da aldık. Para da istemiyorlar. Bir sonraki liman Marzememi.
MARZEMEMİ 21.07.2022
Marzememi’nin biraz batısındaki İsola Piccola’da demirledik. Soluganlı bir yer. Karaya çıkmadık. Ardıl bir şekilde C.O Passaro ve hemen kum bankının arkasındaki koya demirledik. Burası günübirlik motor yatların geldiği bir liman. Süratleri solugandan beter dalga yapıyor. Asude Siracusa günlerimiz olmasa haylice söyleneceğim. Sicilya’nin doğusundan güneyine ve oradan da batıya doğru ilerleyeceğiz.
https://www.youtube.com/@SailingAvare
Yazı: Gülnur Payzanoğlu
Fotoğraflar: Gülnur - Pamir Payzanoğlu
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.