Mutlu Et Mutlu Ol, Mutsuz Et Mutsuz Ol!
Yaptığımız her kötülüğün, zorbalığın kendimize de zararı olduğunu söylesem? Pozitif psikoloji alanında bu konuda birçok çalışma olduğundan bahsetsem ne düşünürdünüz?
Bir çığlık beni bu konuya sevk etti: “Biz başımızın çaresine bakarız; bari şu mekanizmayı durdurun”
Evet bu zulüm fırtınası asrımızda ne yazık ki bir gelenek haline gelmeden bunu besleyen “makinayı durduralım”. Yoksa gelecek nesil için belki gezegenimizi kurtaracağız; ama insan nesli “sürdürülebilir” olmayacak. Yani onlara insan denilemeyecek.
Her birimiz görünmez ağlarla birbirimize bağlıyız, yani yapıp ettiklerimiz birbirimizi etkiliyor. Aynı şekilde davranışlarımız ve eylemlerimiz sadece başkalarını değil, kendimizi de etkiliyor. Son dönemde pozitif psikoloji alanında yapılan çalışmalar, özellikle zorbalığın etkileri ve iyiliğin gücü dinamiğine ışık tutuyor.
Zorbalık dediğimiz aslında “İki Ucu Keskin Kılıç”
Zorbalık genellikle mağdurlar üzerindeki etkileri açısından tartışılır, ancak araştırmalar gösteriyor ki, davranışları sergileyenler de olumsuz sonuçlardan muaf değil. Child and Adolescent Psychiatry and Mental Health dergisinde yayınlanan bir çalışma, ergenlik döneminde zorbalık davranışında bulunan bireylerin, agresyon gibi dışa vurum sorunları ve depresyon ile anksiyete gibi içselleştirme sorunları olduğunu ama zorbalık yoluyla bu sorunlarını büyüttüklerini ve uzun vadeli ruhsal sağlık sorunlarıyla boğuşmaya devam edecekleriniortaya koyuyor. (1).
ScienceDaily tarafından öne çıkarılan bir diğer araştırma, benzer şekilde zorbalığın mağdurların yanı sıra failleri de zarar verdiğini, bu durumun bizi zorbalığın tüm tarafları üzerindeki etkilerini düşünmeye zorladığını belirtiyor (2).
MUTLU ET MUTLU OL: İyiliğin Faydalı Döngüsü
Öte yandan, iyilik yapmak sadece alıcıları değil, verenin de iyi oluşunu artırır. Araştırmalar, yardımsever davranışların bir insanın ruhsal ve fiziksel sağlığını iyileştirebileceğini, hayat memnuniyetini ve mutluluğunu artırabileceğini tutarlı bir şekilde göstermiştir. Bu, iyilik yapmanın hem verenin hem de alanın iyi oluşunu artıran olumlu bir geri bildirim döngüsü başlattığını öne süren birçok çalışmayla desteklenmektedir.
Peki Tüm Bunlar Bizim İçin Ne Anlama Geliyor
Eylemlerimizin psikolojik etkilerine dair bu içgörüler, davranışlarımızın önemli yankılar oluşturduğu konusunda güçlü bir hatırlatma sağlıyor: İyilik yapmayı seçerek sadece başkalarının hayatlarını iyileştirmekle kalmayıp kendi hayatımızı da zenginleştiriyoruz, böylece daha sağlıklı ve daha empatik bir topluluk yaratıyoruz.
İyilik yapmanın ve empatik davranışların geniş çaplı etkileri, iş yerlerinde, okullarda ve topluluklarda gözlemlenebilir. İş yerinde iyilik ve anlayış gösteren bireyler, genellikle daha yüksek iş tatmini ve takım içi işbirliği deneyimler, bu da verimliliği artırabilir. Okullarda, öğrenciler arasında gösterilen empati ve destek, akran zorbalığını önemli ölçüde azaltabilir ve öğrenme ortamının kalitesini artırabilir. Topluluk düzeyinde ise, empatik davranışlar sosyal uyumu güçlendirir, çatışmaları azaltır ve daha sıkı bağlarla birbirine bağlı bir toplum yapısını teşvik eder.
Bu tür eylemler, toplumsal çapta pozitif değişikliklere katkıda bulunabilir ve genel anlamda toplum sağlığını iyileştirebilir. Böylece, bireylerin ve toplulukların bir arada daha uyumlu ve destekleyici bir şekilde yaşaması mümkün olur. İyilik yapmak, bu nedenle sadece bireysel bir tercih değil, aynı zamanda toplumsal bir yatırımdır.
Bu ilham nerden geldi derseniz bir arkadaşım Ece Aybike Ala’nın Instagram’da ChatGPT ile diyalogunu iletti bana; şimdiye kadar öğrenilmiş en önemli insanlık dersi nedir diye sormuş. Yanıt uzun ama özetle “empati ve tüm insanlığın aslında birbirine sıkı bağlarla bağlı olduğunu, işbirliğinin gücünü” anlatmış yapay zeka. Yapay zeka bunu akıl diyor da insan zekası bazen bu temel bilgiyi hala nasıl unutuyor diye düşündüm.
Neyse diyeceğim o ki gelin eylemlerimizin karmaşık etkileşimlerini daha iyi anlamaya devam ederken, başkalarını yükselten ve karşılığında kendimizi iyileştiren eylemleri seçmeye kendimizi adayalım. Buradaki mesele sadece olumsuz davranışlardan, yani zorbalıktan kaçınmak değil, aktif olarak iyilik yaparak dünyamızı daha iyi bir yer haline getirebilmektir. İlerde çocuklarımızın ve torunlarımızın dünyada olup biten meselelerle başa çıkma yöntemlerimiz hakkında yaşadığımız bu dönemle ilgili kötü yorumlar yapacağına eminim, içinde bulunduğumuz dünyayı daha iyi bir yer yapmak her birimizin elinde oysa…
1 https://capmh.biomedcentral.com/articles/10.1186/s13034-021-00425-y
2 https://www.sciencedaily.com/releases/2019/05/190506105501.htm
Bu yazıda kullanılan kapak görseli ChatGPT tarafından oluşturulmuştur.
Murat Ülker