Kendisini Yelkencilere Emanet Etti

Ünlü Fransız aktör G.D, Türkiye'yi seçerek Soyaslan Design firması sahibi Gemi İnşa Yüksek Mühendisi Turhan Soyaslan'a sahibi olduğu, aşağıda fotoğrafını gördüğünüz eski balıkçı teknesini yeniden tasarlatıp inşasını da aynı firmanın İstanbul / Tuzla Torlak Tersanesi'nde bulunan inşa atölyesinde yaptırmıştır. G.D yat görünümü kazanan teknesini yurt dışına götürmeyip İstanbul'da bulundurmaktadır. İş, güvenilir bir kaptan bulmaya kalmıştır. Ve tesadüfler sonucu Yelkencinin Gazetesi İstanbul / Anadolu yakası bölge temsilcilerimizden çok tecrübeli, bilgili ve güvenilir yelkenci Kaptan Fatih Şenyüz'e motoryatını ve kendisini teslim etmiştir.

Kaptan Fatih Şenyüz, kendi yelkenlisi Ahgumgum'un dümeninde

Ben her zaman üstüne basa basa söylerim. Yelkenciler, diğer denizcilere nazaran deniz konusunda daha bilgilidirler. Çünkü denizle nasıl mücadele edeceğini öğrenmişlerdir. Dolayısıyla G.D kendini Kaptan Fatih Şenyüz'e teslim etmekle en isabetli kararı vermiştir. Yelkencinin Gazetesi'nin İstanbul / Anadolu Yakası temsilcilerinden Fatih Şenyüz aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi elektronik mühendisi olup gazetemizin başarılı muhabir ve yazarlarımızdandır.  Fatih Şenyüz'ün kalem aldığı aşağıdaki, yazısını zevkle okuyacağınıza inanıyorum.

B. Hulusi Gürbüz 

Genel Yayın Yönetmeni

 

Ağustosun ortasında bir Çarşamba günü, liseden bir arkadaşım mesaj attı. “21 m bir motoryatta kaptanlık işi var, yapar mısın?” diye yazdı. E herhalde yapardım, emektar ADB belgem de  bu iş için yeterli oluyordu zira yat şahsa kayıtlı, yabancı bayraklı hususi bir yattı. Sonra gerçek talep sahibine ulaştık ve öğrendikki yat ünlü bir Fransız aktörüne ait ve aktörle arkadaşını iki hafta süre ile Tuzla – Adalar rotasında gezdireceğiz, gerekirse de konaklayacağız. Hemen ertesi gün tanışmaya gittik, el sıkıştık ve hafta başında buluşmak üzere vedalaştık.

Notre Dame D’Afrique

Tekne aslında 1966 yapımı bir orkinos avı teknesi. Akdeniz’de özellikle de Cezayir kıyılarında orkinos balığı avcılığında kullanılmış. Emekliye ayırmaya kıyamamışlar ve aktörümüz çocukluk anılarını geçirdiği tekneyi arkadaşından satın almış. Teknenin yata dönüşümü için de bir yük gemisinin güvertesine yükleyip Tuzla’daki Soyaslan Design tersanesine getirmiş. Türkiye’de yatçılığın hem çok ilerlemiş hem de Avrupa’ya göre daha hesaplı olduğunu düşünerek bu kararı almış.

Hanımkızımızın orijinal hali

Tekneyi orijinal omurgası  ve bordasına sadık kalarak yeniden tasarlayan Soyaslan Design da gerçekten çok güzel bir iş çıkarmış. Biraz alışılagelmişin dışında bir görünümü de olsa tekne zaten alışılagelmişin dışında olan aktörümüzün tüm ihtiyaçlarına tam anlamıyla cevap verir hale gelmiş.

485 beygir gücündeki dizel motor başarılı bir revizyondan geçip tekrar gürül gürül çalışır hale gelmiş. İki master, bir personel kamarası, bir kütüphane, salon ve mutfaktan oluşan kapalı yaşam alanları  ile iki adet güvertesiyle iki ailenin rahatlıkla yaşayabileceği abartılmamış bir konfor elde edilmiş.

Hele bir bismillah deyip girelim bakalım

Kaptan köşküne gelince, rahat izlenebilen ve kullanılabilen kumanda paneli ve iki büyük ekranda yapılandırılabilen Furuno marka navigasyon elektronikleri ile rahat bir seyir olanağı sağlanmış. Yalnız ilk anda  beni şaşırtan şey bir dümen çarkının olmamasıydı. Dümen palası bir joystick ile yönlendirilip palanın pozisyonunu belli eden bir gösterge ile tekneye yön veriliyor olması ilk başta beni tedirgin etmiş olsa bile kısa zamanda alıştığım için bir sorun yaşamadım çok şükür. Kendi teknemde olup da kullanmadığım radarı burada kullanınca ne kadar faydalı bir şey olduğunu da görmüş oldum.

Kokpitimiz

Teknenin yeni ve eski sahipleri son denemeleri yapıp teslim almak üzere burada bulunuyorlardı. Tabi ki her yeni yola çıkan tekne gibi bizim kızımızda da bir takım aksilikler olduysa da refit ekibinin anında müdahaleleri ile hepsi çözüldü ve tekne tüm sistemleri çalışır halde teslim edildi.

Huzurlu bir gün sonunda güneşi arkamızda bırakarak marinaya dönüş

Her ne kadar bu tekne ile seyir yapmaktan büyük zevk aldımsa da, yanımda bir personel olmaması eksikliğini ara ara da hissetmiş oldum. Orada da, sağ olsun, gazetemizin Anadolu Bölge sorumlusu arkadaşım Kaptan Burak Erdoğan zamanı elverdiğince gezilerimize katılıp bana büyük ölçüde yardımcı oldu. Birde teknenin çok katlı olması daha fit olmam gerektiği konusunda beni epey yorarak uyardı.

Donatan ve Burak arkadaşım ile küçük bir anı

 

Belki çoğu için normal olabilecek böylesine fırsatlar benim başıma daha önce pek gelmediğinden sizler için bu anılarımı kısaca kaleme aldım. 499 GT belgemi aldığımda başka ilginç anıları tekrar paylaşmak dileği ile şimdilik hoşçakalın.

 

Yazı: Fatih Şenyüz

Fotoğraflar: Burak Erdoğan

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap