(Tebliğler Kitabı Kapağı Alıntıdır)
SEMPOZYUMCU Sezar’a CEVABIM
VIII. Türk Deniz Ticareti Tarih Sempozyumu’na malzeme olmuşum da haberim yok. Ön yargılı olacağına önce yazıp sonra çıkıp konuşacağına ortak dostlarımız kanalı ile bana ulaşıp bir sorsaydın.
DENİZ TİCARET GAZETESİ’NDE ben ‘’M.İ. DENİZAŞAN, dünyayı çepeçevre dolaştı.’’ demedim ki! Ben ‘’Dünyayı dolaştı.’’ dedim. EVET DOLAŞTI.
Nereden biliyorsun DOLAŞMADIĞINI?
Arşivimde 1930 tarihli M.İ. DENİZAŞAN’ın bastırdığı yardım toplama kartpostalı var(Bu karttan koleksiyonerlerin elinde de var). Fakat en önemlisi 1936 yılında Cebelitarık’tan gönderdiği kart (Arkası kendi el yazı ile yazılmış pul, mühür ve imzalı kartı). Bu iki kart arasındaki 6 yıllık süre zarfında M.İ. DENİZAŞAN’ın nereye gittiğinin ve neler yaptığına ait fotoğraf ve bilgilerden bazılarından bugün hala kızının bile haberi yok. Bu bilgilerin bir kısmını sadece DENİZLER KİTAPEVİ sahibi arkadaşım Kp. Turgay EROL’a anlattım. Zaten o iki kartpostalı da DENİZLER KİTAPEVİ’NİN satılık kartları arasında birbirinden ayrı olarak duran iki ayrı albümü tetkik ederken buldum. İkisini bir araya getirdim. Ve Turgay ile birlikte tetkik ettik. Bunu da birçok dostuma anlattım.
DENİZ TİCARET GAZETESİ’NİN haberinden önce, Şule A. YAZAR ve Buse BİLBEY ile önce birlikte daha sonra ayrı ayrı olarak tüm gazete arşivlerini 1930-1936 yılları arasını taradık. Gazete arşivlerinde bir kişiye günde ancak 2 gazete cildi veriyorlardı. Daha sonra Beykoz Belediye Başkanlığı’nda, Beykoz ilçesi muhtarlıklarında yakınlarını aradık. DENİZ TİCARET GAZETESİ, Yüksek Denizcilik Okulu kayıtlarını araştırdı. Zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanına yazı ile sordum. Asb. Hazırlık, Asb. Okulu, Deniz lisesi, Deniz Harp Okulu veya askeri kuruluşlarda M.İ. DENİZAŞAN adında biri çalıştı mı? LÜTFEDİP CEVAP VERMEDİ. Sonunda onun da isminin başına kocaman bir (E) harfi geldi.
Bilmeyenler için; dünya da bir meslek dalından kimse emekli olmaz. Belki bir süre yazılarına ara verir. Fakat asla yazmayı bırakmaz. Kafası çalıştığı müddet zarfında eli kalem tutmasa bile bir yakınına yazdırır. Yine yayınlatır. Onun için gazeteci ve yazarların isminin başına (E) harfi gelmez.
M.İ. DENİZAŞAN dünyayı dolaşırken birçok kişi ile de mektuplaşmış. Gönderdiği fotoğrafların arkasına not düşmüş. Bunu kızı da ifade etti. (M.İ. DENİZAŞAN’ın başkalarına gönderdiği fotoğrafların bir kısmı zaman zaman mezatlarda satıldı. AyrıcaYACHT dergisinde bu fotoğraflardan bir tanesi yayınlandı.)
DENİZ TİCARET GAZETESİ önce gazetesinde sonra dergisinde haber yaptı. Bu haber üzerine İst. Bakırköy’de oturduğunu ifade eden Cahit S. bana ulaştı. Cahit S. ile buluştuğumuzda elindeki fotoğrafı tetkik ettim. Anladığım kadarı ile M.İ. DENİZAŞAN kışı geçirmek için uzun zaman kaldığı Cezayir’den karayolu ile batı sahranın kuzeyinde bulunan Al-ayün’e gitmiş. Oradan bir balıkçı gemisi ile Kanarya adalarından LAS PALMAS’a geçmiş (Fotoğrafta M.İ. DENİZAŞAN, bir yapının önünde duruyor yapıya ait tabelada bir takım yazılar ile Las Palmas yazıyor.) Oradan tekrar batı sahraya mı, Fas’a mı geçti bilmiyoruz. Fakat tekrar karayolu ile Cezayir’e dönmüş. Muhtemelen fotoğrafı Cezayir’de tap ettirdi. Ve Türkiye’deki mektuplaştığı kişiye göndermiş. Bir şekilde de Cahit S.’ni eline geçmiş. İyi muhafaza edilmemiş, hayli yıpranmış.
Yardım Toplama Kartının Ön Yüzü
Cahit S.’nin maddi beklentisi büyük olduğundan kopya alamadım. Daha sonra Mersin’de ikamet eden Tülin K. Hanım bana ulaşarak elinde dedesinden intikal eden 3 fotoğraf olduğunu, yakında kalp ameliyatı olacak olan kız kardeşini İstanbul’a ziyarete geleceğini söyledi. Bir süre sonra geldi. Hastane yakınında bir kafede görüştük. Yanında kuzeni de vardı. Üç fotoğrafı tetkik ettiğimde anladığım kadarıyla M.İ. DENİZAŞAN Huelva’dan dönüp Cebelitarık’a geldikten sonra karayoluyla SANTANDER’e gitmiş. Oradan bir Şilep ile Stavanger (Norveç’e) yakınında bir limanda inmiş. Karayolu ile Norveç’in kuzeyinde Gamvik’e kadar ulaşmış. Fotoğrafların arkasındaki düşülen notlardan anlaşılan bunlar. Bunları da dönüşte Santader’den posta ile göndermiş. Bu bilgileri de araştırmacı / yazar Sait KERESTECİ ile de paylaşmıştım. İşin daha ilginç olanı da M.İ. DENİZAŞAN’ın kızında bulunan dökümanların arasında bunlarla ALAKALI HİÇBİR NOT ve FOTOĞRAF, BİLGİ YOK.
Yardım Toplama Kartının Arka Yüzü
Tülin K. Hanımefendi’nin beklentileri Cahit S. Bey’den çok daha yüksek olduğu için hiçbir kopya alamadım. Alamadığım için de elimde belge olmadığından dergi de yer vermeyecektim. Daha sonra taslak kitaba, kitapçığa da yazmadım.
O GÜNLER DE ORALARA GİDİP DÖNEN KİŞİ DÜNYAYI DOLAŞTI OLARAK KABUL EDİLMİYOR MU?
Benimle görüşmeden sempozyumda ahkam keseceğine önce bir benimle görüşseydin.
Benim M.İ. DENİZAŞAN ile ilgili başka şüphelerim var. M. İ. Denizaşan’ın daha da kuzeye gitmesi ile ilgili. İsteyen, gidip gazete arşivlerinden araştırma yapsın. Zamanın gazetesinin birinde çok daha uzaklara gittiğinin ip uçları var. Bu da beş kelimede gizli.
HADİ GİT, ONU DA SEN ARAŞTIR, BUL. BİZ DE OKUYALIM.
Mustafa İhsan Denizaşan'ın Cebelitarık'tan Türkiye'ye gönderdiği kartın arka yüzü
Yaşım altmış sekiz. Doğma, büyüme İstanbulluyum. 35 yıldır zaman zamanda arkadaşlarımın da fotoğraf desteği ile yazdığım konuların kaynağı 1967 yılından itibaren toplamaya başladığım yaklaşık 257.000 adet olan arşivim; çektiğim fotoğraflar satın aldığım fotoğraflar gazete dergi küpürleri ve belgelerden oluşan KÜÇÜK ARŞİVİMDİR. Tam 55 yıllık bir arşiv. Dokümanlar 1800’lü yılların başına kadar gider daha ne kadar yazarım belli değil sınıflara ayrılmış arşivin ilk bölümü defter olup daha sonrası kalın klasörler de A4 kağıtlarına yapıştırılmış yaklaşık 247 klasör ve arşiv halen hiç durmadan besleniyor. 40 bini de dijital ortamda, manyetik alandan uzak özel muhafazalarda saklanıyor.
Fakat bizim arşiv küçük bir arşiv. SEN KOCAMAN SEMPOZYUMCUSUN. Senin kim bilir elinde ne döküman, arşiv vardır. Bizim 257.000 adet ne olacak ki! Üstelik ben arşivimi İstanbul’a komşu olan bir ilde (köyde) muhafaza ediyorum. İhtiyaç halinde gidip 3-5 klasör alıp geliyorum. Dolan klasörleri de götürüyorum. Yazıları da halen daktiloda yazıyorum. Niçin daktilo ile yazıyorum. 1986 yılında bilgisayarda Basic programı kullandım. Programdan nefret ettiğim için 1988 yılında bilgisayar saymayacağım diye karar aldım. Sonra bu fikrim şartlar gereği mecburen değişti.
GELELİM ESAS KONUMUZA;
Deniz Ticaret Gazetesi ve dergisi haberinden yıllar sonra M.İ. DENİZAŞAN’ın yakınlarını aradığımı Hürriyet Gazetesi yöneticilerinden gazeteci, yazar Gökçe AYTULU’ya bahsettikten sonra 30.08.2014 tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki yazı / haber sonrasında Gökçe AYTULU’yu arayan kızına, Gökçe AYTULU ile beraber gittiğimiz görüşmede kızı ‘’BEN HİÇBİR ŞEY İSTEMİYORUM. TEK BABAM BİLİNSİN.’’ dedi. Buna Gökçe AYTULU ŞAHİTTİR. Buna M.İ. DENİZAŞAN’ın damadı ve torunu ŞAHİTTİR.
Ben zaten o sıralarda rahatsızdım. Ayakta zor duruyorum. İki yıl iki ay sürdü rahatsızlığım. Sonradan M.İ. DENİZAŞAN’ın kızının da bazı sağlık sorunlarının olduğunu öğrendim. 2015 sonuna doğru M.İ. DENİZAŞAN’ın seri yazı hazırlığına başladım 80 yılda albümlerde ve seyir defterlerinde fotoğrafların yerlerinin değiştiğini M.İ. DENİZAŞAN’ın sonradan kaleme aldığı 20 sayfa hatıratı ile defterdeki kayıtların birbirini tutmadığını gördüm. Önce Arapça, Fransızca tercümeler yaptırdım. Sonra yaklaşık 1,5 ay onları sabahlara kadar düzenledim. Tekrar tekrar sil baştan yaptım. Ve Ocak 2016’da YELKEN DÜNYASI dergisinde seri yayına başladık.
Sonra Cem GÜRDENİZ, birçok dergi ve gazete birkaç sayfayı geçmeyen yazılar yazdı. Onları başka gazete ve dergilerdeki yazarlar takip etti. ÇOK DA GÜZEL OLDU. Çünkü M.İ. DENİZAŞAN bilinmiyordu. Artık herkes yavaş yavaş bilgi sahibi olmaya başlamıştı. Yazı serisini durdurduğum Mayıs 2016 yılına kadar hep gündem de kaldı.
Bu arada Şubat 2016 sonlarında Cem GÜRDENİZ, yönetiminde bulunduğu ünlü bir yayın evinden kitap teklifi getirdi. Derginin yazıları önde gidiyordu. Bir taraftan da kitabı hazırlamaya başladım. Derginin yazı serisi Eylül 2016 sayısı ile tahminen bitecek sonra kitap piyasaya çıkacaktı. Fakat YELKEN DÜNYASI yönetimi Temmuz 2016 sayısı ile seriyi bitirmemi istedi.
Konuyu yakından takip eden VATAN PARTİSİ Beykoz ilçe başkanı Hakan EKİZ yeni öneriler getirdi. Beraber Beykoz Belediye Başkanlığı’na gittik. Başkan yardımcısı Muharrem KAŞITOĞLU ile görüştük. Görüşmeler sırasında birde yör de yapılacak etkinlikler esnasında dağıtılması için kitapçık teklifi aldım. Ve kitapçığı da hazırlamaya başladım.
En başından beri M. İ. Denizaşan’ı ilk olarak Türkiye’ye duyuran DENİZ TİCARET GAZETESİ sahibi Yamaç ERÖZBEK yeni öneriler getirdi. Gazetesinde haberlere devam etti. O sırada gazete kadrosunda bulunan Tufan AYDIN bir imza kampanyası başlattı. (Gazeteci / yazar Tufan AYDIN ve kendisine bağlı 3 yazar arkadaşı ile birlikte bir süre sonra DENİZ TİCARET GAZETE’sindeki görevlerinden istifa ettiler.) Başka birçok marinada yönetici olan arkadaşlarıma yeni öneriler götürdüm. Onlar önerilerimi daha da genişlettiler.
Deniz Ticaret Gazetesi ve dergisinin benim ile yaptığı röportajda Kalamış’ta bulunan anıta M.İ. DENİZAŞAN’ın da rölyefinin konulması gerektiğini belirtmiştim. Cem GÜRDENİZ daha da ilerisine giderek Türkiye’nin ilk yelken kulübü ile görüştüğünü, girişine heykelinin konulacağını, bunun için sponsor aramaya başladığını, bir taraftan da özel bir müzede yer sözü aldığını, buraya konulmak üzere 360° grubu Prof. Osman ERKURT ile arkadaşlarının 1/1 M.İ. DENİZAŞAN’ın yelkenlisinin replikasını yapacaklarını söyledi. Gençliğimde savaş gemisi tasarımları ve 6-7 adet yelkenlinin inşasına, onarımına, tadilatına katkım olduğu için fikir alışverişinde bulunmak üzere Cem GÜRDENİZ, Prof. Osman ERKURT ile beni bir araya getirdi.
Bu arada her ay talepleri üzerine konunun yer aldığı Yelken Dünyası dergisi, diğer gazete bayilerinden 10 adet dergi satın alıp kızına götürüp teslim ediyor, gelişen projeleri anlatıp beraber yapacaklarımızı konuşuyorduk.
Bu görüşmelerin birinde kitabı basacak olan yayınevi telif hakkı verecekti. Bu bedeli Cem GÜRDENİZ ile birlikte aldığımız kararda esas hak sahibi M.İ. DENİZAŞAN olduğu için varisi kızına vereceğimizi ve bu konuda yayınevi ile direk muhatap edeceğimizi söyledik. Beykoz Belediye Başkan Yardımcı Muharrem KAŞITOĞLU daha önceden yaptığımız görüşme de kitapçık için telif hakkı ödeyeceğiz dedi. Bende kendisine o telif hakkını M.İ. DENİZAŞAN’ın kızına ödeyeceksiniz dedim. (Buna Hakan EKİZ ve parti ilçe sekreteri Osman KILIÇ şahittir).
M.İ. DENİZAŞAN’ın kızı ile yaptığım tüm bu görüşme ve beyanlarıma eşi de ŞAHİTTİR.
Ben kitabın taslağını hazırlayıp Cem GÜRDENİZ’e teslim ettim. Cem GÜRDENİZ, yedi sayfa önsözü taslak olarak hazırladı. Benim yazdığım fotoğraflar hariç 175 sayfada yerleşim yerlerini yeni adları ile düzeltmiş, M.İ. DENİZAŞAN’ın tam olarak kaç mil yaptığını hesaplamıştı. Kitabın herkesin ulaşabileceği çok uygun fiyatla satılacağını da söylemişti.
M.İ. DENİZAŞAN’ın kızı ve oğlu ısrarla kitabın taslağını görmek istediklerini söylediler. Taslağın üzerinde çalışmalar yapıyorduk. Yinrde görsünler diye kendilerine teslim ettim. Bu arada kitapta dipnotlarda torununun eşine kadar da herkesten bahsettik. Fakat kitabın taslağını teslim aldıktan sonra değişmeye başladılar.
Kuvvetle ihtimal M.İ. DENİZAŞAN’ın kızı, avukatı ve etrafındakiler KİTABIN YAYINEVİNİN KENDİSİNE VERDİĞİ İLE BEYKOZ BELEDİYE BAŞKANLIĞININ KİTAPÇIK İÇİN ÖDEYECEĞİ TELİF HAKKININ TAMAMINI BİZE VERDİKLERİNE GÖRE ‘’KİM BİLİR NE PARA GÖTÜRÜYORLARDIR?’’ diye düşünmüşlerdi herhalde.
Şubat ayında projeleri önerenleri destekleyecek kurumlar yetki belgesi istedi. Bende kendilerine bir örnek hazırladım.
Kitabı basacak yayınevinin 5 yılı kapsayan yetki belgesi örneğini de ayrıyeten tetkik etmeleri için teslim ettim.
Mart 2016’da her şey değişmeye başladı.
M.İ. DENİZAŞAN’ın kızı ‘’Bir yıllık yetki veririm.’’ dedi. Bende kendisine ‘’Bir yıllık yetki verirseniz yayınevi kitabı basmaz.’’ dedim.
M.İ. DENİZAŞAN’ın kızı avukatına danışmış.
AVUKATINA GÖRE BİZ MUSTAFA İHSAN'IN HAKKINI YİYORMUŞUZ. (KENDİ DEMİYORMUŞ, AVUKATI DİYORMUŞ).
BENİ VE ARKADAŞLARIMI ENAYİ YERİNE KOYMAYA BAŞLAMIŞLARDI. ‘’İSTEMİYORSANIZ YAZI SERİSİNİ DURDURUR, BÜTÜN PROJELERİ İPTAL EDERİZ.’’ DEDİM.
Bu kez ‘’AVUKATIM TÜM GAZETE VE DERGİLERE SORACAK. BURALARDAN KAÇ PARA ALDINIZ? HEPSİNE YAZI GİDECEK.’’ dedi.
HAK YEMEK ÇALMAKTIR. Düpedüz bana hırsız diyorlardı. BANA KİMSE HIRSIZ DİYEMEZ.
Bu zaman zarfında yaklaşık 17-18 dergi ve gazetede konuyu yazanlar ve arkadaşlarımın da KAÇ KURUŞ ALDIĞI, ALMADIĞI BENİ KESİNLİKLE İLGİLENDİRMEZ. BEN SORMAM, SORULMAZ DA. Bu işler gönül işidir. Dergi ve gazeteler şayet ödeme yapıyorlarsa cüzi miktarlardır.
ÜSTELİK M.İ. DENİZAŞAN’IN KIZI VE YAKINLARINI DA, AVUKATLARINI DA İLGİLENDİRMEZ.
İNSANLAR MECBUR MU ONLARIN BABASINI, DEDESİNİ YAZMAYA ANLATMAYA?
BURADA BİRKEZ DAHA SÖYLÜYORUM.
‘’BENİM -1- KURUŞ ALDIĞIMI İDDİA EDEN VARSA İSPATLAMAYAN NAMERTTİR.’’
MAHŞERDE İKİ ELİM YAKASINDA OLACAKTIR.
BURADA BİR KEZ DAHA AÇIKLIYORUM. BEN BU KONUYU TEK YELKEN DÜNYASI DERGİSİNDE KALEME ALDIM. YELKEN DÜNYASI BUGÜNE KADAR NE ÖNCEKİ YAZILARIMDA NE DE M.İ. DENİZAŞAN YAZISINDA -1- KURUŞ ÖDEME YAPMAMIŞTIR.
SON 12 YILDIR BENİ MADDİ OLARAK DESTEKLEYEN.
ÜSTÜN PLASTİK A.Ş. Şaban GÜLBAHAR.
YILDIZ HOLDİNG A.Ş. Murat ÜLKER
Kendilerine burada huzurlarınızda bir kez daha TEŞEKKÜR EDERİM.
Beni destekleyen fakat bugün aramızda olmayan ;
BARIŞ DENİZCİLİK LTD. ŞTİ. / Yavuz KARACA
YELKEN DÜNYASI KURUCUSU / Mesut BARAN
DENİZ TARİHÇİ / M. Orhan KIZILDEMİR
MARİNER LTD. ŞTİ. M. Ender ÖZER
DZ ASB. (GEMİ MODELCİSİ) Rahmi TOPÇU
ARAŞTIRMACI YAZAR / Eser TUTEL
SANAYİCİ Tevfik GÜNDAY
GEMİ MODELCİSİ / Cemil AKÇE'yi SAYGI VE RAHMETLE ANIYORUM.
TEKRAR KONUYA DÖNERSEK; Öneri götürdüğüm kişiler, öneri getiren kişiler, faaliyete başlanan, başlanıp İPTAL EDİLENLER
1-)Yamaç ERÖZBEK/ DENİZ TİCARET GAZETESİ
Yaptığı haberler, sponsor olarak yapacağı yelken yarışı 2 yılda bir gazete olarak verdikleri ALTIN YUNUS ÖDÜLÜ ( M.İ. DENİZAŞAN’ın kızına verilmesi).
2-)Hakan EKİZ / VATAN PARTİSİ BEYKOZ İLÇE BAŞKANI
Parti olarak M.İ. DENİZAŞAN’ın mezarının yeniden düzenlenmesi, mezarının başında anılması, (Mezarının başında anılmasına Engin YALÇINALP Başkanlığında Türk Bayrakları ile donatılmış motor sevdalıları (TR RIDERS) Türkiye İzcilik Federasyonuna bağlı İstanbul’daki izciler, amatör denizciler, Beykoz, Paşabahçe’de yaşayanlar ile davetimiz üzerine katılmak isteyenler) Beykoz Belediye Başkanlığında bu konuda söyleşi, fotoğraf sergisi ve özellikle burada açıklamak istemediğim iki faaliyet.
3-)Hakan GÜRÜNEY / BOZCAADA MÜZESİ
M.İ. DENİZAŞAN’ın Bozcaada'ya gelişi ile ilgili fotoğraf ve yazılar, gazete haberleri
4-)İsimlerinin açıklanmasını istemiyorlar
Marina alanında bir salona M.İ. DENİZAŞAN’ın adı verilecekti. Salonun içerisinde kalıcı fotoğraf sergisi
5-)İsimlerinin açıklanmasını istemiyorlar
Güney Ege’deki bir marina da sabit fotoğraf sergisi ve yapılacak yelken yarışına sponsorluk
6-)Mesut GÜNSEV Dz.P.Bnb. (Amfibi) Kıbrıs Gazisi.
Uzun yıllardır. Kıbrıs’ta gazetecilik yapıyor. M.İ. DENİZAŞAN’ın Kıbrıs’taki süresi ile alakalı kalıcı fotoğraf sergisi.
7-)B.Hulusi GÜRBÜZ / YELKEN DÜNYASI DERGİSİ yazı serisi (Dergini sahibi L.Ü. BARAN’a konuyu anlattığımda bana: sen de onlara biraz para ver dedi.) Fakat 2008 yılından beri bu araştırmaya ve belgelere ulaşınca tarama fotoğraf laboratuvarında aylarca çalışmalar bilgisayar ortamında hazırlanması VD. yaklaşık 6500-7000 TL arası para harcadım.)
8-)B.Hulusi GÜRBÜZ / Ünlü bir yayın evi için Cem GÜRDENİZ’in önsözünü yazdığı kitap
9-)B.Hulusi GÜRBÜZ / Beykoz Belediye Başkanlığı için hazırlanan kitapçık
10-)Tufan AYDIN / DENİZ TİCARET GAZETE’sinde köşe yazısı ile başlattığı ‘’Bodrum okul gemisinin adını M.İ. DENİZAŞAN olarak değiştirilmesini istiyor musunuz? İmza kampanyası (Kampanyanın durdurulmasına kadar yaklaşık 140.000 imza DENİZ TİCARET GAZETE’sine geldi. Bu imza kampanyasına en büyük desteği Hasan SUBAŞI Başkanlığındaki TÜRKİYE İZCİLİK FEDARASYONU verdi. Onu 1970 yılında kurulan YAVUZ İZCİ GRUBU, Vatan Partisi Beykoz ilçe teşkilatı, amatör denizler.) Benim talebim üzerine TÜRKİYE İZCİLİK FEDERASYONU ve YAVUZ İZCİ GRUBU izcileri imzalarını yazı ile geri çektiler. Gazete sahibi Yamaç ERÖZBEK kampanyayı durdurdu.
11-)Prof. Osman ERKURT ve 360° grubunda arkadaşları ile beraber inşa ettikleri M.İ.DENİZAŞAN'ın teknesinin modeli içinde: OFİSİME GELEN AVUKAT YAMAĞI BU ADAMLARIN NE MENFAATİ VAR Kİ KAYIĞI YAPIYORLAR. Dedi. Bu durumu Prof. Osman ERKURT’a anlattım. Sanırım bütün faaliyeti durdurdular.
12-)Cem GÜRDENİZ 360° grubunun inşa ettikleri teknenin İstanbul’daki özel müzeye nakli için sponsor bulmuştu. (O emekte boşa gitti.)
13-)Cem GÜRDENİZ heykelin yapımı için sponsor arıyordu, bronz heykel o zamanın parası ile 50.000 TL polyester heykeli için kendisinden 25.000 TL istemişler. (Bana da gayret ediyorum. Ümit ediyorum. Bulacağız demişti.) Tahmin ediyorum. Onu da durdurdu.
14-) KONFÜÇYÜS’ÜN BİR SÖZÜ VARDIR: KÖTÜ DÜŞÜNEN KÖTÜDÜR. KARŞIMDAKİ İNSANLAR DA KÖTÜ DÜŞÜNDÜKLERİ İÇİN FİKİR VERMEMEK AÇISINDAN ADINI AÇIKLAYAMAYACAĞIM 11 PROJE DAHA İPTAL EDİLMİŞTİR.
15-)Fakat bütün bu olanlara rağmen M.İ. DENİZAŞAN olayına büyük katkı sağlayan kişi çirkin ithamlara hiç aldırmadan bana inanmayıp M.İ. DENİZAŞAN’ın kızına inanıp tekrar görüşmesini sürdürmesi. (Bu da işin başka yanı)
Eylül- Ekim 2016 aylarında basında bir takım yazılar çıktı. M.İ. DENİZAŞAN’ın kızı beyanda bulunmuş. Babası 16.000 mil yol kat etmiş. Sanki bugüne kadar biliyordu da. (Hazırladığımız kitabın önsözünde M.İ. DENİZAŞAN’ın Huelva’ya kadar 15.874 mil yol kat ettiğini Cem GÜRDENİZ hesaplamıştı.) 4 cilt kitap hazırmış, araştırmacı yazarın biri hazırlamış.
OHH! NE KOLAY 60 SENE BEKLEYİN. BEN VE CEM GÜRDENİZ, GECE-GÜNDÜZ ÇALIŞALIM, KİTABI YAZALIM, YÜZLERCE FOTOĞRAFI SIRAYA DİZELİM. KİTABIN TASLAĞINI BİZDEN ALIN. ADAMIN BİRİ BEN HAZIRLADIM DİYE ORTAYA ÇIKSIN.
Yalnız unuttukları ÇOK ÖNEMLİ 2 KONU VAR.
Birincisini kimseyle paylaşmadım. İkincisi ÇOK ÖNEMLİ. Beş kişi ile paylaştım. 4 cilt kitap piyasaya çıktığı zaman 5. kişi kamuoyuna muhtemelen televizyondan açıklama yapacak veyahut açıklamayı uygun gördüğü kurumlar yapacak.
Ben ve arkadaşlarımın emeklerini ziyan edenlere, çirkin ithamlarda bulunanlara bizim emeğimiz ile kendileri hazırlamış gibi ortaya çıkanlara TÜM HAKKIM HARAM OLSUN.
Bu sözüm İNANANLAR İÇİN. MAHŞERDE HESAP GÜNÜNDE HARDAL TANESİ HAKKIN HESABI GÖRÜLECEKTİR.
Bilmeyenler için hardal tanesini görmek isteyenler; kuş yemlerinin içindeki gri renkteki tohumları ellerine alsınlar. Ağırlığını anlayabilecekler mi? İşte hardal tanesi, o gri tohumdur.
Birde yazın gökyüzüne, yıldızlara, samanyoluna baksınlar. Kim olduklarını, nerede olduklarını yüce alemde toz zerresi olduklarını anlayanlar zaten HAKTAN KORKANLARDIR. İnanmayanlar HAKTAN KORKMAYANLAR. Hadi ALLAH KORKUNUZ YOKSA ALIN BU YAZIYI AVUKATINIZA GİDİN.
Arşivimin başlangıcı bu defterin arkasında + 2 defter + 247 klasör + 40bin dijital ortamda bulunan fotoğraf.
Mustafa İhsan Denizaşan ile ilgili dökümanlar ve arşivim Yelkencinin Gazetesi / Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Sayın Özge Durmuş'a teslim edilmiştir.
Hulusi GÜRBÜZ
Fotoğraflar: B. Hulusi Gürbüz arşivi (Fotoğraflar tescillidir)
Yapılmış Yorumlar (1)
Yazık! Hem bu kadar emeğe yazık, hem denizcilik tarihimizin kaybettikleri açısından yazık ama en önemlisi insanlarımızın çıkar beklentilerinin, güvensizliklerinin ulaştığı nokta açısından yazık. Ama eminim bir gün emekleriniz karşılığını bulacaktır.