Rota: Palamutbükü

Sabahın erken saatlerinde Bodrum Dmarin Turgutreis’te yelkenlimizi seyire hazır hale getiriyoruz. Telsizden ayrılış anonsumuzu yaptıktan sonra marinanın zodiac botları bize marina çıkışına kadar eşlik ediyorlar.

İnci gibi bir denizin üzerinde seyretmek bizleri mutlu ediyor. Beyaz Bodrum evlerini arkamıza alıp rotamızı Palamutbükü’ne doğru çeviriyoruz. Palamutbükü ufak bir balıkçı kasabasından vazgeçilmez bir tatil beldesine dönüşmüştür. Her tatilimizde yelkenlimizi buraya bağlamaktan çok keyif alıyoruz. Güzel havanın seyrimize etkisi ile beraber yelkenler fora diyoruz. Yolculuğumuz boyunca yanımızdan geçen yelkenci dostlarımızı selamlıyoruz. Bodrum’dan Palamutbükü’ne geçerken Kos Adası açıklarında peşimize sevimli yunuslar takılıyor. Adeta suyla dans ediyorlar. Denizlerde onları görmek bizi çok sevindiriyor. Denizlerimizin hala çok temiz olduğunu görmek ve bu güzel türlerin varlığını bilmek çok mutlu ediyor bizleri.

Deveboynu feneri hizasına geldiğimizde Palamutbükü’nde bulunan balıkçı barınağına ait marinaya telefon edip, bağlanmak istediğimizi haber veriyoruz. Palamutbükü’nde yaşayanlarda çok misafirperverdir. Her geldiğimizde marinaya bağlamamız için ellerinden geleni yapıyorlar. Uzun süren yolculuk şarkılarımızı çalıyoruz ve seyrin sonuna geliyoruz. İşte karşımızda Palamutbükü’nün rengarenk taşlarla dolu cam gibi dibi görünen denizi bizi selamlıyor. Günün her saati bu berrak suyun içini, taşları görmek mümkün. Yelkenlimizi bağladıktan sonra hemen denize giriyoruz. Çok keyifli bir seyir geçirdiğimizi söyleyebilirim.

Bir gece Palamutbükü’nde konakladıktan sonra, ertesi sabah Datça’ya yol almak için Palamutbükü limanından ayrılıyoruz. Havamız ve yolumuz yine açık ve şahane gidiyor. Yazın en güzel günlerini yaşıyoruz. Datça badem kokulu sokakları, masmavi denizi ve denizcilerin uğrak mekanı olan en keyifli rotalardan bir tanesidir.

Yolculuğumuz boyunca güneşin denizle olan dansını izlemenin keyfine varıyoruz. Datça’nın merkezinde yer alan belediyeye ait marinaya yelkenlimizi yanaştırıyoruz. Hava koşullarının kötü olduğu zamanda Datça’nın rüzgarı tehlikeli yolculuklara sebep olabilir, o nedenle her zaman havayı takip etmek gerekiyor. Ve elbette tam doldurulmuş bir gıda dolabı hayat kurtarıcı olabilir.

Datça’da gezilecek çok keyifli bir şarap bağı var. Eski Datça sokakları’nın keşfi de ayrıca önerebileceğim bir gezi rotasıdır. Bademli kurabiyesini ve bademli kahvesini denemeden dönmeyin derim. Bal, badem ve zeytinyağının buluştuğu Türkiye’nin sayılı tatil beldelerinden birisidir Datça.

 

Yolculuğumuzun devamı Marmaris yönünde olacak. Sizlerle tekrar buluşmak ve keyifle yeni yolculuklarımı anlatmak için sabırsızlanıyorum. Datça’dan sevgilerimle.

Yazı - Fotoğraflar ve Fim: Müge Güvensal

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap