28 Ocak 2023 Cumartesi sabahı Bodrum Denizciler Kahvesi’nde yapılan brifingle başlayan ikinci ayak yarışlarının ilk gününde, tirhandilciler; start öncesi başlayan ve yarış süresince aralıklarla devam eden yağmur altında ve 12-15 knot hızındaki güneyli rüzgarla yaklaşık 12 millik Görecek Adası-Köçek Adası-Karaada coğrafi rotasında yarıştı.
Ekipler ilk gün yorgunluğunu, Körfez Bar’da düzenlenen ödül töreninde attılar.
Tırhandil Cup Oktay Tüfek Trofesi’nin “Ustaların Ustası” Ziya Güvendiren adına yapılan ilk ayak ödülleri, “Guletlerin Babası” Erol Ağan adına yapılan ikinci ayakta Körfez Bar’da sahiplerine kavuştu. İlk ayak sonunda; Birinci Muammer Bey, ikinci Gülşade ve üçüncü Derya Kaptan olurken, ekiplere Organizasyon Komitesi’nden ilk ayak için özel yaptırılan tablolarla birlikte, Tolga Tüfek’in gönülden -babası adına yapılan organizasyon için- tasarladığı ve el emeğiyle yaptığı ahşap trofeler verildi. Bodrum Deniz Müzesi Yayınları ise tüm katılan teknelere kitaplar, Ağanlar Tersanesi şapka ve şemsiye, Körfez Bar şapka ve tişört hediye etti.
İkinci gün Bodrum güneşli ama rüzgârsızdı. Hakem heyeti, rüzgârı bulduğu an startı verdi. Kuzey yönünden gelen 5-6 knot hızındaki rüzgarla yapılan 6 millik üçgen rota şamandıra yarışının süresi iki buçuk saati aştı. İkinci gün yarışına, teknik arızaları nedeniyle Gargantua ve Muammer Bey tirhandilleri katılamadı.
Tırhandil Cup Oktay Tüfek Trofesi, İkinci Ayak ödülleri, 11-12 Şubat tarihlerinde yapılacak Üçüncü Ayak’ta sahiplerini bulacak.
Tırhandil Cup Oktay Tüfek Trofesi 2. Ayak Genel Sonuçları
- Gara Poşet
- Funda
- Derya Kaptan
- Seira
- Whisper S
- Gülşade
- Meke
- Gargantua
- Muammer Bey
Tırhandil Cup Oktay Tüfek Torfesi 2023 Programı
- Ayak 07 - 08 Ocak
- Ayak 28 - 29 Ocak
- Ayak 11 - 12 Şubat
- Ayak 04 - 05 Mart
- Ayak 18 - 19 Mart
- Ayak 08 – 09 Nisan
Erol Ağan
Bodrum’da tirhandiller, piyadeler, guletlerin imal edilmesi ve günümüze kadar uzanan aralıksız süreç, Giritliler’in Bodrum’a gelişiyle başlamıştır. Denizci olan Giritli birçok aile, tekneleriyle Bodrum’a gelmiş ve denizden geçimlerini sağlamaya başlamışlar. İlk yıllarda, bu tekneler süngercilik, balıkçılık ve taşımacılıkta kullanılmış. Talep arttıkça da Yunanistan adalarından tekneler alınmış, ta ki Giritli kökenli bir gencin ortaya çıkmasına kadar. Nami’nin Mehmet ile başlayan Bodrum tekne üretimi, onun yanında yetişen ve “ustaların ustası” olarak anılan Ziya Güvendiren ve onun yanında yetişen ustaların ürettiği gayıklarla başlamıştır.
Aileden denizci olan Erol Ağan, ilk okulu bitirdiğinde, Ziya Usta’nın, Bodrum Kalesi eteklerinde, günümüzde “Mandalin Bar” olarak bilinen yerdeki atölyesinde çıraklığa başlamıştır. Çay, kahve getir-götürleri kısa zamanda geçilmiş ve Erol Ağan, eline keseri alıp ustasının izinde yola devam etmiştir. Askerlik sonrası aynı atölyede geçirdiği ve sağ kolunu kaybettiği kaza, Erol Ağan’ın hayatında önemli bir dönüm noktası olmuştur.
Kaza, Erol Ağan’ın kolunu götürürken, ona bir lakap, Bodrum’a da yıllarca birbirinden dayanıklı, zarif tekneler yapacak bir usta kazandırmıştı; Çolak Erol.
Uzayan, genişleyen, yükselen tekneler, tersanelerin de yerlerine sığamaz olmasını doğurunca, ustalar yeni yer arayışına girdi. Bir taraftan talebe yetmeyen yer darlığı, diğer taraftan kıyıların turizme açılması, Bodrum merkezinden, -o yıllarda anılan ismi ile- Kasaphane’den uzaklaşmanın zamanı geldiğini gösteriyordu ve bunun öncüsü de Erol Ağan oldu. Guletlerin Babası olarak da anılan Erol Ağan’ın Bodrum tekne üretimini en büyük katkısı ise İçmeler’deki ilk atölyeyi açması ve günümüz tersaneler bölgesinin oluşmasına öncülük etmesidir.
Çolak Erol, meslektaşlarının “deli dağlara çıktı” alaylarına kulak tıkayarak, yolu, suyu, elektriği olmayan İçmeler’e, tirhandiller, develer ve eşekler ile taşındı ve atölyesiyle beraber bir de çekek yeri yaptı. Ardından, atölyeler birer ikişer İçmeler’e akın etti. Böylelikle, günümüz tersaneler bölgesi Erol Ağan öncülüğünde yaratıldı.
Tirhandil
Ustalarının, antik çağlardan bu yana imal edildiğini söyledikleri tirhandilin, nerede doğup geliştiği tam olarak bilinmiyorsa da tirhandiller, güçlü formları ve göz okşayıcı görünümleriyle uzun yıllardan bu yana Ege ve Akdeniz’de boy gösteriyor.
Tirhandil ya da Bodrum ağzı ile söylendiği gibi tırhandil kelimesi; Grekçe üçe bir anlamına gelen ‘tria-kena’ dan türetilen ‘trikandini’ kelimesinin zaman içinde değişmesiyle ortaya çıkmış olduğu düşünülüyor. Bu, tirhandillerin en büyük özelliği, eninin boyuna oranının yaklaşık olarak üçte bir olmasını, anlatan bir terim. Bunun yanı sıra tirhandil için kullanılan ‘iki başı bir’ tabirinden de anlaşılacağı gibi, başı ve kıçı simetrik, hilal şeklinde bodoslamalarıyla geniş bir karın ve yuvarlak bir gövdeye sahiptir. Alçak omurgası, parampeti ve kavisli gövde yapısı, tekneye estetik bir duruş ve denizci olma özelliği katar.
Tirhandiller, geniş karnı, sağlam yapısı ve fırtınalara karşı duruşuyla, yıllar boyunca yük taşıma amaçlı kullanılmıştır. Ayrıca, eniyle boyu arasındaki oran sayesinde üstün bir manevra yeteneği olan tirhandil, yekeyi basınca hemen cevap vermesi ve neredeyse boyu kadar yerde dönebilmesi özelliğiyle de sünger avcılarının gözdesi olmuştur.
Birçok tirhandil ustasının vazgeçemediği, bodoslamalarındaki ay şeklinde oyuntu ve ay-yıldız oymaları tekneye ayrı bir zarafet katar.
Tam anlamıyla bir yelken teknesi olan tirhandil, ilk üretim yıllarında tek direkli ve Latin yelken donanımlıydı. Seyir ve kullanım avantajları nedeniyle, günümüzde Latin yelken çok tercih edilmezken, tirhandillerde randa ve özellikle marconi donanımlar yer almaya başlamıştır.
Bodrum’da tirhandiller, özellikle mübadele sonrası Giritlilerin gelişiyle daha çok görülmeye başlar ve süngerciliğin yaygınlaşması ile birlikte giderek artar.
Bodrum’un bilinen ilk tirhandilini Girit doğumlu, Nami’nin Mehmet kızağa koyar. Tekneyi, yine bir Girit doğumlu ve Bodrum’un ilk süngercilerinden olan Ali Cengiz sipariş etmiştir. Bodrum’da yapımı kayıtlı olan ilk tirhandil ‘Atilla’, 10,5 metrelik boyuyla, Kumbahçe sahilinden 1933 yılında indirilir. Bu, Bodrum tekne yapımcılığı için bir dönüm noktasıdır.
Tirhandil imalatının ilk yıllarında, geleneksel ahşap teknelerde olduğu gibi, tirhandillerin yapımında da yöresel ağaçlar kullanılırdı: Kızılçam, karaçam, sedir, özellikle omurgada okaliptüs. Günümüzde, geleneksel üretim olduğu gibi lamine tirhandiller de üretilmektedir.
Geçmişte sünger avcılığı ve yük taşıma işleri için 7-12 metre aralığında yapılan tirhandiller, değişen talepler ve lamine teknolojisinin de etkisiyle 18-20 metreye kadar uzamış durumdadır.
Alıntılar: Bodrum’un Gayıkları, Saner Gülsöken, Bodrum Deniz Müzesi Yayınları