Kendini Kontrol Eden İnsan, Zeki İnsandan Üstündür!
Bugün konumuz duygusal zeka. Önce şuna karar verelim; duyguları (emotions), bir uyarana karşı uyanan fizyolojik durumlar ve bu fizyolojik duruma karşı verdiğimiz zihinsel çağrışımları ise hisler (feelings) diye adlandırıyoruz. Ancak karşımızdakilerin duygularını anlayarak empati yapabiliriz. Önemli olan bizim kendimizin ve karşımızdakinin duygularını ne şekilde yöneteceğimizdir. İşte duygusal zeka şimdi gerekiyor. Duygusal zekalı insanlar diğerlerini hissederler, diğerlerinin yüzündeki ifadeleri okurlar, diğerlerinin neler hissedeceklerini sezerler.
Yazıda kendinize uygulayabileceğiniz bir duygusal zeka testinin duygusal yetkinlik bölümü de var. Haydi bakalım, harekete geçelim.
Kişi kendine reva görmediği herhangi bir şeyi başkasına gördüğü vakit, kâmil olamaz. (Hz. Ali)
Duygusal zeka şimdi oldukça revaçta, aslında bu bizim kültürümüzde de adlandırılmadan çok vurgulanan bir konudur; daha çok tutum ve davranışların sonucuyla anlatılmıştır.
İnanmışların güzel ahlak ve iyi davranışları şu şekilde tasvir olunmuştur:
“Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün.”
“Komşusu açken yatan bizden değildir.”
“Çuvaldızı kendine iğneyi başkasına batır.”
“Kendisi için istediğini başkası için de ister gerçekten inanmışlar.”
Yukarıda kültürümüzden verdiğim örnekleri hep aklımızda tutarak konumuzda ilerlemeye başlayalım. Eray Beceren tarafından yazılmış Duygusal ve Sosyal Zekamız isimli kitaptaki bir bölümde Beceren ünlü danışman Claus Moller’e atfederek şöyle yazıyordu (1): “İş yerlerinizin girişinde ’kalp vestiyerleri’ vardır. İşe gelenlerin bazıları bu vestiyerlerin farkına varmaz, bazıları ise bu vestiyerleri görür. Ve kalbini bu vestiyere asarak iş yerine girer ve işlerini kalpsiz olarak yürütür. Hatta bunlardan bazıları akşam evine dönerken vestiyerden kalbini almayı unutarak evine de kalpsiz gider ve evindeki işlerini de kalpsiz yürütür. Duygusal Zeka ile amaçlanan insanların iş ve özel yaşamlarına yüreklerini koymalarıdır.”
Önce bir kafa karışıklığını çözelim. Bir uyarana karşı uyanan fizyolojik durumlar, duygular (emotions), bu fizyolojik duruma karşı verdiğimiz zihinsel çağrışımlar ise hisler (feelings) olarak tanımlanıyor.
Duygu ve yüz ifadeleri, bu disiplininin babası sayılan Paul Ekman’a göre (2) öfke, mutluluk (neşe), üzüntü, şaşkınlık, tiksinme, korku ve aşağılanma (utanç) olmak üzere 7 temel duygudan oluşuyor. Benim anlamadığım kıskançlık ve yalnızlık niye bu duygular arasında yok, bunlar duygu değil de his mi? Biraz araştırınca bu iki hissin de kökünün korku duygusu olduğunu görüyorsunuz. Siz ne diyorsunuz?
Duygularımız niye önemli? Çünkü 1) Çevremizi etkiler 2) Kararlarımızı etkiler 3) Onları ifade edemez isek doğru iletişim kuramayız 4) Karşıdakilerin duygularını anlamaz isek empati yapamayız 5) Öğrenmenin kökeni duygulardır 6) Hayatta kalmamızı sağlarlar. Ama önemli olan duyguların olması değil bizim kendimize ait duyguları ve karşıdakilere ait duyguları yönetme kapasitemiz. Burada işte duygusal zeka ve empati kavramları devreye giriyor. Eğer duygusal zekamız ve ona bağlı empati yeteneğimiz yoksa üstün zekalı veya zeki olsak da, en iyi okullardan mezun olsak da, insan ilişkilerimizde ve yöneticilik ilişkilerimizde başarılı olmamız mümkün değil (3).
Duygusal zeka kavramını popülerleştiren Rutgers mezunu psikolog ve danışman Daniel Goleman (4) olsa da ilk ortaya koyan, ölçme araçlarını geliştiren hatta Goleman’ı kavramı fazla popülerleştirdiği, sulandırdığı için eleştiren Yale hocaları Salovey ve Mayer’dir (5).
Bugün yapılan tüm çalışmalara baktığımızda Duygusal zeka kapasitesinin birkaç unsurdan oluştuğu görülüyor. Duygusal zekalı insanlar diğerlerini hissederler, diğerlerinin yüzündeki ifadeleri okurlar, belirli durumlarda diğerlerinin neler hissedeceklerini sezerler. Duygusal zekalı insanlar, duygularını özellikle de saldırganlığa yöneltecek negatif olanları kontrol edebilir. Bilişsel olarak zihinsel zekanın ölçümleri yapılıyor, ama herkesin üzerinde anlaştığı bir duygusal zeka ölçümü bulunmuyor (6). Hayatta ya da bir işte başarılı olmayı sağlayan duygusal zeka yenetekleri ise şunlar (7):
Öz farkındalık: Zayıf ve güçlü yanlarını tanıma.
Kendini kontrol: Bozucu dürtü ve ruh hallerini kontrol altına alma.
Motivasyon: Başarının kendisinden zevk almak.
Empati: Diğer insanların duygusal yapılarını anlamak.
Sosyal Beceri: Diğer insanları istenen yöne yönlendirme için iyi ilişkiler kurmak.
İşe alımlarda zeka testi yapılamıyor. Zekanın kanıtı bitirilen okullar. Aynı şekilde duygusal zeka testi de yapılamıyor. Her şey görüşmede anlaşılmaya çalışılıyor. Kişilik testlerinin ölçtüğünü ölçme ya da eksiksiz ölçme konusu baştan beri çok sorunlu ve dikkat edilmesi gereken konu (8). Bu nedenle de işe alımlarda bir analitiğe oturtulmaya çalışılan ölçütlerin üzerinde adayın değerlendirilmesinde üst faktör, görüşmecinin duygusal zekasıdır.Bu bile başlı başına bu konuyu öğrenmek için en önemli neden..
Duygusal Zeka konseptini bize tanıtan Daniel Goleman’ın duygu tanımı şöyle: “Bir his ve bu hisse özgü düşünceler, psikolojik haller ve bir dizi hareket eğilimi”. Bu bizim düşündüğümüzden biraz daha geniş bir duygu tanımı. Şöyle düşünün; bir kurt köpeği ile yaşıyan bir kadın var, yeni bebeği olmuş. Kadın bir gün yakındaki bakkala gidiyor ve döndüğünde kapıda köpeği ağzı kan içinde görüyor. Bebeğine bir şey yaptığını düşünerek, köpeği beşinci kattan apartman boşluğuna fırlatıp atıyor. O sırada bebeğin sesi duyuluyor, kadın içeri koşuyor bakıyor, yerde bebeğin yanında bir yılan boğulmuş halde yatıyor, anlıyor ki köpek bebeğinin hayatını kurtarmış.
Goleman’a göre:
Bu bir his: Kurdu o halde gördüğünde kadının korkması.
Hisse ait düşünceler: Öğrenilmiş vahşi davranış harekete geçti, öldürdü yavrumu sonucuna vardı.
Psikolojik ve biyolojik haller: Korkunun öfkeye, öfkenin şiddete yönelmesi; ayaklara kollara hücum eden kan, çarpıntı, terleme ve saldırı.
Bir dizi hareket: Köpeğe zarar vermesi.
Goleman’a ve birçok psikoloğa göre bu hareketler dizisinin tamamı bize duyguyu ifade ediyor (9).
Bu arada aklıma gelen bir konuyla örneği genişleteyim; ya kadının 2-3 yaşında başka bir çocuğu olsaydı ve onu eli kanlı bir şekilde kapının önünde kendisini beklerken bulsaydı, kadın çocuğunu apartman boşluğuna atabilir miydi?
Peki empati nedir? Empati bir simulasyondur. Hepimiz düşen ve ağlayan bir çocuk gördüğümüzde, üzülür yardım ederiz. Çünkü hepimiz o duyguyu biliriz. Bu nedenle kolayca simule edebiliriz. Ayna nöronlarından, başkalarının hareketlerini taklit etmemizi sağlayan, maymunlarda ve kuşlarda olduğu kesin olarak kanıtlanan insanlarda ise hala tartışmalı olan beynimizdeki nöronlardan söz etmiyorum. Psikologlar simulasyon sayesinde başkalarının yüz ifadeleri, vücut hareketleri ve eylemlerini anladığımızı, fazla uzunca düşünmeden anlık olarak, kendi duygularımızdan yola çıkarak diğer kişinin duygularını çözümleyebildiğimizi söylüyorlar (10).
Goleman liderler için üç tür empatiden söz ediyor:
1) Bilişsel empati: diğer kişinin bakış açısını anlama yeteneği
2) Duygusal empati: başkalarının duygularını anlama yeteneği
3) Empatik ilgi: diğer kişinin sana olan ihtiyacını sezme yeteneği.
Şimdi kendimizi duygusal yetkinlik açısından bir teste tabi tutalım mı? Bu test öz-imaj, dışa dönüklük-içedönüklük, bağımsızlık, çocukluk-yetişkinlik, liderlik-takipçilik, işe adanmışlık ve duygusal yetkinlik testlerinden oluşan bir duygusal zeka testinin sadece duygusal yetkinlik bölümü. Sonuçları sadece kendiniz göreceksiniz, o yüzden lütfen samimi olun, testin sonunda kendinizi nasıl değerleyeceğinizi anlatacağım.
Mark Daniel’in EQ Testinin “Duygusallıkta Yetkin Misiniz?” Bölümü (11):
1.Emirlerinize karşı gelip kalabalık bir meydanda koşmaya başlayan çocuğu kenara çeker ve:
a)Şaplak atar ya da onu sarsarsınız
b)Duygularınızı yener ve yaptığının iyi bir şey olmadığını söylersiniz
c)Duygularınızı yener ve bir dahaki sefere ceza vereceğiniz üzerine sakinleşirsiniz.
2.Daha sonra;
a)Çocuğu tehdit eder ve ceza vereceğinizi söylersiniz
b)Özür diler ve korktuğunuzu ifade edersiniz
c)Gözyaşlarına boğulursunuz
3.Sizin;
a)Fiziksel özelliklerinizi iş yerinde sergilemek hoşunuza gitmez
b)Başkalarının fiziksel özelliklerini sergilemesi hoşunuza gitmez
c)Başkalarının paçoz giyinmesi hoşunuza gitmez
4.Eşiniz sizi kızdırdığında;
a)Günlerce konuşmazsınız
b)Kötü söz söyler ve gidersiniz
c)İntikam alırsınız
5.Aile üyeleriniz sizle dalga geçer gibi konuştuğunda ne hissedersiniz?
a)Dargınlık
b)Tevekkül
c) Acıma
6.Kederlenme;
a) Zorunlu ve sağlıklı bir süreçtir.
b) Zamanın çözümlediği ve iyileştirdiği bir süreçtir.
c) Hayatı mahveden bir süreçtir.
7.Bir amaç uğruna çalışmadığınıza üzülür müsün?
a) Bazen
b) Asla
c) Daima
8.Bir gazete haberine kızarsanız ne yaparsınız?
a)Aile, arkadaş çevremde paylaşırım
b)Gazeteye mesaj yazarım
3)Depresif olurum.
9.Kızgınlığınız,
a)Değişimi tetikler
b)İncitmeyi ya da yıkıcılığı tetikler
c)Kendinize zarar verir
10.Yukardakileri düşündüğünüzde zaman;
a)Her şeyin ilacıdır, iyileştirir.
b)Büyük yok edicidir.
c)Görmezden gelinmeli ya da kontrol altına alınmalıdır.
11.Şiddet içeren bir suç senin için;
a)Toplumdaki genel eğilimin bir yansımasıdır.
b)Toplumdan ayrı ders çıkarılacak bir trajik olaydır.
c) Hemen bir şey yapılması gereken bir rezalettir.
12.Müzik öncelikli olarak senin için;
a)Yatıştırıcı
b)Heyecan verici
c)Derinden harekete geçiren
Şimdi aşağıya inip verdiğiniz cevaplara karşılık gelen puanları toplayın ve yetkinlik skorunuzu bulun.
12-19: Duygularınızdan rahatsızsınız ve bu nedenle, görünen tüm iyi niyetinize rağmen, genellikle yumuşak bir teslimiyet olan “uygun” tepkilere sığınıyorsunuz. Ne kadar şiddetli olursa olsun geçerli olduklarını kabul ederek duygularınızla dürüstçe yüzleşemezseniz, onları yapıcı bir kullanıma dönüştürmek yerine yalnızca bastırabilir veya uygun bir tepkiyi taklit edebilirsiniz. Tüm duyguların daha önce hissedildiğini ve az ya da çok tüm insanlarda ortak olduğunu unutmayın. Onları bastırmak, zihinsel ve fiziksel hastalığa, duygusal olarak doğru olmayan şiddetle savunulan inançlara ve genellikle ahlaki dogmatizme yol açar.
20-27: Duygularınıza hâkim olmaya yönelik güçlü girişimleriniz güzel, ancak genellikle kötü ve anlayışsız olarak değerlendiriliyorsunuz. Uygun tepkileri taklit ederek kendinizi “değersiz” duygulardan korursunuz, ancak daha iyi düşünülmüş, anlaşılmış ve daha sonra kullanılmak üzere duygusal veri bankasına gönderilmiş insanlara ve şeylere kafanızda boş bir alan bırakma eğilimindesiniz. Duygulara, hatta değersiz görünen duygulara, öfke, korku, kırılganlık, depresyon vb. gibi müzik dinlerken veya film izlerken olduğu gibi izin vermeyi deneyin, keşfedin ve kabul edin. Onlar bilgeliğinizin bir parçasıdır.
28-36: Yıkıcı dürtülerinizi dizginlerken, duygularınızı uygun olduğunda kabul etmekte ve kullanmakta sorun yaşamıyorsunuz. Kendi kendilerine fayda sağlayan doğal tepkileriniz konusunda rahatsınız ve yararlı fizyolojik sonuçlarını en iyi etkiye nasıl yönlendireceğinizi biliyorsunuz.
Buldunuz mu yetkinlik skorunuzu? Aslında böyle çok test var ve hepsinde bir takım geçerlilik ve güvenilirlik gibi ölçüm sorunları var. Ölçemediğimiz şeyi yönetemediğimizi düşünsek de ölçme araçlarını yine de denemek lazım. Bu zamana kadar geliştirilmiş altı ayrı duygusal zeka testini masaya yatıran bir araştırma bu sorunları ortaya koyuyor. İnsan kaynakları yöneticileri mutlaka bu makaleyi okumalılar (12). Ben ise sizi konuya ısındırmak için yukardaki gibi bir test yapmanızı istedim. Goleman konu üzerinde araştırma ve yayına devam ediyor. Son zamanlarda çıkardığı İş Dünyasında Duygusal Zeka kitabında (13) iş dünyasına yönelik olarak Duygusal Zeka’sı yüksek kişilerdeki şu özelliklerden söz ediyor:
-Kendini harekete geçirme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilmek,
-Dürtülerini kontrol ederek tatmini erteleyebilmek,
-Ruh halini düzenleyebilmek,
-Sıkıntıların düşünmeyi engellemesine izin vermemek,
-Kendini başkalarının yerine koyabilmek,
-Umudunu yitirmemek.
Gördüğünüz gibi duygusal zeka, zihinsel zeka gibi bütünleştirilebilen bir şey değil. Artık herkes tarafından bilinegeldiği üzere Harvard’dan Howard Gardner standart zeka testlerinin gerçek zekayı ölçmek için basit kaldığını ortaya koydu ve çoklu zeka kavramını ortaya attı. Ve de sekiz farklı zekamız olduğunu söyledi: Görsel zeka, müzik zekası, dil zekası, matematiksel zeka, kişilerarası zeka, iç konuşma zekası, bedensel zeka ve doğa zekası (14). Yukarıda özetlediğim gibi duygusal zeka çalışmaları da bize gösteriyor ki, duygusal zekamızı çoklu zekamızın özellikleri ile birleştirdiğimizde yöneticilik, liderlik başarısı peşinden geliyor (15). Yeni hem sosyal hayatta hem iş hayatında duygysal zekanın başarı için çok önemli bir şey olduğu gittikçe daha da kesin bilgi haline geliyor. Üstelik duygularımızı ve tepkilerimizi, karşıdakilerin duygularının ve tepkilerinin farkına varıp geliştirmenin mümkün olduğunu söylüyor tüm uzmanlar. O halde ne duruyorsunuz? Haydi iş başına!
Kaynakça
- Beceren, E. (2012). Duygusal ve Sosyal Zekamız. Postiga, ss.202.
- Ekman, P. (2007). Emotions revealed: Recognizing faces and feelings to improve communication and emotiomal life, Macmillan; Ne düşündüğümü biliyorum (2019). Diyojen Yayınları.
- Reber, R. (2017). Critical Feeling. Cambridge University Press, ss.297.
- Goleman, D. (2018). Everday Emotional Intelligence, Harvard Business Review Press, ss.362.
- Mayer J. vd (2004).Emotional Intelligence: Key Readings on the Mayer and Salovey Model, Dude Publishing; Slaovey, P. (1994). The Intelligent Emotions. Brenzel Publishing.
- Reber, 2017.
- Goleman vd., 2018.
- https://www.wellable.co/blog/five-limitations-of-big-five-personality-test/
- Beceren, 2012.
- Reber,2017.
- Daniel Mark, Self Scoring Emotional Intelligence Tests, Streling, 2000.
- O’Connar, P.J ve vd. (2019). The Measurement of Emotional Intelligence: A Critical Review of the Literature and Recommendations for Researchers and Practitioners , Frontiers in Psychology, v.10, ss.2-19.
- Goleman, D. (2017). İşbaşında Duygusal Zeka, Varlık Yayınları, ss.448.
- Gardner, H.(2017). Zihin Çerçeveleri, Çoklu Zeka Kuramı, Alfa Yayınevi, ss.540.
- https://www.psychometric-assessment.com/multiple-and-emotional-intelligence/
Murat ÜLKER