241
0
Dalgaların insanın yüzünü acıtan sert rüzgarla denizi dövdüğü günlerden biriydi. Hiçbir denizcinin, hiçbir teknenin olmak istemeyeceği denizde yapayalnızdı. Bir yere gidemeyen aşağıda bağlı olduğu tonozun halatı etrafında daireler çizip duran öksüz teknecik.
Turuncu bir şamandıranın misafiri. Ha bugün ha yarın diye bekliyor gideceği günü.
Önceleri nasılsa uzun kalmayacağım deyip, burada geçireceği zamanların onun için renkli geçeceğini, bir çok hikaye öğreneceğini, bir çok canlıyla dost olacağını düşünmüştü. Ne var ki zaman dalgaların altından kaydığı gibi hızla akıp gidiyor ama onu buradan kurtarıp hep hayalini kurduğu uzak denizlere götürmek üzere kimse gelmiyordu.
Neden sonra martılar verdi ona acı haberi istemeyerek de olsa. O artık öksüzdü. Kimsesiz kalmıştı. Çünkü yıllardır onunla yaşayan, kendini onunla mutlu hisseden arkadaşı artık yoktu. Ondan ayrıldığı son anı hatırladı. Onun tekneden çıkış anını. Sanki az sonra gelecekmiş gibi gitmişti. Masada açık rota kitabında işaretlenmiş koylar, hemen yanında duran kurşun kalem ve silgi. Bu koylar henüz gidilmemiş olanlardı. Onları bilinmezliğe davet eden.
Heçleri bile açıktı. Halatları düzgün toplanmamıştı. Dolaplardaki eşyalar yerli yerindeydi. Hatta salon masasının üzerinde yarısı içilmiş kahve bile öylece duruyordu.
Onun gidişinden önce içinde bir sıkıntı hissediyordu teknecik hissetmesine ama buna bir anlam veremiyordu. Hiç aklına gelmemişti böyle hesapsız ayrılık.
Orada kanadı kırık bir kuğu gibi öylece kalmıştı tek başına. Diğerleri güvenli yerlere, sıcak ülkelere kanat çırpmışlardı. Burada ona martılar arkadaşlık etmiş, biraz olsun hüznünü azaltmaya çalışmışlardı. Sonra turuncu şamandıra uzun günler süren uzun hikayeler anlatmıştı insana, denize, hayata dair.
Diyordu ki turuncu şamandıra, ''Hey üzülme sakın! Her hayatın bittiği yerde başka bir hayat başlar. Ve inan, bir gün gelecek sen hayallerine doğru yeniden yeni bir can dostuyla yelken açacaksın. Unutma umut olmazsa mutluluk da özgürlük de olmaz.''
Benzer Yazılar
Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.