Yeniden Denizle Buluşma

Uzuun zamanlar geçmişti ben sevgili denizimin üzerinde minicik bir tekne ile sularında kaymayalı. Anne karnına dönmüş cenin gibi hissettim. Yeniden denizde bir damlacık olduğumu. Huzuru, ruh dinginliğini...  Uzak durmak isteği değildi isteğim ama eski günler, o eski günlere eşlik eden milyonca anıdan kaçış idi...

 

Kasımın ortasında palamarı alıp sulara bıraktık kendimizi. Deniz değil de göl üzerinde gibiydik, hiç dalga yoktu o da sanki bana hoşgeldin der gibiydi.Teknemizin yarattığı hoş rüzgar yeniden ensemde dolaştırdı ellerini. Yeniden özgürlüğümü derinden hissettim. Şükür duydum o ana. Teşekkür ettim denizin bana küsmemiş olmasına. Bir anne gibi bağrına basmasına. Bir anne, evlat ne yaparsa yapsın hep affeder ve okşar ya başını öyle... Bir yere ait olmak sözkonusu ise işte ben buraya aitim. Dünya üzerinde ne aradığını bilmeden dolaşmak ahh ne acı bir şey bu... Nereye gitsen oraya ait olmadığın gerçeği yüzüne yüzüne vurur sert bir rüzgar gibi. Öyle işte... Karadan uzaklaşıp da içindeyken korkunç görünen manzara da adamakıllı güzelleşince daha bir özüm oldu. Güzelim kıyıları işgal etmiş ama şimdilerde çok az insana konaklık eden oteller onların kim bilir nereden getirdikleri bembeyaz kumsallar da tertemiz ve bomboş ama gülümseyen bir boşlukla selamladıktan sonra ben döndüm denize yine...

 

Yakamoz ışıklarını seyrettim bor yanıp bor sönen. Dünya tersine dönmüştü de sanki ışıklar gökte yanıp sönen yıldızlardı... Yıllar öncesinde yine bu koyda yazdığım ilk zaman yazılarım geldi aklıma. Yazıyı elle yazıp sonra fotoğrafları tab ettirdiğim, Ptt'ye gidip onları dergiye yolladığım zamanlar... Her bir kelime için ne kadar düşündüğüm, tam yerini bulması için ne uğraşlar verdiğim. Her bir koy anılarla dolu... Ben büyüdüm artık neredeyse yarım asırdır bu dünya üzerindeyim ve ne mutlu ki denizin tuzlu suyunu yuttum onunla bir olabildim. Eski bir dostla yeniden buluşunca neler hissederse insan aynı öyleydim. Bir çocuk kadar mutlu ve özgür ve hesapsız ve bir bilge kadar dingin... Suların maviliginde akıp gitmekti olan. Ardımızdan bıraktığımız iz ise pervanenin arkasından kalan iz kadar çabucak yitip giden....     

 

Deniz iyi ki varsın ve anladığım  hep olacaksın hayatımda. Ol sevgili denizim, hep ol. Ben hep sana kaçayım. Sende kendimi temize çekeyim, sende tüm günahlarım yıkansın. Biliyorum ne sonsuz öykülerin var senin. Anlat bana yine. Bana yine şu demir attığımız koy'un hikayelerini anlat. Hatta sen ve şu kocaman çam ağaçları ve rüzgar birlikte anlatın....

 

 

 

Benzer Yazılar

Bu yazıya benzer içerik bulunamadı.

Yorum Yap

Sosyal Medyada En Çok Bu Hashtag'lerle Arandık!