06.07.2022 - CROTONE
Sabah erken seyre çıkmayı seviyoruz. 60NM sonra pruvamızda Crotone var. Poseidon da bizden yana. Harika bir yelken seyri ile trim değiştirmeden Croton’a demir attık.
Vardığımız her yeni şehre dışarıdan bakıp tahminlerde bulunmayı seviyorum.
Üniversitede öğrenciyken hep buna evrildim. Baktığınız şeyin ötesini görmeye. Önce karşılaştığınız neyse şöyle bir bakmak ve ilk fotoğrafı çekip tahminde bulunmak. Öğretmenlik yaparken de hep bu duygumu sınav ettim. İlk fotoğraf ne kadar da önemli. Crotone kumsala yaslanmış yüksek binalı şehir görüntüsüyle çok da cazip gelmedi. Türkiye’de de hep gördüğümüz manzara bu. Şöyle bir fark var ki güney İtalya'da; insanlar denizden ve kumsaldan koparılmamış. Uzun kumsallarda insanlar dinleniyor, denize giriyor ve vakit geçiriyor. Öyle sıra sıra şezlonglar da yok. Hatta hiç şezlong yok. İnsanlar havlularını yaymış, piknik şemsiyelerini kuma saplamışlar ve denize girip vakit geçiriyorlar.
Güney İtalya hayallerimdeki, daha önce gördüğüm İtalya şehirlerinden veya izlediğim Sophia Loren filmlerindeki İtalya manzaralarından haylice uzak.
Denizden şehre varmadan üç büyük gaz platformu var.
Karaya çıktık. Pamir ve Pamuk teknede nöbetteler. Yunanistan’da ki kamuya açık şehir interneti İtalya'da yok. Aldığım Vodafone burada çalışıyor. İtalya’da WindTre de iyi çalışıyor.
Ufak tefek alışveriş yapmak ve biraz şehri keşfetmek istiyoruz. Güler yüzlü insanlar dilinizi bilmese de bir şekilde yardım etmek istiyorlar. Şarküteri görünce girdik ve kendimizi tezgahın arkasındaki dükkan sahibi ile sohbette ve peynirleri tadarken bulduk. Sanki İzmir’de ki hep alışveriş yaptığım şarküterideyim. Ev yapımı şaraplar şahane görünüyor. ‘Wino di casa’ diyorlar bu şaraplara. Kırmızısı, pembesi, beyazı. Fiyatlar da gayet iyi. Elimiz kolumuz dolu, peynirlerin çeşitli tatları ile keyiflenmiş çıktık dükkandan.
Sokakların arasında gezinirken balkonlarda asılmış çamaşırlar, oradan oraya seslenen insanlar, gülümsememe yanıt veren gülen yüzler tutuyor elimizi ve bilmediğimiz sokaklara doğru götürüyor bizi.
Büyük bir kilise, sıvaları eskimiş apartmanlar İtalya’nın turistik, şık şehirlerinde yarattığı dünyadan başka bir dünyada olduğumu anlatıyor.
Şarap, peynir ve harika ekmekle süslü bir hafif yemek ardından uyuduk.
Soluganlı bir gecenin arkasından sabah tekrar yol yapacağız.
07.07.2022 - LE CASTELLA
Le Castella Calabria bölgesinde küçük bir liman. Adı marina olan bir yer var ama salma derinliğine göre alıyorlar sizi. Zaten yer de yok.
Girişinde balıkçıların demirlediği beton iskeleye aborda olduk. Serene 2020 ve Ozi de arkamızdan geldiler. Ardıl bir şekilde bağlandık. Fırtına geldiği için seri bir şekilde yol almak istiyoruz. Burası ücretsiz. Pilot kitapta balıkçıların sorun çıkarmadığı yazıyor. Pamir teknede kaldı. Biz de arkadaşlarla botla mendireğin dışındaki kumsala yüzmeye gittik. Akşam dışarıda yiyeceğiz. Kumsalda otururken bir baktım mendireğin arkasından bir tekne geliyor. Ne kadar da Avare'ye benziyor derken gerçekten de bizim kız olduğuna karar verdik. Meğer balıkçılar gelmiş ve çıkın demiş. Pamir de toplamış halatları avara olmuş çaresiz. Tekrar iskeleye dönüp ikna çalışmalarından sonra üst üste aborda olduk. Arkamızdaki balıkçılardan da açmaz aldık. Bu sefer de teknede nöbette ben kaldım.
Herkes yemeğe gitti. Pamuk karaya bağlı olduğumuzda diğer tekneye veya karaya çıkmaya meyilli oluyor. Halbuki karaya çıkınca da hareketten ve sesten korkuyor. Kedi olmak böyle bir şey demek ki.
Bilgisayarla ilgilenirken o da kıçta uyukluyor. Öylece gözlerim kapanıvermiş. Bir çıtırtıyla sıçradım ki tepede bir başka kedi, bizimkinin kuyruğu sincap kıvamında kabarmış, olay çıktı çıkacak. Gayriihtiyari pist falan deyince o yavrucak da diğer tekneye sıçrayıp panik içinde karaya kaçtı. Sonra da üzüldüm. Ya o panikle denize düşseydi. Pamuk’un sakinleşmesi saatler aldı. Tısladı durdu. Kediciğin suya düşmemesi tesellim oldu. O arada Pamir'de geldi. Pamuk da yavaş yavaş yatıştı.
Pamir merkezde bir büst görmüş. Kaptan-ı derya Kılıç Ali Paşa’nın büstü. Meğer buralıymış Paşa. Küçükken devşirmişler. Osmanlı Venedik savaşlarında Osmanlı subayı olarak doğduğu topraklara karşı savaşmış. Hayat ne ilginç.
Serene 2020 teknesinin misafirleri, bizim de Amorgos adasında tanıştığımız ve beraber yol yaptığımız arkadaşlarımız Tuba ve Öncü kendi teknelerini almak için Slovenya'ya gidecekler. Burası ayrılma limanı aynı zamanda.
Bugün güzel bir yelken havası var. Pruvamızda da Roccella Ionica.
09.07.2022 - ROCCELLA JONICA
Ne güzel bir yelken seyri...Poseidon'a ricalarımızı sunuyoruz. Rüzgarları hep kolayımıza olsun diye.
Marina Porto delle Grazie’de kalacağız. Burası harika bir marina. Ofis çalışanları çok ilgili. Eyüp Oğan'dan bilgi de aldık. O da çokça methetti.
Tekneleri Lucky Luke burada kışlamış. İki gün marinada olmak fikri harika geliyor. 4-5 gündür gece konaklamalı seyirler yapıyoruz. Dinlenme fikri rüyalarıma girmiyor değil.
Marinada olunca da tekne işleri ile geçiyor zaman. E şehri de dolaşmak lazım. Temizlik tamam. Çamaşırlar da makineye atıldı. Marina çamaşırhaneleri gemicilerin okudukları kitapları bıraktıkları birer kütüphane adeta. Bir, iki kitap alıyoruz oradan. Bir, iki kitap da bırakıyoruz. Banyo faslı ile beraber akşam üzeri de oldu. Yemek yemeyi unutmuşuz. Dışarıda yiyelim dedik. 3 km kadar şehre güzel bir yürüyüş yolu var. Şehir ışıl ışıl. Herkes ailece eşleri, dostlarıyla sokaklarda.
Şehir uçsuz bucaksız bir kumsalla denizle buluşuyor. Eğlenceli bir lunapark, dar ve güzel sokaklar, restoranlar oldukça hareketli.
Kent meydanında masalar, tahta sandalyelerle dolu. Birine oturup bir şeyler atıştırıp tekneye döndük. Sakin, sessiz, temiz bir uyku bizi bekliyor. Yaşasın.
Marinadaki Türk bayraklı terkedilmiş, hırpalanmış, soyulmuş mülteci tekneleri ve marinanın arkasında kurulmuş mülteci kampı bizi üzdü. Bizim buraya gelme nedenimizle başka insanların buraya gelme nedeni ne kadar da farklı. Onlarınki tam bir yaşamda kalma mücadelesi ve kaçışın resmi. Hayat böyle tokatlar atıyor insana. “Ayağını denk al!” diyor. “Ülkene sahip olmazsan, başkaları sahip olur.” Kampta yattıkları sedye gibi yataklar, bebek arabaları, bebek bezleri... Mutsuzluğun ve umutsuzluğun resmini çizmişler adeta burada da.
Picasso Guernica resmi için “Ne güzel yaptınız” diyen subaya, “Ben yapmadım bu resim sizin eseriniz." demesi gibi. İnsanlık kötü bir sınav veriyor. Ve çizdiği bu resim oldukça çirkince, üzücü.
Ertesi gün biz hanımlar şehrin tepelerine doğru yürüdük.
İtalya’dayım hissine nihayet ulaştık. Ama çizmenin ayağından ayrılmaya az kaldı.
Taş binalar, basit pastaneler, barlar önünde ferforje sandalyelerin olduğu daracık sokakları olan bir yer burası. Şehirler böyle antikacılar sokağı gibi olunca arabalar da tarih sayfasından fırlamış gibi oluyor. Pırıl pırıl bir Fiat 500 bana sanki göz kırpıyor. “Hadi gel fotoğraf çektirelim.” diyor adeta. Fotoğraf çekince sahibi de üst kattan evinin penceresinden gülümsüyor.
Burada bazı pizzacılar büfe gibi. Bir tanesi bayağı meşgul. Paket servis yapıyor sadece. Pizzalarımızı alıp tekneye döndük. Bu gece alargadayız. Oldukça soluganlı bir geceye merhaba diyoruz ve tabi hoşçakal asude marina geceleri.
Sabah seyir var. Hadi uyku, sen solugana bakma. Çabuk gel.
12.07.2022 - BOVA MARİNA
Geceler soluganlı ama seyirler keyifli en azından. Apaz seyirle İtalya’nın güneyinden yol aldık. Messina Boğazı’na girmeyeceğiz. Sicilya'nın güneyinden devam edeceğiz. Bova Marina da Sicilya’dan önceki son liman. Alargadayız. Karaya çıkmayacağız. Ama tahmin edin bakalım gece demir yeri nasıl? ☺
Güney İtalya - Temmuz 2022
https://www.instagram.com/gulnurrtuzcuoglu?igsh=ZGUzMzM3NWJiOQ==
https://youtube.com/@SailingAvare?si=cbC3rO6YaEY7ZIGK
Yazı: Gülnur Payzanoğlu
Fotoğraflar: Gülnur - Pamir Payzanoğlu
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.