Ana Kucağı: Anadolu
Türk ulusunun geçmişten günümüze kadar uzanan tarihsel sürecinde Anadolu her zaman Türklerin ana vatanı olmuş, Türkler Anadolu’dan Dünya’nın çeşitli ülkelerine göç etmiş, ettirilmiş ve dağılarak dağıldıkları ülkelerde öz varlıklarını daima korumuşlardır. Bu sebeptendirki, Türklerin yani bizlerin ana yurdu Anadolu’dur.
Anadolu, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış fakat Türk’ün öz yurdu olma vasfını hiçbir zaman yitirmemiştir. Nice savaşlar yapılmıştır Türk’ün öz yurdunda. Sebepsiz de değildir. Tüm Dünya ülkelerinin hala Türkiye’ye karşı sürdürdüğü politika ve aymazlık ortadadır.
Tarihsel süreçte bazı tarihlerin çok daha fazla ön plana çıktığını görüyoruz. Her nedense birçok savaş da bu tarihlere denk gelmiş/getirilmiştir. Mesela Ağustos ayı. Yılın en sıcak aylarından birisidir. Askeri alanda, çok sıcak ve çok soğuk zamanlarda savaşmak özellikle de eski tarihlerde son derece mühim olmakla beraber savaşların kazanılıp kaybedilmesinde rol oynayacak kadar önemlilik arz ediyordu.
Geldiğimiz yüzyıla bakacak olursak, artık sıcak ve soğuk havanın askeri alanda daha doğrusu savaşların kazanılıp kaybedilmesinde doğrudan bir etkisini söylemek doğru olmaz. Şu andaki süreç tamamiyle ekonomiye dayalı olup güçlü olanın kazandığı ve güçsüzlerin ezildiği bir zaman dilimidir. Fakat Türk ulusu öyle bir ulustur ki Türkiye’yi ne ekonomik nedenler, ne iç savaş ne de emperyalist ülkelerin Türkiye’deki oyunları yıkamaz. Bunun örneğini geçmiş yüzyılda görüyoruz. Herhangi bir şekilde olacağını pek zannetmiyorum ama olur da Türkleri ana vatanından ayırmak isteyenler olursa karşılığını alacaklarından hiç şüphem yok. Çünkü Sevgili ATA’mızın da dediği gibi ‘’Her Türk savaşçıdır.’’
Türkiye’yi önümüzde çok güzel bir süreç bekliyor. Şu anda her ne kadar gerek ekonomik şartlar, gerek yapılanma süreçleri, gerek adalet yeterince Türk halkı için istenilen seviyede değilse de elbet bu düzen de değişecek ve Türk halkı hak ettiği şartlara kavuşacaktır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kaleme almış olduğu Gençliğe Hitabe elbetteki tesadüfen yazılmış bir hitabe değildir. Dikkatlice okuduğumuzda Ata’mızın bir kez daha öngörüsünün yüksek olduğunu söylemeye gerek bile duymuyorum. Türk Gençliği olarak bizden istenen; her zaman Türk’e yakışır hareket etmek, Türk’ün onurunu ve gücünü tüm Dünya’ya göstermektir. Hepimiz, her ne meslek yapıyor isek elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız hatta yapmak zorundayız. Unutmamalıyız ki Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, olmayacaktır da!
Bu yazımı; 30 Ağustos Meydan Muharebesi’nde onurlu bir şekilde savaşıp bugünlere özgür olarak kavuşmamızı sağlayan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm savaşan yiğit Türk gençlerine armağan ediyorum. Tüm Türk halkının 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene!
Yazı: Özge Durmuş / Yelkencinin Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.