Bir Tekne Transferi Kabusu

''Her ne kadar oluşabilecek olumsuz durumlar ön görülse ve hesaplansa da uzun seyirlerde asla risk alma!''

Merhabalar, ben Serhan Çiçek. Beni belki birçoğunuz Youtube kanalım “Sailing Liberosis” ve instagram hesabım “sailing_liberosis”den tanıyorsunuzdur.

Kırk dört yıllık Marmarisli, kendinden bir yaş küçük bir erkek kardeşi olan, sudan hiç çıkmayan ve en önemlisi de yaramaz bir çocukluk geçirmem sayesinde yelkencilikle ilkokul üçüncü sınıfta tanışan biriyim. Küçüklüğümden beri kardeşime yaptığım işkencelerden dolayı babam beni hem enerjimi atmak hem de tutkusu olduğum denizden kopmamam için beni yelken okuluna verdi. İlkokul üçüncü ve dördüncü sınıfın yaz tatillerinin tamamında optimist yelkenli teknelerle yelken eğitimi aldım. Buna ek olarak bolca yüzme ve dalma fırsatım da oldu. Yaz tatili bittiğinde sadece gözleri bembeyaz parlayan simsiyah bir çocuk oluyordum. Daha sonrasında yelken okulu kapandığı için devam edemedim. İlkokul beşinci sınıfı bitirdikten sonra da ortaokul, lise ve üniversiteyi şehir dışında okudum. Yani o dönemlerimde yelkencilikten koptum ancak içimden hiç atamadım.

Üniversite bitmiş artık çevre mühendisi olmuştum. İş hayatı beni bekliyordu. Hemen askerliğe başvurarak askerliğimi öne aldırdım ve askere gittim. Önümdeki bu engel de kalkmıştı. İş hayatına atıldım.

Daha yeni mezun ve yeni iş sahibi olarak hayalim ve hedefim hep kendime ait bir yelkenli teknemin olmasıydı. Ama hayaller her zaman bizlerin istediği zamanda gerçekleşmiyor. Bu arada yazları fırsat buldukça teknesi olan arkadaşlarımla yelken yapmaya çalıştım. 2021 yılında ise sonunda kendime ait ilk teknemi almıştım. 2006 model bir Bavaria 37 Cruiser. Hırvatistan’ da bütçeme uygun olan bu tekne, piyasa fiyatının altındaydı. Satıcı broker’la yazışmalarımızda teknenin hiçbir kusurunun olmadığı bilgisini almıştım. Kuvvetli bir sözleşme sonrasında kaporasını ödedim ve hem tekneyi görmek hem de surveyini yaptırmak için Hırvatistan’ın yolunu tuttum. Teknenin arması ve yelkenleri, diğer donanımları yeniydi. Biraz mobilyalarında kozmetik sorunlar vardı fakat motoru fena haldeydi. Sorunsuz çalışıyordu ancak her yerinden yağ kaçırıyor ve tatlı su soğutma sistemi pas içindeydi.

Tekneye hem kara hem de deniz surveyi yaptırdım. Survey raporu sonrasında da teknenin kabul edilemez kısmı sadece motoruydu. Survey raporuna istinaden teknenin fiyatında istemiş olduğum bir miktar daha indirim talebim kabul edildi ve satış işlemleri tamamlandı. Sıra geldi teknenin transferine. Teknenin motoru ile ilgili kafamda iki soru vardı. Motorun ağır bakımlarını yaptırıp bu motoru kullanmaya devam mı etmeliydim yoksa tamamen sıfır bir motor mu almalıydım? Ağır bakımlarını kesinlikle Hırvatistan’ da yaptırmak istemedim çünkü hem işçilik ve ustalıklar çok kötü hem de aylarca orada bekleme gibi bir lüksüm yoktu. Risk alıp teknenin rutin motor bakımlarını yaparak tekneyi bu motoru ile Türkiye’ye getirmeye karar verdim.

Hazırlıklarımızı ve kontrollerimizi yaptıktan sonra Pirovac Hırvatistan’dan iki arkadaş gece saat 00.30 gibi avara olduk. Hedefimiz Split’e ulaşmak ve oradan bir arkadaşımızı daha alıp yola devam etmekti. Motora fazla yüklenmemek için hafif bir rüzgar bile olsa sadece yelken seyri yapacaktık. Zorunlu olmadıkça motor seyri yapmayacaktık.

Tatlı bir rüzgar eşliğinde yelken seyri yapıyorduk. Yola çıktıktan yaklaşık bir saat sonra bir takım ada grubunun yakınından geçmeye başladık ve teknemizi ilerletmeye yetecek kadar rüzgar kalmadı. Motorumuzu çalıştırdık ve motor yelken seyre devam ettik. Bu şekilde yarım saat ilerledikten sonra takım adalar biter bitmez 20-25 knot civarında rüzgar esmeye başladı. Tekne broşa düşmeye başladı. Cenova yelkene camadan vurmak için dümende olan arkadaşıma motorun canının burnunda olmasından dolayı motoru kapatmasını, geniş apaz seyrine geçmesini söyledim. Geniş apaza geçtik, cenova yelkenimizi küçülttüm ve dümene, arkadaşımın yanına geldim. Bir baktım ki motoru kapatmamış, sadece rolantiye almış olduğunu ve motorun hararet ışığının yandığını ancak sesli ikaz vermediğini gördüm. Hemen motoru kapattım. Aşağı inip motora baktığımda anormal bir ısı artışı, motordan duman çıkması gibi durum olmadığını ancak genleşme tankında hiç su kalmadığını farkettim. Genleşme tankına antifrizli suyu ekledim ve bir saat kadar motorun soğumasını bekledim. 1 saat sonra denemek için motoru çalıştırdım ve egzozdan yoğun bir şekilde bembeyaz su buharı attığını gördüm. Hemen motoru kapattım ve tekrar motor dairesine indim. O kadarcık çalışma ile genleşme tankındaki suyun tamamen boşaldığını gördüm. Tekrar doldurdum ve yine bekledim. Bir saat kadar sonra tekrar denediğimde artık motor hiç çalışmıyor hatta marşa bile basmıyordu. Yapacak bir şey yoktu. Yelken seyri ile Split’te Marina Kastela’nın önüne kadar geldik. Privac’tan Split’e gelirken Split körfez girişinden önce saatlerce rüzgarsız kaldık. Hava kararmaya yakın tekrar başlayan 15 knot’luk rüzgarlarla kendimizi marina Kastela’ya attık. Palamarlar bizi botla çekerek yerimize yanaştırdı. Ertesi gün Volvo yetkili servisi çağırdık. Motorun ciddi sorunları olduğunu, tamir etmek yerine sıfır bir motor almanın daha iyi olacağını söylediler. Benim de gönlüm yeni bir motordan yanaydı açıkçası. Şanslıydım ki ellerinde sıfır motor vardı. Ertesi gün yeni motorumuz takıldı, deneme seyrimizi yaptık. Split’ ten çıkışımızı aldık ve Marmaris’e doğru yola koyulduk.

Tüm kontrollerimizi yapmış, hava tahminlerini detaylı değerlendirmiş ve motorla ilgili en kötü senaryoya hazırlıklıydık ancak yine de buradan çıkarılacak ders: Her ne kadar oluşabilecek olumsuz durumlar ön görülse ve hesaplansa da uzun seyirlerde asla risk alma!

Yaşadığımız maceranın youtube video linki:

https://youtu.be/P7v45Y5J_7U?si=QEBzX7_aRsKfIq7J

Youtube Kanal:

Sailing Liberosis

https://youtube.com/@sailingliberosis?si=G-jJ3BN7rSMkLpAz

Instagram:

Sailing_liberosis

https://www.instagram.com/sailing_liberosis?igsh=MTJoMnlncHVxMGJreg==

 

Konuk Yazar: Serhan Çiçek

Fotoğraflar: Serhan Çiçek arşivi

Yayına Hazırlayanlar: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap