Kendisi ile üsteğmen olduğu esnada Kalamış Amiral Fahri Korutürk marinasında Prof. Fatih Gorbon’un tasarımı olan Regatek A.Ş tarafından inşa edilmiş ‘’SARPA’’ adındaki yelkenlisi ile meşgul olduğu sırada tanıştık. O günden beri dostluğumuz sürekli gelişerek devam etti. Birbirimizin iyi ve kötü gününde hep yanında olduk.
Zaman içinde beni rahmetli babası (E.) Dz. Kıdemli Albay Özkul Aydın Beyefendi ile de tanıştırdı. Merhum Özkul Bey, Tufan’a benim için ‘’Sakallı ne yapıyor? Selam söyle’’ diyormuş. Tufan’da bana bu şekilde babasının selamını getirirdi. Zaman içinde Tufan annesi Yurdagül Hanım’ın çay davetinde beni annesi ile de tanıştırdı.
Tufan’ın çocukluğu İstanbul - Heybeliada’da geçiyor. Adının hikayesini de bana anlattı. Tufan’ın annesi Tufan’a hamileyken fırtınanın kuvvetli olduğu bir günde doğum sancısı tutuyor. Fırtınaya rağmen Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir işkampavya ile Maltepe’ye geçiliyor. Oradan Kasımpaşa Deniz Hastanesi’ne… Ve dünyaya geliyor. Fırtınalı bir günde doğduğu için Özkul Bey ‘’ADI TUFAN OLSUN’’ diyor. Aile tekrar Heybeliada’ya dönüyor. Günler, aylar, yıllar çabuk geçiyor. Aydın ailesi İstanbul’un Anadolu Yakası’na yerleşiyor. Tufan, Erenköy'de Zihni Paşa İlkokulu’nda eğitim hayatına başlıyor.
Özkul Bey, Tufan’ı 9 yaşında İstanbul Yelken Kulübü’ne kayıt ettiriyor. Tufan’ın yelken sevdası böylece başlıyor. Tufan kış eğitimlerini bile aksatmıyor, bütün eğitimlere katılıyor. Bir güns satılık bir su kontrplağından imal edilmiş optimiste rastlıyorlar. Tufan optimisti çok isteyince Özkul Bey, Tufan’ın bu isteğini kırmıyor, optimisti satın alıyor. Renault arabalarının üzerine yükleyerek Şarköy’deki yazlıklarına götürüyorlar.
Tufan optimistteki günlerini bana anlatırken ‘’O tekne benim için bir yelkenli kalyondan farksızdı. Açıklarda avlanan balıkçıların yanına kadar gidiyordum, balıkçılar hayretle bana bakıyorlardı. Şarköy’de meşhur olmuştum.’’ dedi.
Ortaokul, lise derken ardından Deniz Harp Okulu imtihanlarına giriyor. Deniz Harp Okulu’nu bitiriyor. Stajını TCG D351 Mareşal Fevzi Çakmak muhribinde yapıyor.
İlk görev yeri Foça’da bulunan TCG L402 Serdar tank çıkartma gemisi.
Tufan, şu anda Foça’da hayatına ve yelkenciliğe devam ediyor. Bu röportajı yaparken Foça’ya ilk geldiğimde herhalde karataşa basmışım ki yıllar sonra tekrar Foça’ya geldim.’’ dedi. (Karataş efsanesine göre “Her kim ki; Karataş'a basarsa içinde bir yerlerde Foça'ya yerleşme ve hep burada olma isteği doğar. Yolu nereye giderse gitsin, Karataş'a basan kişi bir gün mutlaka Foça'ya döner” deniliyor. Söylenene göre Karataş'a basan kişi, çok zorlanıp bir yerlere gitse de mutlaka Foça'ya dönüyor.)
Görev yerleri sırasıyla;
TCG D353 Adatepe Muhribi,
TCG DM357 Muavenet muhribi,
TCG D346 Alçıtepe muhribinde 2. Çarkçı,
TCG D352 Gayret muhribinde başçarkçı,
TCG D345 Yücetepe muhribinde başçarkçı
Yangın okulunda Eğitim Kısım Amiri
Derince Makine Sınıf Okulu, Sitimli Gemiler Makine Grup Başkanı
Seymen Kara Araçları Teknik Şube Müdürlüğü
İstanbul / Küçükyalı NBC Okulu Kimyasal Harp Uzmanı Öğretim Görevlisi
İstanbul / Pendik Tersanesi 800 Müdürü (Bu görevi esnasında Tufan’ın askeri tersanede görevli işçi olarak çalışan vatani görevi esnasında GAZİ olmuş vatan evlatlarına özel ilgi gösterdiğine bir ziyaretim esnasında bizzat şahit oldum.)
En son görev yeri ise İstanbul / Çayırbaşı’nda bulunan Marmara Boğazlar Sahil Güvenlik Komutanlığı idi. Deniz Kuvvetleri’nde 32 sene üniforma taşımış ve Dz. Kıdemli Albay rütbesi ile emekli olmuştur. Eşi de emekli öğretmendir.
Rahmetli amcası (E.) Dz. Yarbayı olup Kıbrıs Barış Harekatı’na TCG D351 Mareşal Fevzi Çakmak muhribi ikinci komutanı olarak katılmıştır.
Tufan’ın dedesi Kara Kuvvetleri Komutanlığı emrinde Kıdemli Piyade Albay olarak görev yapmıştır. Dikkat ederseniz dede, amca, baba ve kendisi olmak üzere tüm aile asker.
Bu zaman zarfında Tufan yelkenciliği hiç bırakmadı. Makine subayı olmamasına rağmen bana göre bir güverte subayı kadar bilgiye sahiptir. Günümüze kadar 14 tane yelkenli edindi, kullandı. Bakımlarını bizzat kendi yaptı. Geçmişte yelkenlilerinden bir tanesi Yalova’da bulunan Uludağ Üniversitesi’nin denizcilik bölümü tarafından satın alındı. Okul bu yelkenliyi bir süre eğitimde kullandı.
Tufan, şu anda kullandığı yelkenliyi İzmir’de satın aldı. Pala 8 tipinde polimarin yapımı ‘’Alize 35’’ adındaki yelkenli ile İstanbul Kurbağalıdere’de bir süre kaldıktan sonra yelkenlisini altı yıl önce Foça’ya götürdü. Koronanın yoğun olduğu dönemde yaşamına Foça’da devam etti. İki yıl önce ise Foça’ya temelli taşındı. Şu anda da yaz-kış demeden Adalar Denizi’nde yelken yapmaktadır.
Pala 8 Alize 35 Foça'da ara bakım için çıktığı çekek sahasında zehirli boyaya ve gövde pastasına yardımcı olan arkadaşı ile birlikte. Sağda Tufan Aydın.
Pala 8 Alize 35 Foça'da ara bakım için çıktığı çekek sahasında - Karina zehirli boyası yapılmış
Midilli Adası’na bildiğim kadarıyla yedi sefer yapmıştır. Tufan hiç insan ayrımı yapmaz, hayvan sevgisi çok yüksek, hiç kibir olmayan bir arkadaşımdır. Deniz Kuvvetleri’ndeki lakabı ‘’TUFİ’’dir. Birçok kişi Tufan’ı Tufi diye çağırır.
Aşağıda izleyeceğiniz video’da dümende ilerleyen yaşına rağmen Merih Yıldız, yanında Sat komandosu İz Metin ile birlikte 26 Kasım 2022 tarihinde seyir esnasında.
Tufan’a bu yazım vesilesi ile sağlıklı bir ömür ve denizlerde uzun yelken seyirli günler diliyorum.
Yazı ve Röportaj: B. Hulusi Gürbüz / Genel Yayın Yönetmeni
Fotoğraf ve Kamera: Tufan Aydın
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşu