Onlara da Ray-Ban Marka Gözlük Taktırırsan Görüntüleri Muhteşem Olur

Fotoğraf Milliyet Gazetesi Arşivi

 

Bazıları diyecek ki bu konunun yeri bu gazete mi?

 

Peki, onlara soruyorum ‘’Yelkenciler memleket sorunlarıyla hiç ilgilenmiyorlar mı, haberleri izlemiyorlar mı, yorum yapmıyorlar mı, vatan görevi yapmıyorlar mı?’’

 

Birçoğu yelken bilgilerinden dolayı vatani görevlerini bahriyeli olarak yapıyor. Okumuş, yüksek eğitim görmüş olup yabancı lisan bilenler Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde görev yapıyor.

 

Gelelim konumuza…

 

Bugün 4 Temmuz 2003 tarihinin 19’uncu yılı.

 

Hatırlayalım! 4 Temmuz 2003 tarihinde Irak’ın Süleymaniye kentinde ABD 173’üncü Hava İndirme Tugayı’na bağlı yüz otuzun üstünde asker, Süleymaniye’de bulunan Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait askerlerin bulunduğu binaya sis bombası atarak girdi. Türk timine Binbaşı (B.Y), Amerikan askerlerine de Albay William C. Mayville kumanda ediyordu.

 

Coni’ler, Türk timinde görev yapan 8 astsubayı, Binbaşı B.Y dahil baskın sonucunda kelepçelediler. Başlarına çuval geçirip Reo’larla Kerkük Havaalanı’na götürdüler. Bu olaylar cereyan ederken, Turgut Özal’ın iktidarda olduğu dönemde Türkiye Cumhuriyeti devletine ait diplomatik pasaport verdiği Celal Tabani’nin oğlu Bafel Talabani video ile çekim yapıyordu.

 

Coni’ler sizce bu operasyonu niye yaptı?

 

Amaçları Irak’ın ABD tarafından işgali sırasında başta Kerkük ve Musul olmak üzere bölgede demografik yapıyı değiştirmek, Türkmen ve Araplara ait kayıtları yok etmekti. Tapu ve nüfus büroları, bir zamanlar Turgut Özal’ın kucak açtığı peşmergeler tarafından yakılıp yağmalanıyordu. Conilerden (ABD) askerlerimizi geri aldıktan sonra edinilen bilgiye göre; Türkmenlere ait tapu kayıtlarını Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı mensupları, yok edilmeden ele geçirmiş ve kopyalamıştı. Kayıtlar, ABD askerlerinin baskın yaptığı binada muhafaza ediliyordu. Hatırlarsınız, o günlerde ki gazetelerde ofiste bulunan bilgisayarların ABD askerleri tarafından el konulduğu yazılmıştı.

 

ABD iddiasında; Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait binaya, Kerkük Valisi’ne suikast yapılacağı ve onu engellemek bahanesiyle geldiğini belirtmişti. Fakat olayın öyle olmadığı, ABD askerleriyle Celal Tabani’nin oğlu Bafel Talabani’nin tapu ve nüfus kayıtları için geldiği anlaşılmıştı. Tim Komutanı Binbaşı B.Y, Amerikalılar saldırdığı zaman ateş emri vermedi ve askerleriyle birlikte ABD’lilere teslim oldu. Çünkü dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ten ‘’Mukavemet etmesinler’’ emri gelmişti.

 

Bana göre Binbaşı B.Y’nin verilen emri dinlememesi gerekirdi. Çünkü çok bilgili ve donanımlı olan bir askerin insiyatif alması ve çarpışması gerekirdi. İnsiyatif derken verilen emir Türk toplumunun aleyhine sonuçlar doğuracaksa bana göre verilen emir dinlenmez. Bunun benzerleri Çanakkale cephesinde Ertuğrul Koyu'nda, Seddülbahir'de verilen emir dinlenmemiştir. 3000 kişilik Fransız tümenine karşı 200 Mehmetçik Seddülbahir'i terk etmemiş ve şehit olmuştur. Böyle bir geçmişi olan milletin evlatlarına da bu yakışırdı. Savaşmaları gerekirdi.

 

Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı mensuplarıyla geçmişte yaptığım görüşmelerde, aldıkları eğitim ile silah kullanmadan düşmanı bertaraf edeceklerini söylediler.

 

‘’Nasıl?’’ diye sordum. Görüştüğüm yüzbaşı ‘’Kulağını ısırararak koparırırım’’ dedi.

 

O zaman niye direnmediniz, niye çarpışmadınız, niye değerli bilgileri kaptırdınız?

 

Baktığım zaman Özel Kuvvetler Komutanlığı mensuplarının görünüşleri muhteşem. Fakat bana göre İstanbul sokaklarında geceleri çöp kutularından plastik toplayan babayiğit delikanlılar var. Onlara da askeri teçhizat verilse, Ray-Ban gözlükler verilse (Özel Kuvvetler mensuplarının büyük bölümü Ray-Ban marka gözlük kullanıyor) eline de MPT 76 verilse muhteşem görünürler.

 

On bir vatan evladı iki ülke arasında yaşanan diplomatik gerilim sonrası altmış saatin sonunda serbest bırakıldı. Bu olayların sonunda neler oldu?

 

Çuval olayı akabinde Özel Kuvvetler Komutanlığı, Genelkurmay Harekat Başkanlığı emrinden alınarak Genelkurmay II. Başkanlığı’na bağlandı. Özel Kuvvetler Komutanı Sadık Ercan, 2004 yüksek askeri şura son toplantısı kararları ile emekliye sevk edildi.

 

Özel Kuvvetler Kurmay Başkanı Abdullah Kılıçarslan, 2012 senesinde 28 Şubat davasından dolayı tutuklandı. 17 ay hapiste kaldı. 2018 yılında beraat etti.

 

BU OLAYLARDAN 1.5 SENE SONRA NE OLDU?

21 Ağustos 2004 tarihinde Türkiye’deki en üst düzey ABD askeri temsilciliği savunma iş birliği ofisinin komutanlığında görev yapan Hava Tümgenerali Peter Sutton, Almanya’ya yaptığı ziyaretten tekrar Ankara’ya dönmüştü. 9 Aralık 2004 günü Esenboğa Havalanı’na Peter Sutton’u karşılamak ve korumak için gelen ekipte Türk Silahlı Kuvvetleri Mensubu A. D’nin elinde taşıdığı MP5 silahından aniden seri halde çıkan 5 kurşundan biri Tümgeneralin sol topuğuna isabet etti. Peter Sutton, önce havaalanında sonra da özel bir hastanede tedavi gördü. Türk Askeri Savcılığı’ndan kayıtlara ‘’TOPUKTAN TÜRK USULU MÜDAHALE’’ kaza olarak geçti.

 

AMERİKA KALLEŞLİĞE DEVAM EDİYOR

 

Peter Sutton, Türk usulu topuğundan cezalandırıldıktan sonra 17 Aralık 2004 tarihinde Türk polislerinden oluşan özel harekat timi kara yoluyla Bağdat büyükelçiliğimizi koruma görevini devralmaya gittiği esnada ABD’nin kontrolündeki bölgede pusuya düşürüldü. Başkomiser Nihat AKBAŞ, komiser Bilal Ürgen, polis memurları Adem Çiçek-Bülent Kıranşal ve Süleyman Karahasanoğlu şehit oldular. (Bu yazım vesilesi ile şehitlerimizi saygı ve rahmetle anarken aziz hatırları önünde saygıyla eğiliyorum.)

 

DAHA BİTMEDİ

 

21 Aralık 2004 tarihinde uluslararası ajanslar, flaş koduyla haber geçtiler. Musul’daki ABD askeri üssüne roket ve havan toplarıyla düzenlenen saldırıda 24 ABD askeri öldü, 64 coni de yaralandı. Musul’daki bu saldırıda ABD askerlerinin bölgede ilk defa bu kadar büyük kayıp verdiği açıklandı.

 

Bugünü bana çuval olayını hatırlatan Yelkencinin Gazetesi istihbarat bölümünde görev yapan (İst.M/34-03) sicil numaralı, aranızda bulunan deneyimli yelkenci arkadaşıma çok teşekkür ederim. Yoğunluktan dolayı bugünü hatırlayamamıştım. Bu yelkenci arkadaşım çok deneyimlidir. Hatta Yelkencinin Gazetesi Halkla İlişkiler Müdürü Bihter Durukan’ın facebook’taki arkadaşları arasında bulunur. Bu kişiyi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Özge Durmuş, gazetemizin bağlı bulunduğu Doruk Ajans’ın şefi ve ben şahsen tanıyorum.

 

B. Hulusi Gürbüz

Genel Yayın Yönetmeni

Yapılmış Yorumlar (3)

Fatih Öztürk
04 Temmuz 2022, 23:30

Merhaba Hulusi Bey, Çok güzel bir yazı. Devlet 20 yıldır kaydediyor, yazılı, sözlü, görsel, işitsel, inanıyorum bir gün hepsinin hesabı sorulacak. 4 temmuz'dan hendek olaylarına oradan fetö terör örgünün darbe girişimine kadar oradan stratejik göç mühendisliği yapılarak memlekete doldurulan ışid-el kaideli teröristlere kadar hepsinin hesabı sorulacak.

Kemal Omay
05 Temmuz 2022, 19:41

Bildiklerim, gerçeklerin ancak yarısıymış. Çok faydalı bir yazıydı bu.

Doğan Gürbüz
04 Temmuz 2022, 23:47

Balık hafızalı bir toplumuz... Bunların hepsi toplum hafızasında unutulmuş olup, birkaç vatansever hatırlar. Bu nedenle bu hatırlatma yazısı iyi olmuş. Türk milleti dostunu düşmanını iyi tanıyıp kendine çeki düzen vermeli

Yorum Yap