Bir çocuk düşünün henüz ilkokul çağlarında. Yaz olması nedeniyle havalar çok sıcak. Lösemi tedavisi görüyor. Kış ve ilkbahar mevsimini hastahanede geçiriyor. Canı denize gitmek istiyor. Evin salonundaki bütün eşyalar bu sebeple kaldırılıyor ve salonun ortasına şişme havuz konuluyor. Banyodan hortumla havuz dolduruluyor. Alttaki komşu ise havuz patlarsa evinin su basacağından endişeleniyor. Delikanlı havuzun içine balıklama atlayınca havuz taşıyor, annesi hemen bezlerle yerleri kuruluyor. Maksat oğlu mutlu olsun.
Delikanlı, havuzda yüzdürmek için benden bir yelkenli yapmamı istedi. Bende 1969 senesinde Avşa Adası’na ilk defa gitmiştim. Oradaki balıkçı reislerinin çocuklarına direği olmayan donanımsız kayık yaptıklarını gördüm. Mahalledeki bakkaldan boş bir peynir tenekesi aldım. Alt tabanını keserek çıkarttım. Üst kapağını da kestim. Tenekeyi levha haline getirdim. Levhayı boyuna katlayarak iki eşit parça elde ettim. Pruvasını katlayarak yaptım. Pupasını da fotoğrafta gördüğünüz gibi katlayarak yaptım. Birde armasını (direk ve donanım) yaparak küçük ama fonksiyonel / dinamik modelimi bitirdim.
Gördüğünüz gibi çok güzel yüzüyor. Bir tane bir buçuk litrelik dolu su şişesi ile beraber beş yüz mililitrelik su şişesini de taşıyor.
Veee götürüp teslim ettiğim zaman kendisine verilen hediyelerin içinde en beğendiği hediye benim yaptığım yelkenli oldu.
Tabii sabırsızlıkla beklediği için çarmık ve ıstralyaları yapmış, ana yelken bumbası ve flokla ana yelkenini yapmaya fırsatım olmamıştı.
Günler çok çabuk geçti. Çok şükür delikanlı sağlığına kavuştu. Dilerim en kısa zamanda bütün hasta çocuklar da sağlığına kavuşur.
Yazı ve Fotoğraflar: B. Hulusi Gürbüz