Tirilye Rotasında Açık Deniz Eğitimi

Merhaba Sevgili Okurlar, yaklaşık 9 ay önce Hedef Yelken’de eğitmen olarak çalışmaya başlamıştım. Burada, okulun müfredatına uygun olarak temelden ileri seviyeye kadar yelken eğitimleri veriyorum. Bu eğitimlerin bir kısmı da Açık Deniz Eğitimi adını verdiğimiz Tirilye seyahatleri ile gerçekleştiriliyor. Bu seyahatler sırasında edindiğim izlenimleri ne zamandır sizlerle de paylaşmak istiyordum. Kısmet bugüneymiş.

 

Marinada buluşma ve kontroller / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

Konumuza, esas açık deniz eğitimlerimizden önce kısaca verdiğimiz eğitimlerden bahsediyim. Genelde eğitimlerimiz 4 kurdan oluşuyor. İlk kurumuz olan temel yelken eğitimlerinde 22 ft boyundaki Aira 22 model teknelerimiz ile temel yelken eğitimi veriyoruz. Bu eğitimde temel yelken teorisi ile birlikte rüzgarı kullanarak yelkenli bir tekneyi sevk ve idare etme eğitimi ile birlikte pratiklerini yaptırıyoruz. Bu dersi tamamlayan öğrencilerin önünde iki seçenek oluyor. Bir seçenek yarışçı olarak devam etmek ki bunun için balon dersleri veriyoruz. Bu iki kurdan mezun olan öğrenci yarış ekiplerine katılıp yarışlara girebiliyorlar. Benim asıl sözünü ettiğim 4 kurluk eğitim ise yelkenli yatçılık eğitimi oluyor, bunun sonunda da öğrenci yelkenli bir yatı ister yelken isterse motorla bir noktadan alıp başka bir noktaya götürebilecek seviyeye geliyor. Tabi ki denizde eğitim bitmez ve edinilen bilgilerin düzenli pratiklerle pekiştirilmesi ile birlikte karşılaşılan güçlüklere çözüm bularak yeni bilgiler de edinilmesi gerekiyor. Bunlar için de arzu eden mezunlara kaptanlı ya da kaptansız kiralama olanakları sunuluyor. Dört kurun ilki olan temel yelken eğitimini tamamlayan öğrenci artık yat eğitimlerini almaya hazır hale geliyor. Yat eğitimleri ise temel ve ileri yelkenli yatçılık olmak üzere iki kur dersi, boyları 32 ile 40 ft arasında değişen yelkenli yatlarımızda alıyorlar. Temel yelkenli yatçılığı bitiren öğrenci bir yelkenlide tayfa olarak görev alabilecek seviyeye gelirken ileri yelkenli yatçılığı bitiren öğrenci de bir yelkenli yatın kaptanı olabilecek seviyeye geliyor. Tabi ki ilave pratik ve tecrübe şart, bunu hiç bir zaman göz ardı etmemeliyiz. Son kurumuz olan açık deniz eğitimi ise yelkenli bir yatımız ile 48 saat süren konaklamalı bir eğitim yapıyoruz. Burada da öğrenilen bilgiler gerçek hayatta uygulanarak pekiştiriliyor. Tüm bu dört kurun tamamı “Açık Deniz Kaptanlığı” dediğimiz eğitimi oluşturuyor. 48 saatlik son kurun bir de 24 saatlik alternatifi var, o da “Kıyı Kaptanlığı” paketinin dördüncüsü oluyor. 48 saatlik eğitim Tirilye’ ye, 24 saatlik eğitim İstanbul Prens Adaları’na yapılan seyahatlerle gerçekleştiriliyor. Daha detaylı bilgiyi www.hedefyelken.com adresindeki siteden de edinebilirsiniz. Bu yazımızda 48 saatlik Tirilye seyahatlerimizden bahsedeceğiz.

 

Mehtapta gece seyri ile Madam Marta Koyu'na varış / Fotoğraf: Melisa Traşçı

 

 

Mehtapta gece seyri ile Madam Marta Koyu'na varış / Fotoğraf: Melisa Traşçı

 

 

Açık deniz eğitimlerinin eğitmenler arasında yeri ayrıdır. Her yeni eğitmen sırasıyla tüm kurları verebilecek seviyeye gelmek ister. 13 senesi yelkenlide olmak üzere 16 senelik tekne sahibi olarak, 3 ay gibi kısa bir sürede bu eğitimi verebilecek seviyeye geldim. Bilmek başka şey öğretmek başka şey. Daha önceki bir yazımda da dediğim gibi daha önce kendi teknemde “eğitim veriyorum” derken aslında bildiklerimi anlatıyormuşum. 

 

Kıçtankara için kıyıya halat çıkarma / Fotoğraf: Fatih Şenyüz

 

 

Kıyıya halat bağlama / Fotoğraf: Fatih Şenyüz

 

Kendi teknem olan Ahgumgum ile 6 sene önce eşim ve kızımla birlikte bir kere Tirilye’ye gitmiştim. İlk seyahatin verdiği acemilikle fırışka poyraz bir havada Küçükyalı’dan çizdiğim düz rotayı takip edip İmralı Adası ve Bozburun arasında yani poyrazın Marmara’da en şiddetli olduğu yerlerden birinde, pupa giderken boyumdan büyük dalgalarla mücadele etmiştim. Sonradan öğrendim ki böyle sıkı poyrazda önce Esenköy’e doğru seyir yapıp oradan kıyı kıyı Bozburun dönülerek Tirilye’ye gidilirmiş.

 

Kaptan Melis / Fotoğraf: Melisa Tıraşçı

 

 

Kaptan İlker / Fotoğraf: Melisa Tıraşçı

 

Açık deniz eğitimlerinin Tirilye’ye yapılmasının bir nedeni de Marmara Denizi’nde aşırı uzak olmayan başka bir açık deniz rotasının olmaması. Fenerbahçe marinaya mesafesi yaklaşlık 40 deniz mili. İlk açık deniz eğitimi atamam yapıldığında çok heyecanlandım. Bu nadide beldeyi tekrar görme fırsatım olacaktı bir yandan, diğer yandan da 48 saat boyunca tanımadığım ve birbirlerini de tanımayan 4 kişi ile aynı teknede seyahat edip konaklayacaktım. 

 

Kaptan Ali / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

48 saat sürecek eğitim birinci gün saat 18:00’de başlıyor. Öğrenciler bu saatte marinaya gelip tekneye yerleşiyorlar. Tabi bundan önce benim teknenin hazırlıklarını tamamlamam gerekiyor. Yakıt ikmali, dinginin hazırlanması, sistemlerin kontrolleri hep katılımcılar gelmeden önce yapılması gereken işler. Katılımcıların tamamlanması ile birlikte önce teknede tüketilecek olan yiyecek, içecek ve atıştırmalıklar için  yakında bulunan marketten alışveriş yapılıyor. İlk kez teknede konaklayacak olanlar için bu bile değerli bir eğitim. Teknede mevcut ocak ve buzdolabından da yararlanacağımız şekilde alışverişlerimizi yapıp tekneye dönüyoruz. Teknenin yola çıkmadan önce yapılması gereken kontrolleri ve ikmalleri de öğrencilerle birlikte yapıyoruz. İlk gecemizi marinada, ister teknede yemek yaparak istersek de civar restoranlardan faydalanarak karnımızı doyurduktan sonra konaklayarak geçiriyoruz. 

 

Kaptan Mattia / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

Ertesi sabah güneş doğmadan yaklaşık iki saat önce kalkıp çıkış hazırlıklarımızı yapıyoruz ve güneşin doğmasına yaklaşık bir buçuk saat kala marinadan ayrılıp Heybeliada Çam Koyu’na kısa bir gece seyri gerçekleştiriyoruz. Bu ana kadar olan kısmın alternatifi ise eğer öğrenciler isterse ilk akşam marinadan ayrılıp gece seyrimizi yapıp, Burgazada’da hep gittiğimiz ‘’İskele Çardak’’ restoranda akşam yemeğimizi yedikten sonra Heybeliada Çam Koyu’nda demirleyip geceyi alargada geçiriyoruz.

 

Kamera: Ali Çakıcı

Eğitimin ikinci kısmı ise Çam Koyu’nda demirle kıçtan kara olmak. Bunun için yanımızda getirdiğimiz dingiyi kullanarak, iki öğrenciyi karaya gönderip uygun bir kayaya koltuk halatını bağlatırken kalan öğrencilerle de demir atma ve kıçtan kara olacağımız mevkiye doğru manevra çalışmaları yapıyoruz. Bağlanma işlemlerimiz bitince sabah kahvaltımızı yapıp bir miktar dinleniyoruz. Hava güzel olursa öğrencilerimiz bazen dingi kullanmak yerine koltuk halatını karaya yüzerek götürmeyi de tercih edebiliyorlar. Dinlenme sırasında kağıt haritalar üzerinde navigasyon tekniklerini pratik ediyoruz. Daha sonra da teknemizde bulunan chartplotter ve yanımızda getirdiğimiz tablette yüklü olan Navionics uygulaması ile elektronik ortamda navigasyon tekniklerinin üzerinden geçiyoruz. 

 

Sıkı orsa mücadelesi / Fotoğraf: Serhan Koyuncugil

 

Kıçtan kara olma ve dinlenme faslı bitince saat 10:00 civarı Çam Koyu’ndan ayrılıp Tirilye’ye doğru yola çıkıyoruz. Önce gene kıyıya öğrenci yollayıp kıç halatlarını çözdürdükten sonra demir alıp koydan ayrılıyoruz. Yola çıkarken Tirilye balıkçı barınağında yerimizi ayarlayacak arkadaşı arayıp ya da mesaj atıp yaklaşık varış saatimizi bildiriyoruz. 

 

Kamera: Ali Çakıcı

Yaz zamanı genelde öğleden önce poyraz tam oturmadığından yolun bir kısmını motorla alıyoruz. Esenköy’e yaklaşırken poyraz da kendini göstermeye başlıyor ve yaklaşık iki ila üç saat arası süren bir geniş apaz/pupa seyri ile Bozburun’u dönüyoruz. Bazı seyahatlerimizde rüzgar hiç çıkmıyor ve yolculuk sıcakta epey bunaltıcı olabiliyor. Böyle zamanlarda Armutlu’ya yaklaşırken açıkta bir süre eğlenerek denize girip serinliyoruz. 

 

Kamera: Ali Çakıcı

 

Armutlu sonrası bir saat kadar daha seyir yaptıktan sonra yaklaşık saat 18:00 civarı Tirilye barınağına girip verilen tonozla teknemizi kıçtan kara bağlayıp biraz soluklanıyoruz. Artık güzel bir yemeği hak ettik değil mi? 

 

Tirilye Limanı / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

 

Çınar Butik Otel restoranı “the mekan” / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

Ağustos ekibimiz Tirilye’de akşam yemeğinde / Fotoğraf: Melisa Tıraşçı

 

 

Daha önce Tirilye seyahati yapmış olan baş eğitmenimizin tavsiye ettiği sahilde sıralı bulunan restoranlardan Çınar otelin restoranına kapağı atıyoruz. Eski bir Rum köyü olan Tirilye’de eski dokuyu ve ambiyansı da tadabileceğiniz bu mekanda gayet lezzetli yapılmış meze ve yemeklerimizi yerken birbirini tanımayan bizler bir anda kaynaşıp zevkli sohbetlere dalıyoruz. Yemek sonrası Tirilye içine doğru bir yürüyüş gerçekleştirip biraz da bu şirin beldeyi tanımaya çalışıyoruz. Aslında Tirilye içinde görülmeye değer tarihi yerler var fakat bizim bu eğitimlerimizdeki saatlerimiz buraları gezmeye pek fırsat bırakmadığından ana cadde olan İskele Caddesi’ni bir kere turluyoruz. Burada sağlı sollu birçok mekan var. Bunlar fırınlar, kahveler, zeytin mamulleri satıcıları ve küçük lokantalar genelde. Altı sene önceki seyahatimde bir tanesinde çok keyifli bir sabah kahvaltısı yaptığımı hatırlıyorum ama bizim son gün yola çıkışımız böyle bir kahvaltıya bile izin vermiyor maalesef. Bunun yerine yola çıkmadan önce birkaç katılımcı gidip yolda tüketmek üzere fırından yeni çıkmış poğaça, börek gibi yolluklar alıyorlar. Asıl üzerinde durmak istediğim yer ise İskele Caddesi’nde yaklaşık 600 metre ileride sağda bulunan, gene baş eğitmenimizin tavsiye ettiği Sevil Unlu Mamulleri. Lakin buranın en güzel mamulu tamamen doğal ve katkısız olan dondurması. Abartmış olmayayım ama Tirilye’ye sırf bu dondurmayı yemek için bile gidilebilir. Hatta bir keresinde konuya hakimiyeti üzerinde oldukça iddialı olan sahibi ile yaptığımız sohbet sırasında ikram ettiği “taze dondurma” dediği, yeni yapılmış ama henüz dondurulmamış dondurmanın verdiği hazzı anlatacak kelime bulamıyorum. Dondurmalarımızı yiyip çaylarımızı içtikten sonra geceyi geçirmek üzere tekrar limana teknemize dönüyoruz. Bir önceki geceden farklı olarak seyahatin verdiği tatlı yorgunluk arkası sakin ve lezzet dolu finalin ardından tatlı tatlı sallanan teknemizde güzel bir uyku çekiyoruz.

 

Tirilye limanda sabah vakti / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

 

Teknede kahvaltı / Fotoğraf: Melisa Tıraşçı

 

Ertesi sabah havanın da durumuna göre kahvaltımızı ettikten sonra dönüşe geçiyoruz. Burada asıl belirleyici olan kriter hava ve rüzgar durumu. Yaz mevsimine denk gelen seyahatlerimizin çoğunluğunda kuvvetlice poyrazda uzun bir orsa seyri yaparak dönüş yolculuğumuz gerçekleşiyor. Hemen hemen tüm katılımcılarımız, bu dönüş seyri sayesinde zorlayıcı orsa koşullarında özellikle dümen tutma ve yelken trimi becerilerini geliştiriyorlar. Orsa seyrinde fazla yatan teknede tuvalet ihtiyacı gidermek için ara ara “faça flok” yapıp tekneyi durduruyoruz ve düzeltiyoruz. 

 

Kamera: Serhan Koyuncugil

 

Acıktıkça ilk günden alışverişini yaptığımız atıştırmalıklarımızla açlığımızı bastırıp yolumuza devam ediyoruz. Havanın durumuna göre yaklaşık üç, beş saat sonra adalar görünmeye başlayınca mahallemize geldik diyoruz. Akşam 18:00 gibi marinaya varmayı planladığımızdan vakit kalırsa bir de Sivriada’ya uğrayıp demirle rıhtıma kıçtan kara ya da demirsiz aborda olma çalışmaları yapıp adada kısa bir yürüyüş yaptıktan sonra Fenerbahçe’deki marinamıza geri dönüyoruz. 

 

Kamera: Ali Çakıcı

 

Dönüş orsası / Fotoğraf: Serhan Koyuncugil

 

Sivriada molası / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

 

Sivriada kaşifleri / Fotoğraf: Ali Çakıcı

 

Temel yelken, temel yat ve ileri yat eğitimlerimizde öğrendiğimiz her şeyi uygulayarak pekiştirdiğimiz bu açık deniz eğitimimiz ile iki günlüğüne de olsa şehrin stresinden uzaklaşıp ilk açık deniz tecrübesini yaşayan katılımcılarımız, yorgun ama mutlu ifadeleri ile denizlerde tekrar buluşmak ümidi ile yanımızdan ayrılıyorlar. 

 

Haber: Fatih Şenyüz / Yelkencinin Gazetesi

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap