Sabah erkenden gelip motorun neden çalışmadığını araştırmaya koyuldum. Enjektör borularını söküp tıkalı bir yer var mı diye baktım, mazotun geldiğinden emin oldum. Enjektörleri boşta kontrol ettim hatta subapların sente boşluklarını kontrol ettim ki benim motorda 0.3 gözüküyor. Hiçbir yerde sorun gözükmüyordu. Tekrar topladım, tekrar tekrar denemeler yaptım, sonuç alamadım. Tekneyi indirirken bir başkasının tonoz halatını koparıp bağlamıştık, akşama kadar motor olmayınca dedim bari gideyim sahibine halat alıp tonozunu yeniden atayım. Buldum sahibini. Sonra bakarız dedi. Tamam deyip yine geleceğimi söyledim. Bir hafta sonra tekrar gittim, sorun değil dedi. Sağlam bağladıysan sıkıntı yok dedi. Parasını en azından vereyim dedim, istemedi. Restoran sahibiydi. Tekrar özür dileyip, teşekkür edip helalleştik. İlerleyen haftalarda motor için birkaç kere daha uğraştım, sorun nerede diye düşündüm durdum, bulamadım.
Bizim buralarda usta bulmak zor iş, teknenin yapımından bu zamana kadar iki usta çağırdım ama hiçbir sonuç alamadım ve biliyorsunuz bir sürü sorun yaşadım. Birkaç kişiyi aradım motora baksınlar diye ellerinde iş olduğunu, uzun bir süre gelemeyeceklerini söylediler. Biri de haftaya gelirim dedi, gelmedi. Yine iş başa düştü deyip motoru komple sökmeye kalktım. En üstten başladım sökmeye marş motoru, alternatör, enjektörler derken sıra üst kapağın açılmasına geldi. Kapağı açtığımda pistonlardaki yoğun pasla ve su ile karşılaştım. Pistonlar kilitlenmiş kalmıştı, egzozdan içeri deniz suyu girmiş. Daha önce neden böyle kitlendi diye birkaç yerden fikir almıştım. Onlarda denize indirirken içeri deniz suyu almış olabilir diye söylemişlerdi. İki aya yakın zamandır tekne, suya indikten sonra motor çalışmayınca hiç marşa basmadan durmasından kaynaklı pistonlar yoğun paslanmıştı. Komple pistonları sökmem gerektiğini düşündüm. Teknenin içinde makineyi sökmek istedim. Etrafımdaki insanlar ‘’Sen yapamazsın, bir şeyleri ters takarsın.’’ deyip beni bu işten caydırdılar. Usta bulmaya karar verdik, eniştem sağ olsun usta bulma konusunda uzman. Hemen ‘’Bizim tanıdık Mehmet var. O Paşabahçe’de ki balıkçı teknelerinin motorlarına bakım yapıyor, senin motoru da yapar.’’ dedi. ‘’Tamam’’ dedim. Baksın.
Motorun bütün parçalarını toplayıp eniştemin bodrumundaki atölyesine götürdük, usta orada toplayacaktı. Usta, motoru gördü. Contalarını, filtrelerini sipariş verdi. Pistonlar için segman siparişi verdi, eksik olan şeyleri yeniledi. Motoru toplaması bir buçuk ayı geçti. En sonunda topladı, çalıştırdı. Güzel çalışıyordu.
Anlaşmamız gereği motoru tekneye takıp, çalıştırıp, teslim edecekti ama öyle olmadı. Aradan iki ay daha geçti, bir türlü motoru takmadı. Her zamanki gibi iş başa düştü. Motor için araba ayarladım. Eniştem, yeğenim zorlana zorlana arabaya oradan da tekneye yerleştirdik. Teknenin motoru dökme demir olduğu için korkunç ağırdı. Volan dişlisi bile kendi başına 40 kg vardı. Şanzımanı ve volan dişlisini ayrı taşıdık, teknede montajını yaptım. Teknenin motoru albin dizel 10 hp bir motor, eskiler iyi bilir. Motorun beygiri küçük olsada kendisi 160 kg üstünde. Motoru toplandıktan sonra elektrik bağlantılarını yapıp ilk marşı bastık. Sonra ikinci, üçüncü, dört ,….., on, on beş derken akü bitti :) Bendeki heyecan, heveste de hayal kırıklığı oluştu...
Yazı - Fotoğraflar - Kamera: Sertan Sayın