Mavi Hayalin Peşinde Doğuştan Denizci Aile “Sailing Çekirdek”

 

Yelkencinin Gazetesi: Sizleri kısaca tanıyabilir miyiz?

Sailing Çekirdek: Doğuştan denizci olduğumuzu söyleyebiliriz. Evlerimiz hep denize kıyısı olan yerlerdeydi. Eşim uzak yol gemi kaptanı, ben kendisine kısaca “Süvari Bey” diyorum. 25 yıldır evliyiz ve bu yıllar içinde gemi ile beraber katıldığımız birçok seferimiz oldu. Artık yaz aylarımızı kendi sefer planımızı yaparak geçiriyoruz.

 

Y. G: Yelken ve tekne hayatınız nasıl başladı?

S. Ç: Ailemizin her zaman ya büyük ya da küçük teknesi oldu. Fakat maalesef hiçbiri yelkenli değildi. Gözümüz her zaman yelkenlilerdeydi. Çünkü bizim gözümüzde denize en çok yakışan yelkenli tekneydi. Bizim için özgürlüğü ifade ediyordu. Derken ilk minik yelkenlimizi aldık ve tam 5 ay marina ve limansız Marmaris Bozburun’a kadar alargada kalarak kıyıların haritasını çıkardık. Teknemizle girmediğimiz koy kalmadı. Bizim içinde güzel bir deneyim oldu.

 

 Y. G: “Sailing Çekirdek” ismi nereden geliyor? Teknenizi biraz tanıyabilir miyiz?

S. Ç: Çok kalabalık bir ailemiz yok. Kendimize hep “çekirdek aile” derdik. Hatta bu bizim lakabımız gibi olmuştu. O yüzden teknemizi ilk aldığımızda hiç düşünmeden adını “çekirdek” koyduk. İlk teknemiz özel yapım ve eşi benzeri olmayan donanımlı bir tekneydi. Yaptıran kişiyi çok tanımak istemiştik. Yıllar sonra kendisi ile tanışma şerefine eriştik. Bizim de tahmin ettiğimiz gibi teknesi gibi çok özel sağlamcı ve denizde şaka olmaz diyen bir insandı. Şimdiki teknemiz Bavaria 37 Cruiser! Ancak insan ilk teknesini unutamıyormuş. Küçükte olsa eski Çekirdek’imizi hala çok özlüyoruz.

 

Y. G: Teknede günlük rutininiz nasıl?

S. Ç: Teknede rutinimiz olsun çok isterdim ama maalesef hiçbir şey planlandığı gibi olmuyor. Örneğin tam demiri atıp bu gece rahat uyuruz derken hava esiyor ve sabahlıyoruz veya tamam hava harika rüzgâr bize kesin uyar deyip seyre çıkınca hava raporları tutmuyor. O yüzden o günün gerektirdiği neyse onu yaşıyoruz.

 

 Y. G: “Sailing Çekirdek” ile nerelere gittiniz? En sevdiğiniz seyir rotası ve bundan sonraki rotalarınız nereler?

S. Ç: Yalova Setur Marina’dan çıkıp Kekova Körfezi’ne kadar bütün koylara girip çıktık. En sevdiğimiz yer Bademli Kalem Adası ve Nergis Koyu oldu. Bu sezon da bazı Yunan adalarına gitmeyi planlıyoruz. Çünkü artık aynı yerler bize zevk vermemeye başladı. Herkes öyle mi bilmem ama biz ilk gittiğimiz yerlerde çocuk gibi mutlu oluyoruz. Keşif duygusunun vermiş olduğu zevki yaşamak anlatılamaz.

 

 

Y. G: Seyir sırasında karşılaştığınız en büyük zorluk neydi ve nasıl üstesinden geldiniz?

S. Ç: Tam teknemizi karadan indirdik ve bütün bakımlarını yaptık. Derken gece karanlıkta tur teknesinden düşmüş olduğunu tahmin ettiğimiz şezlong minderini fark etmedik. Teknenin pervanesine dolandı ve makinemiz stop etti. Öylece kaldık denizin ortasında!  Varış yerimize de yaklaşık 2 mil kalmıştı. Birimiz teknenin botunda birimiz dümende küçücük botla tekneyi çekerek emniyetli bir demir yerine götürdük. Daha sonrasında dalarak pervaneden 2 metrelik bir yatak çıkardık. Bu durum da maalesef şanzıman sistemine zarar verdi ve seferimizi sonlandırarak dönüşe geçtik. Bu olaydan sonra mecbur kalmadıktan sonra gece seyri yapmamaya karar verdik.

 

Y. G: Gelecek için hayalleriniz nelerdir, öğrenebilir miyiz?

S. Ç: Ortak hayalimiz, klasik olacak ama palamar halatlarını kesip dünyayı dolaşmak!

 

Y. G: Tekne sahibi olmak isteyenlere en önemli tavsiyeniz ne olur?

S. Ç: Tekne sahibi olmak isteyen arkadaşlar lütfen iyi bir eğitim almadan denizlere açılmayın. Hem kendinizi hem de bizleri tehlikeye atmayın! 

 

 

Y. G: Hayat mottonuz nedir?

S. Ç: Bizim en büyük şansımız birbirimizin en yakın arkadaşı olmamız! Hayat mottomuz ise her zaman yeni yerler görmek, keşfetmek ve sabit kalmamak!

 

Y. G: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

S. Ç: Eşim gemide seferdeyken evi kapatıp tam zamanlı teknede yasamaya karar verdim. İlk deneyimimi bu kış yaşadım ve artık beni kara tutuyor diyebilirim. Ömrümdeki en güzel kış mevsimiydi. Seyre ilk çıktığımızda (tabi o zamanlar miçoydum) jurnalimiz vardı. Büyük bir hevesle her gittiğimiz yeri, aldığımız yakıtı ve demirlediğimiz koyları saati saatine yazıyordum. Sonra baktım çok fazla yere girip çıkıyoruz ve ben unutuyorum. “Sailing Çekirdek” sayfasını o zaman açmaya karar verdim. Amacım günlük tutmaktı. Sonra Instagram sayesinde birçok yelkenciye ulaştık ve harika dostlar edindik.

 

Bu yoğun temponuzda bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.

 

Röportaj: Banu Demir / Yelkencinin Gazetesi

Fotoğraflar: Sailing Çekirdek Arşivi

Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.

Yorum Yap