Yelkencinin Gazetesi: Sizi tanıyabilir miyiz?
Esra Kahraman: 1970 yılı, İstanbul doğumluyum, İTÜ şehir planlama yüksek lisans mezunuyum. Uzun süre uluslararası gayrimenkul yatırım firmalarında üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra 2007 yılında kendi danışmanlık firmamı kurdum. İkiz kızlarım var. Mersin Kent Konseyi, TURAB ve daha birçok STK’larda aktif olarak görevdeyim. Mersin Rota Yelken Klubü Denizanaları Kadın Yelken Takımının kaptanıyım.
Y. G: Denizanaları maceranız nasıl başladı?
E. K: 2017 tarihinde kurulan, 2018 yılında yelken federasyonuna katılan ve 2019 IYFR olan Mersin Rota Yelken Kulübü, kurulduğu andan itibaren Başkan Cengiz Sönmez’in gençler, üyeler ve Mersin’e bu sporu sevdirmek için gösterdiği çaba ile önemli ve başarılı birçok organizasyona imza attı. Ben de bir kadın olarak vazife edindim ve 300km’den fazla sahil bandı olan Akdeniz kenti Mersin’de bir kadın takımı oluşturmak için harekete geçtim. Üyelerden ve dostlardan kalabalık bir gönüllü grubu kurduk. Bir araya geldiğimizde ismimizin ne olacağını tartıştık ve denizanası teklifini oy birliği ile kabul ettik. Ancak araya giren pandemi, kimi dostların kentten ayrılması, antrenmanlara katılma sürekliliğini gösteremeyenler ve tabi ki deniz tutmayanlar da elenince biz 5 arkadaş ısrarla ve zevkle bu işi devam ettirdik ve Mersin Rota Yelken Kulübü’nün ilk kadın takımı DENİZANALARI olduk.
Y.G: Neden denizanası?
E. K: Çevremizdekiler ve özellikle erkekler önceleri bu ismi çok yadırgadılar. Çünkü “Denizanası” deyince herkesin aklına gelenn kalıplaşmış o; şişman, çirkin imaj pek de parlak değildi. Oysa biz kadınlar toplumun ve özellikle erkeklerin bize dayattığı rol ve bedenlere inat, bunların çok ötesinde güzelliklere, güçlere, görev ve yeteneklere sahip olduğumuzu en güzel “Denizanaları” üzerinden anlatabiliriz dedik.
Çünkü denizanaları denizlerin sessiz çoğunluğudur, fazla kâle alınmayan hatta görmezden gelinen, eşşiz canlılarıdır. Çok güzel oldukları gibi, üstün yeteneklere sahip, her biri ayrı bir evren gibidir. Taki üstlerine basıncaya kadar… Canlarını yakmayın, karşılığını misli ile size ödetirler :)
Y.G: Her yarıştan kupa ile dönüyorsunuz. Hedefinize ulaştınız mı?
E. K: Elbette hayır. Bizim ana maksadımız kupa almak değil, tabi ki başarılı olmak da çok güzel. Ancak bu takımın yapmak istediği şeyler var.
-Kadının ister ise her şeyi başarabileceği,
-Kadınlara belirlenen sınırlar içinde değil kendi çizdiğimiz yolda yürüyebilme özgürlüğümüzün olduğu,
-Yaş ortalaması 50’nin üstünde; “torun torba sahibi evli barklı kadınlar” olarak, hayatın birçok alanından çekilmemizi isteyen toplumsal bir kabul var iken yaşamdan keyif alma, öğrenmeye devam etme ve öğretebilme, başkaldırabilme, “BEN” deme özgürlük ve haklarımızın son nefesimize kadar bizimle olacağını herkese ve özellikle genç nesillere gösterebilme aracı olarak seçtiğimiz bir yol oldu. Cumhuriyetin 100. yılında bu özgürlükleri en çok sahiplenmemiz gereken biz kadınlar, bu özel vatanın kadın ruhunu en iyi temsil eden şeyin sonsuz enginliklere yelken açmanın olacağına karar verdik,
-Ve tabi ki Mersin, Akdeniz’in incisi, sahip olduğu doğa güzellikleri, iklimi ve 321km sahil bandı ile bugüne kadar su ve deniz sporlarından uzak kalmış genç nesilleri, ufku hedefleyen, bilinmezlikleri ve dolayısı ile kendi sınırlarını keşfe çıkartan, özgür ve mücadeleci bireyler yetiştiren yelken sporu ile tanıştırmak, barıştırmak, Büyük Atatürk’ün dediği gibi kendi hür vicdanı hür bir nesil için, mavi vatanın Cumhuriyet çocukları için yola çıktık.
Y. G: Birazda katıldığınız yarışlarınızdan bahsedelim, kurulduğunuzdan beri kaç yarışa katıldınız, hangi ödülleri aldınız?
E. K: İlk yarışımız İstanbul Denizkızı Kadın Yelken Yarışları idi. Tecrübesizliğimiz, bazı teknik aksaklıklar vs. maalesef yarışta sonuncu olduk. Ama yarışa Anadolu’dan katılan tek kadın takım olduğumuz için Federasyon Başkanı bize cesaret ödülü verdi. Zaten vazgeçmeye niyetimiz yok idi ama bu dokunuş bizi daha da güçlendirdi ve ikinci sene katıldığımız Denizkızı Kadın Yelken Yarışında sınıfımızda birincilik kupasını Mersin’e kazandırdık.
3. yılımızda, bu sene Bosphourus Cup’a katıldık, birçok yerli ve yabancı profesyonel ve erkek egemen ekipler içinden biz yine tek kadın olarak sınıfımızda 6. olduk ve İstanbul Belediyesi yarıştaki tek kadın takım biz olduğumuz için bize İstmarin özel ödülünü verdi. Ve uluslararası yelken dergisi yazarı #James Boyd bizi tek kadın takım olduğumuz için www.sailmagazine.com sayfasında 3 gün süren yarış boyunca yazdı. Bu sesimizi uluslararası arenada da duyurabilmek için önemli bir adımdı.
Ve tabi ki 27-28-29 Ekim tarihlerinde düzenlenen Cumhuriyetin 100. Yılında Uluslararası Cumhurbaşkanlığı Yat Yarışı İstanbul ayağına katıldık. Sınıfımızda genel klasmanda 4’üncü, kadınlarda birinci olduk.
Kupa kaldırmak çok güzel ama bizi esas mutlu eden İstanbul merkezli bu büyük organizasyonlarda Anadolu’dan katılan tek takım ve Mersin’i kadın sporcular olarak temsil etmek, bunun bir parçası olmak ve başarabileceğimizi göstermek bizi bir sonraki yarışa hazırlayan en önemli motivasyon kaynağıdır.
Y. G: Bundan sonraki hedefleriniz ne olacak?
E. K: Elbette Denizanaları ve hedeflerini nefesimiz yettiği müddetçe yaymak olacak. Bu sene bir üniversite ile iş birliği yapıp yavru denizanalarını yetiştirmek istiyoruz. Seneye sadece İstanbul değil, Bodrum ya da Marmaris’te ki yarışlardan birine katılmak istiyoruz. Belki de Mersin’de bir yarış düzenleriz diyoruz.
Yeter ki İsteyelim…
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.