Merhaba Değerli Okurlar,
Bu yazımın konusu, Ekim ayının üst düzey etkinliklerinden biri olan “Bodrum Cup” üzerine olacak. Bu sene 35’incisi düzenlenen yarış için Genel Yayın Yönetmenimden “Bu süreci bir tekne üzerinden izleme” görevini aldığımda -niye yalan söyleyeyim- biraz korku, biraz da tedirginlik hissettim. Asıl mesleğimle temelden zıt olan bu konuya oldukça uzak olmamdı belki o tedirginliği yaratan. Ancak izleyerek hem öğrenme arzum hem de teknenin bir parçası olarak sürate gücümle katkıda bulunma anlayışı motivasyonumda belirleyici oldu.
Teknenin kıçında “The Wind Of Daphne” yazısını okuduğumda doğru adreste olduğumu anladım. Güverteye adım attığımda tarihler 16 Ekim 2023 saat 17.00’yi gösteriyordu. Teknenin sahibi ve kaptanı, M. Halit Özdamar ile tanıştığımızda toplam beş etaptan oluşacak yarışlar için tüm hazırlıklar tamamlanmış, Halit Bey'in arkadaşları teknede toplanmıştı. Bakıldığında, ekibin daha önce yarış atmosferini soluyan deneyimli kişilerden oluştuğu anlaşılıyordu. Dahası, her etap sonunda yorgun düşen ekibin bir sonraki etaba daha enerjik hazırlanmasını sağlamak üzere ekipte çok iyi yemek yapan deneyimli yelkencinin de yer aldığı görülüyordu. İlk bakışta biraz garip karşılanacak bu durum aslında -bence- yarışın en kritik ve görünmeyen arka planını oluşturuyordu. Gerçekten de yarış boyunca güvertede yer alan, tekneye yön ve sürat kazandırmakla görevli olanlar ne kadar can hıraş koşturdularsa, alt kattaki mutfakta bulunan deneyimli yelkenci ve mutfak konusunda yetenekli Veli Ilıkan da bu konudaki tüm birikimini olanca cömertliğiyle sergilemişti.
M. Halit Özdamar ve tekne ekibiyle tanışma sonrası, kaptan ile ertesi gün başlayacak yarış için son bilgilerin verileceği, sembolik “Başlama Çanı”nın çalınacağı yarış merkezine hareket ettik. 2023 yılının, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’ üncü yıl dönümü olması dolayısıyla organizasyon komitesi farklı bir uygulamaya gitmiş, yarışın başlangıç noktası olarak Atatürk’ün Dünya’ya gözünü açtığı Selanik’i belirlemişti. 13 yarışmacı tekne, Ata’nın doğduğu evin önünde, “her şeyin başlangıç noktası” anlayışından hareketle saygı duruşunda bulunmuş, daha sonra İstanbul’a gelerek Dolmabahçe Sarayı önünde Ata’ya bu kez burada “minnet” saygısını sunmuş, daha sonra da diğer etaplarda yarışmak üzere Bodrum’a dönmüşlerdi. Teknesi küçük, yüreği büyük bir yarışmacının, bu anlamlı ve uzun yolculuğa katılmak istemesi Bodrum Cup’ın bir başka özelliğiydi. Yolculuğu sırasında zaman zaman diğer büyük tekneler tarafından korumaya alınması, banyo ihtiyacı için bu küçük tekneye “abilerinin” yardımcı olması, bir yarışmanın sadece rekabetten ibaret olmadığını göstermesi açısından örnek nitelikteydi. Tören alanına kurulan dev ekrandan tüm izleyicilere, Selanik’te, Atatürk’ün doğduğu evde ve İstanbul Dolmabahçe Sarayı önünde gerçekleştirilen bu saygı duruşlarını içeren görüntüler izlettirildi. Son derece duygusal anları içeren bu görüntüler karşısında gözler buğulandı, yaşardı, Cumhuriyete güven, inanç bir kez daha ve kuvvetle tazelendi.
Yarış Merkezinde Brifing
T24 Temsilcisi Serdar Gündoğ(Solda) ve Kaptan Halit Özdamar (Sağda) ödüllerin önünde.
Açılış etkinlikleri sonrası, ertesi sabah başlayacak 1’inci etap için tüm tekne ekibi olarak erkenden istirahate çekildik.
17.10.2023 - 1’İNCİ ETAP, BODRUM-KÖÇEK ADASI-BODRUM
Erkenden uyanma ve kuvvetli bir kahvaltı sonrası tüm ekip yerini almıştı ve kaptandan gelecek talimatları yerine getirmek üzere hazırdı. Teknemiz Lagoon 46 tipi bir tekneydi. Ana yelkene ilave olarak farklı hava koşullarında kullanmak üzere bir cenova, bir de balon yelkenimiz vardı. Bu iki yelkenin rodaları çözülmüş, istenen tarafa açılmalarını kolaylaştıracak tüm önlemler alınmıştı. Teknenin bir parçası olma -deyim yerindeyse- “işin ucundan tutma” yönündeki görev talebim kaptan tarafından “ilk gün tüm olan biteni izleme” olarak belirlenmişti.
Etap başlangıcından bir görünüm
Tüm diğer sınıf teknelerin hareketinden sonra saat 11.45 sularında başlangıç çizgisinden kendi sınıf teknelerimiz olarak bizler de hareket ettik. Bodrum açıklarında başlayan etap yarışı ana hatlarıyla Köçek Adası’na varış ve tekrar Bodrum’a dönüşten ibaretti. Başlarda kafa kafaya süren mücadele, parkur üzerindeki hava koşullarının sürekli değişmesi sonucu her tekneyi farklı etkiledi. Birileri o bölgedeki rüzgarla yol alırken, bazıları uygun rüzgarı yakalayabilmek adına çabaladı durdu.
Yarıştan bir görünüm
Halit Kaptan (Ortada) hemen yanında Veli Ilıkan ve T24 temsilcisi Serdar Gündoğ (Sağda)
Parkurun ortalarına kadar iddiasını sürdüren teknemiz balon yelken mandarının aniden kopmasıyla hız kaybetti. Ancak kaptanın talimatları ve mürettebatın üstün gayretleriyle parkuru tamamlamayı başardı. Tekne marinaya bağlandıktan sonra hummalı bir çalışma başladı. İkinci Kaptan Tolga ekipmanlarını kuşanarak ana direğin tepesine çıktı. O kopan parçayı yerine monte ederken, aşağıda ekipten Ozan yelken halatının alt bağlantısını tamamlamaya çalıştı.
İkinci Kaptan Tolga, kopan balon mandarını onarıyor
Uzun bir çaba sonunda kopan balon yelkenimiz tekrar eski haline getirildi.
Balon mandarı onarımından bir görünüm
Gece, Veli Ilıkan’ın lezzetli yemekleri, günün kısa değerlendirmesiyle tamamlandı ve herkes ertesi günkü etap için dinlenmeye çekildi.
18.10.2023 - 2’İNCİ ETAP, BODRUM-ÇÖKERTME
Etap başlangıcından bir görünüm
Güne sabah saatlerinde yağan yağmurla başladık. O nedenle start öğle saatleri sonrasına sarktı. Bugün teknede sadece not tutup görüntü almıyorum. Artık ihtiyaç oldukça yelken açma kapama ve halat toplama-gevşetme işlerinde gücümü diğerleriyle paylaşmaya başladım. Halit Kaptan’ın yönlendirmelerine diğerleri gibi kendimi de uyarlayarak katkı vermeye çalışıyorum. Bu arada, yeni yeni ilgi alanıma girmeye başlayan yelkencilik konusunda aklıma gelen, takılan her soruyu zamanlı zamansız Halit Kaptan’a soruyorum. Bir yandan tekneyi sevk ve idare etmeye, bir yandan telsizden gelen komite mesajlarını izlemeye çalışan Halit Kaptan, merakımı anlayışla karşılıyor ve sorularıma detaylı yanıtlar veriyor. Böylelikle, “yelken” yarışlarının karadaki araba yarışlarından çok farklı olduğunu, aynı parkur üzerinde seyreden teknelerin o parkur üzerinde ortaya çıkan hava olaylarından farklı farklı etkilendiklerini, bu yarışın belirleyici kriterlerinden birinin aslında “şans” faktörü olduğunu anlıyorum. Sonraki günlerde, çevredeki tekneleri daha dikkatli gözlemlediğimde, aralarında fazla mesafe olmayan teknelerden birinin alıp başını giderken, diğerinin olduğu yerde dakikalarca beklediğini fark ettim. Hatta aynı sınıf olmalarına rağmen, aralarındaki tasarım, donanım gibi detayların bile tekne performanslarını olumsuz ya da olumlu yönde etkilediğini öğrendim. Benim açımdan en alıcı ve yaşamsal nokta, yarış sırasında tüm teknelerin motorları susmuş olması gerekirken, eğer ihtiyaç olur da bir tekne acil gerekçelerle motor çalıştırmak zorunda kalırsa bunu bizzat kendisinin komiteye bildirmesi gerektiğiydi. Yani her teknede hakem yoktu. Hakem bir anlamda teknenin kendi kaptanıydı. Varsa bir hatası bunu dürüstçe komiteye, hakeme kendi bildirecekti.
Birbirine çok yaklaşarak çatışma tehlikesi yaşayan guletler. İçlerinden biri telsizle komitedeki hakemi arayarak zorunluluk nedeniyle motor çalıştırdığını belirtti.
Hemen her spor dalında var olan, sporcunun tepesine dikilip açığını, hatasını kollayan bir hakem anlayışından, insana değer veren ve etik davranışı ön plana çıkaran bir hakem anlayışına… Sanırım yelken sporunun en sevdiğim yanı bu oldu.
Yarıştan bir görünüm
Tabi ki önce “Can güvenliği”
Broş tehlikesi atlatan bir tekne
Bu parkuru üçüncü sırada tamamlayıp Çökertme Koyu’na kıçtan kara bağlandık.
35'inci Bodrum Cup 3'üncü, 4'üncü ve 5'inci etaplar ile ilgili haberler bir sonraki manşetimizde yer alacak.
Yazı-Fotoğraflar: Levent Dinçer
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Kuruluşudur.