Recep Yıldız'ın denizciliğe başlama hikayesinin başlangıcını aşağıdaki bağlantılardan okuyabilirsiniz.
https://yelkenciningazetesi.com/bir-tutkunun-pesinde-1-bolum
https://yelkenciningazetesi.com/bir-tutkunun-pesinde-2-bolum
https://yelkenciningazetesi.com/bir-tutkunun-pesinde-3-bolum
Kristiansen & Mandal:
Gulfstream akıntısının bu bölgeye etkisi sebebiyle deniz suyu göreceli olarak sıcak. Güneyde Akdeniz suyu sıcaklığına benziyor.
Norveç’te Oslo dışında nüfusun çoğu sahil şehirlerinde ve kasabalarda yaşıyormuş. Balıkçılık ve çiftçilikle uğraşırlar. Norveçliler Avrupa’da en uzun yaşayan insanlardır, doğaya yakın ve iç içedir. Pek çoğu denizde yaşarlar ve ölürler. 400 bin Norveç bayraklı tekne kayıtlıdır. Kuzey Denizi petrol gelirleri vardır. Sokakta rastladığınız hemen herkes İngilizce konuşur ve sizi güler yüzle yanıtlarlar.
30 Mayıs’ta İstanbul’dan Oslo’ya uçup sonrasında da bir şekilde Kristiansen’e gelip bize katılacak arkadaşımız da gece yarısından sonra tekneye ulaşması ile 31 Mayıs tarihinde sabah kuzeye doğru seyahatimiz devam edecek.
31 Mayıs Perşembe sabahı Kristiansen’den ayrıldık ve Mandal’a 29 mil yolumuz var. Hava raporu kuzeyden 20 knot rüzgar ve kaba dalga gösteriyor ama yaklaşık 4 saatlik yolda biraz hırpalanmayı göze aldık. Ana yelkeni 1. camadana kadar açtık ama rüzgar tam pruvamızdan olunca fazla bir yararı olmadı. Motorla 1500 d/d ortalaması ile 7.5 knot hızla 4 saat sonra Mandal’a vardık. Ada ve adacıkların yoğun olduğu Mandal’a 10 mil derinliği olan bir Fiyort ağzındaki bir marina öncesinde sahil güvenlik botu arkasında karaya aborda olduk.

Mandal, Kristiansen ile Stavanger’in tam ortasında ve Norveç’in en güney noktasında konumlanmış 14 bin nüfuslu bir şehir. 18. yüzyılda Hollanda’nın meşe ve gürgen kereste isteği artınca, ihtiyacı karşılamak amacıyla Mandalselva, Salmon Nehri ağzında kurulmuştur. Marinası, evleri, dükkan ve kafelerinin hemen tamamı nehir ağzında ve sahilin her iki tarafında sıralanmıştır.
Batı yakasındaki eski şehir; şık ve dar sokakları, iki yanında sıralanmış şık dükkanları, kafe ve restoranları ile genel olarak daha güzel dokuda ve daha çok gelişmiştir. Nehir üzerindeki köprü alçak olduğundan ancak dingi ile yukarılara çıkılabilir. Devasa gri granit kayalar üzerlerinde ve genelde de bu bölgelerde beyaz renge boyanmış betonarme üzerinde yalı baskısı gibi ahşap kaplamalı bahçeli evler göze çarpıyor. Tamamen ahşaptan imal edilmiş evlerin sayısı da az değil. Genellikle eski evler bu şekilde inşa ediliyormuş.
Kafe ve dükkanlar hafta içi oldukça tenha. Akşama doğru ortalıklarda da fazla dolaşan yok. Sadece Cuma ve Cumartesi akşamları hemen herkes barlara ve restoranlara akın ediyor ve insanlar gece geç saatlere kadar bağıra çağıra eğleniyorlar.
Bölge geçimi; balıkçılık, ahşap işleri ve kerestecilik. Hayvancılık ve tarım da azımsanmayacak düzeyde yaygınmış ama daha çok kıyıdan uzak dağ yamaçlarına doğru olan alanlarda yapılıyormuş.


Bugün balık markete gidip taze ayıklanmış, pişirilmeye hazır beyaz etli İngilizce adı “COD” olan balıktan aldık. Yanında da haşlanmış ve yemeye hazır küçük karides söğüşlerden. Fiyatları İstanbul’a göre oldukça ucuzdu. Akşama şarap eşliğinde balık ziyafeti ile karidesli salata yaptı kaptan. Keyifliydi. Şarabımız da ta Şili’den güzel bir beyaz şarap idi.
Alkol tüm Norveç’te sınırlı yerlerde satılıyor, miktar sınırlamaları var ve çok pahalı. Alkollü içecekler daha önce çok daha pahalıymış ama son yıllarda fiyatları ciddi olarak azalmışmış.
Mandal’da her yıl üç festival yapılıyor. Haziran’da Jazz ve MidSummer festivalleri, Ağustosta da “Sea Food” festivali. Burada deniz o kadar insanlarla bütünleşmiş ki kültürlerinin her kademesinde deniz veya denizle ilgili bir şeyleri görmek mümkün. Mandal’da şehrin büyüklüğü ile zıt, oldukça büyük sayılabilecek bir kültür merkezleri var. İçerisinde sinema, tiyatro ve konser salonları ile kafe ve restoranlar varmış ama biz gitmedik.
Norveç’in şu ana kadar gördüğümüz tüm güney sahillerinde deniz suyu gibi nehir suları da çok kirli görünümlü, oldukça koyu, çoğunlukla da koyu yeşil renkli. Kesinlikle 5 metre suda bile dip görülmüyor. Balık tutanları görünce Mustafa da, aldığımız çapari benzeri oltamızı karides yemi takıp denize atınca beş dakika içinde irice yarım kiloluk bir alabalık yakaladı. Devamı gelir diye düşündük ama kısmet bu kadarmış.

Tüm Norveç’te denizde her türlü avlanmak serbest, öğrenebildiğimiz kadarı ile herhangi bir kısıtlama yok ama kara avcılığı çok sıkı denetleniyor ve yasaklar ciddi izleniyormuş. Onun için de herkesin yüzü denize dönük. Gördüğümüz her yerde insanlar inanılmaz ölçüde denizci. Hemen her evin önünde iskele ve tekne var. Her mahallede de barınak ve/veya “Finger marina “ dedikleri şekilde tekne park alanları var. Norveç’te 40 feet üzeri tekne ile gelmek tam bir işkence, marinalarda yer bulamıyorsunuz ve genelde yük gemileri vs.’lerin olduğu yol boyunca bağlanabiliyorsunuz ama bu durumda da ne elektrik ne de su ihtiyacınızı karşılayabiliyorsunuz.
Devlet tüm Norveç kıyıları boyunca insanların yaşamasını teşvik amacıyla yol, su ve elektrik hizmetleri yanı sıra arsayı da bedava verip insanların ucuza ev sahibi olmalarını sağlıyormuş. Böylece sahiller boyu dağılmış insanlar aynı zamanda da ülke bekçiliği yapmış oluyor. Bunu şu ana kadar gördüğümüz tüm Güney ve Güney batı sahillerinde görmek mümkün.
Hava muhalefeti sebebi ile Mandal’da kalışımızı zorunlu olarak ötelemek zorunda kaldık. Bu bölgede rüzgâr, kuzeybatıdan geldiğinden rüzgâr ile birlikte de kaba dalgalar yol almamızı zorlaştırıyor. Stumstrad’dan Kristiansen’e gelirken 30-42 knot arası rüzgâr ve beraberinde kaba dalgası ile şiddetli yağmur tüm gece boyunca bizi iyice hırpaladı. Onun için bu defa daha sabırlı davranıyoruz.
Kristiansen’e gelerek bize katılan arkadaşımızı da Oslo’ya dönmek üzere yolcu ettikten sonra tekne içi malzeme yerleştirmelerimiz halen devam ediyor. Ellös’ta alelacele karton kutuları ile yerleştirdiklerimizi yerleşim yerlerine uygun aldığımız plastik kaplara aktarmaya devam ediyoruz. Tekne içi yavaş yavaş düzene giriyor.
Mandal’da iskele günlük bağlama elektrik ve su dâhil 250 Kron/30€ ödedik. Tüm bu sahillerde güvenlikten tekne sahibi sorumlu, isteyen herkes bağlama alanlarına girebiliyor, sınırlama yok. Zaten tüm yol kenarlarını bağlama alanı olarak kullanıyorlar, Marina değil de iskele demek lazım. Ödemeler de hemen yakındaki paramatiklere yapılıyor. Tekne ile ilgili bilgiler, tekne ölçüleri, ne kadar kalacağınız her şey size bağlı. Norveç’te kaldığımız süre içinde de hiçbir denetlemeye rastlamadık, devlet vatandaşına güveniyor.

Mandal’da Marna veya Snekker dedikleri ve balıkçılar için ideal olan ahşap tekne üretimi eskiden beri devam ediyormuş. Gövdenin ahşap tahta sarmaları 12 cm genişliğinde yalı baskısı gibi yapılıyor.

Kasaba içinde bir dükkan önünde üç kişilik grev masası görünce yanlarına seyirdik, gözcülerin üçü de turuncu grev önlüklerini giymiş kadınlardı ve aralarında devamlı konuşuyorlardı ama hafta sonu hem cumartesi hem de pazar ne grev masası kaldı ne de gözcüleri.
Batıya doğru ilerledikçe fiyatlar da artıyor. Şu ana kadar en pahalı yer burası oldu, bundan sonrasına da bakacağız. Deniz ürünleri satan mağazalar İngiliz Kaptan Brain’ e göre Southapmton’a göre en az üç kat daha pahalı imiş. Pariteye vurunca hemen her şeyleri gerçekten bize göre de en azından iki kat daha pahalılar.
2 Haziran Cumartesi sabahı 05:00’te Egersund’a gitmek üzere Mandal’dan ayrıldık. Yaklaşık 8-9 saat sürecek 60 millik yolumuz var ve akşama doğru rüzgar sertleşecek diyor “UGRİB Weather” hava raporu.
Denizciler için güvenilir bir hava raporu kaynağı bu. www.ugrib.com'dan üyelik bilgilerinizi doldurup kaydolmanız gerekiyor ama sonrasında tamamıyla ücretsiz hizmet veriyorlar ve internete girebildiğiniz herhangi bir yerden tüm Dünya için geçerli ve seçeceğiniz herhangi bir bölgenin yedi günlük gelecek hava raporunu bilgisayarınıza indirip sonrasında da istediğiniz zaman açıp bakabiliyorsunuz. Herkese şiddetle öneririm.

Mandal - Egersund arası yaklaşık 60 mil, ancak bu bölgede kuzeyden devamlı esen rüzgar kaba gibi bizi de hırpalıyor tabi. 12:00’den sonra sertleşen rüzgar 35 knot’ı aşınca son 10 mil yolu ancak iki saatte alabildik. Yolda dalga serpintileri Hardtop üzerinden aşarak center kokpit’te bile etkili olunca Hardtop seçimimin ne kadar isabetli olduğunu da anlamış oldum.
Konuk Yazar: Recep Yıldız
Fotoğraflar: Recep Yıldız Arşivi
Yayına Hazırlayan: Doruk Ajans / Yelkencinin Gazetesi Arşivi