Yeni anılarımın yolcusu diye uğurlamıştım teknemi.
Güzel anılar biriktireceğimi düşünüyordum ama pek öyle olmadı maalesef. Bundan sonra anlatacaklarım denizde ya da teknede yaşama hevesi olan, hayalleri olan insanların belki biraz hevesini kırabilir ama ben yaşadıklarımı anlatmak zorundayım. Karşılaştığım zorluklar belki de benim bilgisizliğimin eseridir belki de aceleci yapımın bana geri dönüşü… Bu yaşadıklarım sizlerin başına da gelecek diye bir algı olmamalı. Bu benim hikayem :) Bahtsız bedevi Karadeniz’de.
Tekneye dönecek olursak tekneyi suya indirdik. Ağabeyim, eniştem ve yeğenlerim yardıma gelmişlerdi. Tekneyi indirdikten sonra ‘’Vinç operatörüne direği de dikmemiz lazım, iki dakika kaldırıp dikelim.’’ dediğimde ‘’Bizi gör, hallederiz.’’ demişti. Bizim insanımızda sinekten yağ çıkarma genetik bir hal aldı. Dedim ‘’Sen kaldır, hallederiz.’’ Yeterki artık teknemle suda açılayım. Bütün yorgunluklar, yılgınlıklar geride kalsın.
Direği diktik, hemen çarmıh tellerini bağladım. Pupa ve pruva bağlantılarını da bağlayıp sağlama aldım.
Tekneyi demirleyeceğimiz yere beş yüz metre civarı uzaktan indirmiştik. Tekneyi demir yerine götürmek için marşa bastım, motor çalışmadı . Sarsıntıdan hava yaptığını düşündüm. Sonrasında defalarca denememe rağmen çalışır gibi oldu ve çalışmadı. Orada bayağı uğraştım. Havasını al, mazotu pompala… Hızlı çalışsın diye manifodtan atel bile sıktım ama nafile. Karada her gün 15-20 dakika çalışan motor çalışmadı.
Komşum Mehmet ağabey yardıma gelmişti. Aynı zamanda onunda gezi teknesi o limanda demirdeydi. Dedik ‘’Senin tekneyle götürelim. Sonra bakarız neden çalışmadığına. Sağ olsun hemen geldi, bağladık tekneyi. Tam çekeceğiz tekneyi bu seferde çekecek olan tekne başka bir teknenin tonoz halatına dolandı, pervanesi sıkıştı. O yorgunlukla atladım suya, bir bıçak aldım. Önce kesmeden kurtarmaya çalıştım, çok uğraştım olmadı. Teknenin altındaki kekamozlar, midyeler kafamı, sırtımı ve kollarımı parçalamıştı. Daha fazla gücüm kalmayınca kestim ipini, pervaneden kurtardım. Sonra da iki ipi birbirine çok güzel bir sistemle bağladım. Denizden çıktığımda nefes almakta zorlanıyordum. Pervaneyi kurtarınca hava da tam kararmadan kendi tonoz halatımın olduğu yere çektik. Allahtan sabahtan tonoz halatımı bağlayıp ön hazırlık yapmıştım. Tekneyi sağlama aldıktan sonra herkes evinin yolunu tuttu.
Ben tekneyi bırakamadım bir türlü. Herkes gittikten sonra eşim ve ben tekneye bindik. İçeride otururken ben son kontrolleri yaptım. İçerisi su alıyor mu, vanalar kapalı mı, direk sağlam oldu mu? Çok şükür hiç bir yerden su almadı.
Ben uğraşırken eşim bizleri düşünüp balık ekmek yaptırmış. Sabahtan beri bir lokma bile yemediğimi unutmuş işlerin heyecanına kapılmıştım. Hayatımda yediğim en güzel balıktı. Birbirimize bakıyor, teknenin içini seyrediyor, espiriler yapıp gülüyorduk. İçimden ‘’Bu benim, eserim ve artık bir yelkenlim var.’’ dedim.
Tekneyi sağlama aldıktan sonra günün yorgunluğuyla evlerimizin yolunu tuttuk. Yarın sabahtan gelir tekrar nerede sorun olduğuna bakarız diye kararlaştırdık. Kendimi yorgun ve hevesi kırılmış hissediyorum.
Yazı ve Fotoğraflar: Sertan Sayın